Bab Özgürlüğüne, Onlar Hayallerine Kavuştu
Fırat Kalkanı Harekatı'nın kavşak noktalarından Bab şehri, terör örgütü DEAŞ'tan temizlenmesinin ardından huzur arayan yöre halkının yeni adresi oldu Harekatın simge şehri Cerablus'un ardından altyapı ve üstyapı eksiklerinin giderilmeye başlanmasıyla bölgenin ikinci güvenli limanı olacak şehir, coğrafi konumu dolayısıyla hem iç savaşın sürdüğü bölgelerde yaşayan hem de Türkiye'de geçici barınan Suriyeli ailelerin ilgisini çekiyor 14 kişilik ailesiyle Bab'a yolculuk yapan Muhammed: 'Oradaki insanlarla konuştuk, rahat olduklarını söyleyince biz de Bab'a gitmek istedik. İnşallah rahat yüzü göreceğiz. Orada iş imkanı da varmış. Bir iş bulup ailemin nafakasını çıkaracağım'
KEREM KOCALAR - Fırat Kalkanı Harekatı'nda Cerablus'tan sonra ikinci önemli kavşak noktası Bab şehri, terör örgütü DEAŞ'tan temizlenmesinin ardından huzur arayan yöre halkının yeni adresi haline geldi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) desteklediği Özgür Suriye Ordusunca (ÖSO) yaklaşık 7 ay önce başlatılan harekat kapsamında DEAŞ terör örgütünün önemli merkezlerinden biri olan ve uzun süren çatışmaların ardından özgürleştirilen Bab ilçesine, güvenlik sorununun ortadan kaldırılmasıyla dönüşler de başladı.
Harekatın simge şehri Cerablus'un ardından altyapı ve üstyapı eksiklerinin giderilmeye başlanmasıyla bölgenin ikinci güvenli limanı olacak şehir, coğrafi konumu nedeniyle hem iç savaşın sürdüğü bölgelerde yaşayanların hem de Türkiye'de geçici barınan Suriyeli ailelerin ilgisini çekiyor.
Terör örgütü DEAŞ'ın kontrolündeyken nüfusu 20 bine kadar gerileyen ilçede geçen ay ÖSO birliklerine geçmesinin ardından yaklaşık 80 bin kişi yaşamaya başladı. Bab'a açılan yollarda hemen her gün onlarca kamyonet üzerinde toplayabildikleri birkaç parça eşyayla seyahat eden aileler, hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
- Bab’a yolculuk
Güven ve huzur umuduyla Bab’ın yolunu tutan ailelerden biri de 14 kişilik Muhammed ailesi.
Rejimin yanı sıra terör örgütleri PYD ve DEAŞ'ın zulmü nedeniyle Halep'e bağlı Tel Aran köyünden yaklaşık 3 yıl önce kaçarak güvenli bölgelerde hayata tutunmaya çalışan aile, umutlarıyla beraber eşyalarını da yükledikleri kamyonetle daha önce hiç görmedikleri Bab’ın yolunu tuttu. İki gün sürecek yolculuğun ardından ilçeye ulaşacak aile fertleri, akrabalarının desteğiyle buldukları eve yerleşerek yeni bir yaşamın penceresini aralayacak.
Kendi ülkesinde mülteci konumunda bulunan aile fertlerinden Abdurrazak Ubeyd Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce çiftçilik yaparak geçimlerini sağladıklarını söyledi.
İç savaşın başlamasının ardından ÖSO'ya katıldığını, köylerinin Esed rejimin eline geçmesiyle işkence gördüklerini ve köyden kaçmak sorunda kaldıklarını anlatan Muhammed, önce Münbiç'e ardından daha güvenli bölgelere yerleştiklerini ifade etti.
Daha sonra Bab'ın ÖSO birliklerince özgürleştirildiğini duyduklarını ve oraya yerleşmeye karar verdiklerini aktaran Muhammed, 'Oradaki insanlarla konuştuk, rahat olduklarını söyleyince biz de Bab'a gitmek istedik. İnşallah rahat yüzü göreceğiz. Orada iş imkanı da varmış. Bir iş bulup ailemin nafakasını çıkaracağım.' dedi.
- 'İnsanlara zulümde birbiriyle yarışıyorlar'
Yaşlı anne ve babasının yanı sıra hem kendisinin hem de kardeşinin ailesinin göç yolculuğuna katıldığını anlatan Muhammed, şunları söyledi:
'Biz Suriye'deki tüm grupları gördük. Bence PYD, rejim veya DEAŞ, hiçbiri birbirinden farklı değil. İnsanlara zulümde birbiriyle yarışıyorlar. ÖSO ise farklı. En azından onlar bizim evladımız ve bizim içimizden çıkan insanlar. Bize yardımcı oluyorlar. İnşallah bu ülkenin tamamı bir an önce huzura kavuşur.'
Kaynak: AA
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) desteklediği Özgür Suriye Ordusunca (ÖSO) yaklaşık 7 ay önce başlatılan harekat kapsamında DEAŞ terör örgütünün önemli merkezlerinden biri olan ve uzun süren çatışmaların ardından özgürleştirilen Bab ilçesine, güvenlik sorununun ortadan kaldırılmasıyla dönüşler de başladı.
Harekatın simge şehri Cerablus'un ardından altyapı ve üstyapı eksiklerinin giderilmeye başlanmasıyla bölgenin ikinci güvenli limanı olacak şehir, coğrafi konumu nedeniyle hem iç savaşın sürdüğü bölgelerde yaşayanların hem de Türkiye'de geçici barınan Suriyeli ailelerin ilgisini çekiyor.
Terör örgütü DEAŞ'ın kontrolündeyken nüfusu 20 bine kadar gerileyen ilçede geçen ay ÖSO birliklerine geçmesinin ardından yaklaşık 80 bin kişi yaşamaya başladı. Bab'a açılan yollarda hemen her gün onlarca kamyonet üzerinde toplayabildikleri birkaç parça eşyayla seyahat eden aileler, hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
- Bab’a yolculuk
Güven ve huzur umuduyla Bab’ın yolunu tutan ailelerden biri de 14 kişilik Muhammed ailesi.
Rejimin yanı sıra terör örgütleri PYD ve DEAŞ'ın zulmü nedeniyle Halep'e bağlı Tel Aran köyünden yaklaşık 3 yıl önce kaçarak güvenli bölgelerde hayata tutunmaya çalışan aile, umutlarıyla beraber eşyalarını da yükledikleri kamyonetle daha önce hiç görmedikleri Bab’ın yolunu tuttu. İki gün sürecek yolculuğun ardından ilçeye ulaşacak aile fertleri, akrabalarının desteğiyle buldukları eve yerleşerek yeni bir yaşamın penceresini aralayacak.
Kendi ülkesinde mülteci konumunda bulunan aile fertlerinden Abdurrazak Ubeyd Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce çiftçilik yaparak geçimlerini sağladıklarını söyledi.
İç savaşın başlamasının ardından ÖSO'ya katıldığını, köylerinin Esed rejimin eline geçmesiyle işkence gördüklerini ve köyden kaçmak sorunda kaldıklarını anlatan Muhammed, önce Münbiç'e ardından daha güvenli bölgelere yerleştiklerini ifade etti.
Daha sonra Bab'ın ÖSO birliklerince özgürleştirildiğini duyduklarını ve oraya yerleşmeye karar verdiklerini aktaran Muhammed, 'Oradaki insanlarla konuştuk, rahat olduklarını söyleyince biz de Bab'a gitmek istedik. İnşallah rahat yüzü göreceğiz. Orada iş imkanı da varmış. Bir iş bulup ailemin nafakasını çıkaracağım.' dedi.
- 'İnsanlara zulümde birbiriyle yarışıyorlar'
Yaşlı anne ve babasının yanı sıra hem kendisinin hem de kardeşinin ailesinin göç yolculuğuna katıldığını anlatan Muhammed, şunları söyledi:
'Biz Suriye'deki tüm grupları gördük. Bence PYD, rejim veya DEAŞ, hiçbiri birbirinden farklı değil. İnsanlara zulümde birbiriyle yarışıyorlar. ÖSO ise farklı. En azından onlar bizim evladımız ve bizim içimizden çıkan insanlar. Bize yardımcı oluyorlar. İnşallah bu ülkenin tamamı bir an önce huzura kavuşur.'