FETÖ'nün medya ayağı hakim karşısına çıkıyor
FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik, aralarında 'fuatavni' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa, Ünal Tanık, Oğuz Usluer, Atilla Taş, Ufuk Şanlı, Hanım Büşra Erdal'ın da bulunduğu 25'i tutuklu, 2'si firari 29 sanığın yargılanmaları yarın başlıyorİddianamede, Said Sefa hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 22,5 yıla kadar, diğer 28 sanık hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.
ENES CAN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda aralarında Atilla Taş, Oğuz Usluer, Bülent Ceyhan, Ünal Tanık, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ufuk Şanlı ve Hanım Büşra Erdal ile 'fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa'nın da bulunduğu 25'i tutuklu 29 sanık yarın hakim karşısına çıkıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından, terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ilk iddianamede, örgütün medyayı algı operasyonları için nasıl kullandığı anlatılarak, örgütün bizatihi yetiştirdiği ve medya içerisine yerleştirdiği şahısların örgüt lehine nasıl propaganda yaptıkları ve eylemleri tek tek sıralanıyor.
İddianamede, terör örgütünün sosyal medyadaki hesaplarından ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa, kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan ''Rotahaber'' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız şüpheli sıfatıyla yer alıyor.
Sanıklar hakkında, açık kaynak taramaları, TMSF kayıtları, MASAK raporu, ByLock sorgulamaları, şüpheli ifadeleri, tanık beyanları, arama tutanakları, dernek ve vakıf kayıtları ile HTS dökümlerinin delil olarak yer aldığı iddianamede, sanıklardan yazar Ufuk Şanlı ile televizyoncu Oğuz Usluer'in örgütün şifreli haberleşme programı olan ''ByLock'' kullanıcısı olduğu belirtildi.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık Bülent Ceyhan'ın ise ikametgahında yapılan aramada 1 dolar bulunduğu ifade edilen iddianamede, Ceyhan'ın Türk Hava Kuvvetlerine ait Yüzbaşı rütbeli askeri üniforma ile fotoğrafının tespit edildiği yer aldı.
- Tasfiye sürecinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalıştı
İddianamede, sanık Hanım Büşra Erdal'ın örgüt tarafından TSK'nın üst düzey komutanlarının tasfiye edilip örgüt mensuplarının yerleştirilmesi sürecinde yazdığı yazılarla tasfiye sürecinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalıştığı aktarıldı.
Erdal'ın attığı twitlerle bu kişilerin ailelerinin tepkisini topladığı belirtilen iddianamede, örgütün yaptığı soruşturma ve açtığı davaların, devleti ele geçirme amacı taşıdığı tespit edilip soruşturmalar başlayınca sanık Erdal'ın bu soruşturmaları ''kumpas'' olarak nitelendirip halk nezdinde itibarsızlaştırarak örgüt adına faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
'FETÖ tarafından kurgulanan hayali bir örgüt ortaya atılmış, adına 'Ergenekon Terör Örgütü' denmiş, bu hayali örgütle ilgili basın yayın üzerinden iyi kurgulanmış metinler defalarca tekrar edilmiş, sosyal medyada böyle bir örgüt varmış gibi paylaşımlar yapılmış, örgütle iltisaklı köşe yazarları da bir anda örgüt medyası ile paralel yazılar yazmaya başlamıştır. Toplumda uyanan tehlikeli bir örgüt algısı üzerine, 'Ergenekon soruşturmalarına!' toplumsal destek sağlanmış ve hedefteki kişilere karşı yapılan operasyonlara tepkisellik engellenmiştir. 19 Ocak 2011 tarihinde Zaman gazetesi, Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasını işleyerek, ABD Büyükelçisine atfen 'Ergenekon dünyanın neresinde olsa yargılanır' haberini yapmıştır.'
Sanık Ünal Tanık'ın sahibi olduğu ''Rotahaber'' internet sitesinde FETÖ'nün söylemlerini sık sık topluma duyurduğu ve örgütün kara propaganda hesabı olan 'fuatavni' hesabına yazılar yazdırılıp paylaşımlarını topluma ilettiği anlatılan iddianamede, ''Buna rağmen resmi kurumlarca talep edildiğinde 'fuatavni' ile ilgili herhangi bir hesap veya kimlik bilgisini vermemiştir. Algıya yönelik Rotahaber ile ilgili çok sayıda tespit, dosya arasındadır. Bu şekilde örgüt adına algı faaliyetlerinde bulunarak ve örgütün kara propaganda hesabı kullanıcısının bilgilerini resmi kurumlardan gizleyerek, şüphelinin örgüt üyesi olduğu kanaatine varılmıştır.'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Kamuoyunda 'Şike operasyonu' olarak bilinen operasyonda görevli üst rütbeli emniyet mensubu Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç ve diğer şüphelilerin kullandıkları telefon hatları ile Zaman gazetesinin bünyesinde bulunduğu Feza Gazetecilik AŞ'ye ait telefonlar arasında sık sık görüşmeler olduğunun tespit edildiği de vurgulanan iddianamede, böylece örgütün emniyet içindeki mensuplarıyla basın içerisindeki mensuplarının birlikte, aynı amaca yönelik hareket ettikleri kanaati oluştuğu ifade edildi.
İddianamede, 17 Aralık sözde yolsuzluk operasyonunun, basında da eş zamanlı algı operasyonu ile devam ettiği ve bu bağlamda 18 Aralık 2013 tarihli bazı gazetelerde 'yolsuzluk ve rüşvet operasyonuymuş' gibi anlatım yapıldığı kaydedilerek, ileriki zamanlarda da gazetelerde algının sürdürüldüğü aktarıldı. Örgütün kapatılan kanalında yayınlanan 'Şefkat Tepe' dizisinde 11 Ocak 2014'te yapılması muhtemel MİT tırları operasyonuyla ilgili konuların işlendiği de vurgulandı.
-''Örgütün amaçları doğrultusunda haber yapmayana baskı''
İddianamede, soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenilen 3 kişinin ifadesinde, şüpheli Abdullah Kılıç, Bülent Ceyhan ve Oğuz Usluer'in bir dönem görev yaptıkları Habertürk'te örgüt adına çalıştıkları ve örgüt lehine haber yaptıkları belirtilerek, bu kişilerin ayrıca örgütün amaçları doğrultusunda haber yapamayan gazetecilere baskı kurduklarını iddia ettikleri kaydediliyor. Tanık Y.Ç'nin ifadesinde, bir süre sonra Radikal gazetesinden şüpheli Abdullah Kılıç'ın Habertürk'e haber koordinatörü olarak atandıktan sonra kurumun örgütün haber kanalı gibi çalışmaya başladığını anlatarak, zaman zaman da olmamış olayları son dakika olarak girdiklerini ve bu olayların sonradan gerçekleştiğini söylediği anlatılıyor.
-''Fuatavni'' hesabının kurucusuna ağırlaştırılmış müebbet
Özellikle Gezi Parkı olayları esnasında sosyal medyanın Türkiye'de çok etkin kullanılabildiğinin görüldüğü ve FETÖ açısından ise 17-25 Aralık sonrası süreçte algı oluşturulması açısından sosyal medyanın etkin şekilde kullanıldığına işaret edilen iddianamede, örgütün sosyal medyada çok sayıda propaganda hesabı olmasına rağmen özellikle 'fuatavni' adıyla kullanılan hesabın, tüm diğerlerini de kapsayacak şekilde sembol haline geldiği ve örgütün yayın, dedikodu yöntemiyle yaptığı algıyla aynı konuların eş zamanlı bu hesapta da işlendiğinin özellikle dikkat çekici bulunduğu aktarıldı.
Hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa'nın, terör örgütünün sosyal medyadaki propaganda aracı olarak kullandığı ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu belirtilen iddianamede, sanık Sefa hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
-Medya yapılanması soruşturması sürüyor
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince 13 Şubat'ta kabul edilen iddianamede, diğer 28 sanık hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. Sanıklar yarın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında hakim karşısına çıkacak. Duruşmalar 28, 29, 30 ve 31 Mart'ta sürecek.
Öte yandan, bu açılan davanın dışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik soruşturmalar ise tüm hızıyla sürüyor. Söz konusu bu soruşturmalar kapsamında, ''fuatavni'' hesabını Said Sefa'dan sonra kullanan şüpheli ile örgütün mensubu olduğu tespit edilen şüpheliler hakkında işlem yapılarak ikinci bir iddianamenin yazımına geçileceği öğrenildi.
Kaynak: AA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından, terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ilk iddianamede, örgütün medyayı algı operasyonları için nasıl kullandığı anlatılarak, örgütün bizatihi yetiştirdiği ve medya içerisine yerleştirdiği şahısların örgüt lehine nasıl propaganda yaptıkları ve eylemleri tek tek sıralanıyor.
İddianamede, terör örgütünün sosyal medyadaki hesaplarından ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa, kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan ''Rotahaber'' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız şüpheli sıfatıyla yer alıyor.
Sanıklar hakkında, açık kaynak taramaları, TMSF kayıtları, MASAK raporu, ByLock sorgulamaları, şüpheli ifadeleri, tanık beyanları, arama tutanakları, dernek ve vakıf kayıtları ile HTS dökümlerinin delil olarak yer aldığı iddianamede, sanıklardan yazar Ufuk Şanlı ile televizyoncu Oğuz Usluer'in örgütün şifreli haberleşme programı olan ''ByLock'' kullanıcısı olduğu belirtildi.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık Bülent Ceyhan'ın ise ikametgahında yapılan aramada 1 dolar bulunduğu ifade edilen iddianamede, Ceyhan'ın Türk Hava Kuvvetlerine ait Yüzbaşı rütbeli askeri üniforma ile fotoğrafının tespit edildiği yer aldı.
- Tasfiye sürecinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalıştı
İddianamede, sanık Hanım Büşra Erdal'ın örgüt tarafından TSK'nın üst düzey komutanlarının tasfiye edilip örgüt mensuplarının yerleştirilmesi sürecinde yazdığı yazılarla tasfiye sürecinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalıştığı aktarıldı.
Erdal'ın attığı twitlerle bu kişilerin ailelerinin tepkisini topladığı belirtilen iddianamede, örgütün yaptığı soruşturma ve açtığı davaların, devleti ele geçirme amacı taşıdığı tespit edilip soruşturmalar başlayınca sanık Erdal'ın bu soruşturmaları ''kumpas'' olarak nitelendirip halk nezdinde itibarsızlaştırarak örgüt adına faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
'FETÖ tarafından kurgulanan hayali bir örgüt ortaya atılmış, adına 'Ergenekon Terör Örgütü' denmiş, bu hayali örgütle ilgili basın yayın üzerinden iyi kurgulanmış metinler defalarca tekrar edilmiş, sosyal medyada böyle bir örgüt varmış gibi paylaşımlar yapılmış, örgütle iltisaklı köşe yazarları da bir anda örgüt medyası ile paralel yazılar yazmaya başlamıştır. Toplumda uyanan tehlikeli bir örgüt algısı üzerine, 'Ergenekon soruşturmalarına!' toplumsal destek sağlanmış ve hedefteki kişilere karşı yapılan operasyonlara tepkisellik engellenmiştir. 19 Ocak 2011 tarihinde Zaman gazetesi, Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasını işleyerek, ABD Büyükelçisine atfen 'Ergenekon dünyanın neresinde olsa yargılanır' haberini yapmıştır.'
Sanık Ünal Tanık'ın sahibi olduğu ''Rotahaber'' internet sitesinde FETÖ'nün söylemlerini sık sık topluma duyurduğu ve örgütün kara propaganda hesabı olan 'fuatavni' hesabına yazılar yazdırılıp paylaşımlarını topluma ilettiği anlatılan iddianamede, ''Buna rağmen resmi kurumlarca talep edildiğinde 'fuatavni' ile ilgili herhangi bir hesap veya kimlik bilgisini vermemiştir. Algıya yönelik Rotahaber ile ilgili çok sayıda tespit, dosya arasındadır. Bu şekilde örgüt adına algı faaliyetlerinde bulunarak ve örgütün kara propaganda hesabı kullanıcısının bilgilerini resmi kurumlardan gizleyerek, şüphelinin örgüt üyesi olduğu kanaatine varılmıştır.'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Kamuoyunda 'Şike operasyonu' olarak bilinen operasyonda görevli üst rütbeli emniyet mensubu Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç ve diğer şüphelilerin kullandıkları telefon hatları ile Zaman gazetesinin bünyesinde bulunduğu Feza Gazetecilik AŞ'ye ait telefonlar arasında sık sık görüşmeler olduğunun tespit edildiği de vurgulanan iddianamede, böylece örgütün emniyet içindeki mensuplarıyla basın içerisindeki mensuplarının birlikte, aynı amaca yönelik hareket ettikleri kanaati oluştuğu ifade edildi.
İddianamede, 17 Aralık sözde yolsuzluk operasyonunun, basında da eş zamanlı algı operasyonu ile devam ettiği ve bu bağlamda 18 Aralık 2013 tarihli bazı gazetelerde 'yolsuzluk ve rüşvet operasyonuymuş' gibi anlatım yapıldığı kaydedilerek, ileriki zamanlarda da gazetelerde algının sürdürüldüğü aktarıldı. Örgütün kapatılan kanalında yayınlanan 'Şefkat Tepe' dizisinde 11 Ocak 2014'te yapılması muhtemel MİT tırları operasyonuyla ilgili konuların işlendiği de vurgulandı.
-''Örgütün amaçları doğrultusunda haber yapmayana baskı''
İddianamede, soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenilen 3 kişinin ifadesinde, şüpheli Abdullah Kılıç, Bülent Ceyhan ve Oğuz Usluer'in bir dönem görev yaptıkları Habertürk'te örgüt adına çalıştıkları ve örgüt lehine haber yaptıkları belirtilerek, bu kişilerin ayrıca örgütün amaçları doğrultusunda haber yapamayan gazetecilere baskı kurduklarını iddia ettikleri kaydediliyor. Tanık Y.Ç'nin ifadesinde, bir süre sonra Radikal gazetesinden şüpheli Abdullah Kılıç'ın Habertürk'e haber koordinatörü olarak atandıktan sonra kurumun örgütün haber kanalı gibi çalışmaya başladığını anlatarak, zaman zaman da olmamış olayları son dakika olarak girdiklerini ve bu olayların sonradan gerçekleştiğini söylediği anlatılıyor.
-''Fuatavni'' hesabının kurucusuna ağırlaştırılmış müebbet
Özellikle Gezi Parkı olayları esnasında sosyal medyanın Türkiye'de çok etkin kullanılabildiğinin görüldüğü ve FETÖ açısından ise 17-25 Aralık sonrası süreçte algı oluşturulması açısından sosyal medyanın etkin şekilde kullanıldığına işaret edilen iddianamede, örgütün sosyal medyada çok sayıda propaganda hesabı olmasına rağmen özellikle 'fuatavni' adıyla kullanılan hesabın, tüm diğerlerini de kapsayacak şekilde sembol haline geldiği ve örgütün yayın, dedikodu yöntemiyle yaptığı algıyla aynı konuların eş zamanlı bu hesapta da işlendiğinin özellikle dikkat çekici bulunduğu aktarıldı.
Hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa'nın, terör örgütünün sosyal medyadaki propaganda aracı olarak kullandığı ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu belirtilen iddianamede, sanık Sefa hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
-Medya yapılanması soruşturması sürüyor
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince 13 Şubat'ta kabul edilen iddianamede, diğer 28 sanık hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. Sanıklar yarın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında hakim karşısına çıkacak. Duruşmalar 28, 29, 30 ve 31 Mart'ta sürecek.
Öte yandan, bu açılan davanın dışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik soruşturmalar ise tüm hızıyla sürüyor. Söz konusu bu soruşturmalar kapsamında, ''fuatavni'' hesabını Said Sefa'dan sonra kullanan şüpheli ile örgütün mensubu olduğu tespit edilen şüpheliler hakkında işlem yapılarak ikinci bir iddianamenin yazımına geçileceği öğrenildi.