AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kaya Açıklaması

'Biz mevcut cumhurbaşkanı yetkilerini azaltıp, Meclis'i daha da güçlendiren bir yöntem inşa ediyoruz. Bugün ki mevcut sistemde cumhurbaşkanı lâyüs'el bir cumhurbaşkanıdır. Her şeyi yapar ama hiçbir şey söylenemez. Bu yeni sistemde cumhurbaşkanı yaptığı her iş ve işlemle ilgili yargılanabilir' 'Bu vatanın içerisindeki hiç kimseye terörist demek ne hakkımız ne haddimizedir. İstediği gibi oy kullanır. İster evet, ister hayır der'

AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, 'Biz mevcut cumhurbaşkanı yetkilerini azaltıp, meclisi daha da güçlendiren bir yöntem inşa ediyoruz. Bugünkü mevcut sistemde cumhurbaşkanı lâ-yüs'el bir cumhurbaşkanıdır. Her şeyi yapar ama hiçbir şey söylenemez. Bu yeni sistemde cumhurbaşkanı yaptığı her iş ve işlemle ilgili yargılanabilir.' dedi.

Fatih Gençlik Vakfı'nın Zeytinburnu'nda düzenlediği 'Yeni Türkiye'de Neler Değişecek' panelinde konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kaya, halk oylamasına doğru giderken toplumun anayasa değiklik paketinin maddelerini tartışmalarının olumlu olduğunu söyledi.

Bilinçli yapılan tartışmaların önemine vurgu yapan Kaya, 'Artık televizyonlar işi o kadar ileri götürdüler ki, 'maddeye virgül koyarsak böyle, nokta koysak şöyle olur' demeye başladılar. Bu iyi bir şey. Ben, ülkemizde evet veya hayır diyecek 80 milyon insanımızın, hepsinin niçin evet veya niçin hayır verdiklerini bilmelerini, bu ülke adına çok önemli olduğunu ve önemsenmesini gerektiğine inanan insanım.' ifadelerini kullandı.

Kaya, mevcut sistemin sorun oluşturduğunu, bunu değiştirmek için sistem ve anayasa değişikliğine gidildiğini belirterek, şöyle konuştu:

'İlk defa milletin iktidar olacağı bir anayasa yapıyoruz. Peki şimdiye kadar millet iktidar falan değil miydi? İsterseniz birkaç örnekle buna bakalım. Mesela 7 Haziran'da sandığa gittik. Bu millet AK Parti'ye yüzde 40 oy verdi. Türk siyasi tarihinin en büyük oyunu aldı AK Parti. Bu oyla 250 de milletvekili çıkarttı. Milletin iradesiyle AK Partinin hükümet kurmasını gerektiriyordu değil mi? O sırada Kılıçdaroğlu, 3. parti olan MHP lideri sayın Bahçeli'ye 'gel başbakan ol, beraber hükümeti kuralım' dedi. Dördüncü partiye de bu çağrıyı yapabilirdi. Demirtaş gelip hükümeti kurabilirdi. Bu neyi ortaya koyuyor? Bir, milletin dediği parlamentoda tecelli etmiyor. İki, parlamentonun dediği cumhurbaşkanı tecelli etmiyor. Şimdi gittiğimizde transfer-mıransfer olmasın, Güneş Motel rezaletleri yaşanmasın, seçtiğimiz insan direkt bu ülkenin başkanı yani cumhurbaşkanı olsun. Esas düzenleme budur.'

- 'İstikrarsızlık son bulacak yeni sistemde'

Bu düzenlemenin birkaç önemli sonuç doğuracağını kaydeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kaya, 'Bir, artık millet iktidar olacak. Sandığa gidecek parlamentoyu ayrı, hükümeti kuracak olan cumhurbaşkanını ayrı seçmiş olacak. Sabah da hükümet kurulmuş olacak. Böylece ülke istikrara kavuşmuş olacak. 2, 90 yılda 65 hükümet kurduk. 1 buçuk yılda bir hükümet. Neredeyse ayda bir, yılda hükümetlerin olduğu dönemler var. Demirel'in bir sözüdür, '4.6 yılda ben 6 hükümet onayladım' diyor. Dolayısıyla kendisinin başkanlıkla ilgili niçin önemsenmesi gerektiği ifadesinde istikrarsızlıktan bahsediyor. İstikrarsızlık son bulacak yeni sistemde.' diye konuştu.

Kaya, AK Parti hükümetleri ve belediyelerinin öncekilere göre çok iyi işler yaptığını ama dünyada kendilerinden daha iyilerin olduğunu söyleyerek, 'Bu ülke 100 yıldır savaş görmedi. 100 yıl önce Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya yerle bir oldu. Biz de onlarla beraber yerle bir olduk. 1. Dünya Harbi yaşadık. Fakat onlar 2. Dünya Harbinde bir daha yaşadı bu ülkeler. 1950'de Kore bir daha yıkıldı. Ama şu anda Güney Kore'de fert başına düşen milli gelir 35 bin doların üzerinde. Bizim sorunumuz neydi peki? Yani AK Parti ülkeyi üç kat büyüttü doğru, geçmişe göre muhteşem şeyler yaptık. Ama bu yeterli değil. Dünyayla rekabet edebilen, fert başına milli gelirin 25 bin doların olduğu bir ülke hayal ediyoruz. Bunu gerçekleştirmenin temel şartlarından birisi istikrardır.' değerlendirmesini yaptı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kaya, 'Gezi'de başaramadılar, 17-25 Aralık'ta tekrar denediler. 17-25 Aralık'ta bir fezleke yazılmıştı. Fezlekede şu yazılıyordu: 'Dönemin başbakanı'. Tayyip Erdoğan için dönemin başbakanı diyorlar. Demek ki almışlar, paketlemişler, hapse atmışlar fezlekesi yazılmış savcılıkta hazır. Şimdi birisi ortalıkta dolaşıyor ya, 'Yurtta sulh, cihanda sulh hareketinin lideriyim' falan, 'ben başbakan olacağım' diyenler, demek ki o günlerde bu işleri hazırlamışlardı. Orada da başaramadılar geldiler 15 Temmuz'da bu işi başarmaya kalktılar.' dedi.

Anayasa değişikliğiyle mevcut cumhurbaşkanı yetkilerini azaltıp meclisi daha da güçlendiren bir yöntem inşa ettiklerini vurgulayan Kaya, şöyle konuştu:

'Bugünkü mevcut sistemde cumhurbaşkanı lâ-yüs'el bir cumhurbaşkanıdır. Her şeyi yapar ama hiçbir şey söylenemez. Tayyip Bey'i kastetmiyor. Abdullah Bey, Ahmet Necdet Sezer hepsini söylüyorum. Sadece vatana ihanet konusunda yargılanabilirler. Bununla ilgili de bir kanun yok yani yargılama da yok. Dolayısıyla yetki sonuna kadar gani, sorumluluk mafi. Hiçbir sorumluluk yok. Bu yeni sistemde cumhurbaşkanı yaptığı her iş ve işlemle ilgili yargılanabilir. Cumhurbaşkanına biz üç denetim getiriyoruz, meclis, yargı ve vatandaş denetimi.'

Kaya, referandumda isteyen vatandaşın evet, isteyenin hayır deme özgürlüğüne sahip olduğunu belirterek, 'Bu vatanın içerisindeki hiç kimseye terörist demek ne hakkımız ne haddimizedir. İstediği gibi oy kullanır. İster evet, ister hayır der. Kılıçdaroğlu'nun çıkıp şu açıklamayı yapması gerekmez miydi, 'Ey Kandil'deki terörist başı, bu ülkeyi bölmeye çalışan ey hainler, sizin ne haddinize bu ülkedeki referandumda karar vermek, ne haddinize defolun gidin' demesi gerekmez miydi? Tık yok.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA