Kılıçdaroğlu Açıklaması 'Bu Varlık Fonu Değil, Hayırsız Evlat Fonudur'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu Varlık Fonu değil, hayırsız evlat fonudur. Peki bu Varlık Fonu’nun, hayırsız evlat fonunun terörle ne alakası var? Hiçbir ilgisi yok. Terörü bahane edip neden bunu çıkarıyorlar. Buna desteği veren Anayasa Mahkemesi" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Üzülerek ve utanarak ifade ediyorum bir ülkenin başbakanı referandumda hayır oyu verecek kişilerin tamamını terörist ilan etti. Bu kadar üzüntü verici bir tablo olamaz. Bu anayasa değişikliğinin Türkiye’ye nasıl bir felaket getireceğini onlar da bilmiyorlar, savunamıyorlar, karşımıza çıkamıyorlar. O zaman ne yapalım bunları karalayalım. Bunlar bazen kendilerine, büyüklerine de ihanet ederler. Saadet Partisi de buna hayır diyordu rahmetli Erbakan da başkanlık sistemine hayır diyordu. O da terörist oldu. Utanma duygusu yok mu sizde? Oslo’da bunlar vardı, Dolmabahçe’de bunlar beraber oturuyordu. Habur’da yan yanalardı. Kimi suçluyorlar. ‘Ne istediniz de vermedik’ diyen kimdi CHP Genel Başkanı mıydı? Allah esirgesin. Memleketi verdiniz. Parsel parsel sattınız. Onlar bu milleti ayıracaklar biz ayırmayacağız. ‘Evet’ diyen vatandaşım da ‘hayır’ diyen vatandaşım da benim başımın üstündedir. Sayın Cumhurbaşkanının 12.30’da konuşması vardı TOBB’da. 13.30’a aldılar. Millet bizi dinlemesin diye, vermesin diye. Bu korkunun işaretidir, ne kadar zayıf olduklarının işaretidir. İnadına sokak sokak, cadde cadde gezeceğiz. Ben bu milletin büyüklüğüne güveniyorum. Tek adam rejimine her zaman karşı çıktık, bir adam her şeyi bilemez. Şimdi koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni bir kişinin devleti haline getirmek istiyorlar. Buna izin verecek miyiz? Hayır” ifadelerini kullandı.
“İstedikleri provokasyonu yapsınlar buna kapılmayacağız”
“Bizleri tahrik etmek istiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Provokasyonlar yapıyorlar. Tahriklere kapılmayacağız. İstedikleri kadar provokasyon yapsınlar, sakin sağduyulu, bilgimize, inancımıza güvenerek, özgüveni yüksek bir şekilde vatandaşlarımıza anlatacağız. İstedikleri provokasyonu yapsınlar buna kapılmayacağız. Hiçbir kavganın içine de girmeyeceğiz. Ben AK Parti’nin tabanındaki vatandaşlarıma da seslenmek istiyorum, benim sorunum senin de sorunundur aynı zamanda. Tek adam rejimi sadece benim için değil senin içinde tehdittir. Bu mesele demokrasi, gelecek meselesidir” şeklinde konuştu.
“Senin mazotunda ÖTV ve KDV’yi sıfıra indirmeyenlere senin artık hayır deme zamanın geldi”
Yatlar, tekneler ve gezinti gemileri için ÖTV’nin sıfırlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, çiftçilere seslenerek, “Lüks gemilerde, yatlarda KDV ÖTV’yi sıfırladılar. Senin mazotunda niye sıfırlamadılar? Şimdi senden hayırlı bir iş bekliyorum. Senin çıkarına hayırlı bir iş bekliyorum. Senin mazotunda ÖTV ve KDV’yi sıfıra indirmeyenlere senin artık hayır deme zamanın geldi” dedi.
"Bu Varlık Fonu değil, hayırsız evlat fonudur"
Varlık Fonuyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu fonun özelliği ne? 18 ayrı kanuna bu fon tabi değil. Mesela İhale Kanunu’na tabi değil. Denetime de tabi değil, Sayıştay denetimini de TBMM denetimini de tabi değil. Bu milletin onlarca yıldır kurduğu, büyüttüğü kurumları bir fona devrediyorsunuz ve hiçbir denetimi yok. Bu doğru mudur, yanlış mıdır? Rekabet Kanununa da Özelleştirme Kanunu’na da tabi değil. Bu Varlık Fonu değil, hayırsız evlat fonudur. Niye ‘hayırsız evlat fonu’ diyoruz, hayırsız evlat ne yapar babadan, dededen kalan herşeyi har vurup harman savurur. Yazık günah değil mi? Apartman yöneticisi denetleniyor, koskoca varlık fonu denetlenmiyor. Bütün bunları KHK ile yapıyorlar.”
"Varlık Fonu Yasası çıktığı zaman Cumhuriyet Halk Parti’si olarak biz ‘bunun denetlenmesi lazım’ dedik"
“Peki bu Varlık Fonu’nun, hayırsız evlat fonunun terörle ne alakası var?” ifadelerine yer veren Kılıçdaroğlu, “Hiçbir ilgisi yok. Terörü bahane edip neden bunu çıkarıyorlar. Buna desteği veren Anayasa Mahkemesi. Varlık Fonu Yasası çıktığı zaman Cumhuriyet Halk Parti’si olarak biz ‘bunun denetlenmesi lazım’ dedik. Burada kul hakkı var. Vatandaşın parası var burada. Vergisi var. Nasıl harcanacağını en azından denetleyelim. Sayıştay denetlesin. Hadi Meclis’ten de vazgeçtik. Yürütmeyi durdurma talepli verdik dilekçemizi. Yürürlüğü durdurma talebini verdik. O tarihten bu yana karar almış değiller. Onun üzerine bu Kanun Hükmünde Kararname çıktı. Cesareti kim veriyor? Anayasa Mahkemesi veriyor. Anayasa Mahkemesi neden böyle bir beklenti içine girdi? Alttan alttan bilgi bekliyorlar. Nasıl karar vereceğiz? Kararın içeriği ne olacak? Talimat bekliyorlar. Bakın açık ve net söylüyorum. O Anayasa Mahkemesi, Anayasayı korumakla görevli olan bir mahkeme olma niteliğini kaybetmiştir. O Anayasa Mahkemesi milletin çıkarlarını savunan bir mahkeme olmaktan çıkmıştır. O kadar ki eskiden bile aldığı kararları reddeden konuma gelmiştir. Eğer bir Anayasa Mahkemesi iktidarın sopası haline gelirse, nasıl karar vereceğine dair talimat beklerse o Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi olmaktan çıkmıştır. Acaba şu beklenti içine mi girdiler? ‘Nasıl olsa yarın cumhurbaşkanı atama yapacak, 15 kişi; 12’sini bizden seçecek, o 12 kişiden biriside ben olayım. Onun gözüne gireyim.’ Bunu yapan kişiler hakim olamazlar. Yargıç olamazlar. Hukuka ihanet ediyorlar. Açık ve net söylüyorum; hukuka ihanet ediyorlar. Hukukun üstünlüğüne ihanet ediyorlar. Milyarlarca lirayı alacaksınız bir fona koyacaksınız. Türkiye’nin en değerli kurumlarını koyacaksınız. Birilerine peşkeş çekeceksiniz. Denetlenemez hale gelecek ve Anayasa Mahkemesi karar vermeyecek. Hangi demokrasiden bahsediyorlar. Üzüldüğüm nokta hukukun hakimler tarafından katledilmesidir. Siyasileri anlarım bir noktaya kadar ama hakim olan birisi nasıl hukuku katleder? Kendi insanının, vatandaşının hakkını ve hukukunu nasıl korumaz? Kimden talimat bekliyorlar. Bunu içime sindirmiyorum ve doğru da bulmuyorum. Bunun adına Anayasa Mahkemesi denemez. Dün verdiği kararı iki gün sonra inkar eden mahkemeye Anayasa Mahkemesi mi denir. Her önüne gelenin önünde düğmelerini ilikleyen kişiye Anayasa Mahkemesi mi denir? Hakim mi denir bunlara? Hayırsız evlat fonunu kuruyoruz bu fon ile Türkiye güçlenecek, yeni ne yaptınız ki Türkiye güçlensin? Ziraat Bankası duruyordu yerinde. PTT de, BOTAŞ da, Halk Bankası da duruyordu. Gelirleri vardı. Yeni bir gelir kaynağı mı yarattınız? Türkiye güçlenecek? Türkiye’nin güçlenmesinin yolu üretimden geçer. Üreten Türkiye güçlüdür. Bilgi üreten Türkiye güçlüdür. Tüketen değil, üreten ülke güçlüdür. Hala bunun farkında değiller. Çiftçi kardeşlerime söylüyorum; kapını birisi çaldığı zaman bu Anayasa değişikliğine destek ver dediği zaman ona şu lafı etmekten asla korkma ‘mazotuma neden indirim yapmadın’ diye sorunu hiç esirgeme ve sor. Bunu sorduğun zaman emin ol siyaset kendisine çeki düzen verecektir” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
“İstedikleri provokasyonu yapsınlar buna kapılmayacağız”
“Bizleri tahrik etmek istiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Provokasyonlar yapıyorlar. Tahriklere kapılmayacağız. İstedikleri kadar provokasyon yapsınlar, sakin sağduyulu, bilgimize, inancımıza güvenerek, özgüveni yüksek bir şekilde vatandaşlarımıza anlatacağız. İstedikleri provokasyonu yapsınlar buna kapılmayacağız. Hiçbir kavganın içine de girmeyeceğiz. Ben AK Parti’nin tabanındaki vatandaşlarıma da seslenmek istiyorum, benim sorunum senin de sorunundur aynı zamanda. Tek adam rejimi sadece benim için değil senin içinde tehdittir. Bu mesele demokrasi, gelecek meselesidir” şeklinde konuştu.
“Senin mazotunda ÖTV ve KDV’yi sıfıra indirmeyenlere senin artık hayır deme zamanın geldi”
Yatlar, tekneler ve gezinti gemileri için ÖTV’nin sıfırlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, çiftçilere seslenerek, “Lüks gemilerde, yatlarda KDV ÖTV’yi sıfırladılar. Senin mazotunda niye sıfırlamadılar? Şimdi senden hayırlı bir iş bekliyorum. Senin çıkarına hayırlı bir iş bekliyorum. Senin mazotunda ÖTV ve KDV’yi sıfıra indirmeyenlere senin artık hayır deme zamanın geldi” dedi.
"Bu Varlık Fonu değil, hayırsız evlat fonudur"
Varlık Fonuyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu fonun özelliği ne? 18 ayrı kanuna bu fon tabi değil. Mesela İhale Kanunu’na tabi değil. Denetime de tabi değil, Sayıştay denetimini de TBMM denetimini de tabi değil. Bu milletin onlarca yıldır kurduğu, büyüttüğü kurumları bir fona devrediyorsunuz ve hiçbir denetimi yok. Bu doğru mudur, yanlış mıdır? Rekabet Kanununa da Özelleştirme Kanunu’na da tabi değil. Bu Varlık Fonu değil, hayırsız evlat fonudur. Niye ‘hayırsız evlat fonu’ diyoruz, hayırsız evlat ne yapar babadan, dededen kalan herşeyi har vurup harman savurur. Yazık günah değil mi? Apartman yöneticisi denetleniyor, koskoca varlık fonu denetlenmiyor. Bütün bunları KHK ile yapıyorlar.”
"Varlık Fonu Yasası çıktığı zaman Cumhuriyet Halk Parti’si olarak biz ‘bunun denetlenmesi lazım’ dedik"
“Peki bu Varlık Fonu’nun, hayırsız evlat fonunun terörle ne alakası var?” ifadelerine yer veren Kılıçdaroğlu, “Hiçbir ilgisi yok. Terörü bahane edip neden bunu çıkarıyorlar. Buna desteği veren Anayasa Mahkemesi. Varlık Fonu Yasası çıktığı zaman Cumhuriyet Halk Parti’si olarak biz ‘bunun denetlenmesi lazım’ dedik. Burada kul hakkı var. Vatandaşın parası var burada. Vergisi var. Nasıl harcanacağını en azından denetleyelim. Sayıştay denetlesin. Hadi Meclis’ten de vazgeçtik. Yürütmeyi durdurma talepli verdik dilekçemizi. Yürürlüğü durdurma talebini verdik. O tarihten bu yana karar almış değiller. Onun üzerine bu Kanun Hükmünde Kararname çıktı. Cesareti kim veriyor? Anayasa Mahkemesi veriyor. Anayasa Mahkemesi neden böyle bir beklenti içine girdi? Alttan alttan bilgi bekliyorlar. Nasıl karar vereceğiz? Kararın içeriği ne olacak? Talimat bekliyorlar. Bakın açık ve net söylüyorum. O Anayasa Mahkemesi, Anayasayı korumakla görevli olan bir mahkeme olma niteliğini kaybetmiştir. O Anayasa Mahkemesi milletin çıkarlarını savunan bir mahkeme olmaktan çıkmıştır. O kadar ki eskiden bile aldığı kararları reddeden konuma gelmiştir. Eğer bir Anayasa Mahkemesi iktidarın sopası haline gelirse, nasıl karar vereceğine dair talimat beklerse o Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi olmaktan çıkmıştır. Acaba şu beklenti içine mi girdiler? ‘Nasıl olsa yarın cumhurbaşkanı atama yapacak, 15 kişi; 12’sini bizden seçecek, o 12 kişiden biriside ben olayım. Onun gözüne gireyim.’ Bunu yapan kişiler hakim olamazlar. Yargıç olamazlar. Hukuka ihanet ediyorlar. Açık ve net söylüyorum; hukuka ihanet ediyorlar. Hukukun üstünlüğüne ihanet ediyorlar. Milyarlarca lirayı alacaksınız bir fona koyacaksınız. Türkiye’nin en değerli kurumlarını koyacaksınız. Birilerine peşkeş çekeceksiniz. Denetlenemez hale gelecek ve Anayasa Mahkemesi karar vermeyecek. Hangi demokrasiden bahsediyorlar. Üzüldüğüm nokta hukukun hakimler tarafından katledilmesidir. Siyasileri anlarım bir noktaya kadar ama hakim olan birisi nasıl hukuku katleder? Kendi insanının, vatandaşının hakkını ve hukukunu nasıl korumaz? Kimden talimat bekliyorlar. Bunu içime sindirmiyorum ve doğru da bulmuyorum. Bunun adına Anayasa Mahkemesi denemez. Dün verdiği kararı iki gün sonra inkar eden mahkemeye Anayasa Mahkemesi mi denir. Her önüne gelenin önünde düğmelerini ilikleyen kişiye Anayasa Mahkemesi mi denir? Hakim mi denir bunlara? Hayırsız evlat fonunu kuruyoruz bu fon ile Türkiye güçlenecek, yeni ne yaptınız ki Türkiye güçlensin? Ziraat Bankası duruyordu yerinde. PTT de, BOTAŞ da, Halk Bankası da duruyordu. Gelirleri vardı. Yeni bir gelir kaynağı mı yarattınız? Türkiye güçlenecek? Türkiye’nin güçlenmesinin yolu üretimden geçer. Üreten Türkiye güçlüdür. Bilgi üreten Türkiye güçlüdür. Tüketen değil, üreten ülke güçlüdür. Hala bunun farkında değiller. Çiftçi kardeşlerime söylüyorum; kapını birisi çaldığı zaman bu Anayasa değişikliğine destek ver dediği zaman ona şu lafı etmekten asla korkma ‘mazotuma neden indirim yapmadın’ diye sorunu hiç esirgeme ve sor. Bunu sorduğun zaman emin ol siyaset kendisine çeki düzen verecektir” açıklamasında bulundu.