SETA Vakfı, Alman Vatandaşlık Rejimi Ve Yabancı Hakları Üzerine Panel Düzenledi
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), ‘Alman Vatandaşlık Rejimi ve Almanya’da Yabancı Hakları’ konulu panel düzenledi
2014 yılından itibaren giderek artan mülteci akınının, Almanya’da yeni bir ayrımcılık ve dışlama sosyolojisini ortaya çıkararak mülteciler başta olmak üzere uzun yıllardır varlığını koruyan yabancı karşıtlığı ekseninde, Alman vatandaşlık rejimi ve yabancı hakları uygulamalarının tartışıldığı panel, SETA Vakfı’nın, İstanbul Eyüp’teki genel merkezinde düzenlendi.
Sakarya Üniversitesi Diaspora Araştırmaları Merkezi (DİAM) müdürü Doç. Dr. Bünyamin Bezci, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Faik Tanrıkulu ve Sakarya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Soner Tauscher’in konuşmacı olarak yer aldığı panelin moderatörlüğünü ise SETA Araştırmacısı Dr. Enes Bayraklı yaptı.
Alman vatandaşlığının kazanılması, vatandaşlık ve eşitlik hususunda bilgiler veren Soner Tauscher, ‘‘Vatandaşlık anayasal bağlamda tüm bireyleri birbirleriyle eşit kılan bir hukuki düzenlemedir. Ancak vatandaş olamadığınız zaman bazı hukuki düzenlemelerden yararlanamıyorsunuz. Vatandaş olsanız dahi ayrımcılığa uğrayabiliyorsunuz. Avrupa’daki ve Almanya’daki hissedilen en büyük ayrımcılık türü de etnik kökene bağlı ayrımcılıktır. Hem Müslümanlar hem Türkler yüzde 60 oranında en yüksek ayrımcılığa uğrayan grubu oluşturuyorlar.’’ Diye konuştu.
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Faik Tanrıkulu yaptıkları bir araştırmadan bahsederek, ‘’1960’lardan 1990’lara kadar basında yer alan haberlerde göçmenlere yönelik olumlu bir bakış açısı var olduğunu görüyoruz. Ama 2014’e geldiğimizde haberlerin yüzde 90’nının olumsuz bir çağrışım ifade ediyor. Başarılıysanız Alman vatandaşı Mesut Özil oluyorsunuz, başarısızsanız herhangi bir suça karıştıysanız o zaman Türk vatandaşı Mehmet oluyorsunuz. Maalesef bu kamuoyunu da olumsuz davranışlara sevk ediyor.’’ Dedi.
Sakarya Üniversitesi Diaspora Araştırmaları Merkezi (DİAM) müdürü Doç. Dr. Bünyamin Bezci ise Almanya’nın göçmenlere yaklaşımının arkasında nasıl bir siyasi tutum ve davranış olduğuna değindi.
Kaynak: İHA
Sakarya Üniversitesi Diaspora Araştırmaları Merkezi (DİAM) müdürü Doç. Dr. Bünyamin Bezci, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Faik Tanrıkulu ve Sakarya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Soner Tauscher’in konuşmacı olarak yer aldığı panelin moderatörlüğünü ise SETA Araştırmacısı Dr. Enes Bayraklı yaptı.
Alman vatandaşlığının kazanılması, vatandaşlık ve eşitlik hususunda bilgiler veren Soner Tauscher, ‘‘Vatandaşlık anayasal bağlamda tüm bireyleri birbirleriyle eşit kılan bir hukuki düzenlemedir. Ancak vatandaş olamadığınız zaman bazı hukuki düzenlemelerden yararlanamıyorsunuz. Vatandaş olsanız dahi ayrımcılığa uğrayabiliyorsunuz. Avrupa’daki ve Almanya’daki hissedilen en büyük ayrımcılık türü de etnik kökene bağlı ayrımcılıktır. Hem Müslümanlar hem Türkler yüzde 60 oranında en yüksek ayrımcılığa uğrayan grubu oluşturuyorlar.’’ Diye konuştu.
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Faik Tanrıkulu yaptıkları bir araştırmadan bahsederek, ‘’1960’lardan 1990’lara kadar basında yer alan haberlerde göçmenlere yönelik olumlu bir bakış açısı var olduğunu görüyoruz. Ama 2014’e geldiğimizde haberlerin yüzde 90’nının olumsuz bir çağrışım ifade ediyor. Başarılıysanız Alman vatandaşı Mesut Özil oluyorsunuz, başarısızsanız herhangi bir suça karıştıysanız o zaman Türk vatandaşı Mehmet oluyorsunuz. Maalesef bu kamuoyunu da olumsuz davranışlara sevk ediyor.’’ Dedi.
Sakarya Üniversitesi Diaspora Araştırmaları Merkezi (DİAM) müdürü Doç. Dr. Bünyamin Bezci ise Almanya’nın göçmenlere yaklaşımının arkasında nasıl bir siyasi tutum ve davranış olduğuna değindi.