Atık Yönetimi Sempozyumu Antalya'da Başladı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen 2017 yılı Atık Yönetimi Sempozyumu Antalya’da başladı.
Atık Yönetimi Sempozyumuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk, Danimarka Kraliyet Büyükelçisi Svend Olling ve Danimarka, İtalya ile Türkiye’den temsilciler katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk, Dünya ölçeğinde yaşanan değişimden Türkiye’nin etkilenmemesi veya küresel değişimi dikkate almamasının düşünülemeyeceğini kaydetti.
Öztürk, “Türkiye olarak çevre yönetimi konusunda birçok adımlar attık. Atmaya da devam edeceğiz. Ülkemizin 2023 hedefini, çevre politikalarını kalkınma politikaları ile entegre etmiş, enerji verimliliğini yaygınlaştırmış, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmış, yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olarak belirledik. Türkiye 20 yıl sonrası için planlama yapabilen ve bütün kurum ve kuruluşlar ile birlikte ortak vizyon belirleyebilen ileri görüşlü bir ülke haline gelmiştir. 21. yüzyılda çevre olgusu sadece ekolojik olaylardan ibaret değildir. Çevreyi korumak ve kirlilik ile mücadele kapsamında ortaya konulan politika ve stratejiler mevcut ekonomik sistem ile uyumlu, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümeyi destekleyen, yatırımları teşvik eden ve istihdamı artıdan doğrultuda olmak zorundadır” dedi.
“Dünyamızda ve AB de çöp depolama alanı tarih olmuştur”
Verimli ve entegre atık yönetim sisteminin üçüncü bir sistem olması gerektiğini ve oluşan atık bileşiminin üretim kaynaklarını ihtiva edecek şekilde planlanması gerektiğini savunan Öztürk, “Ekonomik değer oluşturabilmek için teknoloji başta olmak üzere çeşitli değişikliklere uyum sağlayabilecek esneklikte olmalı ve ulusal çevre sektörünün oluşmasına hizmet etmelidir. Ülkemizde atık suların arıtılarak deşarj edilmesi noktasında gelinen ciddi tesisleşme sonucunda atıklaşma çamurlarının da önemli bir miktara ulaştığı gözden kaçırılmamalıdır. Yıllık yaklaşık 600 milyon tona ulaşan kentsel atık su artıma çamurları ile önemli miktardaki sanayi atık su arıtma çamurlarının da bir vizyon içerisinde yönetme anlayışından hareketle atık su çamuru eylem planı oluşturuyoruz. Bu çalışmada da 2023 yılı hedefi ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Avrupa Birliği komisyonunda Belediye atıklarının geri dönüşümü ve tekrar kullanıma hazırlanma oranının 2030 yılı itibarı ile yüzde 70’e çıkarılması, düzenli depolamanın 2025 yılı itibarı ile geri dönüştürülebilir maddeler, plastikler, kağıtlar, metaller, camlar için sonlandırılması kararı onaylanmıştır. AB ülkelerinde düzenli depolama tercih edilmeyen bir yöntem olarak benimsenmiştir. Artık dünyamızda ve AB de çöp depolama alanı tarih olmuştur” diye konuştu.
Olling: “Danimarka’nın atık konusunda çalışmaları 1700’lü yılları dayanmakta”
Danimarka Kraliyet Büyükelçisi Svend Olling ise toplantının Türkiye ve Danimarka için çok önemli olduğunu belirtti.
Türkiye ile işbirliği yapmaktan gurur ve memnuniyet duyduklarını ifade eden Büyükelçi Svend Olling, “Çarşamba günü bu toplantıya Danimarka’dan delegasyonlar gelecek. Buradaki oturumlarda çevre ile ilgili bilgiler tartışılacak. İşbirliği konusunda ilk önce bilgi ve güven sağlamak istiyoruz. Danimarka ile ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum. Danimarka’nın atık konusunda çalışmaları 1700 yıllarına dayanmakta. İlk atık yönetimini o zaman başlatmıştık. İlk Çevre Bakanımızı 1971 yılında atadık. 1985 - 2014 yılları arasında değişen rakamlar şöyle:
Geri dönüşüm alanında yüzde 35 den yüzde 68’e yükseldi. Atık yakma yüzde 26’dan yüzde 27’ye yükseldi. Düzenli depolama atıklarında ise yüzde 39’dan yüzde 4’e düştü. Böylece atıklarımızın 3’te 2’sini geri döşümde 3’te 1’ini ise yakarak Bölgesel ısıtma ve enerji üretiyoruz. İnsanlar birbirlerinden çok şey öğreniyor. Bu yüzden işbirliğinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye ile de karşılıklı çalışmaktan dolayı mutluyuz.”
Sempozyum 2 Mart günü sona erecek.
Kaynak: İHA
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk, Dünya ölçeğinde yaşanan değişimden Türkiye’nin etkilenmemesi veya küresel değişimi dikkate almamasının düşünülemeyeceğini kaydetti.
Öztürk, “Türkiye olarak çevre yönetimi konusunda birçok adımlar attık. Atmaya da devam edeceğiz. Ülkemizin 2023 hedefini, çevre politikalarını kalkınma politikaları ile entegre etmiş, enerji verimliliğini yaygınlaştırmış, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmış, yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olarak belirledik. Türkiye 20 yıl sonrası için planlama yapabilen ve bütün kurum ve kuruluşlar ile birlikte ortak vizyon belirleyebilen ileri görüşlü bir ülke haline gelmiştir. 21. yüzyılda çevre olgusu sadece ekolojik olaylardan ibaret değildir. Çevreyi korumak ve kirlilik ile mücadele kapsamında ortaya konulan politika ve stratejiler mevcut ekonomik sistem ile uyumlu, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümeyi destekleyen, yatırımları teşvik eden ve istihdamı artıdan doğrultuda olmak zorundadır” dedi.
“Dünyamızda ve AB de çöp depolama alanı tarih olmuştur”
Verimli ve entegre atık yönetim sisteminin üçüncü bir sistem olması gerektiğini ve oluşan atık bileşiminin üretim kaynaklarını ihtiva edecek şekilde planlanması gerektiğini savunan Öztürk, “Ekonomik değer oluşturabilmek için teknoloji başta olmak üzere çeşitli değişikliklere uyum sağlayabilecek esneklikte olmalı ve ulusal çevre sektörünün oluşmasına hizmet etmelidir. Ülkemizde atık suların arıtılarak deşarj edilmesi noktasında gelinen ciddi tesisleşme sonucunda atıklaşma çamurlarının da önemli bir miktara ulaştığı gözden kaçırılmamalıdır. Yıllık yaklaşık 600 milyon tona ulaşan kentsel atık su artıma çamurları ile önemli miktardaki sanayi atık su arıtma çamurlarının da bir vizyon içerisinde yönetme anlayışından hareketle atık su çamuru eylem planı oluşturuyoruz. Bu çalışmada da 2023 yılı hedefi ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Avrupa Birliği komisyonunda Belediye atıklarının geri dönüşümü ve tekrar kullanıma hazırlanma oranının 2030 yılı itibarı ile yüzde 70’e çıkarılması, düzenli depolamanın 2025 yılı itibarı ile geri dönüştürülebilir maddeler, plastikler, kağıtlar, metaller, camlar için sonlandırılması kararı onaylanmıştır. AB ülkelerinde düzenli depolama tercih edilmeyen bir yöntem olarak benimsenmiştir. Artık dünyamızda ve AB de çöp depolama alanı tarih olmuştur” diye konuştu.
Olling: “Danimarka’nın atık konusunda çalışmaları 1700’lü yılları dayanmakta”
Danimarka Kraliyet Büyükelçisi Svend Olling ise toplantının Türkiye ve Danimarka için çok önemli olduğunu belirtti.
Türkiye ile işbirliği yapmaktan gurur ve memnuniyet duyduklarını ifade eden Büyükelçi Svend Olling, “Çarşamba günü bu toplantıya Danimarka’dan delegasyonlar gelecek. Buradaki oturumlarda çevre ile ilgili bilgiler tartışılacak. İşbirliği konusunda ilk önce bilgi ve güven sağlamak istiyoruz. Danimarka ile ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum. Danimarka’nın atık konusunda çalışmaları 1700 yıllarına dayanmakta. İlk atık yönetimini o zaman başlatmıştık. İlk Çevre Bakanımızı 1971 yılında atadık. 1985 - 2014 yılları arasında değişen rakamlar şöyle:
Geri dönüşüm alanında yüzde 35 den yüzde 68’e yükseldi. Atık yakma yüzde 26’dan yüzde 27’ye yükseldi. Düzenli depolama atıklarında ise yüzde 39’dan yüzde 4’e düştü. Böylece atıklarımızın 3’te 2’sini geri döşümde 3’te 1’ini ise yakarak Bölgesel ısıtma ve enerji üretiyoruz. İnsanlar birbirlerinden çok şey öğreniyor. Bu yüzden işbirliğinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye ile de karşılıklı çalışmaktan dolayı mutluyuz.”
Sempozyum 2 Mart günü sona erecek.