İçişler Bakan Yardımcısı Öztürk Bitlis'te Açıklaması
'Yapacağımız iş sizin ve temsil ettiğiniz halkın iradesini sandığa hür ve özgür bir şekilde sandığa yansıtmaktır. Korkutma, yıldırma ve yaralama bütün bunların iradeniz üzerinde etki yapmasına izin vermeyin'
İçişler Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, 'Yapacağımız iş sizin ve temsil ettiğiniz halkın iradesini sandığa hür ve özgür bir şekilde sandığa yansıtmaktır. Korkutma, yıldırma ve yaralama bütün bunların iradeniz üzerinde etki yapmasına izin vermeyin.' dedi.
Bitlis Polisevi'nde düzenlenen programda kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Öztürk, Bitlis'in, Doğu Anadolu'nun göz bebeği olduğunu ülkenin çok kritik bir eşikte ve bir coğrafi mekanda yer aldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, terörü bitirme adına yapılması gereken her şeyi denediğini ve bunu herkesin bildiğini ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
'Bu işler herkesin gözü önünde oldu. Fakat örgüt bu fırsatı kendi lehine değerlendirdi, millete tuzaklar kurdu. Çukurlar açtı, barikatlar oluşturdu, insanları öldürdü, tehdit etti, korkuttu vergi aldı, haraç kesti, dağlarda yargıladı, işkence etti. Bunlar şu birkaç yıl içinde ya gözümüzün önünde oldu ya duyduk ya da duyanlar bize anlattı. O da bir şekilde bize ulaştı. Bu acı tablo 2015 yılının temmuz ayına kadar böyle geldi. Bunlar o yıl temmuz ayında Adıyaman'da bir asker ile Ceylanpınar'da iki polisimizi uyurken şehit etti. Buna kayıtsız kalamayacağımız düşüncesiyle bu mücadeleyi yeniden onların anlayacağı şekilde yürüttük.'
Öztürk, 1,5 yıl içerisinde terörle mücadelede çok mesafe aldıklarını belirterek, 2017 yılında dayatılmaya çalışılan söz konusu zorbalığın üstesinden geleceklerini kaydetti.
'Bundan hiç şüpheniz olmasın. İrademizde şaşma olmayacaktır. Sizin iradenizin temsilcisi olarak devletimiz ve hükümetimiz bunu üstesinden gelecek ve gereğini yapıyor ve yapacaktır.' diyen Öztürk, 'Bugün bile Bitlis sınırlarında şu an itibariyle 10 kişi etkisiz hale getirildi, 3 kişi de aranıyor. Dolayısıyla bu mücadeleyi bu şekilde başarıya ulaştırmanın imkanı ve ihtimali yoktur. Bu mücadeleyi yürütürken bize biraz acı ve sıkıntı yaratabilirler. Bunun da üstesinden geleceğiz.' diye konuştu.
Türkiye'nin 35 yıldır bu vahşi örgütle mücadele ettiğini ve inanılmaz bir dayanıklılık gösterdiğini bildiren Öztürk, 'Önümüzde hem bir referandum hem de yaz mevsimi var. Dolayısıyla örgüt bu her ikisini hem yazımızı baharımızı hem de referandumu sabote etmek için elinden geleni yapmaya çalışabilir. Buna izin vermeyeceğiz.' ifadelerini kullandı.
Ellerindeki bütün imkanların bunun üstesinden gelmeye yettiğini ancak bu mücadeleyi yaparken yaparken toptan, tüfekten ve tabancadan ziyade halkı yanlarında görmek istediklerini bildiren Öztürk, 80 milyon ülkenin her ferdi kendileri kıymetli olduğunu dile getirdi.
'O bakımdan bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kanaat önderlerimiz, sivil toplumumuz, korucu ve korucu başlarımız, siyasilerimiz ve teröre pirim vermeyen değerli vatandaşlarımız ile kardeşlerimizin, her zamankinden daha fazla devletimizin yanında olmasını bekliyoruz.' diyen Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
'Devletin gücü, ahalisinin yanında olmasında yatar. Silahında, topunda ve tüfeğinde değil. Sizden güç alarak güçlü olduğumuzu söylüyoruz. Yapacağımız iş sizin ve temsil ettiğiniz halkın iradesini sandığa hür ve özgür bir şekilde sandığa yansıtmaktır. Korkutma, yıldırma ve yaralama bütün bunların iradeniz üzerinde etki yapmasına izin vermeyin. Eğer Türkiye'de güvenlik meselesini ve terör örgütü dibini kurutursak, inanın Türkiye şahlanır ve uçar gider. Irak ve Suriye'deki insanlar sıkıştıklarında Türkiye'ye geliyor. Allah göstermesin başımıza gelirse bizim gidecek yerimiz yok. Bizi kimse kabul etmez. Burası memleketimiz, yurdumuz. Başka gidecek yerimiz yok. Bunu sağlamlaştırmak için bütün vatandaşlarımızın bu meselede bizimle beraber aynı safta, yan yana ve omuz omuza olmasını rica ediyoruz.'
Kaynak: AA
Bitlis Polisevi'nde düzenlenen programda kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Öztürk, Bitlis'in, Doğu Anadolu'nun göz bebeği olduğunu ülkenin çok kritik bir eşikte ve bir coğrafi mekanda yer aldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, terörü bitirme adına yapılması gereken her şeyi denediğini ve bunu herkesin bildiğini ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
'Bu işler herkesin gözü önünde oldu. Fakat örgüt bu fırsatı kendi lehine değerlendirdi, millete tuzaklar kurdu. Çukurlar açtı, barikatlar oluşturdu, insanları öldürdü, tehdit etti, korkuttu vergi aldı, haraç kesti, dağlarda yargıladı, işkence etti. Bunlar şu birkaç yıl içinde ya gözümüzün önünde oldu ya duyduk ya da duyanlar bize anlattı. O da bir şekilde bize ulaştı. Bu acı tablo 2015 yılının temmuz ayına kadar böyle geldi. Bunlar o yıl temmuz ayında Adıyaman'da bir asker ile Ceylanpınar'da iki polisimizi uyurken şehit etti. Buna kayıtsız kalamayacağımız düşüncesiyle bu mücadeleyi yeniden onların anlayacağı şekilde yürüttük.'
Öztürk, 1,5 yıl içerisinde terörle mücadelede çok mesafe aldıklarını belirterek, 2017 yılında dayatılmaya çalışılan söz konusu zorbalığın üstesinden geleceklerini kaydetti.
'Bundan hiç şüpheniz olmasın. İrademizde şaşma olmayacaktır. Sizin iradenizin temsilcisi olarak devletimiz ve hükümetimiz bunu üstesinden gelecek ve gereğini yapıyor ve yapacaktır.' diyen Öztürk, 'Bugün bile Bitlis sınırlarında şu an itibariyle 10 kişi etkisiz hale getirildi, 3 kişi de aranıyor. Dolayısıyla bu mücadeleyi bu şekilde başarıya ulaştırmanın imkanı ve ihtimali yoktur. Bu mücadeleyi yürütürken bize biraz acı ve sıkıntı yaratabilirler. Bunun da üstesinden geleceğiz.' diye konuştu.
Türkiye'nin 35 yıldır bu vahşi örgütle mücadele ettiğini ve inanılmaz bir dayanıklılık gösterdiğini bildiren Öztürk, 'Önümüzde hem bir referandum hem de yaz mevsimi var. Dolayısıyla örgüt bu her ikisini hem yazımızı baharımızı hem de referandumu sabote etmek için elinden geleni yapmaya çalışabilir. Buna izin vermeyeceğiz.' ifadelerini kullandı.
Ellerindeki bütün imkanların bunun üstesinden gelmeye yettiğini ancak bu mücadeleyi yaparken yaparken toptan, tüfekten ve tabancadan ziyade halkı yanlarında görmek istediklerini bildiren Öztürk, 80 milyon ülkenin her ferdi kendileri kıymetli olduğunu dile getirdi.
'O bakımdan bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kanaat önderlerimiz, sivil toplumumuz, korucu ve korucu başlarımız, siyasilerimiz ve teröre pirim vermeyen değerli vatandaşlarımız ile kardeşlerimizin, her zamankinden daha fazla devletimizin yanında olmasını bekliyoruz.' diyen Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
'Devletin gücü, ahalisinin yanında olmasında yatar. Silahında, topunda ve tüfeğinde değil. Sizden güç alarak güçlü olduğumuzu söylüyoruz. Yapacağımız iş sizin ve temsil ettiğiniz halkın iradesini sandığa hür ve özgür bir şekilde sandığa yansıtmaktır. Korkutma, yıldırma ve yaralama bütün bunların iradeniz üzerinde etki yapmasına izin vermeyin. Eğer Türkiye'de güvenlik meselesini ve terör örgütü dibini kurutursak, inanın Türkiye şahlanır ve uçar gider. Irak ve Suriye'deki insanlar sıkıştıklarında Türkiye'ye geliyor. Allah göstermesin başımıza gelirse bizim gidecek yerimiz yok. Bizi kimse kabul etmez. Burası memleketimiz, yurdumuz. Başka gidecek yerimiz yok. Bunu sağlamlaştırmak için bütün vatandaşlarımızın bu meselede bizimle beraber aynı safta, yan yana ve omuz omuza olmasını rica ediyoruz.'