AK Parti Mardin Milletvekili Miroğlu Açıklaması
'Türkiye'de rejime dokunmadan, rejimin temel ilke ve kurallarına dokunmadan, cumhuriyet ve laikliği koruyarak ve cumhuriyet ve laikliğin çağrıştırdığı üniter birliğimizi, aidiyet duygumuzu güçlendirecek bir sistem değişikliği öngörüyoruz'.
AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak anayasa değişikliğine ilişkin, 'Türkiye'de rejime dokunmadan, rejimin temel ilke ve kurallarına dokunmadan, cumhuriyet ve laikliği koruyarak ve cumhuriyet ve laikliğin çağrıştırdığı üniter birliğimizi, aidiyet duygumuzu güçlendirecek bir sistem değişikliği öngörüyoruz.' dedi.
Miroğlu, Bursa Düşünce Kulübü (BDK) tarafından düzenlenen 'Referandum Buluşmaları' etkinliğindeki konuşmasında, son dönemde anayasa değişikliğinin yeterince tartışılmadığına dair eleştiriler yapıldığını söyledi.
Türkiye'de yıllardır yeni anayasa konusunun tartışıldığını hatırlatan Miroğlu, 'Ben kendimi bildim bileli halk doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye'nin muhtemel yeni anayasasını konuşur ve tartışır. Yani tartışma eksikliği bakımından bir şey olduğu kanaatinde değilim. Dünyanın hiçbir medyasında siyasi bir konu, Türkiye'de tartışıldığı kadar tartışılmaz.' değerlendirmesinde bulundu.
Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında çok farklı fikirlerle karşılaşıldığını dile getiren Miroğlu, şöyle devam etti:
'Önemli olan bu farklı fikirlerle Türkiye'nin sosyal dokusunu, barışa dair bu güçlü dinamiğini sarsacak, zarar verecek bir tutumun içinde olmamamız. Yani üslubumuza çok dikkat etmemiz. Bu bakımdan bu tartışmalar başlarken daha doğru başlayabilirdi. 'Hayır' diyen kesimin şu ya da bu örgütle özdeşleştirilmesi doğru bir tutum değildi bence ve bu tutumdan şimdi vazgeçilmiş oldu. Yine tartışmanın ilk günlerini hatırlatarak söylüyorum, ana muhalefet partisi cenahından gelen 'Büyük olaylar olur' söylemi, içinde bulunduğumuz bu ortamı da aslında çok tetikleyen bir şey.'
- 'Yeni anayasa başka bir bahara ertelendi'
Miroğlu, Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde birkaç gün önce yaşanan terör saldırısını anımsattı.
Saldırıda, sokakta kalmış kediye süt götürmek isteyen 11 yaşındaki çocuk ile bir bekçinin yaşamını yitirdiğini belirten Miroğlu, 'Dolayısıyla şimdi böyle eylemlerin olduğu bir ülkede, çok normal, demokratik, bize göre reform öngören, değişim öngören bir süreci, bir korku girdabına sokmak doğru değil ama her iki doğru olmayan tutumdan bugün önemli oranda vazgeçilmiş olması hepimiz için memnuniyet vericidir.' diye konuştu.
Milletvekili Miroğlu, 12 Eylül Anayasasının birçok kez değiştirilmeye çalışıldığını söyleyerek, şunları kaydetti:
'Yaptığımız bütün değişiklikler sistemin içindeki değişiklik hamleleriydi ama şimdi yapmak istediğimiz farklı bir şey. Yeni bir anayasa yapmıyoruz tabii ki yani 12 Eylül Anayasasını değiştirmiyoruz. Bu başka bir bahara ertelendi; belki 2019'dan sonra. Belki siyasi ortam çok farklı gelişebilir, referandum süreci ortaya ne koyar onu bilemediğimiz için net olarak bir şey söylemek mümkün değil ama referandum sonrasında da yeni bir anayasa gündeme gelebilir. Yeni bir anayasa yapmıyoruz ama bence yeni bir anayasa yapmak kadar önemli bir iş yapıyoruz, sistemi değiştiriyoruz. Yani Türkiye'de rejime dokunmadan, rejimin temel ilke ve kurallarına dokunmadan, cumhuriyet ve laikliği koruyarak ve cumhuriyet ve laikliğin çağrıştırdığı üniter birliğimizi, aidiyet duygumuzu güçlendirecek, bize göre bir sistem değişikliği öngörüyoruz.'
Kaynak: AA
Miroğlu, Bursa Düşünce Kulübü (BDK) tarafından düzenlenen 'Referandum Buluşmaları' etkinliğindeki konuşmasında, son dönemde anayasa değişikliğinin yeterince tartışılmadığına dair eleştiriler yapıldığını söyledi.
Türkiye'de yıllardır yeni anayasa konusunun tartışıldığını hatırlatan Miroğlu, 'Ben kendimi bildim bileli halk doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye'nin muhtemel yeni anayasasını konuşur ve tartışır. Yani tartışma eksikliği bakımından bir şey olduğu kanaatinde değilim. Dünyanın hiçbir medyasında siyasi bir konu, Türkiye'de tartışıldığı kadar tartışılmaz.' değerlendirmesinde bulundu.
Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında çok farklı fikirlerle karşılaşıldığını dile getiren Miroğlu, şöyle devam etti:
'Önemli olan bu farklı fikirlerle Türkiye'nin sosyal dokusunu, barışa dair bu güçlü dinamiğini sarsacak, zarar verecek bir tutumun içinde olmamamız. Yani üslubumuza çok dikkat etmemiz. Bu bakımdan bu tartışmalar başlarken daha doğru başlayabilirdi. 'Hayır' diyen kesimin şu ya da bu örgütle özdeşleştirilmesi doğru bir tutum değildi bence ve bu tutumdan şimdi vazgeçilmiş oldu. Yine tartışmanın ilk günlerini hatırlatarak söylüyorum, ana muhalefet partisi cenahından gelen 'Büyük olaylar olur' söylemi, içinde bulunduğumuz bu ortamı da aslında çok tetikleyen bir şey.'
- 'Yeni anayasa başka bir bahara ertelendi'
Miroğlu, Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde birkaç gün önce yaşanan terör saldırısını anımsattı.
Saldırıda, sokakta kalmış kediye süt götürmek isteyen 11 yaşındaki çocuk ile bir bekçinin yaşamını yitirdiğini belirten Miroğlu, 'Dolayısıyla şimdi böyle eylemlerin olduğu bir ülkede, çok normal, demokratik, bize göre reform öngören, değişim öngören bir süreci, bir korku girdabına sokmak doğru değil ama her iki doğru olmayan tutumdan bugün önemli oranda vazgeçilmiş olması hepimiz için memnuniyet vericidir.' diye konuştu.
Milletvekili Miroğlu, 12 Eylül Anayasasının birçok kez değiştirilmeye çalışıldığını söyleyerek, şunları kaydetti:
'Yaptığımız bütün değişiklikler sistemin içindeki değişiklik hamleleriydi ama şimdi yapmak istediğimiz farklı bir şey. Yeni bir anayasa yapmıyoruz tabii ki yani 12 Eylül Anayasasını değiştirmiyoruz. Bu başka bir bahara ertelendi; belki 2019'dan sonra. Belki siyasi ortam çok farklı gelişebilir, referandum süreci ortaya ne koyar onu bilemediğimiz için net olarak bir şey söylemek mümkün değil ama referandum sonrasında da yeni bir anayasa gündeme gelebilir. Yeni bir anayasa yapmıyoruz ama bence yeni bir anayasa yapmak kadar önemli bir iş yapıyoruz, sistemi değiştiriyoruz. Yani Türkiye'de rejime dokunmadan, rejimin temel ilke ve kurallarına dokunmadan, cumhuriyet ve laikliği koruyarak ve cumhuriyet ve laikliğin çağrıştırdığı üniter birliğimizi, aidiyet duygumuzu güçlendirecek, bize göre bir sistem değişikliği öngörüyoruz.'