CHP Antalya Milletvekili Baykal Açıklaması
'Türkiye niçin birdenbire bir anayasa krizi içine çekildi? Böyle bir milli ihtiyaç ya da talep mi var? Bu anayasa taslağı, tepeden inme bir anayasa taslağıdır. Bu, aşağıdan yukarıya milletin ihtiyacı, arayışı ya da talebinden kaynaklanan bir anayasa değişikliği değildir. Bunu çok iyi bilelim' 'Yasa, iftiharla, 'Ben yazdım bunu' diye çıkabilecek durumda değildir. Ne hukuk ne de siyaset... Hiçbir bakımdan şeref ve onur kazandırmayacak bir anayasadır' 'Bugün Türkiye'de giderek kabaran ve yükselen 'anayasaya hayır' dalgası var'
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, anayasa değişikliğine ilişkin, 'Türkiye niçin birdenbire bir anayasa krizi içine çekildi? Böyle bir milli ihtiyaç ya da talep mi var? Bu anayasa taslağı, tepeden inme bir anayasa taslağıdır. Bu, aşağıdan yukarıya milletin ihtiyacı, arayışı ya da talebinden kaynaklanan bir anayasa değişikliği değildir. Bunu çok iyi bilelim.' dedi.
CHP Zeytinburnu İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Baykal, Türkiye'nin tarihi bir kırılma noktasına doğru yaklaştığını ifade ederek, bir siyasi parti tartışması içinde olmadıklarını söyledi.
Günlük anlamda siyaset yapmak için değil, vatan görevi için buluştuklarını dile getiren Baykal, şunları kaydetti:
'Milli bir sorumluluk duygusu ve duyarlılık içinde, hangi siyasi anlayıştan, etnik kimlikten, inançtan ve mezhepten olursa olsun, Türkiye'nin bütün insanlarını daha iyi günlere taşıyacağına inandığımız bir anayasal düzeni savunmak için bir arada bulunuyoruz. Türkiye niçin birdenbire bir anayasa krizi içine çekildi? Böyle bir milli ihtiyaç ya da talep mi var? Bu anayasa taslağı, tepeden inme bir anayasa taslağıdır. Bu, aşağıdan yukarıya milletin ihtiyacı, arayışı ya da talebinden kaynaklanan bir anayasa değişikliği değildir. Bunu çok iyi bilelim. Dayatma ve tepeden inme bir anayasadır. Müellifi ortaya çıkamayan bir anayasadır. Yasa, iftiharla 'Ben yazdım bunu' diye çıkabilecek durumda değildir. Ne hukuk ne de siyaset... Hiçbir bakımdan şeref ve onur kazandırmayacak bir anayasadır. 12 Eylül Anayasası'nın sahibi vardır. Bu anayasanın sahibi yoktur ve anayasanın arkasındaki irade bellidir. Sahibinin sesidir bu anayasa. Sahibi arkasındadır. Meclis'teki milletvekillerinin daha okumadan imzaladığı bir anayasa. Boş kağıda imza atarak Meclis'e sunulmuş bir anayasa.'
Bu anayasanın kamuoyunda yavaş yavaş anlaşıldığını aktaran Baykal, 'Daha tam anlaşılmadı. Niye anlaşılmadı? Anlatılmasına fırsat vermediler. Kapsamlı bir değerlendirme ve konuşma yapılmadan, Meclis'te 10'ar dakikalık konuşmalarla, Meclis televizyonu kapatılarak, konuşturulmayarak, Türkiye tarihinin en önemli konusu oldu bittiye getirilmek istendi. Konuşulsun istenmiyor. Bırak herkes konuşsun, düşüncesini söylesin.' diye konuştu.
Deniz Baykal, anayasanın hem olağanüstü gücü bir kişiye verdiğini hem de onun denetlenebilmesini imkansız kıldığını savunarak, 'Nasıl imkansız kılıyor? Cumhurbaşkanının bir suç işlediği iddiası ortaya atılırsa o iddia sahiplerinin önce Meclis'e 301, sonra 360, ondan sonra da 400 milletvekili bulması gerekiyor. Şimdi 600'lük Meclis, aslında neden 600'lük onu da anlamak mümkün değil. Yani 550 kişilik Meclis neyinize yetmedi de 600'e çıkarmaya kalkıyorsunuz? 50 yeni milletvekili artırmanın hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını anlayabildiniz mi?' ifadelerini kullandı.
Baykal, bir insanın geldiği makama göre dokunulmazlığının değişmesinin kabul edilemeyeceğini aktardı.
- 'Bu 'hayır' milletin ve halkın hayırıdır'
'Bugün Türkiye'de giderek kabaran ve yükselen anayasaya hayır dalgası var' diyen Baykal, bunun, bir partinin organize ettiği bir 'hayır dalgası' olmadığını söyledi.
CHP Milletvekili Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bu hayırın hiçbir sahibi yoktur. Bu hayırı yönlendiren ve yöneten kimse yoktur. Bu hayır milletin ve halkın hayırıdır. Ben buraya CHP'li olarak değil, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak geldim.
Toplumun her yerinde çoban ateşleri gibi kendiliğinden, talimatsız, emirsiz, yönlendirmesiz, sosyal medyada, kahvede, sokakta, hayatın içinde insanlar birdenbire 'Olmaz, buna evet diyemeyiz.' diye tepki koymaya başladılar. Şimdi bu tepkiyi etkisiz kılmak için buna uydurma sahipler bulmaya çalışıyorlar. Bu halkın tepkisini, milletin tepkisini, toplumun içinden gelen, yürekten gelen, akıldan gelen bu tepkisini siyasallaştırmaya, terörize etmeye çalışıyorlar. Yok PKK'lılarmış, yok FETÖ'cülermiş, vatan hainleriymiş. Türkiye'yi bugünlere getiren o güzellikleri savunmak için herkes 'hayır' diyor.'
Milli mücadelenin siyasi temel mesajını Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya'da verdiğini hatırlatan Baykal, şöyle devam etti:
'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Bu tarihi bir değerlendirmedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Meclis kuruldu. Türkiye, Meclis'in üstünlüğüne dayanan bir ülke. Ana hatlarıyla getirilen anayasanın temel niteliği tek adam inşa etmeye yönelik olmasıdır. Bunu söyleyince rahatsız oluyor AK Partililer, ama gerçek bu. Tek adam anayasasıdır bu. Türkiye 80 milyonluk ülke, Meclis'i o 80 milyon seçiyor. İçinde her düşünceden, anlayıştan, coğrafyadan, inançtan ve kökenden bütün vatandaşlar bir aradayız. 80 milyon bir aradayız. O 80 milyon nereye yansıyor? TBMM'ye yansıyor. Peki arkadaş, sen seçileceksin en fazla ne kadar oyla? Yüzde 51 ile. Öbür yüzde 49-50 ne olacak? O zaman ne yapacaksın, yüzde 50 ile oy aldığını bilip Meclis'e saygı göstereceksin. Meclis seni denetleyecek. Ancak 80 milyonluk ülkenin kaderini tek bir kişiye bırakmayı teklif etmenin kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. '
Baykal, referandumda kullanılacak oyun önemine işaret ederek, 'Bu oy çok kıymetli, bu oyunuzun kıymetini bilin, bu oy olağanüstü önemli. Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu hem de devletin tapusunu. İkisi de senin elinde, ikisi de senin hakkın. Atalarından kaldı sana o.' diye konuştu.
Deniz Baykal, hükümetin Suriye politikalarını da eleştirerek, güçlü devletlerin ikna etmek daha kolay olduğu için karşılarında tek adam istediğini savundu.
Kaynak: AA
CHP Zeytinburnu İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Baykal, Türkiye'nin tarihi bir kırılma noktasına doğru yaklaştığını ifade ederek, bir siyasi parti tartışması içinde olmadıklarını söyledi.
Günlük anlamda siyaset yapmak için değil, vatan görevi için buluştuklarını dile getiren Baykal, şunları kaydetti:
'Milli bir sorumluluk duygusu ve duyarlılık içinde, hangi siyasi anlayıştan, etnik kimlikten, inançtan ve mezhepten olursa olsun, Türkiye'nin bütün insanlarını daha iyi günlere taşıyacağına inandığımız bir anayasal düzeni savunmak için bir arada bulunuyoruz. Türkiye niçin birdenbire bir anayasa krizi içine çekildi? Böyle bir milli ihtiyaç ya da talep mi var? Bu anayasa taslağı, tepeden inme bir anayasa taslağıdır. Bu, aşağıdan yukarıya milletin ihtiyacı, arayışı ya da talebinden kaynaklanan bir anayasa değişikliği değildir. Bunu çok iyi bilelim. Dayatma ve tepeden inme bir anayasadır. Müellifi ortaya çıkamayan bir anayasadır. Yasa, iftiharla 'Ben yazdım bunu' diye çıkabilecek durumda değildir. Ne hukuk ne de siyaset... Hiçbir bakımdan şeref ve onur kazandırmayacak bir anayasadır. 12 Eylül Anayasası'nın sahibi vardır. Bu anayasanın sahibi yoktur ve anayasanın arkasındaki irade bellidir. Sahibinin sesidir bu anayasa. Sahibi arkasındadır. Meclis'teki milletvekillerinin daha okumadan imzaladığı bir anayasa. Boş kağıda imza atarak Meclis'e sunulmuş bir anayasa.'
Bu anayasanın kamuoyunda yavaş yavaş anlaşıldığını aktaran Baykal, 'Daha tam anlaşılmadı. Niye anlaşılmadı? Anlatılmasına fırsat vermediler. Kapsamlı bir değerlendirme ve konuşma yapılmadan, Meclis'te 10'ar dakikalık konuşmalarla, Meclis televizyonu kapatılarak, konuşturulmayarak, Türkiye tarihinin en önemli konusu oldu bittiye getirilmek istendi. Konuşulsun istenmiyor. Bırak herkes konuşsun, düşüncesini söylesin.' diye konuştu.
Deniz Baykal, anayasanın hem olağanüstü gücü bir kişiye verdiğini hem de onun denetlenebilmesini imkansız kıldığını savunarak, 'Nasıl imkansız kılıyor? Cumhurbaşkanının bir suç işlediği iddiası ortaya atılırsa o iddia sahiplerinin önce Meclis'e 301, sonra 360, ondan sonra da 400 milletvekili bulması gerekiyor. Şimdi 600'lük Meclis, aslında neden 600'lük onu da anlamak mümkün değil. Yani 550 kişilik Meclis neyinize yetmedi de 600'e çıkarmaya kalkıyorsunuz? 50 yeni milletvekili artırmanın hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını anlayabildiniz mi?' ifadelerini kullandı.
Baykal, bir insanın geldiği makama göre dokunulmazlığının değişmesinin kabul edilemeyeceğini aktardı.
- 'Bu 'hayır' milletin ve halkın hayırıdır'
'Bugün Türkiye'de giderek kabaran ve yükselen anayasaya hayır dalgası var' diyen Baykal, bunun, bir partinin organize ettiği bir 'hayır dalgası' olmadığını söyledi.
CHP Milletvekili Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bu hayırın hiçbir sahibi yoktur. Bu hayırı yönlendiren ve yöneten kimse yoktur. Bu hayır milletin ve halkın hayırıdır. Ben buraya CHP'li olarak değil, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak geldim.
Toplumun her yerinde çoban ateşleri gibi kendiliğinden, talimatsız, emirsiz, yönlendirmesiz, sosyal medyada, kahvede, sokakta, hayatın içinde insanlar birdenbire 'Olmaz, buna evet diyemeyiz.' diye tepki koymaya başladılar. Şimdi bu tepkiyi etkisiz kılmak için buna uydurma sahipler bulmaya çalışıyorlar. Bu halkın tepkisini, milletin tepkisini, toplumun içinden gelen, yürekten gelen, akıldan gelen bu tepkisini siyasallaştırmaya, terörize etmeye çalışıyorlar. Yok PKK'lılarmış, yok FETÖ'cülermiş, vatan hainleriymiş. Türkiye'yi bugünlere getiren o güzellikleri savunmak için herkes 'hayır' diyor.'
Milli mücadelenin siyasi temel mesajını Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya'da verdiğini hatırlatan Baykal, şöyle devam etti:
'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Bu tarihi bir değerlendirmedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Meclis kuruldu. Türkiye, Meclis'in üstünlüğüne dayanan bir ülke. Ana hatlarıyla getirilen anayasanın temel niteliği tek adam inşa etmeye yönelik olmasıdır. Bunu söyleyince rahatsız oluyor AK Partililer, ama gerçek bu. Tek adam anayasasıdır bu. Türkiye 80 milyonluk ülke, Meclis'i o 80 milyon seçiyor. İçinde her düşünceden, anlayıştan, coğrafyadan, inançtan ve kökenden bütün vatandaşlar bir aradayız. 80 milyon bir aradayız. O 80 milyon nereye yansıyor? TBMM'ye yansıyor. Peki arkadaş, sen seçileceksin en fazla ne kadar oyla? Yüzde 51 ile. Öbür yüzde 49-50 ne olacak? O zaman ne yapacaksın, yüzde 50 ile oy aldığını bilip Meclis'e saygı göstereceksin. Meclis seni denetleyecek. Ancak 80 milyonluk ülkenin kaderini tek bir kişiye bırakmayı teklif etmenin kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. '
Baykal, referandumda kullanılacak oyun önemine işaret ederek, 'Bu oy çok kıymetli, bu oyunuzun kıymetini bilin, bu oy olağanüstü önemli. Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu hem de devletin tapusunu. İkisi de senin elinde, ikisi de senin hakkın. Atalarından kaldı sana o.' diye konuştu.
Deniz Baykal, hükümetin Suriye politikalarını da eleştirerek, güçlü devletlerin ikna etmek daha kolay olduğu için karşılarında tek adam istediğini savundu.