İzmir'de Darbe Girişimine İlişkin Dava
FETÖ elebaşı Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu 279 sanıklı davada Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli bazı askerler tanık olarak dinlendi.
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, 279 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tanık olarak ifade veren Kurmay Kıdemli Albay Cengiz Fitoz, tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı Murat Yılmazarslan'ın ardından Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı olarak bir süre görev yaptıktan sonra Ankara'ya tayininin çıktığını belirtti.
15 Temmuz 2016'da ailesiyle Bodrum'da tatilde olduğunu vurgulayan Fitoz, FETÖ'nün askeri kalkışmasını televizyondan izlediğini ve sosyal medyadan baktığı haberlerden öğrendiğini söyledi.
O dönem Yılmazarslan'ın yardımcısı olarak görev yaptığını, tüm personelin birliğe çağrılmasına rağmen kendisinin bunun dışında tutulduğunu savunan Fitoz, saat 02.00 sıralarında birliği arayarak olaylara ilişkin bazı bilgiler aldığını ve Yılmazarslan'ın sürekli makam odasında ve oda kapısının kapalı tutulduğunu duyduğunu dile getirdi.
Ertesi gün Bodrum'dan İzmir'e döndüğü sırada Ege Ordusu Komutanlığından cep telefonundan aranarak ulaşamadıkları Yılmazarslan'ın nerede olduğunun sorulduğunu anlatan Fitoz, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep tarafından birliğin başına geçme emri verildiğini kaydetti.
Birliğe ulaştığında Yılmazarslan'ı göremediğini anlatan Fitoz, Valiliğin oluşturduğu kriz masasına hiçbir görevlendirilme yapılmadığının tespit etmesinin ardından buraya hızlı bir şekilde personel gönderdiğini, Birliğin emniyetini sağlamasından sonra da olanlarla ilgili inceleme başlattığını ifade etti.
Tanık astsubay C.M. ise darbe girişiminin yaşandığı gece Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığında nöbetçi olduğunu, harici dış hattan gelen telefondaki bir komutanın, Yılmazarslan'ın emriyle personelin toplanması talimatı verildiğini aktararak, önce bu talimata bir anlam veremediğini ancak bunun bir eğitim ya da tatbikat olabileceği kanaatine vardığını, talimatın darbe teşebbüsüyle ilgili olabileceğini hiç düşünmediğini beyan etti.
16 Temmuz saat 00.30 sıralarında kırmızı hattan araya bir komutanın, "Deniz hudutları kapatıldı. Hiçbir gemi limandan giriş ya da çıkış yapmayacak. Bunun aksine hareket edenler cezalandırılacaktır." şeklinde emir verdiğini anlatan tanık C.M, bunu ivedi bir şekilde üstlerine aktardığını, o gece ve sonrasında darbe girişimine destek verecek bir emir almadığını, bu yönde kimseye emir vermediğini anlattı.
Tanık yüzbaşı M.B. de 15 ve 16 Temmuz'da hiçbir şekilde seyre kalkmadıklarını, gemide beklediklerini belirterek, hukuk dışı bir eylemde bulunmadığını dile getirdi.
Gemide emniyetli bir şekilde bekledikleri sırada gelen sözde sıkıyönetim direktifi emir ve mesajını okuduklarını ancak ona ilişkin hiçbir şey yapmadıklarını ileri süren M.B, saat 04.30 sıralarında gelen bir telefonla "Gemiden, emniyetli bir bölgeye ateş edilmesi" yönünde bir emir aldıklarını fakat gemi komutanının bunu yerine getirmediğini ileri sürdü.
Kaynak: AA
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tanık olarak ifade veren Kurmay Kıdemli Albay Cengiz Fitoz, tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı Murat Yılmazarslan'ın ardından Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı olarak bir süre görev yaptıktan sonra Ankara'ya tayininin çıktığını belirtti.
15 Temmuz 2016'da ailesiyle Bodrum'da tatilde olduğunu vurgulayan Fitoz, FETÖ'nün askeri kalkışmasını televizyondan izlediğini ve sosyal medyadan baktığı haberlerden öğrendiğini söyledi.
O dönem Yılmazarslan'ın yardımcısı olarak görev yaptığını, tüm personelin birliğe çağrılmasına rağmen kendisinin bunun dışında tutulduğunu savunan Fitoz, saat 02.00 sıralarında birliği arayarak olaylara ilişkin bazı bilgiler aldığını ve Yılmazarslan'ın sürekli makam odasında ve oda kapısının kapalı tutulduğunu duyduğunu dile getirdi.
Ertesi gün Bodrum'dan İzmir'e döndüğü sırada Ege Ordusu Komutanlığından cep telefonundan aranarak ulaşamadıkları Yılmazarslan'ın nerede olduğunun sorulduğunu anlatan Fitoz, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep tarafından birliğin başına geçme emri verildiğini kaydetti.
Birliğe ulaştığında Yılmazarslan'ı göremediğini anlatan Fitoz, Valiliğin oluşturduğu kriz masasına hiçbir görevlendirilme yapılmadığının tespit etmesinin ardından buraya hızlı bir şekilde personel gönderdiğini, Birliğin emniyetini sağlamasından sonra da olanlarla ilgili inceleme başlattığını ifade etti.
Tanık astsubay C.M. ise darbe girişiminin yaşandığı gece Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığında nöbetçi olduğunu, harici dış hattan gelen telefondaki bir komutanın, Yılmazarslan'ın emriyle personelin toplanması talimatı verildiğini aktararak, önce bu talimata bir anlam veremediğini ancak bunun bir eğitim ya da tatbikat olabileceği kanaatine vardığını, talimatın darbe teşebbüsüyle ilgili olabileceğini hiç düşünmediğini beyan etti.
16 Temmuz saat 00.30 sıralarında kırmızı hattan araya bir komutanın, "Deniz hudutları kapatıldı. Hiçbir gemi limandan giriş ya da çıkış yapmayacak. Bunun aksine hareket edenler cezalandırılacaktır." şeklinde emir verdiğini anlatan tanık C.M, bunu ivedi bir şekilde üstlerine aktardığını, o gece ve sonrasında darbe girişimine destek verecek bir emir almadığını, bu yönde kimseye emir vermediğini anlattı.
Tanık yüzbaşı M.B. de 15 ve 16 Temmuz'da hiçbir şekilde seyre kalkmadıklarını, gemide beklediklerini belirterek, hukuk dışı bir eylemde bulunmadığını dile getirdi.
Gemide emniyetli bir şekilde bekledikleri sırada gelen sözde sıkıyönetim direktifi emir ve mesajını okuduklarını ancak ona ilişkin hiçbir şey yapmadıklarını ileri süren M.B, saat 04.30 sıralarında gelen bir telefonla "Gemiden, emniyetli bir bölgeye ateş edilmesi" yönünde bir emir aldıklarını fakat gemi komutanının bunu yerine getirmediğini ileri sürdü.