Engelli Gencin Hayalini Anlatan Film Yolculuğuna Devam Ediyor
Tek hayali askerliğini yapmak olan ve askere giderken kaza geçiren bir gencin hikayesini anlatan 'Posta Kutusu' adlı film, festival yolculuğuna devam ediyor Senarist ve oyuncu Mete: 'Amacımız insanlara bir şeyler hissettirebilmekti. Tekerlekli sandalyedeki bir gencin askerlik hayalini gerçekçi, aynı zamanda masalsı bir şekilde perdeye aktarmaya çalıştık' 'Öncelikle çok şansılıydık. Çünkü bu bir ekip işi. Dünyanın en iyi senaryosunu yazsanız da sizi anlayan ve destekleyen bir yapımcınız yoksa bunun bir ehemmiyeti yoktur'
Tek hayali askerliğini yapmak olan ve askere giderken kaza geçiren bir gencin hikayesini anlatan "Posta Kutusu" adlı filmin festival yolculuğu devam ediyor.
Son olarak, "Kosova Uluslararası Film Festivali"nden "En İyi Senaryo" ödülüyle dönen filmin senaristi Ali Buhara Mete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce de Bosna Hersek'te "En İyi Erkek Oyuncu" ve Romanya'da "Jüri Özel Ödülü" aldıklarını söyledi.
Filmin Çin'deki "Şangay Uluslararası Film Festivali" ve Hindistan'daki "Jagran Uluslararası Film Festivali"nin özel seçkisinde yer aldığını anlatan Mete, engellilerin hayatına da dikkati çeken filmin, farklı ülkelerde festivallere katılmaya devam edeceğini vurguladı.
Mete, "ödüle layık görme" meselesinin göreceli bir kavram olduğunu belirterek, filmde anlatmak istedikleri konunun, seyirci tarafından beğenilmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini kaydetti.
İnsanların beğenilerinin her zaman değişebileceğini aktaran Mete, "Amacımız insanlara bir şeyler hissettirebilmekti. Yönetmen arkadaşım Barış'la senaryo için uzun süre çalıştık. Ekibe danışman olarak değerli hocam Öktem Başol dahil oldu. Tekerlekli sandalyedeki bir gencin askerlik hayalini gerçekçi aynı zamanda masalsı bir şekilde perdeye aktarmaya çalıştık." diye konuştu.
Mete, senaryo ödülü almanın kendisi için büyük şeref olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Romanya'da 'Uluslararası Buzzcee Film Festivali'nde 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görülmüştük. En büyük ödülü ise Romanya’da seyirciyle filmi izlerken aldık. Filmin duygusunun insanlara geçmesi, filmden etkilenmiş olarak çıkmaları tarifsiz bir mutluluktu. Hepsi ayrı ayrı çok ilginç sorular sordular. Evrensel bir tema işledik. Dil veya kültür değişse de hislerimiz aynı. Sinemanın bu noktada birleştirici gücü olduğu kesin. Sonuçta bir dert anlatmaya çalışıyoruz. İnsanlara ulaşması, dokunması bizim için çok önemli."
- "Saatlerce kavga ettik"
Senaryonun bir filmin başarısındaki etkisi üzerine konuşan Mete, "Öncelikle çok şanslıydık. Çünkü bu bir ekip işi. Dünyanın en iyi senaryosunu yazsanız da sizi anlayan ve destekleyen bir yapımcınız yoksa bunun bir ehemmiyeti yoktur. Yapımcılarımız maddi desteklerinin yanı sıra, manevi desteklerini vermekten kaçınmadılar ve bize bu film konusunda inandılar. Biz de çok tecrübeli adamlar sayılmazdık, ilk filmimizdi ama hepimizde ortak bir tutku ve heyecan vardı en iyisini yapmak için." diye konuştu.
Mete, yönetmenliği üstlenen Barış Kırımşelioğlu'nun olağanüstü bir iş çıkardığı değerlendirmesini yaparak, "Senaryoyu Barış'la beraber inşa ettik. Saatlerce kavga ettik, tartıştık. Barış, filmde oynadığım 'Berk' karakterini çıkardı, oldukça renkli ve eğlenceliydi. Hatta o kadar renkliydi ki başrol için istediğimiz İsmail Demirci benim rolümü oynamak istemişti. İyi ki vermemişiz çünkü o da canlandırdığı Nihat karakteriyle Bosna'da en iyi başrol oyuncu ödülünü kazanarak bizi gururlandırdı."
Ekip çalışmasının önemine değinen oyuncu Mete, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mütevazı ama güçlü bir kadroyla çalıştık. Oyuncu arkadaşlarım İnan Ulaş Torun, İsmail Demirci harika bir performans gösterdi ve filmi yukarı taşıdılar. Kendilerinden katarak işi sahiplendiler. Bu da filme fazlasıyla yansıdı. Diğer önemli karakterler Ozan Osmanpaşaoğlu, Tuğçe Karabacak, Öner Ateş ve Tuncer Salman da bu filme çok büyük katkı sağladı. Böyle iyi, kaliteli oyuncularımız olmasaydı bu hikaye bu kadar inandırıcı olamazdı. Dolayısıyla görüntü yönetmeni, ışık şefimiz hepsi dahil koca bir ekibin başarısıdır bu. Böyle iyi bir ekiple çalıştığım için gururluyum ve şükrediyorum."
Mahmut Keçeci ve Nedim Zeper'in yapımcılığında çekilen filmin konusu şöyle:
"Adem'in hayatı, askerlik hizmeti için birliğine giderken geçirdiği trafik kazası sonucu altüst olur. Tekerlekli sandalyeye mahkum olan Adem'in hayattaki tek amacı, askerlik hizmetini tamamlamaktır. Bıkmadan, ona asker olma şansı vermeleri için orduya mektuplar gönderir. Bir gün Adem'in yakın arkadaşı olan Nihat parlak bir plan yapar. Amacı, arkadaşının hayalini gerçekleştirmeye yardım etmektir. Nihat, Adem'e ordunun seferberlik eğitimi için Adem'i çağırdığını bildiren sahte bir mektup gönderir. Nihat ve arkadaşları, şehrin yakınında boş bir arazide sahte bir askeri eğitim alanı yaparlar. Adem'i programın gerçekliğine inandırmak için asker rolünü oynayacak 15 gönüllü bulurlar ancak gerçek silahları nereden bulacaklardır? Olay, büyük bir tehlikeye dönüşür."
Kaynak: AA
Son olarak, "Kosova Uluslararası Film Festivali"nden "En İyi Senaryo" ödülüyle dönen filmin senaristi Ali Buhara Mete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce de Bosna Hersek'te "En İyi Erkek Oyuncu" ve Romanya'da "Jüri Özel Ödülü" aldıklarını söyledi.
Filmin Çin'deki "Şangay Uluslararası Film Festivali" ve Hindistan'daki "Jagran Uluslararası Film Festivali"nin özel seçkisinde yer aldığını anlatan Mete, engellilerin hayatına da dikkati çeken filmin, farklı ülkelerde festivallere katılmaya devam edeceğini vurguladı.
Mete, "ödüle layık görme" meselesinin göreceli bir kavram olduğunu belirterek, filmde anlatmak istedikleri konunun, seyirci tarafından beğenilmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini kaydetti.
İnsanların beğenilerinin her zaman değişebileceğini aktaran Mete, "Amacımız insanlara bir şeyler hissettirebilmekti. Yönetmen arkadaşım Barış'la senaryo için uzun süre çalıştık. Ekibe danışman olarak değerli hocam Öktem Başol dahil oldu. Tekerlekli sandalyedeki bir gencin askerlik hayalini gerçekçi aynı zamanda masalsı bir şekilde perdeye aktarmaya çalıştık." diye konuştu.
Mete, senaryo ödülü almanın kendisi için büyük şeref olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Romanya'da 'Uluslararası Buzzcee Film Festivali'nde 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görülmüştük. En büyük ödülü ise Romanya’da seyirciyle filmi izlerken aldık. Filmin duygusunun insanlara geçmesi, filmden etkilenmiş olarak çıkmaları tarifsiz bir mutluluktu. Hepsi ayrı ayrı çok ilginç sorular sordular. Evrensel bir tema işledik. Dil veya kültür değişse de hislerimiz aynı. Sinemanın bu noktada birleştirici gücü olduğu kesin. Sonuçta bir dert anlatmaya çalışıyoruz. İnsanlara ulaşması, dokunması bizim için çok önemli."
- "Saatlerce kavga ettik"
Senaryonun bir filmin başarısındaki etkisi üzerine konuşan Mete, "Öncelikle çok şanslıydık. Çünkü bu bir ekip işi. Dünyanın en iyi senaryosunu yazsanız da sizi anlayan ve destekleyen bir yapımcınız yoksa bunun bir ehemmiyeti yoktur. Yapımcılarımız maddi desteklerinin yanı sıra, manevi desteklerini vermekten kaçınmadılar ve bize bu film konusunda inandılar. Biz de çok tecrübeli adamlar sayılmazdık, ilk filmimizdi ama hepimizde ortak bir tutku ve heyecan vardı en iyisini yapmak için." diye konuştu.
Mete, yönetmenliği üstlenen Barış Kırımşelioğlu'nun olağanüstü bir iş çıkardığı değerlendirmesini yaparak, "Senaryoyu Barış'la beraber inşa ettik. Saatlerce kavga ettik, tartıştık. Barış, filmde oynadığım 'Berk' karakterini çıkardı, oldukça renkli ve eğlenceliydi. Hatta o kadar renkliydi ki başrol için istediğimiz İsmail Demirci benim rolümü oynamak istemişti. İyi ki vermemişiz çünkü o da canlandırdığı Nihat karakteriyle Bosna'da en iyi başrol oyuncu ödülünü kazanarak bizi gururlandırdı."
Ekip çalışmasının önemine değinen oyuncu Mete, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mütevazı ama güçlü bir kadroyla çalıştık. Oyuncu arkadaşlarım İnan Ulaş Torun, İsmail Demirci harika bir performans gösterdi ve filmi yukarı taşıdılar. Kendilerinden katarak işi sahiplendiler. Bu da filme fazlasıyla yansıdı. Diğer önemli karakterler Ozan Osmanpaşaoğlu, Tuğçe Karabacak, Öner Ateş ve Tuncer Salman da bu filme çok büyük katkı sağladı. Böyle iyi, kaliteli oyuncularımız olmasaydı bu hikaye bu kadar inandırıcı olamazdı. Dolayısıyla görüntü yönetmeni, ışık şefimiz hepsi dahil koca bir ekibin başarısıdır bu. Böyle iyi bir ekiple çalıştığım için gururluyum ve şükrediyorum."
Mahmut Keçeci ve Nedim Zeper'in yapımcılığında çekilen filmin konusu şöyle:
"Adem'in hayatı, askerlik hizmeti için birliğine giderken geçirdiği trafik kazası sonucu altüst olur. Tekerlekli sandalyeye mahkum olan Adem'in hayattaki tek amacı, askerlik hizmetini tamamlamaktır. Bıkmadan, ona asker olma şansı vermeleri için orduya mektuplar gönderir. Bir gün Adem'in yakın arkadaşı olan Nihat parlak bir plan yapar. Amacı, arkadaşının hayalini gerçekleştirmeye yardım etmektir. Nihat, Adem'e ordunun seferberlik eğitimi için Adem'i çağırdığını bildiren sahte bir mektup gönderir. Nihat ve arkadaşları, şehrin yakınında boş bir arazide sahte bir askeri eğitim alanı yaparlar. Adem'i programın gerçekliğine inandırmak için asker rolünü oynayacak 15 gönüllü bulurlar ancak gerçek silahları nereden bulacaklardır? Olay, büyük bir tehlikeye dönüşür."