MÜSİAD Genel Başkanı Kaan Açıklaması

'Türkiye artık yüzde 5 üzerindeki büyüme patikasına girdi. Büyümenin kaynaklarında ise hem iç talep hem de dış talep var' 'Büyüme süreci devam ettikçe işsizlik sorunu kademeli bir şekilde azalacaktır. 2017 3. Çeyrek büyüme oranlarının çift haneli rakamlarda olması sürpriz olmaz'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Türkiye'nin artık yüzde 5 üzerindeki büyüme patikasına girdiğini belirterek, "Büyüme süreci devam ettikçe işsizlik sorunu kademeli bir şekilde azalacaktır. 2017 3. Çeyrek büyüme oranlarının çift haneli rakamlarda olması sürpriz olmaz." dedi.

Kaan, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu tarafından düzenlenen "Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, büyümenin sürmesiyle işsizlik oranının azalacağını söyledi.

Türkiye'de büyüme sayesinde sağlanan istihdam rakamlarına dikkati çeken Kaan, şöyle konuştu:

"Türkiye artık yüzde 5 üzerindeki büyüme patikasına girdi. Büyümenin kaynaklarında ise hem iç talep hem de dış talep var. Türkiye en büyük 20 ekonominin temsil edildiği G20'de en yüksek büyümeyi gerçekleştiren üçüncü ülke. 2007'den bu yana ilave 8 milyon istihdam sağlandı. Son bir yılda 1,1 milyon yeni istihdam alanı oluşturuldu. Büyüme süreci devam ettikçe işsizlik sorunu kademeli bir şekilde azalacaktır. 2017 3. Çeyrek büyüme oranlarının çift haneli rakamlarda olması sürpriz olmaz."

Kaan, İslam aleminin doğal kaynakların önemli bir kısmını elinde bulundurduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Dünya nüfusunun yüzde 23'ünü kapsayan, dünyadaki doğal kaynakların yüzde 40'ına sahip olan İslam ülkeleri, dünya ticaretinin yalnızca yüzde 9 una tekabül edebiliyor. Bunun en temel sebebi teknolojik gelişmelerde diğer ülkelere nazaran geride oluşumuz, bilhassa yenilikler karşısında yalnızca ihtiyaç sahibi konumunu temsil etmemizdir. Elimizdeki doğal kaynakları değerlendiremeyip Batılı devletlere teslim etmek zorunda oluşumuz ve İslam ülkeleri olarak ortak ticari birlikteliğimizin yetersizliği bu durumu kaçınılmaz kılıyor."

- "Yüzde 1'lik nüfus küresel gelirin yarısına sahip"

Dünyada zengin ile fakir arasındaki uçurumun her geçen gün arttığını vurgulayan Kaan, şunları kaydetti:

"Dünyayı oluşturan nüfusun yüzde 70'lik kısmı küresel gelirin yüzde 2,7'sini oluştururken ilginçtir ki dünyanın yaklaşık yüzde 1'ini oluşturan topluluk, küresel gelirin neredeyse yarısına hakimdir. Kısacası en zengin ile en fakir arasında uçurum yüksektir ve giderek artmaktadır. Dünyanın yüzde 70'lik nüfusu 10 bin doların altında yaşarken, yaklaşık yüzde 1'lik nüfus, 1 milyon doların üzerinde yaşamaktadır. İşte bu küresel ölçekte uygulanan faiz temelli finansal ve ekonomik sistemin bir sonucudur."

- "Katılım Finans" modeli

Kaan, küresel ekonominin kabuk değiştirdiğini ve daha insani ekonomik model arayışında olunduğunu, bu noktada katılım bankacılığının çok önemli bir yer tuttuğunu dile getirdi.

"Katılım Finans" modelinin sahip olduğu varlığa dayanan finansmanın, etik değerler, kurumsal yönetim ve sosyal sorumluluk gibi özelliklerle, küresel piyasaların aradığı birçok çözümü ihtiva ettiğini anlatan Kaan, "Kar ve zararın paylaşıldığı bir ortaklık anlayışı, tasarruf sahiplerinin ve birikimlerinin korunması, fonların daha etkin bir şekilde reel sektöre aktarılması ve böylece sürdürülebilir bir büyüme sürecinin desteklenmesi; Katılım Finansı'nın en belirgin özellikleridir. Bu model; özellikle geleneksel yavaş büyüyen sektörlerden çağdaş ve hızlı büyüyen sektörlere kaynak aktarılması, sanayinin ihtiyaç duyduğu sabit getiri odaklı finansmanın sağlanması gibi avantajlara sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.

MÜSİAD olarak ortaya koydukları "insani finans" kavramının merkezinde üretim olduğunu belirten Kaan, şunları kaydetti:

"İnsani finansta, bankacılıktan sigortacılığa, yatırım finansmanından, emeklilik fonlarına kadar finansal sistemin tüm paydaşları için paranın nasıl kazanıldığı en önemli konudur. Özetle, paradan para kazanmaz. Modelin merkezine üretimi koyar. Üretime dayalı ekonomik modeli destekler. Bunun basit bir finansal mekanizma dönüşümü arayışı olmadığını biliyoruz. Bu sürecin sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ve psikolojik birçok farklı parametresi söz konusu olacak. Bu temel paradigma dönüşüm sürecini, bu gerçekleri göz ardı etmeden, tüm paydaşlarla beraber yürüteceğiz."

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul da en az bir yabancı dil öğrenmeleri ve yurt dışı deneyimi yaşamaları konusunda öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
Kaynak: AA