GAP'ın Yeni Gözdesi Organik Ürünler

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Karahocagil: 'Bölgemizde hemen hemen her yerde farklı alanlarda kendine özgü ürünler üretenler var. Bölgemizin organik tarım açısından oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim' Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Tarım Dairesi Başkanı Kıymaz: 'Biz bu alanda dünya piyasalarında biraz daha fazla pay alabiliriz. Dünyadaki gelişmelerle beraber bunu sağlayabilirsek ihracat gelirimiz mutlaka artacaktır'

RAUF MALTAŞ - Güneydoğu'da üreticiler, GAP Bölge Kalkınma İdaresi'nin yönlendirmesi ve tarımsal destekler sayesinde bölgede organik tarıma yönelerek, iç ve dış pazar potansiyelini kullanmak istiyor.

Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinin bulunduğu bölgedeki üreticilerin, dünyada hızla artan organik gıda ihtiyacına katkı sunmak için son yıllarda başlattığı çalışmalar meyvelerini vermeye başladı.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından yürütülen GAP Organik Tarım Küme Projesi kapsamında bölgede pamuktan, zeytine, baldan nar ekşisine kadar birçok ürün organik olarak üretilmeye başlandı. Bu kapsamda çiftçiler arasında birlikler kurularak fikir alışverişleri de artırıldı.

- "Her ilin marka değeri var"

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada en fazla gelişen alanlardan birisi olan organik gıdaya yönelimin her geçen gün arttığını söyledi.

Organik tarıma mutlaka dönüşün olacağına ve üreticinin buna kendisini hazırlaması gerektiğine dikkati çeken Karahocagil, GAP bünyesinde bulunan 9 ildeki her kentin kendine özgü organik ürünler ürettiğini söyledi.

Bölgenin potansiyelinin çok iyi kullanılması gerektiğini anlatan Karahocagil, şöyle devam etti:

"Şanlıurfa'nın hedefi organik pamuk, kentte bu ürün üretiliyor, bu alanda dünyada ileride bu şehrimizin söz sahibi olmasını bekliyoruz, bunun için çalışıyoruz. Kilis'te zeytinyağı çok meşhur, yine Şanlıurfa'nın zeytinyağı organik tarım olarak markası var, ayrıca nar ve nar ekşisi de organik olarak üretiliyor. Adıyaman'da Besni üzümü çok meşhur ve organik olarak üretiliyor. Siirt ve Şırnak'ta ise bal var, bal üreticilerimiz örgütlenmiş durumda, Siirt'te bin 300, Şırnak'ta ise 800 bal üreticimiz bir araya gelmiş durumdadır. Diyarbakır'da da üzüm, dut ve pestil gibi alanlarda da üretim var. Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde ise buğday ve mercimek üreten köylerden oluşan birliğimiz var. Bölgemizde hemen hemen her yerde farklı alanlarda kendine özgü ürünler üretenler var. Bölgemizin organik tarım açısından oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim. Şu anda bütün illerimizde organik gıda üretimimiz var, özellikle geleneksel ürünlerimizi organik olarak üretmeye çalışıyoruz."

Karahocagil, bölgedeki organik tarımla uğraşan üreticilerin GAP Organik Kümeleme Derneği bünyesinde ortak faaliyet gösterdiğine de değindi.

Türkiye genelindeki organik tarım üreticilerini bir araya getirmek istediklerini aktaran Karahocagil, "Türkiye'de şu anda açıkçası organize olmuş, organik tarımla uğraşanlar var. Güneydoğu'da bu açıdan diğer bölgelerin önündeyiz. Bilgi, tecrübe ve birikim olarak bayağı iyiyiz." dedi.

- "225 ürün var"

Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Tarım Dairesi Başkanı Taylan Kıymaz da hükümetin bölgedeki organik tarım üreticilerine destek sunduğunu dile getirdi.

Dünyadaki toplam tarım alanlarının yüzde birinin organik tarıma ayrıldığına dikkati çeken Kıymaz, tüketici potansiyelinin bu büyüklüğün çok daha üstünde olduğunu anlattı.

Bölgede sulamaya açılacak yeni alanların da organik tarım için elverişli olabileceğine dikkati çeken Kıymaz, şunları kaydetti:

"Buradan çıkacak üretimin organik olarak değerlendirilip, daha yüksek gelir getirecek şekilde satılması Türkiye açısından önemlidir. Biz bu alanda dünya piyasalarında biraz daha fazla pay alabiliriz. Dünyadaki gelişmelerle beraber bunu sağlayabilirsek ihracat gelirimiz mutlaka artacaktır. Bununla beraber iç talepte de artış olur. Şu an bildiğimiz kadarıyla organik olan 225 ürün var. Ön plana çıkan, üzüm, incir, fındık, zeytin ve zeytinyağı var aslına bakılırsa onlar önemli bir yer edinmiş durumdadır. Sayıyı 225'e çıkarsak bile üretim çok az, miktarını artırmak lazım. Bu arttığı takdirde eminim ihracat pazarlarında da bir çeşitlenme olacaktır. Bu biraz zaman alıyor, önümüzdeki 10 yıl içerisinde daha iyi bir yere geleceğiz diye düşünüyorum."
Kaynak: AA