'Balfour Deklarasyonu' 100. Yılında İstanbul'da Protesto Edildi
AGD üyeleri, 'Balfour Deklarasyonu'nun 100. yılı dolayısıyla İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde protesto eyleminde bulundu AGD İstanbul Başkanı Bulut: 'İngiltere, bu sorumluluğun manevi bedelini ödeyemeyecektir ancak mutlaka bunun maddi bedelini ödemelidir. Filistin halkına yıkımın bedelini tazminat olarak vermelidir. Diğer taraftan, işgalci İsrail’i tanımanın bölgede çatışma ve kaosu durdurmadığı, kan ve gözyaşını dindirmediği aşikardır'
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) üyesi bir grup, "Balfour Deklarasyonu"nun 100. yılı dolayısıyla protesto gerçekleştirdi.
İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplanan AGD'li grup, burada Filistin lehine ve İngiltere ile İsrail aleyhine sloganlar attı.
Grup adına açıklama yapan AGD İstanbul Başkanı Ali Uğur Bulut, şehitlere rahmet dilediğini, İsrail'in Gazze sınırında bir tüneli füzeyle bombaladığını ve 9 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Bulut, Filistin halkının yanında yer almaya devam edeceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Terörist İsrail çok yakında nasıl bir yıkılışa uğrayacağını görecektir.Birinci Dünya Savaşı kim ne derse desin bir emperyalist paylaşım savaşıdır. Bugün demokrasi, insan hakları ve özgürlük kelimelerini dillerinden düşürmeyen İngiltere ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, yağma ve talandan aldıkları payı arttırmak için savaş teknolojileri ile birer işgalci olarak topraklarımıza gelmişlerdir. Irkçı emperyalizmin yani Siyonizm’in etkisinde kalan İngiltere Savaş Kabinesi, Filistin topraklarını Siyonistlere açma kararı almıştır."
Balfour Deklarasyonu'nun Filistin'in işgal edilmesine yol açtığını dile getiren Uğur, "2 Kasım 1917’de İngiltere Savaş Kabinesi’nde bakan olan Arthur James Balfour, ırkçı emperyalizmin önde gelen isimlerinden Rothschild’e bir mektup yazmıştır.Balfour, Rothschild’de yazdığı mektupta, 'Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudiler için bir ulusal yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır' demiştir.Bu deklarasyon ve akabinde İngiltere’nin Filistin topraklarındaki işgali, hiç şüphesiz Müslüman Filistin topraklarında Siyonist İsrail’in kurulmasına temel teşkil etmiştir.İşgal altındaki Filistin toprakları, İngiliz Manda Yönetimi’nin teşvikiyle Yahudi yerleşimine açıldı." değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere'nin Balfour Deklarasyonu dolayısıyla başta Filistin halkı olmak üzere bütün Ortadoğu halklarından ve bütün insanlıktan özür dilemesi gerektiğini belirten Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyonist İsrail’in bölgeye adım adım yerleşmesine yardımcı olan, dolayısıyla İsrail’in döktüğü kana ortak olan ve Filistinlileri kendi topraklarında adeta sığınmacı pozisyonuna düşüren ve birçok Filistinlinin o toprakları terk etmesinde başrolü oynayan İngiltere, bu sorumluluğun manevi bedelini ödeyemeyecektir ancak mutlaka bunun maddi bedelini ödemelidir. Filistin halkına yıkımın bedelini tazminat olarak vermelidir. Diğer taraftan işgalci İsrail’i tanımanın bölgede çatışma ve kaosu durdurmadığı, kan ve gözyaşını dindirmediği aşikardır. İngiltere, 100 yıl önce yaptığı bu büyük yanlıştan dönmek istiyorsa Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermeli, Filistin devletini tanımalı, İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesini beyan etmelidir.İşgalci İsrail’in Filistin halkının topraklarındaki varlığı bir problemdir. Filistin halkının yaşadığı dram demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden bahseden İngiltere’nin sorumluluğudur."
Grup, dua edilmesinin ardından protesto gösterisini sonlandırdı.
Kaynak: AA
İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplanan AGD'li grup, burada Filistin lehine ve İngiltere ile İsrail aleyhine sloganlar attı.
Grup adına açıklama yapan AGD İstanbul Başkanı Ali Uğur Bulut, şehitlere rahmet dilediğini, İsrail'in Gazze sınırında bir tüneli füzeyle bombaladığını ve 9 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Bulut, Filistin halkının yanında yer almaya devam edeceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Terörist İsrail çok yakında nasıl bir yıkılışa uğrayacağını görecektir.Birinci Dünya Savaşı kim ne derse desin bir emperyalist paylaşım savaşıdır. Bugün demokrasi, insan hakları ve özgürlük kelimelerini dillerinden düşürmeyen İngiltere ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, yağma ve talandan aldıkları payı arttırmak için savaş teknolojileri ile birer işgalci olarak topraklarımıza gelmişlerdir. Irkçı emperyalizmin yani Siyonizm’in etkisinde kalan İngiltere Savaş Kabinesi, Filistin topraklarını Siyonistlere açma kararı almıştır."
Balfour Deklarasyonu'nun Filistin'in işgal edilmesine yol açtığını dile getiren Uğur, "2 Kasım 1917’de İngiltere Savaş Kabinesi’nde bakan olan Arthur James Balfour, ırkçı emperyalizmin önde gelen isimlerinden Rothschild’e bir mektup yazmıştır.Balfour, Rothschild’de yazdığı mektupta, 'Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudiler için bir ulusal yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır' demiştir.Bu deklarasyon ve akabinde İngiltere’nin Filistin topraklarındaki işgali, hiç şüphesiz Müslüman Filistin topraklarında Siyonist İsrail’in kurulmasına temel teşkil etmiştir.İşgal altındaki Filistin toprakları, İngiliz Manda Yönetimi’nin teşvikiyle Yahudi yerleşimine açıldı." değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere'nin Balfour Deklarasyonu dolayısıyla başta Filistin halkı olmak üzere bütün Ortadoğu halklarından ve bütün insanlıktan özür dilemesi gerektiğini belirten Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyonist İsrail’in bölgeye adım adım yerleşmesine yardımcı olan, dolayısıyla İsrail’in döktüğü kana ortak olan ve Filistinlileri kendi topraklarında adeta sığınmacı pozisyonuna düşüren ve birçok Filistinlinin o toprakları terk etmesinde başrolü oynayan İngiltere, bu sorumluluğun manevi bedelini ödeyemeyecektir ancak mutlaka bunun maddi bedelini ödemelidir. Filistin halkına yıkımın bedelini tazminat olarak vermelidir. Diğer taraftan işgalci İsrail’i tanımanın bölgede çatışma ve kaosu durdurmadığı, kan ve gözyaşını dindirmediği aşikardır. İngiltere, 100 yıl önce yaptığı bu büyük yanlıştan dönmek istiyorsa Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermeli, Filistin devletini tanımalı, İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesini beyan etmelidir.İşgalci İsrail’in Filistin halkının topraklarındaki varlığı bir problemdir. Filistin halkının yaşadığı dram demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden bahseden İngiltere’nin sorumluluğudur."
Grup, dua edilmesinin ardından protesto gösterisini sonlandırdı.