'İş Güvenliği Uzmanları İş Kazalarının Sorumlusu Görülmemeli'
İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği Başkanı Kavlak: 'İş güvenliği uzmanları iş yerlerinde herhangi bir yaptırım gücü olmayan 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçilerle aynı haklara ve kısıtlı yetkilere sahip çalışanlardır. Böyle bir tablo karşısında iş güvenliği uzmanlarının iş kazalarının sorumlusu olarak görülmesi büyük bir hatadır' 'İş güvenliği kültürü olmayan bir ülkede hem işvereni hem çalışanı hem de iş yerinde sağlık ve güvenliği tehdit eden her şeyi değiştirmek için özveri gösteren meslektaşlarımızın acelece tutuklanmasının kabullenemiyoruz'
ÖZCAN YILDIRIM - İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneğince (İSAG), iş güvenliği uzmanlarının iş kazalarının sorumlusu olarak görüldüğü öne sürülerek, bu meslek mensuplarının bu tür olaylar sonrası tutuklanmasına tepki gösterildi.
İSAG Başkanı Levent Kavlak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmek amacıyla 2012 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldığını anımsatarak, bu kanuna göre iş yerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının sağlanmasından ve sürekli hale getirilmesinden işverenlerin sorumlu olduğunu belirtti.
İşverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi için iş yerinin tehlike sınıfına göre iş güvenliği uzmanı istihdam etme zorunluluğu olduğunu vurgulayan Kavlak, şunları kaydetti:
"İş güvenliği uzmanlarının görev ve sorumlulukları mevzuatta, 'iş yerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortam sağlanması için işverenlere teknik rehberlik ve danışmanlık yapmak, önerilerde bulunmak ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili eğitimlerinde işverene destek olmak' şeklinde tanımlanmıştır. Bu görev tanımının yanı sıra, iş güvenliği uzmanları iş yerlerinde herhangi bir yaptırım gücü olmayan 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçilerle aynı haklara ve kısıtlı yetkilere sahip olan ve ücretlerini işverenlerden alan çalışanlardır. Böyle bir tablo karşısında iş güvenliği uzmanlarının iş kazalarının sorumlusu olarak görülmesi büyük bir hatadır."
- "Uzmanları sahada tek başına bırakarak kazaların önüne geçemeyiz"
Son dönemde, ölümlü iş kazalarının ardından, çok detaylı bir araştırma yapılmadan iş güvenliği uzmanlarının acelece tutuklanmasının bir gelenek haline gelmeye başladığını dile getiren Kavlak, "Bu yıl 17 Mayıs'ta Antalya'da bir madende, 11 Ekim'de İzmir Tüpraş'ta ve son olarak 8 Kasım'da Bursa'daki tekstil boya fabrikasında yaşanan iş kazalarının ardından iş yerinde görevli iş güvenliği uzmanları tutuklandı. İş güvenliği kültürü olmayan bir ülkede hem işvereni hem çalışanı hem de iş yerinde sağlık ve güvenliği tehdit eden her şeyi değiştirmek için büyük bir özveri gösteren meslektaşlarımızın acele tutuklanmasını kabullenemiyoruz." dedi.
Kavlak, iş kazalarının önüne geçmenin yolunun iş güvenliği uzmanlarına devletin sahip çıkmasından geçtiğini vurgulayarak, şu görüşleri savundu:
"Tutuklamalar sahadaki çalışmaları olumsuz etkilemekle birlikte mesleğimizin itibarını zedelemektedir. İş güvenliği uzmanlarını sahada tek başına bırakarak iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişiminde fazla yol alamayacağımız gibi iş yerlerinde ölüm ve yaralanmaların da önüne geçemeyiz. İş güvenliği uzmanları ücretlerini işverenden aldığı sürece baskı altından kurtulamayacaktır. Ülkemizde iş kazalarının önüne geçilmesi iş güvenliği uzmanlarının hapishaneye atılmasıyla değil, bağımsız çalışma ortamlarının sağlanıp tüm engellerinin kaldırılmasıyla mümkün olacaktır."
Kaynak: AA
İSAG Başkanı Levent Kavlak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmek amacıyla 2012 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldığını anımsatarak, bu kanuna göre iş yerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının sağlanmasından ve sürekli hale getirilmesinden işverenlerin sorumlu olduğunu belirtti.
İşverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi için iş yerinin tehlike sınıfına göre iş güvenliği uzmanı istihdam etme zorunluluğu olduğunu vurgulayan Kavlak, şunları kaydetti:
"İş güvenliği uzmanlarının görev ve sorumlulukları mevzuatta, 'iş yerlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortam sağlanması için işverenlere teknik rehberlik ve danışmanlık yapmak, önerilerde bulunmak ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili eğitimlerinde işverene destek olmak' şeklinde tanımlanmıştır. Bu görev tanımının yanı sıra, iş güvenliği uzmanları iş yerlerinde herhangi bir yaptırım gücü olmayan 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçilerle aynı haklara ve kısıtlı yetkilere sahip olan ve ücretlerini işverenlerden alan çalışanlardır. Böyle bir tablo karşısında iş güvenliği uzmanlarının iş kazalarının sorumlusu olarak görülmesi büyük bir hatadır."
- "Uzmanları sahada tek başına bırakarak kazaların önüne geçemeyiz"
Son dönemde, ölümlü iş kazalarının ardından, çok detaylı bir araştırma yapılmadan iş güvenliği uzmanlarının acelece tutuklanmasının bir gelenek haline gelmeye başladığını dile getiren Kavlak, "Bu yıl 17 Mayıs'ta Antalya'da bir madende, 11 Ekim'de İzmir Tüpraş'ta ve son olarak 8 Kasım'da Bursa'daki tekstil boya fabrikasında yaşanan iş kazalarının ardından iş yerinde görevli iş güvenliği uzmanları tutuklandı. İş güvenliği kültürü olmayan bir ülkede hem işvereni hem çalışanı hem de iş yerinde sağlık ve güvenliği tehdit eden her şeyi değiştirmek için büyük bir özveri gösteren meslektaşlarımızın acele tutuklanmasını kabullenemiyoruz." dedi.
Kavlak, iş kazalarının önüne geçmenin yolunun iş güvenliği uzmanlarına devletin sahip çıkmasından geçtiğini vurgulayarak, şu görüşleri savundu:
"Tutuklamalar sahadaki çalışmaları olumsuz etkilemekle birlikte mesleğimizin itibarını zedelemektedir. İş güvenliği uzmanlarını sahada tek başına bırakarak iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişiminde fazla yol alamayacağımız gibi iş yerlerinde ölüm ve yaralanmaların da önüne geçemeyiz. İş güvenliği uzmanları ücretlerini işverenden aldığı sürece baskı altından kurtulamayacaktır. Ülkemizde iş kazalarının önüne geçilmesi iş güvenliği uzmanlarının hapishaneye atılmasıyla değil, bağımsız çalışma ortamlarının sağlanıp tüm engellerinin kaldırılmasıyla mümkün olacaktır."