NEÜ'lü Öğrenciler Madde Bağımlılığı Konusunda Bilgilendirildi
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi tarafından “Çağımızın Vebası Madde Bağımlılığı” konulu bir konferans düzenlendi.
Meram Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ak’ın konuşmacı olduğu konferansa öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Diken yaptığı açılış konuşmasında, insan sağlığının korunması gereken en temel insan haklarından olduğunu söyleyerek, “Bütün semavi dinler, aklın korunması, neslin korunması, nefsin korunması, malın korunması ve dinin korunmasını esas almıştır. Aklın korunması, yani insan sağlığı, korunması gereken temel insan haklarındandır” dedi.
Madde bağımlılığının geleceğimize bir saldırı olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Diken, “Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi her türlü tehlikeden korumak için çaba göstermeliyiz. Uygulamalı Bilimler Fakültesi olarak eğitim öğretiminiz için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bugün ki program da eğitiminiz için yaptığımız etkinliklerden birisi. Toplumsal konularda duyarlılığınızın artması ve bilinçlenmeniz için etkinliklerimiz devam edecektir. İlginizi ve katılımlarınızı bekliyoruz” diye konuşut.
Doç. Dr. Mehmet Ak madde bağımlılığının biyolojik, psikolojik, davranışsal ve sosyal etkenlerin birlikte rol oynadığı bir hastalık olduğunu söyleyerek, bu bağımlılığın insan ruhunda ve bedeninde yaptığı hasarlarla ilgili bilgiler verdi. Doç. Dr. Mehmet Ak, madde bağımlılığı ile ilgili yaptığı sunumda, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin Türkiye verilerinin önemli bir şekilde arttığını, her 100 kişiden birinin bağımlılık yaratan bu maddelerin farklı türleriyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Madde bağımlılığının arttığını grafikler üzerinden gösteren Ak, 2006 yılında yüksek dozdan ölenlerin sayısının 20’li 30’lu rakamlarda iken, 2015 te bu sayının 600’lü rakamlara ulaştığını ifade etti.
Artan istatistiklerin endişe verici olduğunu kaydeden Ak, bu konuda daha fazla koruyucu amaçlı çalışmalar yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Mehmet Ak maddenin geçmişte farklı toplumlar tarafından da kullanıldığını ve 1950 yılında Dünya Sağlık Örgütü ve Amerika Psikiyatri Birliğinin “Madde Bağımlılığı Bir Hastalıktır” tanımlamasıyla kitaplara geçtiğini aktardı. Bu konuda Türkiye’de saptanan risk faktörlerine değinen Ak, “Genç yaş, aile ya da yakın çevrede madde kullanımı, anne-baba eğitim düzeyi, anne-babada madde kullanımı, negatif duygulara sahip olma, sosyoekonomik düzey: genelde düşük, yalnız yaşamak, ruhsal hastalığı olmak, aile içi ilişkilerin sorunlu olması, madde kullanan birini tanıyor olmak, çevresel etkenler ve kişisel özelliklerdir” şeklinde konuştu.
Bağımlılık yapan maddeler hakkında da bilgiler veren Ak, “Amerikan Psikiyatri Birliği’nin son yayınladığı listede; Alkol, kafein, kenevir, halisinojenler, uçucular (tiner, bali vs.), opiyatlar (morfin, eroin vs.), dinginleştirici uyutucu kaygı gidericiler, uyarıcılar (kokain, ekstazi vs.), tütün bağımlılığı oluşturan maddeler olarak yer almaktadır” dedi.
Maddeyi bıraktırmanın mümkün olduğunu ancak, tekrar başlanmaması konusunda sıkıntı yaşandığını ifade eden Ak, hatırlatıcı en ufak bir sinyalle beynin tekrar aynı sistemi aynı şekilde aktif olduğunu belirtti.
Türkiye’de saptanan risk faktörlerinin de anlatıldığı konferansta özellikle ailesi ve çevresiyle sağlıklı iletişim kuramayan, aile içi iletişimin sorunlu olduğu, anti sosyal özelliklere sahip ve ailesinde veya çevresinde madde kullanan kişilerin madde bağımlılığına daha yatkın oldukları belirtildi. Doç. Dr. Mehmet Ak sunumunda vücudun işlevselliğine zarar veren madde bağımlılığının insan beyninde yaptığı hasarları görsellerle anlatarak madde bağımlısı birinin yıllar sonra beyninin adeta bir mayın tarlası şekline dönüştüğünü vurgulayarak, “Madde bağımlılığından korunmanın en iyi yolu hiç başlamamaktır” dedi.
Kaynak: İHA
Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Diken yaptığı açılış konuşmasında, insan sağlığının korunması gereken en temel insan haklarından olduğunu söyleyerek, “Bütün semavi dinler, aklın korunması, neslin korunması, nefsin korunması, malın korunması ve dinin korunmasını esas almıştır. Aklın korunması, yani insan sağlığı, korunması gereken temel insan haklarındandır” dedi.
Madde bağımlılığının geleceğimize bir saldırı olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Diken, “Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi her türlü tehlikeden korumak için çaba göstermeliyiz. Uygulamalı Bilimler Fakültesi olarak eğitim öğretiminiz için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bugün ki program da eğitiminiz için yaptığımız etkinliklerden birisi. Toplumsal konularda duyarlılığınızın artması ve bilinçlenmeniz için etkinliklerimiz devam edecektir. İlginizi ve katılımlarınızı bekliyoruz” diye konuşut.
Doç. Dr. Mehmet Ak madde bağımlılığının biyolojik, psikolojik, davranışsal ve sosyal etkenlerin birlikte rol oynadığı bir hastalık olduğunu söyleyerek, bu bağımlılığın insan ruhunda ve bedeninde yaptığı hasarlarla ilgili bilgiler verdi. Doç. Dr. Mehmet Ak, madde bağımlılığı ile ilgili yaptığı sunumda, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin Türkiye verilerinin önemli bir şekilde arttığını, her 100 kişiden birinin bağımlılık yaratan bu maddelerin farklı türleriyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Madde bağımlılığının arttığını grafikler üzerinden gösteren Ak, 2006 yılında yüksek dozdan ölenlerin sayısının 20’li 30’lu rakamlarda iken, 2015 te bu sayının 600’lü rakamlara ulaştığını ifade etti.
Artan istatistiklerin endişe verici olduğunu kaydeden Ak, bu konuda daha fazla koruyucu amaçlı çalışmalar yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Mehmet Ak maddenin geçmişte farklı toplumlar tarafından da kullanıldığını ve 1950 yılında Dünya Sağlık Örgütü ve Amerika Psikiyatri Birliğinin “Madde Bağımlılığı Bir Hastalıktır” tanımlamasıyla kitaplara geçtiğini aktardı. Bu konuda Türkiye’de saptanan risk faktörlerine değinen Ak, “Genç yaş, aile ya da yakın çevrede madde kullanımı, anne-baba eğitim düzeyi, anne-babada madde kullanımı, negatif duygulara sahip olma, sosyoekonomik düzey: genelde düşük, yalnız yaşamak, ruhsal hastalığı olmak, aile içi ilişkilerin sorunlu olması, madde kullanan birini tanıyor olmak, çevresel etkenler ve kişisel özelliklerdir” şeklinde konuştu.
Bağımlılık yapan maddeler hakkında da bilgiler veren Ak, “Amerikan Psikiyatri Birliği’nin son yayınladığı listede; Alkol, kafein, kenevir, halisinojenler, uçucular (tiner, bali vs.), opiyatlar (morfin, eroin vs.), dinginleştirici uyutucu kaygı gidericiler, uyarıcılar (kokain, ekstazi vs.), tütün bağımlılığı oluşturan maddeler olarak yer almaktadır” dedi.
Maddeyi bıraktırmanın mümkün olduğunu ancak, tekrar başlanmaması konusunda sıkıntı yaşandığını ifade eden Ak, hatırlatıcı en ufak bir sinyalle beynin tekrar aynı sistemi aynı şekilde aktif olduğunu belirtti.
Türkiye’de saptanan risk faktörlerinin de anlatıldığı konferansta özellikle ailesi ve çevresiyle sağlıklı iletişim kuramayan, aile içi iletişimin sorunlu olduğu, anti sosyal özelliklere sahip ve ailesinde veya çevresinde madde kullanan kişilerin madde bağımlılığına daha yatkın oldukları belirtildi. Doç. Dr. Mehmet Ak sunumunda vücudun işlevselliğine zarar veren madde bağımlılığının insan beyninde yaptığı hasarları görsellerle anlatarak madde bağımlısı birinin yıllar sonra beyninin adeta bir mayın tarlası şekline dönüştüğünü vurgulayarak, “Madde bağımlılığından korunmanın en iyi yolu hiç başlamamaktır” dedi.