Şırnak'taki FETÖ'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava

Şırnak'ta, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu 385 sanığın yargılanmasına Adana'da devam edildi Duruşmanın bugünkü oturumuna tutuklu sanık eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Merkez Komutanı Binbaşı Mehmet Oğuzhan Çiçek'in savunmasının alınmasıyla devam edildi

Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu 385 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 ile 22 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle açılan dava, Adana'da görülmeye devam ediyor.

Duruşmanın bugünkü oturumuna tutuklu sanık eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Merkez Komutanı Binbaşı Mehmet Oğuzhan Çiçek'in savunmasının alınmasıyla devam edildi.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.

Mahkemede savunması istenen tutuklu sanık eski Binbaşı Çiçek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve FETÖ/PDY terör örgütüyle bir alakasının olmadığını söyledi.

Çiçek, iddianamede geçen "Şırnak'taki Terörle Mücadele Şube müdürü H.M.D'yi darbettiği" tespitini reddederek, şunları söyledi:

"Arkadaşlarım darbenin içerisinde yer alsa, ne silahlarını bırakır ne de adliyeye giderlerdi. Ama kimse zorluk çıkarmadan adliyeye gitti. Ben TEM şube müdürünü asla darbetmedim. Yapmadığım bir suçtan ötürü darbeci olarak yargılanıyorum. Bank Asya'da hesabım yoktur. ByLock programını asla kullanmadım. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."

Tutuklu sanık eski Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı İstihkam Şube Müdürü Yüzbaşı Emre Şengül ise operasyonel bir görevinin olmadığını ve emrinde herhangi bir birlik bulunmadığını ifade etti.

15 Temmuz'da karargahta kurmay başkanının kendilerini çağırdığını ve tugayın göreve gideceğini belirttiğini anlatan Şengül, konvoy halinde yola çıktıklarını belirtti.

Cizre'ye doğru konvoy halinde hareket ettiklerini söyleyen Şengül, şunları kaydetti:

"Ben Yarbay İbrahim Yazıcı'nın emri ile konvoy komutanı olarak görevlendirildim. Yola çıktığımızda farklı polis noktalarından geçtik. Ben yoldayken cep telefonum çekmiyordu. Daha sonra ilerlediğimizde ben tekrar telefonuma baktığımda askerin polisle çatıştığını, ülkenin bombalandığını gördüm. Ama Şırnak'tan bir birliğin darbeye götürüldüğüne ben anlam veremedim.Biz asla darbeci değiliz. Zaten ben askerlere 'Polise silah doğrultmayacaksınız' dedim. Sonrasında Cizre Garnizon Komutan Vekili Yasin Yarbay geldi ve 'Arkadaşlar bilgi kirliliği var, darbeye gidiyor olarak algılanıyorsunuz' dedi. O sırada bunu duyan Murat binbaşı 'Ben artık buradan 5 santimerte ileriye gitmem' dedi. Ben bu konuşmadan sonra araca geçtim. Kimin darbeci kimin darbeyi bastıran taraf olduğunu o sırada anlayamıyorsun. Tugay komutanı bile 'Biz darbeyi bastırmaya gidiyorsak' şeklinde diye bir söz kullandı. Daha sonra geri dönüşe geçtik. Astsubayların hiçbirisi 'Biz geri dönmeyiz' demedi. 15 aydır tutukluyum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum."

Mahkeme Başkanının ''İkametinde yapılan aramalarda terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitaplar geçirilmiş bu konu hakkında ne diyorsun?'' sorusu üzerine sanık Emre Şengül, "Bu kitapların evimizden çıktığını eşimden öğrendim. Ben bu adamın yazılarını ve kitaplarını okumadım. Benim bu kitaplardan bilgim yoktur." yanıtını verdi.

Duruşmaya, yarın diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.
Kaynak: AA