Ahşap Oyuncaklar Kök Boyasıyla Renkleniyor
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde organik ahşap oyuncak üreten Ümit Ansen, mevsime uygun topladığı bitkilerden elde ettiği kök boyasıyla oyuncakları renklendiriyor Oyuncak imalatçısı Ansen: 'Çocukların o renklerle karşılaştığında nasıl tepki vereceğinin sevincini yaşayarak o malzemeleri topluyorum. Bütün malzememi doğadan elde ediyorum. Doğadan ve doğal olmayan hiçbir malzemeyi kullanmıyorum' 'Anneler, babalar aldıkları oyuncağın yerli olmasına dikkat etsinler. Nasıl boyandığını incelesinler, araştırsınlar'
GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan Ümit Ansen, yaptığı doğal ahşap oyuncakları doğadan topladığı bitkilerin kökünden, dalından ve yapraklarından elde ettiği kök boyasıyla renklendiriyor.
Kentte 5 yıldır ahşap oyuncak geleneğini sürdürmeye çalışan Ansen, yaptığı topaç, müzik ağacı, uzun tırtıl, otomobil, çanlı ev gibi oyuncakları renklendirmek için kullanacağı bitkileri, zamanına ve uygun iklim şartlarına göre doğadan topluyor.
Doğaya zarar vermeden topladığı bitkileri atölyesinde kaynatıp, içerisine nişasta veya pirinç unu katarak hazırlayan Ansen, soğan kabuğundan kahverengi, sümbülden yeşil, dikenucu ile erguvandan kırmızı ve birçok bitkinin farklı karışımlarından ana ve ara renkler elde ediyor.
Ürettiği oyuncakların sağlığa uygun olması için doğal olmayan hiçbir malzemeyi kullanmayan oyuncak imalatçısı, organik tutkalla da boyayarak renklerin kalıcı olmasını sağlıyor.
- "Doğayla iç içe yaşıyorum"
Ümit Ansen, AA muhabirine, oyuncaklarda kullanılan boyaların birçoğunun pahalı ve sağlığa zararlı olduğunu söyledi.
Kök boya elde etmenin yollarını araştırdığını anlatan Ansen, "Doğayı çok seviyorum ve doğayla iç içe yaşıyorum. Topladığım kökleri, yaprakları kaynattım. Elde ettiğim renklerin içerisine, 'Sağlığa zararsız ne katabilirim?' dedim. Birçok denemeden sonra nişasta ve pirinç ununda başarılı oldum. Böylelikle kök boyası kullanmaya başladım." diye konuştu.
Ansen, elde ettiği boyanın kalıcı olması için içerisine sağlığa zararsız şeffaf tutkalları kattığını kaydederek, böylece rengin kalıcı hale geldiğini dile getirdi.
Doğanın farklı tonlarda renkler sunduğunu vurgulayan Ansen, şöyle konuştu:
"İlkbaharda menekşelerin yanında küçük küçük sümbüller vardır. O sümbüller çok güzel renk verir. Dikenucu ya da çoban ekmeği diye adlandırdığımız bir diken vardır. Onların filizlerini ilkbaharda kırarsanız, 10-12 santimlik filizler verir. O filizleri toplayıp kaynattığınızda elde edeceğiniz renk harika, size özel bir kırmızıdır. Sizin renginizdir. Bazı oyuncakların üzerindeki boyalar kanser yapıyorsa benim boyalarım kanseri önlüyor. Mesela zerdeçal yapılan araştırmalar sonunda kanser hücresini belli ölçüde küçültüğü saptanmış. Ben de zerdeçalı boya yaptım."
- "Oyuncağın nasıl boyandığını araştırsınlar"
Ansen, insanlara her fırsatta kök boyasının önemini ve nasıl yapılması gerektiğini anlattığını ifade ederek, çok güzel tepkiler aldığını belirtti.
Anne ve babaların çocuklarına oyuncak alırken seçici olmalarını tavsiye eden Ansen, "Aldıkları oyuncağın yerli olmasına dikkat etsinler. Nasıl boyandığını incelesinler, araştırsınlar." dedi.
Ümit Ansen, çocuklar için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklar için bir şeyler yapmamız lazım. Ben yapıyorum. Yağmurda, karda, kışta, çamurda doğaya çıkıyorum. Çocukların o renklerle karşılaştığında nasıl tepki vereceğinin sevincini yaşayarak o malzemelerimi topluyorum. Bütün malzememi doğadan elde ediyorum. Doğadan ve doğal olmayan hiçbir malzemeyi kullanmıyorum. Çocuğu sevmek bir şeyler yapmakla ona bir miras bırakmakla olur. Ben böyle yapıyorum."
Kaynak: AA
Kentte 5 yıldır ahşap oyuncak geleneğini sürdürmeye çalışan Ansen, yaptığı topaç, müzik ağacı, uzun tırtıl, otomobil, çanlı ev gibi oyuncakları renklendirmek için kullanacağı bitkileri, zamanına ve uygun iklim şartlarına göre doğadan topluyor.
Doğaya zarar vermeden topladığı bitkileri atölyesinde kaynatıp, içerisine nişasta veya pirinç unu katarak hazırlayan Ansen, soğan kabuğundan kahverengi, sümbülden yeşil, dikenucu ile erguvandan kırmızı ve birçok bitkinin farklı karışımlarından ana ve ara renkler elde ediyor.
Ürettiği oyuncakların sağlığa uygun olması için doğal olmayan hiçbir malzemeyi kullanmayan oyuncak imalatçısı, organik tutkalla da boyayarak renklerin kalıcı olmasını sağlıyor.
- "Doğayla iç içe yaşıyorum"
Ümit Ansen, AA muhabirine, oyuncaklarda kullanılan boyaların birçoğunun pahalı ve sağlığa zararlı olduğunu söyledi.
Kök boya elde etmenin yollarını araştırdığını anlatan Ansen, "Doğayı çok seviyorum ve doğayla iç içe yaşıyorum. Topladığım kökleri, yaprakları kaynattım. Elde ettiğim renklerin içerisine, 'Sağlığa zararsız ne katabilirim?' dedim. Birçok denemeden sonra nişasta ve pirinç ununda başarılı oldum. Böylelikle kök boyası kullanmaya başladım." diye konuştu.
Ansen, elde ettiği boyanın kalıcı olması için içerisine sağlığa zararsız şeffaf tutkalları kattığını kaydederek, böylece rengin kalıcı hale geldiğini dile getirdi.
Doğanın farklı tonlarda renkler sunduğunu vurgulayan Ansen, şöyle konuştu:
"İlkbaharda menekşelerin yanında küçük küçük sümbüller vardır. O sümbüller çok güzel renk verir. Dikenucu ya da çoban ekmeği diye adlandırdığımız bir diken vardır. Onların filizlerini ilkbaharda kırarsanız, 10-12 santimlik filizler verir. O filizleri toplayıp kaynattığınızda elde edeceğiniz renk harika, size özel bir kırmızıdır. Sizin renginizdir. Bazı oyuncakların üzerindeki boyalar kanser yapıyorsa benim boyalarım kanseri önlüyor. Mesela zerdeçal yapılan araştırmalar sonunda kanser hücresini belli ölçüde küçültüğü saptanmış. Ben de zerdeçalı boya yaptım."
- "Oyuncağın nasıl boyandığını araştırsınlar"
Ansen, insanlara her fırsatta kök boyasının önemini ve nasıl yapılması gerektiğini anlattığını ifade ederek, çok güzel tepkiler aldığını belirtti.
Anne ve babaların çocuklarına oyuncak alırken seçici olmalarını tavsiye eden Ansen, "Aldıkları oyuncağın yerli olmasına dikkat etsinler. Nasıl boyandığını incelesinler, araştırsınlar." dedi.
Ümit Ansen, çocuklar için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklar için bir şeyler yapmamız lazım. Ben yapıyorum. Yağmurda, karda, kışta, çamurda doğaya çıkıyorum. Çocukların o renklerle karşılaştığında nasıl tepki vereceğinin sevincini yaşayarak o malzemelerimi topluyorum. Bütün malzememi doğadan elde ediyorum. Doğadan ve doğal olmayan hiçbir malzemeyi kullanmıyorum. Çocuğu sevmek bir şeyler yapmakla ona bir miras bırakmakla olur. Ben böyle yapıyorum."