Bir Asırdır Aynı Tohumla Lahana Ekiyor
Sivas’ta çiftçilik yapan 69 yaşındaki İzzet Gül, dedesinden kalma lahana tarlasında bir asırdır genetiği değiştirilmeden aynı tohumla lahana ekiyor.
Sivas merkezde çiftçilik yapan İzzet Gül, atadan kalma tohumlarla günümüzde de üretim yapmaya devam ediyor. Kendisine dedesinde kalma tarlada bir asırdır kullanılan genetiği değiştirilmemiş tohumla aynı metotla lahana üretme devam eden Gül’ün ürettiği organik lahanalara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.
Dedesinin de aynı metotla lahana ektiklerini belirten İzzet Gül, "Bu lahanalar babalarımızdan, dedelerimizden kalmadır. Biz bu lahanaları içlerinden seçeriz, köklerinden ayırırız dikeriz, dışarıdan lahana dikmeyiz. Yüz yılı geçkindir ekiliyor bu lahanalar, ben 70 yaşına geldim hala ekiyoruz. Burada fasulye yetiştiriyoruz yine aynı şekilde, dışarıdan almayız biz. Dışarı tohumunun verimi iyi olsa da tadı iyi olmaz, onlar kuruduğunda kemer gibi olur. Bizimki 40 sene de geçse aynı kalır" dedi.
Gübre kullanılmıyor
Ürettiği lahanalarda gübre kullanmadığını ifade eden Gül, "Kimyasal falan hiçbir şey koymam. Kendiliğinden yetişir. Kendi emeğim ile yetiştiriyorum, babadan nasıl gördüysem, dededen nasıl gördüysem o şekilde yetiştiriyorum. Lahanaları keseriz, seçeriz. Mesela 3 bin lahana içinden 10 tane tohumluk anca çıkar. 10 tanesinin kökünü çıkartırız, toprağa gömeriz, bahar geldiği zaman da dikeriz. O büyür, büyüdükten sonra da tohumunu alırız. Ben pazara götürmüyorum, buradan gelip alıyorlar, gelenler de kilosunu 1.50 TL’den alıyorlar. Senin lahanan başka diyorlar. Bu lahana aynı böbrek yağına benzer, yedikçe adamı yedirir, hiç dokunmaz. Yerli mal, Türkiye’nin en yerli malı bu" dedi.
İsrail tohumlarının tadının iyi olmadığını söyleyen Gül, onlardan alınan tohumlardan yetiştirilen lahanaların daha geç piştiğini GDO’lu tohumların sağlıksız olduğunu aktardı.
Kaynak: İHA
Dedesinin de aynı metotla lahana ektiklerini belirten İzzet Gül, "Bu lahanalar babalarımızdan, dedelerimizden kalmadır. Biz bu lahanaları içlerinden seçeriz, köklerinden ayırırız dikeriz, dışarıdan lahana dikmeyiz. Yüz yılı geçkindir ekiliyor bu lahanalar, ben 70 yaşına geldim hala ekiyoruz. Burada fasulye yetiştiriyoruz yine aynı şekilde, dışarıdan almayız biz. Dışarı tohumunun verimi iyi olsa da tadı iyi olmaz, onlar kuruduğunda kemer gibi olur. Bizimki 40 sene de geçse aynı kalır" dedi.
Gübre kullanılmıyor
Ürettiği lahanalarda gübre kullanmadığını ifade eden Gül, "Kimyasal falan hiçbir şey koymam. Kendiliğinden yetişir. Kendi emeğim ile yetiştiriyorum, babadan nasıl gördüysem, dededen nasıl gördüysem o şekilde yetiştiriyorum. Lahanaları keseriz, seçeriz. Mesela 3 bin lahana içinden 10 tane tohumluk anca çıkar. 10 tanesinin kökünü çıkartırız, toprağa gömeriz, bahar geldiği zaman da dikeriz. O büyür, büyüdükten sonra da tohumunu alırız. Ben pazara götürmüyorum, buradan gelip alıyorlar, gelenler de kilosunu 1.50 TL’den alıyorlar. Senin lahanan başka diyorlar. Bu lahana aynı böbrek yağına benzer, yedikçe adamı yedirir, hiç dokunmaz. Yerli mal, Türkiye’nin en yerli malı bu" dedi.
İsrail tohumlarının tadının iyi olmadığını söyleyen Gül, onlardan alınan tohumlardan yetiştirilen lahanaların daha geç piştiğini GDO’lu tohumların sağlıksız olduğunu aktardı.