'Tunus'un Geçmişin Yaralarını Derinleştirmeye Tahammülü Yok'
Nahda Hareketi Partisi Meclis Grup Başkanı Bahiri: 'Nahda Hareketi olarak kapsamlı uzlaşıyı savunmayı tercih ettik. Geçmişteki sorunlu dosyaların çözülmesi için kapsamlı uzlaşı çağrısı yapan ilk parti bizdik''Ülkenin ne iç savaş şeklinde bir fitne çukuruna yuvarlanmaya, ne de eski ile yeni arasında kavgaya gücü var''Yerel seçimlerin zamanında yapılması ilk olarak dünyaya ülkede demokratik sürecin doğal işlediğinin mesajını vermek açısından önem taşıyor''İslami arka plana sahip kuşatıcı, ulusal bir partiyiz. Nahda Partisi bölge, etnik ve ideolojik bağlılık gibi hiçbir yönüne bakmaksızın olabildiğince geniş kitleleri içine alabilecek parti olmak istiyor'
ADİL ESSABİTİ - Tunus'taki Nahda Hareketi Partisi Meclis Grup Başkanı Nureddin Bahiri, Tunus'un geçmişin yaralarını derinleştirmeye tahammülünün olmadığını, bu nedenle parti olarak hep uzlaşıyı savunduklarını belirtti.
Bahiri, Tunus'ta yerel seçimlerin ertelenmesi, tartışmalı mali barış kanunu, Yüksek Seçim Komisyonu'na (YSK) yeni başkan seçimi ve Nahda'nın siyasi duruşu gibi konularda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Mecliste 69 milletvekili ile birinci parti konumunda bulunan Nahda'nın Nida Tunus Partisi ile uzlaşı içinde koalisyona devam ettiğini hatırlatan Bahiri, bunun kesinlikle muhalefette kalma korkusu ya da uluslararası ve bölgesel realitenin İslami akımlara karşı tavrında istenmeyen bir gelişmeyle karşı karşıya kalma endişesinden kaynaklanmadığını söyledi.
Nahda'nın uzlaşmacı tavrını "mali barış kanunu" etrafındaki tartışmalarda da gösterdiğini söyleyen Bahiri, "Nahda Hareketi olarak kapsamlı uzlaşıyı savunmayı tercih ettik. Geçmişteki sorunlu dosyaların çözülmesi için kapsamlı uzlaşı çağrısı yapan ilk parti bizdik. Geçmişteki sorunların tedavisi için geçiş sürecinde adalet tercihini biz yapmıştık." dedi.
Bahiri, eski rejim döneminde hakkındaki suçlamalar nedeniyle görevden uzaklaştırılan yaklaşık bin 500 memurun işe iadesini öngören kanuna toplumdaki birçok kesimin karşı çıktığı iddiasının doğru olmadığını belirtirken, "Kanunun onaylanmasının ardından 1,5 milyon kişinin sokaklara döküleceği söylemi gerçekleşmiş olsaydı bunun halk tarafından kabul görmediğini ve reddedildiğini söylerdik. Ancak Tunuslular bu konuyu görmezden geldi ve ilgilenmedi." ifadelerini kullandı.
Bazı ülkelerde olduğu gibi Tunus'ta 2011'de yaşanan devrimin kökünün kazınması tehlikesine dikkati çeken Bahiri, "Tunus deneyimi, ekonomik, sosyal ve siyasal zorluklara rağmen ağır adımlarla da olsa hedeflerine doğru ilerliyor. Ülkenin ne iç savaş şeklinde bir fitne çukuruna yuvarlanmaya, ne de eski ile yeni arasında kavgaya gücü var. Tunus'un geçmişin yaralarını derinleştirmeye tahammülü yok." dedi.
- Yerel seçimlerin yapılması üç açıdan önemli
Nahda Hareketi Partisi Meclis Grup Başkanı Bahiri, Tunus'ta devrimden sonra gerçekleşecek ilk yerel seçimlerin 17 Aralık 2017'den 25 Mart 2018 tarihine ertelenmesini de değerlendirdi.
Yerel seçimlerin ivedilikle yapılmasının üç açıdan önem taşıdığını belirten Bahiri, şunları söyledi:
"Yerel seçimlerin zamanında yapılması ilk olarak dünyaya ülkede demokratik sürecin doğal işlediğinin mesajını vermek açısından önem taşıyor. İkincisi, belediyelere bağlı bölgelerin altyapı ve çeşitli hizmetlerden mahrum olmasıyla Tunusluların yaşadığı sıkıntıların sonlandırılmasıdır. Belediyeler şu haliyle vatandaşa hizmet imkanlarından tamamen aciz durumdadır. Üçüncü husus ise en önemli olanıdır. Yerel seçimlerin geciktirilmesi genel seçimlerin de gecikmesine neden olacağı için zamanında yapılması ayrıca önem kazanmaktadır."
Nureddin Bahiri, yerel seçimlerin yapılamamasının neden olacağı muhtemel tehlikelere işaretle, "Ülkeyi özgür seçim sandıklarından vazgeçme adı verilen yeni bir uçuruma itmek isteyen birileri var mı? Yetkilileri ve Cumhurbaşkanını seçme konusunda bağımsız halk iradesinden geri durmayı isteyen var mı?" diye konuştu.
Mayıs ayında Şefik Sarsar'ın istifasıyla boşalan YSK Başkanlığı için mecliste yapılan oylamada hiçbir adayın yeterli oy alamamasına ilişkin ise Bahiri, "Maalesef ülkenin büyük ihtiyaç duymasına rağmen Bağımsız Seçim Komisyonu Başkanı'nı seçme imkanı bulamadık." dedi. Bahiri, Nahda'nın bir an önce YSK'da başkan ve diğer üyelerin seçim işlemlerinin tamamlanmasını istediğini dile getirdi.
Nahda Hareketi için partinin değil Tunus'un menfaatlerinin önce geldiğini vurgulayan Bahiri, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz İslami arka plana sahip kuşatıcı, ulusal bir partiyiz. Tercihlerimiz parti temelleri ve çıkarları üzerine kurulu değildir. Nahda Partisi bölge, etnik ve ideolojik bağlılık gibi hiçbir yönüne bakmaksızın olabildiğince geniş kitleleri içine alabilecek parti olmak istiyor. Nahda Hareketi'nin tercihleri, yıkılmış ve bölünmüş bir devletin gölgesinde geniş halk kitlelerinin desteğini almak değildir."
Kaynak: AA
Bahiri, Tunus'ta yerel seçimlerin ertelenmesi, tartışmalı mali barış kanunu, Yüksek Seçim Komisyonu'na (YSK) yeni başkan seçimi ve Nahda'nın siyasi duruşu gibi konularda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Mecliste 69 milletvekili ile birinci parti konumunda bulunan Nahda'nın Nida Tunus Partisi ile uzlaşı içinde koalisyona devam ettiğini hatırlatan Bahiri, bunun kesinlikle muhalefette kalma korkusu ya da uluslararası ve bölgesel realitenin İslami akımlara karşı tavrında istenmeyen bir gelişmeyle karşı karşıya kalma endişesinden kaynaklanmadığını söyledi.
Nahda'nın uzlaşmacı tavrını "mali barış kanunu" etrafındaki tartışmalarda da gösterdiğini söyleyen Bahiri, "Nahda Hareketi olarak kapsamlı uzlaşıyı savunmayı tercih ettik. Geçmişteki sorunlu dosyaların çözülmesi için kapsamlı uzlaşı çağrısı yapan ilk parti bizdik. Geçmişteki sorunların tedavisi için geçiş sürecinde adalet tercihini biz yapmıştık." dedi.
Bahiri, eski rejim döneminde hakkındaki suçlamalar nedeniyle görevden uzaklaştırılan yaklaşık bin 500 memurun işe iadesini öngören kanuna toplumdaki birçok kesimin karşı çıktığı iddiasının doğru olmadığını belirtirken, "Kanunun onaylanmasının ardından 1,5 milyon kişinin sokaklara döküleceği söylemi gerçekleşmiş olsaydı bunun halk tarafından kabul görmediğini ve reddedildiğini söylerdik. Ancak Tunuslular bu konuyu görmezden geldi ve ilgilenmedi." ifadelerini kullandı.
Bazı ülkelerde olduğu gibi Tunus'ta 2011'de yaşanan devrimin kökünün kazınması tehlikesine dikkati çeken Bahiri, "Tunus deneyimi, ekonomik, sosyal ve siyasal zorluklara rağmen ağır adımlarla da olsa hedeflerine doğru ilerliyor. Ülkenin ne iç savaş şeklinde bir fitne çukuruna yuvarlanmaya, ne de eski ile yeni arasında kavgaya gücü var. Tunus'un geçmişin yaralarını derinleştirmeye tahammülü yok." dedi.
- Yerel seçimlerin yapılması üç açıdan önemli
Nahda Hareketi Partisi Meclis Grup Başkanı Bahiri, Tunus'ta devrimden sonra gerçekleşecek ilk yerel seçimlerin 17 Aralık 2017'den 25 Mart 2018 tarihine ertelenmesini de değerlendirdi.
Yerel seçimlerin ivedilikle yapılmasının üç açıdan önem taşıdığını belirten Bahiri, şunları söyledi:
"Yerel seçimlerin zamanında yapılması ilk olarak dünyaya ülkede demokratik sürecin doğal işlediğinin mesajını vermek açısından önem taşıyor. İkincisi, belediyelere bağlı bölgelerin altyapı ve çeşitli hizmetlerden mahrum olmasıyla Tunusluların yaşadığı sıkıntıların sonlandırılmasıdır. Belediyeler şu haliyle vatandaşa hizmet imkanlarından tamamen aciz durumdadır. Üçüncü husus ise en önemli olanıdır. Yerel seçimlerin geciktirilmesi genel seçimlerin de gecikmesine neden olacağı için zamanında yapılması ayrıca önem kazanmaktadır."
Nureddin Bahiri, yerel seçimlerin yapılamamasının neden olacağı muhtemel tehlikelere işaretle, "Ülkeyi özgür seçim sandıklarından vazgeçme adı verilen yeni bir uçuruma itmek isteyen birileri var mı? Yetkilileri ve Cumhurbaşkanını seçme konusunda bağımsız halk iradesinden geri durmayı isteyen var mı?" diye konuştu.
Mayıs ayında Şefik Sarsar'ın istifasıyla boşalan YSK Başkanlığı için mecliste yapılan oylamada hiçbir adayın yeterli oy alamamasına ilişkin ise Bahiri, "Maalesef ülkenin büyük ihtiyaç duymasına rağmen Bağımsız Seçim Komisyonu Başkanı'nı seçme imkanı bulamadık." dedi. Bahiri, Nahda'nın bir an önce YSK'da başkan ve diğer üyelerin seçim işlemlerinin tamamlanmasını istediğini dile getirdi.
Nahda Hareketi için partinin değil Tunus'un menfaatlerinin önce geldiğini vurgulayan Bahiri, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz İslami arka plana sahip kuşatıcı, ulusal bir partiyiz. Tercihlerimiz parti temelleri ve çıkarları üzerine kurulu değildir. Nahda Partisi bölge, etnik ve ideolojik bağlılık gibi hiçbir yönüne bakmaksızın olabildiğince geniş kitleleri içine alabilecek parti olmak istiyor. Nahda Hareketi'nin tercihleri, yıkılmış ve bölünmüş bir devletin gölgesinde geniş halk kitlelerinin desteğini almak değildir."