Mezarlıktaki Vahşetin Detayları Ortaya Çıkmaya Başladı
Adana’da mezarlık katliamının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Yaklaşık 4 yıl önce annesini kaybeden Ufuk Altun’un her akşam annesinin mezarını ziyaret ettiğini, olay günü de 2 arkadaşı ile mezarlıktan dönerken pusuya düşürülerek öldürüldüğü tespit etti.
Yüreğir ilçesi Alihocalı Mahallesi’ndeki mezarlıkta, 26 Ocak günü 01 ERG 36 plakalı otomobilin şoför koltuğunda ve aracın çevresinde Kaleşnikof marka uzun namlulu silah ve tabancayla vurularak öldürülmüş olarak bulunan Refik Bingül (20), Ufuk Altun (35) ve Eser Binen’in (37) cenazeleri dün katledildikleri mezarlıkta toprağa verildi.
"Çok sevdiği annesini görmeye gitti, pusuya düşürüldü"
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri cinayeti çözmek için Ali Hocalı Mahallesi’ne çok sayıda ekiple araştırma yaparken bazı evlere ve iş yerlerine şok baskınlar düzenledi.
Polisin tespitine göre 2013 yılında annesini kaybeden Altun, o günden beri çok sevdiği annesinin mezarına hemen her akşam ziyarete gelmeye başladı.
25 Ocak günü de arkadaşı Refik Bingül ve Eser Binen ile birlikte gece saat 23.00 sıralarında mezarlığa geldi. Annesinin mezarı başına giden Altun, burada bir süre kalıp dua ettikten sonra mezardan ayrıldı.
"30 otomatik tabanca, 13 kaleşnikof kovanı bulundu"
Otomobil ile annesinin mezarından 450 metre uzaklaştıkları sırada ağaçların arasında iki kişi tarafından kaleşnikof marka uzun namlulu silah ve otomatik tabanca ile ateş açıldı. İlk ateşte Ufuk Altun kafasından vuruldu. Bunun üzerine direksiyon hakimiyetini kaybeden Altun, mezarlıkta yol kenarındaki tel örgüleri tutan beton direğe çarparak kaza yaptı. Bunun üzerine otomobilde bulunan arkadaşları Binen ve Bingül kaçmaya çalıştı ancak Bingül hemen otomobilin yanında, Binen ise otomobilin yaklaşık 2 metre arkasında vurularak yere düştü.
"Yaraladılar ama ateş etmeye devam ettiler"
İki kişi olduğu sanılan saldırganlar, buna rağmen ateş etmeye devam ederek yere düşen yaralıları yakın mesafeden tarayıp öldüklerinden emin olduktan sonra olay yerinden kaçtı. Olay yerinden otomobil ile kaçtığı tahmin edilen saldırganların ölen 3 kişiden birine kin güdüp, hınç ile cinayeti işlediği, geride delil ve tanık bırakmamak için diğer iki kişiyi de öldürdüğü tahmin ediliyor. Polis cinayeti kim ya da kimlerinin işlediğini bulmak için geniş çaplı operasyon yapıyor.
"‘Sana öyle bir acı yaşatacağım ki ömür boyu unutamayacaksın’ diyerek tehdit etmiş"
Bu arada Çukurova Üniversitesi Maliye Vergi Raporları Bölümü 3’ncü sınıf öğrencisi olan Refik Bingül’ün dayısı Murat Fındıkkıran, kendilerinin kimseyle husumetli olmadıklarını, yeğeninin öldürülmesine bir anlam veremediklerini söyledi.
Olay gecesi yeğeni Refik ile Eser Binen’in oto kaportacısı Ufuk Altun’un iş yerinde buluştuklarını anlatan Fındıkkıran, "Ufuk 4 yıl önce çok sevdiği annesi Zöhre’yi kaybetti. Bu sırada babası Suriyeli bir kadın ile ilişkiyi yaşamaya başladı.
Ufuk bu ilişkiyi onaylamıyordu. Suriyeli kadının kocası da eşiyle ilişki yaşayan Fahri Altun’a ‘Sana öyle bir acı yaşatacağım ki ömür boyu unutamayacaksın’ diyerek tehdit etmiş" dedi.
Dayı Murat Fındıkkıran, cinayetin altında aldatılan Suriyeli kocanın parmağının olduğunu ileri sürerek, "Büyük ihtimalle Suriyeli kadının kocası her cuma gecesi annesinin mezarına giderek hasret gideren Ufuk Altun’u takip etmiş. Mezarlıkta yanında bir kişiyi de alarak pusuya yatmış. İlk önce Ufuk’u öldürdükten sonra büyük ihtimalle geride görgü tanığı bırakmamak için kaçmaya çalışan yeğenim ile Eser’i de infaz etmiş. Yeğenim kimseyi incitmeyen bir insandı. Kimseyle bir sorunu yoktu" diye konuştu.
Kaynak: İHA
"Çok sevdiği annesini görmeye gitti, pusuya düşürüldü"
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri cinayeti çözmek için Ali Hocalı Mahallesi’ne çok sayıda ekiple araştırma yaparken bazı evlere ve iş yerlerine şok baskınlar düzenledi.
Polisin tespitine göre 2013 yılında annesini kaybeden Altun, o günden beri çok sevdiği annesinin mezarına hemen her akşam ziyarete gelmeye başladı.
25 Ocak günü de arkadaşı Refik Bingül ve Eser Binen ile birlikte gece saat 23.00 sıralarında mezarlığa geldi. Annesinin mezarı başına giden Altun, burada bir süre kalıp dua ettikten sonra mezardan ayrıldı.
"30 otomatik tabanca, 13 kaleşnikof kovanı bulundu"
Otomobil ile annesinin mezarından 450 metre uzaklaştıkları sırada ağaçların arasında iki kişi tarafından kaleşnikof marka uzun namlulu silah ve otomatik tabanca ile ateş açıldı. İlk ateşte Ufuk Altun kafasından vuruldu. Bunun üzerine direksiyon hakimiyetini kaybeden Altun, mezarlıkta yol kenarındaki tel örgüleri tutan beton direğe çarparak kaza yaptı. Bunun üzerine otomobilde bulunan arkadaşları Binen ve Bingül kaçmaya çalıştı ancak Bingül hemen otomobilin yanında, Binen ise otomobilin yaklaşık 2 metre arkasında vurularak yere düştü.
"Yaraladılar ama ateş etmeye devam ettiler"
İki kişi olduğu sanılan saldırganlar, buna rağmen ateş etmeye devam ederek yere düşen yaralıları yakın mesafeden tarayıp öldüklerinden emin olduktan sonra olay yerinden kaçtı. Olay yerinden otomobil ile kaçtığı tahmin edilen saldırganların ölen 3 kişiden birine kin güdüp, hınç ile cinayeti işlediği, geride delil ve tanık bırakmamak için diğer iki kişiyi de öldürdüğü tahmin ediliyor. Polis cinayeti kim ya da kimlerinin işlediğini bulmak için geniş çaplı operasyon yapıyor.
"‘Sana öyle bir acı yaşatacağım ki ömür boyu unutamayacaksın’ diyerek tehdit etmiş"
Bu arada Çukurova Üniversitesi Maliye Vergi Raporları Bölümü 3’ncü sınıf öğrencisi olan Refik Bingül’ün dayısı Murat Fındıkkıran, kendilerinin kimseyle husumetli olmadıklarını, yeğeninin öldürülmesine bir anlam veremediklerini söyledi.
Olay gecesi yeğeni Refik ile Eser Binen’in oto kaportacısı Ufuk Altun’un iş yerinde buluştuklarını anlatan Fındıkkıran, "Ufuk 4 yıl önce çok sevdiği annesi Zöhre’yi kaybetti. Bu sırada babası Suriyeli bir kadın ile ilişkiyi yaşamaya başladı.
Ufuk bu ilişkiyi onaylamıyordu. Suriyeli kadının kocası da eşiyle ilişki yaşayan Fahri Altun’a ‘Sana öyle bir acı yaşatacağım ki ömür boyu unutamayacaksın’ diyerek tehdit etmiş" dedi.
Dayı Murat Fındıkkıran, cinayetin altında aldatılan Suriyeli kocanın parmağının olduğunu ileri sürerek, "Büyük ihtimalle Suriyeli kadının kocası her cuma gecesi annesinin mezarına giderek hasret gideren Ufuk Altun’u takip etmiş. Mezarlıkta yanında bir kişiyi de alarak pusuya yatmış. İlk önce Ufuk’u öldürdükten sonra büyük ihtimalle geride görgü tanığı bırakmamak için kaçmaya çalışan yeğenim ile Eser’i de infaz etmiş. Yeğenim kimseyi incitmeyen bir insandı. Kimseyle bir sorunu yoktu" diye konuştu.