'Emniyet Teşkilatına Sürekli Taze Kan Pompalıyoruz'

Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Çolak: 'Türkiye'nin demokratikleşme anlamındaki en büyük sorunu 200 yıllık süre zarfında kurulan bürokratik vesayetin varlığıdır. Bunun dönüşmesi lazımdı. Biz polis bürokrasisinde bunu dönüştürmek için bir adım attık aslında. Ama bürokratik vesayetin tasfiyesi için komple sistemin dönüşmesi lazım' 'Emniyet teşkilatı şu anda adeta yeniden yapılanıyor. Biz de burada teşkilatımıza sürekli taze kan pompalıyoruz. Vatanını seven, vatanına aşık, kabiliyetli, polis olmaya haiz polis memuru ve amirlerle teşkilatımızı donatıyoruz. Bu arınma yaşanırken bir taraftan da herhangi bir zafiyet olmaması için çalışıyoruz' 'Bu yılın sonuna vardığımız zaman 60 binin üzerinde takviye yapmış olacağız. Herhangi bir zafiyet yaşanmayacak. Hatta zafiyetin de ötesine geçerek teşkilat daha da güçlenmiş olacak. Sayıda azalmadan ziyade artış olacak ve vatan evladı olacak, vatanını seven insanlar olacak' 'Sivil otoriteye bağlı, insan hak ve hukukunu önceleyen polis memurları ve amirleri yetiştiriyoruz, yetiştirmeye de devam edeceğiz' 'Bunları yapıyorsan 40 yılda çöreklenmiş yapı (FETÖ) sizinle uğraşacak. Farklı yol ve yöntemlerle uğraşacak, uğraşıyorlar da. Ama biz yılmadan, bıkmadan, yolumuza dimdik durarak devam edeceğiz'

SERTAÇ BULUR - Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak, emniyet teşkilatına sürekli taze kan pompaladıklarını belirterek, 'Türkiye'nin demokratikleşme anlamındaki en büyük sorunu 200 yıllık süre zarfında kurulan bürokratik vesayetin varlığıdır. Bunun dönüşmesi lazımdı. Biz polis bürokrasisinde bunu dönüştürmek için bir adım attık aslında. Ama bürokratik vesayetin tasfiyesi için komple sistemin dönüşmesi lazım.' dedi.

Prof. Dr. Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele ve Polis Akademisi bünyesinde gerçekleştirilen reformlara ilişkin bilgi verdi. Çolak, göreve geldiği tarihten itibaren bir taraftan teşkilatın ihtiyaç duyduğu genç amir ve memurları yetiştirerek sistemin devam etmesine çalıştıklarını, diğer taraftan da FETÖ ile mücadeleyi ilk günkü azim ve kararlılıkla sürdürdüklerini anlattı.

Bu süreçte diğer taraftan da Polis Akademisini yeniden yapılandırmak için yasa çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Çolak, 4 Nisan 2015'te yürürlüğe giren ve kamuoyunda 'Güvenlik Paketi' olarak bilinen yasayla Polis Akademisinin kapanıp tekrar açıldığını anımsattı. Yasanın ardından akademi bünyesindeki sivil öğretim görevlilerinin yüzde 75'ini YÖK, idari kadronun ise yüzde 50'sine yakınını teşkilatın farklı birimlerine gönderdiklerini kaydeden Çolak, 'Bu anlamda bir arınma yaşadık. Bu arınmayla birlikte hızlı bir şekilde genç amir ve memur yetiştirmeye başladık.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'İnce eleyip sık dokuyoruz'

Yasa geçtikten sonra aday alımlarında çok titiz davrandıklarını ifade eden Çolak, tüm alımlarda bir 'sızma' olmaması için ince eleyip sık dokuduklarını söyledi.

Polis Akademisini toplumun her kesimine açtıklarını vurgulayan Çolak, 'Türkiye'nin bütün renkleri belli şartları sağladıktan sonra Polis Akademisine girebiliyor. Polis memuru ve polis amiri olabiliyorlar.' diye konuştu.

Çolak, polis akademisi ve teşkilatında geçmişte bir çeteleşmenin söz konusu olduğuna işaret ederek, yönetici ve öğretim görevlisi kadrosunda bunun için değişiklik yaptıklarını bildirdi. Çolak, yeni öğrenci alımlarında, 'Fetullahçı sızmaların önüne geçme' anlamında hem Polis Akademisi hem de Emniyet Teşkilatı olarak çok başarılı olduklarını düşündüğüne dikkati çekti.

Emniyet teşkilatında 'arınma' anlamında 20 binin üzerinde personelin Kanun Hükmünde Kararnameler ile ihraç edildiğini hatırlatan Çolak, şöyle konuştu:

'Emniyet teşkilatı şu anda adeta yeniden yapılanıyor. Biz de burada teşkilatımıza sürekli taze kan pompalıyoruz. Vatanını seven, vatanına aşık, kabiliyetli, polis olmaya haiz polis memuru ve amirlerle teşkilatımızı donatıyoruz. Bu arında yaşanırken bir taraftan da herhangi bir zafiyet olmaması için çalışıyoruz. Verdiğim rakamlar da bu zafiyetin hiç olmadığını gösteriyor. 20 bin civarında bir ihraç oldu ama bizim 30 binden fazla bir takviyemiz oldu neredeyse. 27 bin polis memuru, sivilden de 3 bin 500 komiser yardımcısı takviye ettik. Bu yıl içerisinde takviyenin 30 binin üzerinde olacağını söylüyoruz. Şu anda okullarımızda 19 bin öğrencimiz var. 10 bin kişilik özel harekat eğitimi için de sınav sürecindeyiz şu anda. İhtiyaç oldukça da yeni alımlar yapılacak. Bu anlamda bu yılın sonuna vardığımız zaman 60 binin üzerinde takviye yapmış olacağız. Herhangi bir zafiyet yaşanmayacak. Hatta zafiyetin de ötesine geçerek teşkilat daha da güçlenmiş olacak. Sayıda azalmadan ziyade artış olacak ve vatan evladı olacak, vatanını seven insanlar olacak. Sivil otoriteye bağlı polis memurları ve amirleri yetiştiriyoruz, yetiştirmeye de devam edeceğiz. Bizim önceliğimiz bu.'

- Polis bürokrasisinde vesayet kaldırıldı

Polis eğitiminde de 17- 25 Aralık sürecinden sonra bir reform yaptıklarını belirten Çolak, amir eğitiminde büyük değişiklikler olduğunu kaydetti.

Reform paketi yasalaşmadan önce Polis Koleji ve Güvenlik Bilimler Fakültesinin faaliyette olduğunu ve bir komiser yardımcısının 8 yıllık yatılı eğitimin ardından yetiştirildiğini dile getiren Çolak, bu nedenle komiser yardımcılarının toplumdan izole şekilde yetişerek emniyet teşkilatı saflarına katıldığını anlattı. Çolak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bu eğitim mantığı Türkiye'deki bürokratik vesayeti besleyen bir eğitim mantığıydı. Polis eğitiminde yaptığımız reformun ikinci ve en önemli ayağı, uzun vadede bürokratik vesayetin yeşermesini engelleyecek yeni bir sistem kurmak oldu. Yani bürokrat uzun bir süre toplumdan kapalı bir ortamda yetişiyor. Sivil otoriteyi küçümser bir tavrı oluyor. Ondan kendini otonom görüyor ve kendisini 'profesyonel tutulmuş kişiler yerine devletin sahibi' olarak görüyor. Aslında bu Türkiye'deki en büyük sorunu işaret eden bir durum. Türkiye'nin demokratikleşme anlamındaki en büyük sorun 200 yıllık süre zarfında kurulan bürokratik vesayetin varlığıdır. Bunun dönüşmesi lazımdı. Biz polis bürokrasisinde bunu dönüştürmek için bir adım attık aslında. Ama bürokratik vesayetin tasfiyesi için komple sistemin dönüşmesi lazım. Bu anlamda ülkemizde her alanda ciddi sivilleşme adımları atılıyor. Biz bunu polis eğitimi ve emniyet teşkilatında da gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çok ciddi mesafeler kat ettik.

Yeni eğitim sisteminde üniversite mezunlarını alıp daha kısa ve profesyonel bir eğitimle polis amiri olarak yetiştiriyoruz. Polis memurları alımında da üniversite mezunlarına ağırlık veriliyor. Bu trend demokratik ülkelerin çoğunluğunda uygulanan bir trend.'

- 'Türkiye, tüm terör örgütlerinin saldırısı altında'

Ülkede son dönemde tüm terör örgütlerinin saldırıya geçtiğine işaret eden Çolak, 'Güvenlik anlamında en büyük sorunumuz terör örgütleriyle mücadele.' ifadesini kullandı.

Çolok, Polis Akademisi olarak Avrupa Polis Akademileri Birliğinin üyesi olduklarını, 3 yıldır kendisinin de burada başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu aktardı. Dünya çapında Uluslararası Polis Akademileri Birliğinin kurucu üyesi olduğunu ve başkanlığını yürüttüğünü anımsatan Çolak, Avrupa'daki polis okullarıyla mukayese edildiğinde çok ciddi reformlar yaptıklarını gördüğünü söyledi.

Türkiye'nin yüz yüze kaldığı terör tehlikesine karşı polis teşkilatını güçlendirmek için de bir dizi çalışmalar yaptıklarını belirten Çolak, operasyonel anlamda bazı adımlar attıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

'Polis temel eğitiminde kullanılan fişek sayısını amir eğitiminde 2 katına çıkardık. Önceden 4 yılda 530 fişek kullanılıyordu, şu anda bir yılda bin fişek kullanılıyor. Bunun 4'te biri de uzun namlulu silah. Fiziki dayanıklılık ve polis müdahale yöntem ve teknikleriyle temel polislik alanındaki uygulamaya yönelik derslerde de neredeyse 2 katına varan saat artışları oldu. Polis memuru yetiştirmede ise önceden Polis Meslek Yüksek Okullarında 350, Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde yine 350 civarında fişek kullanılırken şu anda bunu 600'e çıkardık. İki katı. Aynı şekilde uygulamalı derslerde de 2 katı ders saatine ulaştık. Batıdaki demokratik ülkelerde temel polis eğitimi ile bizim uygulamamızı karşılaştırdığımız zaman 2 katı oranında fişek kullandığımızı görüyoruz. Bazılarında 3 katındayız. Bu, bizim polis temel eğitimini operasyonel yönden güçlendirdiğimizin en önemli göstergesidir. Aynı şekilde temel polis eğitiminde fiziki dayanıklılık ve uygulamalı polislik derslerinde de yine saat olarak bu ülkelerin ilerisindeyiz.

Biz bunu yapmak zorundaydık çünkü tehlike giderek büyüyordu. Bu tehlike karşısında polisin özellikle operasyonel anlamda güçlendirilmesi lazımdı. Bunu da gerçekleştirdik. Son 1,5 yıldır bunu uyguluyoruz. Yavaş yavaş da meyvelerini toplamaya başladık. Bu eğitimlere ek olarak dünyanın hiçbir ülkesinde temel polis eğitiminde olamayan, eğitimin sonunda 15 günlük özel harekat birimlerimiz tarafından verilen meskun mahal eğitimi uyguluyoruz. Yine bunun da mantığı polisi operasyonel yönden güçlendirmek'

- 'Polis operasyonel olarak güçleniyor'

Amir düzeyine verilen akademik eğitimde Avrupa ülkelerinden çok ilerde olduklarını da vurgulayan Çolak, komiser yardımcılarına bir yıl içerisinde 'güvenlik yönetimi' konusunda tezsiz yüksek lisans yaptırdıklarını da söyledi. Çolak, öğrencilerin analitik zekalarını geliştirmek için de bir çaba içerisinde olduklarını bildirdi.

Polislik gibi uygulamaya dönük mesleklerde okulda verilen eğitime artı olarak sahada uygulamalı eğitimi verilmesinin de önemine işaret eden Çolak, yetiştirilen öğrencilere kendi koordinasyonlarında tüm illerde takviye eğitimlerin de devam ettiğini anlattı.

Öte yandan Nisan 2015'te çıkartılan İç Güvenlik Paketi ile Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığının kapatıldığını ve bunun ardından hizmet içi eğitimlerin de Polis Akademisinin sorumluluğuna verildiğini belirten Çolak, polisin operasyonel anlamda güçlenmesi için yeni uygulamalar başlattıklarını ifade etti.

Görevli polislerin 'kadro atışı' adı altında yılda 2 dönem halinde 50 fişek attığını aktaran Çolak, yaptıkları düzenlemeyle bu sayıyı yüzde 600 artırılarak 300 fişeğe çıkarıldığını kaydetti. 300 fişeğin 75'inin uzun namlulu silahlarla yapıldığına dikkati çeken Çolak, atışların 3 döneme yayıldığını ve poligona atışa gelen memura atış yöntem ve taktikleriyle ilgili yeniden tekamül eğitimi verildiğini kaydetti.

Verilen eğitimlerin geri dönüşlerini de aldıklarını vurgulayan Çolak, 'İzmir'de kahraman şehidimiz Fethi Sekin olayı. Aynı zamanda Gaziantep'teki terör saldırısına hemen karşılık verme. Bu anlamda polisimize öz güven ve cesaret geldi.' şeklinde konuştu.

Hizmet içi eğitim kapsamında kadrolu polislere 'araç durdurma ve meskun mahal' eğitimlerinin verilmesine devam edildiğini belirten Çolak, 20 binin üzerinde polisin bu kapsamda 3 haftalık eğitimlerden geçirildiğini söyledi. Çolak, temel amaçlarının verilen eğitimin okuldan sonra da devam etmesini sağlamak ve teşkilatın tamamına yaymak olduğunu dile getirdi.

- 'Bizimle uğraşıyorlar'

Göreve geldikten sonraki 32 aylık süreçte mücadele ettikleri FETÖ'nün kompleks bir yapı olduğunu çözdüklerine işaret eden Çolak, yeni polis memurları ve amirleriyle teşkilatı yeniden ayağa kaldırma çalışmaları sırasında kendileriyle uğraşıldığını aktardı.

Prof. Dr. Çolak, şunları kaydetti:

'Genç komiser yardımcısı adayları aldığımız zaman aynı şekilde onlara sirayet edilmeye çalışıldığını gördük. Bunların çoğu da kripto FETÖ'cüydü. Farklı gruplar kullanıldı, asimetrik saldırı devam etti. Bunu fark edince bunları Polis Akademisinden uzaklaştırdık. Yine FETÖ'cü yöntem, taktikler ve isimsiz, imzasız ihbar mektuplarıyla saldırdılar. Ama biz yılmadık, kararlı şekilde yolumuza devam ettik, çok şükür bugünlere geldik. Bir nevi teşkilatı yeniden ayağa kaldırdık. Genel Müdürlüğümüz ile İçişleri Bakanlığımız ile birlikte yaptık bunları. Onların desteği olmasa bunları yapmamız mümkün değil.'

Yürüttükleri mücadeleyle 40-50 yıllık bir yapıyı Polis Akademisinden söküp attıklarına işaret eden Çolak, söz konusu mücadelenin bir iki yılda bitmeyeceğini ve kararlılıkla yollarına devam edeceklerini vurguladı.Çolak, bu yılın sonunda 30 bin, 17-25 Aralık sürecinden sonra ise toplam 60 bin personeli teşkilata kazandırmış olacaklarını belirterek, 'Bunları yapıyorsan 40 yılda çöreklenmiş yapı sizinle uğraşacak. Farklı yol ve yöntemlerle uğraşacak, uğraşıyorlar da. Ama biz yılmadan, bıkmadan, yolumuza dimdik durarak devam edeceğiz.' dedi.

Polis Akademisi Başkanlığında yaptıkları çalışmaları 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında değerlendiren Çolak, 'O gece Akademide meskun mahal eğitimi alan öğrencilerin gözlerinde hiçbir korku belirtisi olmadığını, kızlı erkekli silahlanarak ülkenin bağımsızlığı için savaşmaya hazır olduklarını görmekten çok büyük mutluluk duyduk.' değerlendirmesini paylaştı.

- 'FETÖ önce kurumları işgal etti'

Darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla 'İkinci Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmaya başlandığına dikkati çeken Çolak, FETÖ'nün ülkeyi işgale girişmeden önce kurumları işgal ettiğini söyledi. Çolak, 15 Temmuz'a kadar yaptıkları çalışmalarla FETÖ'cüler tarafından Polis Akademisinin işgalini önlediklerini ve FETÖ ile mücadelenin daha sağlam sürdürülebilmesi için yeni polis amir ve memurları yetiştirdiklerini ifade etti.

Çolak, 15 Temmuz'un akamete uğratılmasında genç polisler ve Teşkilatın içinden geçtiği arınma sürecinin önemini vurgulayan Çolak, 'Tüm teşkilatımızı, polislerimizi kutluyorum. Çok iyi mücadele verdiler o gece ve sonrasında, vermeye de devam ediyorlar, devam da edeceğiz. Tekrar bu tarz işgal girişimlerin olmaması için bu mücadeleyi vereceğiz. Bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü daha güçlü bir Emniyet Teşkilatıyla sürdüreceğiz ve var olacağız. Polis Akademisi, bu yolda üzerine düşen görevleri yapmıştır, yapmaktadır ve yapacaktır.' şeklindeki görüşlerini paylaştı.

Kaynak: AA