'Milli Manevi Tiyatro Mücadelemiz' Paneli
MTTB ve Maneviyatçı Sanatçılar Derneğinin organize ettiği panelde farklı yönleriyle 'milli tiyatro' değerlendirildi Yazar ve yönetmen İnanç: 'Bakmayın bazılarının, 'Batılılaşsak daha iyi olur' dediğine. Olsun, desin ama kendi kendini tasfiye eder. Çünkü hakim olan, başa konulan milli değerlerdir' Goncagül Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Goncagül: 'İstanbul İmam Hatip'te bir de sınıf başkanımız vardı. Çok uzun boylu bir arkadaştı. Çok yetenekliydi de. Hem sınıf başkanı hem futbolcu hem yazısı çok güzeldi. Mümessil derdik ona. 423 Recep Tayip Erdoğan, Kasımpaşa'dan gelirdi' Gazeteci Yılmaz: 'Dünyaya söz söyleyebilecek olanlar bizleriz. Eğer Shakespeare 400 yıldır çok uzak olduğu bir coğrafya olmasına rağmen, buralara sözünü rahatlıkla söyleyebiliyorsa, bizim de o coğrafyalarda söyleyecek sözümüz var demektir'
MTTB'nin Cağaloğlu'ndaki merkezinde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Yerelden Evrensele Sanat Platformu Başkanı İsmail Yeşilbağ üstlendi.
Etkinlikte konuşan yazar ve yönetmen Üstün İnanç, tiyatronun dünya çapında bir yıkılışa, tükenişe doğru gittiğini savunarak, 'Tiyatro, tekrar içerisinde. Yeni şeyler söyleyemiyor. Kaba güldürü dediğimiz grotesk hakimdi. Batı tipi tiyatro bu halde. Tiyatronun doğum yeri, tiyatronun ciddi ortamı düşünüldüğü zaman eski Yunan, Olimpos akla gelir. Oralar da bizim coğrafyamız içindedir. Bu bakımdan dünyanın yeni tiyatro doğuşu bence yine Anadolu'dan, Mezopotamya'dan olacaktır. Olmalı çünkü o değerleri muhafaza ediyor.' dedi.
İnanç, Türk toplumunun ilerlemek istediğini aktararak, 'Bakmayın bazılarının, 'Batılılaşsak daha iyi olur' dediğine. Olsun, desin ama kendi kendini tasfiye eder. Çünkü hakim olan, başa konulan milli değerlerdir. Milli değerler tükenmez. Tükenmesi mümkün değildir. Belki biçim değiştirir. O bakımdan bakıldığı zaman milli ve manevi tiyatro, çok düşünülmüş ve güzel bir isim ve buluştur.' ifadelerini kullandı.
MTTB'nin hayatındaki önemine de değinen usta isim, 'Bütün çalışmalarımın teknesi burası olmuştur. Sultan Abdülhamid oyununu burada sahneye koydum, provalarını yaptım.' diye konuştu.
- 'Recep Tayyip Erdoğan, Kasımpaşa'dan gelirdi'
Goncagül Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Hüseyin Goncagül de MTTB sahnesinde milli ve manevi değerlere bağlı çok sayıda eserin sahnelendiğinin altını çizerek, 'Bir mektepti burası.' değerlendirmesinde bulundu.
Şekillerin çok önemli olduğunu ve tiyatronun da şekle dayalı bir sanat olduğunu dile getiren Goncagül, 'Bunun içini doldurmak için de önce kadro lazım, elemanlar lazım. Yoksa, 'Bir Adam Yaratmak' kaç kere verildi. Kısakürek ailesi, varisleri, Şehir Tiyatroları onun ruhunu göremeyince, yürümedi iş. Önemli olan üstadın dediği gibi, 'İşin ruh yanının güçlü olması' idi. Yoksa şeklen bir şey değil.' diye konuştu.
Goncagül, imam hatip okulunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı sınıfta olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
'İstanbul İmam Hatip'te bir de sınıf başkanımız vardı. Çok uzun boylu bir arkadaştı. Çok yetenekliydi de. Hem sınıf başkanı hem futbolcu hem yazısı çok güzeldi. Mümessil derdik ona. 423 Recep Tayip Erdoğan, Kasımpaşa'dan gelirdi. Biz Üsküdar'dan gelirdik.'
- 'Bu ülkenin ruh hamuru bizimle yoğrulmuştur'
Gazeteci Bünyamin Yılmaz ise 2004'te yaşama veda eden tiyatrocu, yazar Hasan Nail Canat'ın çalışmalarından söz etti.
Milli ve manevi tiyatroya büyük önem veren Canat ile vefatına kadar tiyatro çalışmalarında bulunduklarını aktaran Yılmaz, 'Ben Hasan abinin dervişliğini, yalnızlığını ama buna rağmen sahnede mücadele etmesini galiba seviyordum ve onun yanında yer almak bizi her zaman mutlu etti. Ben gazeteciydim. Gazetecilikte karar kılmıştım. Sahneye biraz uzak durmayı tercih ediyordum ama o bizi hiçbir zaman sahnesiz bırakmadı. Mutlaka bir bahane bulup, bir vesileyle ekibimizi görevlendirdi.' dedi.
Bünyamin Yılmaz, kültür sanatın çok zor ve meşakkatli olduğunu dile getirerek, 'Yani sanat boyutu öyle hemen tüm insanları ikna ederek yapabileceğiniz bir şey değil. Bir ruhsal arınma ve kendi iç mücadelenizi vermeniz gerekiyor. Dışarıya da bir şey söylemeniz gerekiyor. Biz Türkiye'de, şunu gösterdik, 'Bu ülkenin ruh hamuru bizimle yoğrulmuştur'. Bunu anladık ve anlattık.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin dünya için önemini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
'Biz içeride nefesimizi tüketmekten ziyade, artık içerideki haritamızı dünyayla bütünleştirmemiz gerekiyor. Dünyaya söz söyleyebilecek olanlar bizleriz. Eğer Shakespeare 400 yıldır çok uzak olduğu bir coğrafya olmasına rağmen, buralara sözünü rahatlıkla söyleyebiliyorsa, bizim de o coğrafyalarda söyleyecek sözümüz var demektir. Belki batının ön yargısı vardır. Ön yargılarından dolayı uzak noktada durabilir ama ön yargısız olan coğrafyalardan başlayıp onların da rölantisini yapabilecek bir sanatsal olgunluğa erişmemiz gerekiyor.'
Panelde ayrıca, Tekamül Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yasin Çetin ile 1001 Sanat ve Oyuncu Tayfası Genel Sanat Yönetmeni Kerem Yılmaz da konuşmacı olarak yer aldı.