Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması (1)
'Yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's’in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok' 'Türkiye'nin mevcut ekonomik temelleri sağlamken, geleceğe ilişkin beklentilerde herhangi bir şekilde ciddi bir riske işaret etmezken, Türkiye ekonomisinin olumlu taraflarını ortaya koyup bu notu tutma imkanı varken, bütün bunların yapılmayıp belirsiz birtakım faktörler üzerinden Türkiye'nin notunun indirilmesi doğru bir yaklaşım değil' 'Moody's'i böyle bir açıklamayı apar topar yapmaya zorlayan bizim bilmediğimiz faktörler nedir? Moody's'in süratle kamuoyunu aydınlatması lazım”.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 'Yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's'in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok.' dedi.
Ağbal, Kanal 7 televizyonunda katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ağbal, ülke ekonomisinin global koşullar dikkate alındığında gerçekten iyi bir performans sergilediğini ifade etti.
Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirme yaparken, global krizden sonra diğer ülkelerin durumuna da bakmak gerektiğini dile getiren Ağbal, 'Türkiye, global krizden sonra 2010 ve 2015 arası yaklaşık olarak yüzde 5'in üzerinde bir büyüme performansı sergiledi, bu son derece önemli. İster OECD ülkeleri genelini alın ister gelişmekte olan ülkeleri alın, içinde bulunduğumuz ülkeler arasında hepsinde Türkiye büyüme performansı bakımından en ön sıralarda yer alıyor. Yani ekonomide çarklar dönüyor.' dedi.
Bakan Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimi nedeniyle yılın üçüncü çeyreğine ilişkin bir olumsuz hava olduğunu ancak son çeyrekte ekonominin tekrar yukarıya doğru yöneleceğini vurgulayarak, 'Biz bu sene inşallah gelişmekte olan ülkeler içerisinde, OECD ülkeleri içerisinde yüzde 3-4 aralığında büyüyebilen nadir ülkelerden biri olacağız.' diye konuştu.
Türkiye'de kamu maliyesine ilişkin herhangi bir riskin bulunmadığını, ülkenin güçlü bir bankacılık sistemine ve reel sektöre sahip olduğunu belirten Ağbal, 'Onun için bugün ekonominin geneline bakıldığı zaman herhangi bir şekilde kriz kelimesini Türkiye ekonomisiyle yan yana getirmek asla söz konusu değil.' ifadelerini kullandı.
- 'Moody's doğru bir değerlendirme yapmadı'
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine ilişkin de Ağbal, Moody's'in bu kararı verirken çok aceleci davrandığını söyledi.
Önümüzdeki günlerde Orta Vadeli Program'ın açıklanacağını ve bu programda gelecek 3 yıla ilişkin hedeflerin, çalışmaların ortaya konulacağını anlatan Ağbal, bunu Moody's'in de çok iyi bildiğini ancak programın açıklanmasını beklemediğini bildirdi.
Moody's'in, '2013'ten bu yana reformlar beklediğimiz kadar yapılmadı' şeklinde bir değerlendirmede bulunduğunu ancak bunun kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Ağbal, Türkiye'nin bu zaman aralığında tasarrufları artırmak, cari açığı düşürmek, yatırımları artırmak ve demokrasiyi güçlendirmek için çok sayıda reformu hayata geçirdiğini kaydetti.
Ağbal, Moody's'in geleceğe yönelik olumsuz beklentilerinin Türkiye ekonomisinin potansiyelini yansıtmadığını belirterek, şöyle konuştu:
'Yani 'Türkiye önümüzdeki 3 yıl boyunca ortalama yüzde 2,7 büyüyecektir' şeklinde bir değerlendirmeye dayalı olarak not indirmek doğru bir değerlendirme değil. Türkiye'nin bugün ortalama büyüme potansiyelinin yüzde 4 civarında olduğunu içeride, dışarıda herkes biliyor. Hükümet büyümeyi yukarıya çekecek tedbirleri ardı ardına alıyor. Bütün bu yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's'in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok. En basit anlamda, uluslararası bir derecelendirme şirketinin böyle bir değerlendirmeyi yaparken, seçtiği parametrelere bakarak söylüyorum bunu, çok iyi niyetli bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Bugün birçok kuruluş var Türkiye'ye yatırım yapan. Türkiye'ye ilişkin yabancı yatırımcıların beklentileri, düşünceleri bizden çok daha iyi, Türkiye'ye inanıyorlar, Türkiye'ye güveniyorlar.'
- 'Değerlendirmeyi maksatlı görüyorum'
Türkiye'nin mevcut ekonomik temelleri sağlamken, geleceğe ilişkin beklentilerde herhangi bir şekilde ciddi bir riske işaret etmezken, Türkiye ekonomisinin olumlu taraflarını ortaya koyup bu notu tutma imkanı varken, bütün bunların yapılmayıp belirsiz birtakım faktörler üzerinden Türkiye'nin notunun indirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:
'Bakın mesela deniyor ki 'Türkiye'nin kurumsal kapasitesinde ileriye dönük zayıflama olacak.' Halbuki, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başta savunma, güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması olmak üzere ve Hükümet olarak kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına dönük olarak alacağımız tedbirler tam tersine Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerini ve kapasitesini artıracak. Niye Moody's bunu görmek istemiyor? Bugün Moody's’in kararına baktığınız zaman, tırnak içinde söylüyorum, Fethullah Gülen hareketine dayalı, ifadeleri böyle kullandıkları için söylüyorum, bizim için bir terör örgütüdür, bu terör örgütünün kamu içerisindeki yuvalandığı yerlerden sökülüp atılması, bütün bunların bu terör örgütünün kamu yönetimi içerisinde oluşturduğu kaotik ortamın ortadan kaldırılmasını Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerinin azaltılması için bir sebep olarak gösteriyor. Tam tersine, bugüne kadar özellikle Türkiye'nin önümüzdeki döneme ilişkin kurumsal kabiliyetlerini azaltan, hukuk devletini ve demokrasiyi zayıflatan en büyük unsur, bu terör yapısının kamu içerisinde kalmasıydı.
Onun için, yapılan değerlendirmelerde özellikle FETÖ terör örgütüne referans verilmek suretiyle ortaya konulan olumsuzluk algısı ve değerlendirmesinin de açıkçası maksatlı olduğunu düşünüyorum.
Yani ben Moody's'in bu değerlendirme raporundaki kurumsal kabiliyete ilişkin okumasını, değerlendirmesini açık söyleyeyim maksatlı görüyorum.'
- 'Moody's'i apar topar açıklama yapmaya zorlayan faktörler nedir?'
Bakan Ağbal, Moody's'in birkaç gün önce Türkiye ile ilgili açıkladığı raporda olumlu değerlendirmelerin olduğunu ancak sonrasında not indiriminin geldiğinin hatırlatılması üzerine de 'Bu da üzerinde durulması gereken bir husus. Yani kimse Moody's'e 2 gün önce böyle bir açıklama yapın diye talepte bulunmadı.' dedi.
Moody's'in bahse konu ilk raporunda, 'Darbe girişimi sonrasında oluşan kırılganlıklar hızlı bir şekilde bertaraf edilmiştir, dolayısıyla ekonomide darbe girişimi kaynaklı riskler ortadan kalkmıştır.' ifadelerinin yer aldığını hatırlatan Ağbal, 'Peki, Moody's olarak birinci açıklamayı size kimse zorla yaptırmadıysa, ikinci açıklamayı yapmak için bu kadar niye acele davranıyorsun? Normalde bir kredi derecelendirme şirketinin böyle bir açıklamanın zamanlamasının ne manaya geleceği konusunda rasyonel düşünmesi beklenir. O zaman soru şurada: Moody's'i böyle bir açıklamayı apar topar yapmaya zorlayan bizim bilmediğimiz faktörler nedir? O zaman Moody's'in süratle kamuoyunu aydınlatması lazım.' diye konuştu.
- Başbakan Yıldırım'ın açıkladığı ekonomik tedbirler
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Başbakan Binali Yıldırım'ın ekonomiye yönelik alınacak tedbirlere ilişkin son açıklamalarının sorulması üzerine de yapılan düzenlemenin, tüketicinin krediye erişimini artırmayı hedeflediğini söyledi.
Ağbal, 2010, 2011 yıllarında kredilerde çok hızlı bir artış olduğunu ve cari işlemler açığını olumsuz etkilediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
'O dönemde ekonomiyi sürdürülebilir dengeli bir noktada tutmak için taksitlere sınır getirdik, bireysel kredilere sınırlar getirdik. Gelinen noktada tüketim çılgınlığı devam ederken, tüketim hala artarken, bireysel krediler hala çok yüksek seviyelerdeyken bu düzenlemeleri yapmıyoruz. Şu anda beklenenden daha fazla bir daralma var. Onu tekrar yukarıya çekip normal bir seyre getirmek için yapıyoruz. Bu almış olduğumuz kararları izleyeceğiz, herhangi bir şekilde bu kararlarda ekonominin geneline ilişkin bir olumsuzluk gördüğümüz zaman da tekrar gerekli düzenlemeleri yapacağız. Biz tüketim çılgınlığı olsun demiyoruz ama üretimi yatırımı destekleyecek bir tüketim trendinin de sürdürülmesi lazım. Almış olduğumuz tedbirler o ama daha fazla ne yapmak istiyoruz? Daha fazla yatırıma ve ihracata teşvik getirmek istiyoruz onları da yaptık. Yani üretim olmazsa, arz tarafını kuvvetlendirmezsek, tüketim tarafını da sadece parayı verip daha fazla harca… Bu bizim ekonomi politikası olarak hiçbir şekilde benimsediğimiz bir şey değil.'
(Sürecek)
Kaynak: AA
Ağbal, Kanal 7 televizyonunda katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ağbal, ülke ekonomisinin global koşullar dikkate alındığında gerçekten iyi bir performans sergilediğini ifade etti.
Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirme yaparken, global krizden sonra diğer ülkelerin durumuna da bakmak gerektiğini dile getiren Ağbal, 'Türkiye, global krizden sonra 2010 ve 2015 arası yaklaşık olarak yüzde 5'in üzerinde bir büyüme performansı sergiledi, bu son derece önemli. İster OECD ülkeleri genelini alın ister gelişmekte olan ülkeleri alın, içinde bulunduğumuz ülkeler arasında hepsinde Türkiye büyüme performansı bakımından en ön sıralarda yer alıyor. Yani ekonomide çarklar dönüyor.' dedi.
Bakan Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimi nedeniyle yılın üçüncü çeyreğine ilişkin bir olumsuz hava olduğunu ancak son çeyrekte ekonominin tekrar yukarıya doğru yöneleceğini vurgulayarak, 'Biz bu sene inşallah gelişmekte olan ülkeler içerisinde, OECD ülkeleri içerisinde yüzde 3-4 aralığında büyüyebilen nadir ülkelerden biri olacağız.' diye konuştu.
Türkiye'de kamu maliyesine ilişkin herhangi bir riskin bulunmadığını, ülkenin güçlü bir bankacılık sistemine ve reel sektöre sahip olduğunu belirten Ağbal, 'Onun için bugün ekonominin geneline bakıldığı zaman herhangi bir şekilde kriz kelimesini Türkiye ekonomisiyle yan yana getirmek asla söz konusu değil.' ifadelerini kullandı.
- 'Moody's doğru bir değerlendirme yapmadı'
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine ilişkin de Ağbal, Moody's'in bu kararı verirken çok aceleci davrandığını söyledi.
Önümüzdeki günlerde Orta Vadeli Program'ın açıklanacağını ve bu programda gelecek 3 yıla ilişkin hedeflerin, çalışmaların ortaya konulacağını anlatan Ağbal, bunu Moody's'in de çok iyi bildiğini ancak programın açıklanmasını beklemediğini bildirdi.
Moody's'in, '2013'ten bu yana reformlar beklediğimiz kadar yapılmadı' şeklinde bir değerlendirmede bulunduğunu ancak bunun kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Ağbal, Türkiye'nin bu zaman aralığında tasarrufları artırmak, cari açığı düşürmek, yatırımları artırmak ve demokrasiyi güçlendirmek için çok sayıda reformu hayata geçirdiğini kaydetti.
Ağbal, Moody's'in geleceğe yönelik olumsuz beklentilerinin Türkiye ekonomisinin potansiyelini yansıtmadığını belirterek, şöyle konuştu:
'Yani 'Türkiye önümüzdeki 3 yıl boyunca ortalama yüzde 2,7 büyüyecektir' şeklinde bir değerlendirmeye dayalı olarak not indirmek doğru bir değerlendirme değil. Türkiye'nin bugün ortalama büyüme potansiyelinin yüzde 4 civarında olduğunu içeride, dışarıda herkes biliyor. Hükümet büyümeyi yukarıya çekecek tedbirleri ardı ardına alıyor. Bütün bu yapısal reformlar devam ediyor, büyümeyi yukarıya çekecek tedbirler alınıyor, faiz, enflasyon göstergeleri iyi… Dolayısıyla Moody's'in almış olduğu kararının kendi içinde bir rasyonalitesi yok. En basit anlamda, uluslararası bir derecelendirme şirketinin böyle bir değerlendirmeyi yaparken, seçtiği parametrelere bakarak söylüyorum bunu, çok iyi niyetli bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Bugün birçok kuruluş var Türkiye'ye yatırım yapan. Türkiye'ye ilişkin yabancı yatırımcıların beklentileri, düşünceleri bizden çok daha iyi, Türkiye'ye inanıyorlar, Türkiye'ye güveniyorlar.'
- 'Değerlendirmeyi maksatlı görüyorum'
Türkiye'nin mevcut ekonomik temelleri sağlamken, geleceğe ilişkin beklentilerde herhangi bir şekilde ciddi bir riske işaret etmezken, Türkiye ekonomisinin olumlu taraflarını ortaya koyup bu notu tutma imkanı varken, bütün bunların yapılmayıp belirsiz birtakım faktörler üzerinden Türkiye'nin notunun indirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:
'Bakın mesela deniyor ki 'Türkiye'nin kurumsal kapasitesinde ileriye dönük zayıflama olacak.' Halbuki, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başta savunma, güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması olmak üzere ve Hükümet olarak kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına dönük olarak alacağımız tedbirler tam tersine Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerini ve kapasitesini artıracak. Niye Moody's bunu görmek istemiyor? Bugün Moody's’in kararına baktığınız zaman, tırnak içinde söylüyorum, Fethullah Gülen hareketine dayalı, ifadeleri böyle kullandıkları için söylüyorum, bizim için bir terör örgütüdür, bu terör örgütünün kamu içerisindeki yuvalandığı yerlerden sökülüp atılması, bütün bunların bu terör örgütünün kamu yönetimi içerisinde oluşturduğu kaotik ortamın ortadan kaldırılmasını Türkiye'nin kurumsal kabiliyetlerinin azaltılması için bir sebep olarak gösteriyor. Tam tersine, bugüne kadar özellikle Türkiye'nin önümüzdeki döneme ilişkin kurumsal kabiliyetlerini azaltan, hukuk devletini ve demokrasiyi zayıflatan en büyük unsur, bu terör yapısının kamu içerisinde kalmasıydı.
Onun için, yapılan değerlendirmelerde özellikle FETÖ terör örgütüne referans verilmek suretiyle ortaya konulan olumsuzluk algısı ve değerlendirmesinin de açıkçası maksatlı olduğunu düşünüyorum.
Yani ben Moody's'in bu değerlendirme raporundaki kurumsal kabiliyete ilişkin okumasını, değerlendirmesini açık söyleyeyim maksatlı görüyorum.'
- 'Moody's'i apar topar açıklama yapmaya zorlayan faktörler nedir?'
Bakan Ağbal, Moody's'in birkaç gün önce Türkiye ile ilgili açıkladığı raporda olumlu değerlendirmelerin olduğunu ancak sonrasında not indiriminin geldiğinin hatırlatılması üzerine de 'Bu da üzerinde durulması gereken bir husus. Yani kimse Moody's'e 2 gün önce böyle bir açıklama yapın diye talepte bulunmadı.' dedi.
Moody's'in bahse konu ilk raporunda, 'Darbe girişimi sonrasında oluşan kırılganlıklar hızlı bir şekilde bertaraf edilmiştir, dolayısıyla ekonomide darbe girişimi kaynaklı riskler ortadan kalkmıştır.' ifadelerinin yer aldığını hatırlatan Ağbal, 'Peki, Moody's olarak birinci açıklamayı size kimse zorla yaptırmadıysa, ikinci açıklamayı yapmak için bu kadar niye acele davranıyorsun? Normalde bir kredi derecelendirme şirketinin böyle bir açıklamanın zamanlamasının ne manaya geleceği konusunda rasyonel düşünmesi beklenir. O zaman soru şurada: Moody's'i böyle bir açıklamayı apar topar yapmaya zorlayan bizim bilmediğimiz faktörler nedir? O zaman Moody's'in süratle kamuoyunu aydınlatması lazım.' diye konuştu.
- Başbakan Yıldırım'ın açıkladığı ekonomik tedbirler
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Başbakan Binali Yıldırım'ın ekonomiye yönelik alınacak tedbirlere ilişkin son açıklamalarının sorulması üzerine de yapılan düzenlemenin, tüketicinin krediye erişimini artırmayı hedeflediğini söyledi.
Ağbal, 2010, 2011 yıllarında kredilerde çok hızlı bir artış olduğunu ve cari işlemler açığını olumsuz etkilediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
'O dönemde ekonomiyi sürdürülebilir dengeli bir noktada tutmak için taksitlere sınır getirdik, bireysel kredilere sınırlar getirdik. Gelinen noktada tüketim çılgınlığı devam ederken, tüketim hala artarken, bireysel krediler hala çok yüksek seviyelerdeyken bu düzenlemeleri yapmıyoruz. Şu anda beklenenden daha fazla bir daralma var. Onu tekrar yukarıya çekip normal bir seyre getirmek için yapıyoruz. Bu almış olduğumuz kararları izleyeceğiz, herhangi bir şekilde bu kararlarda ekonominin geneline ilişkin bir olumsuzluk gördüğümüz zaman da tekrar gerekli düzenlemeleri yapacağız. Biz tüketim çılgınlığı olsun demiyoruz ama üretimi yatırımı destekleyecek bir tüketim trendinin de sürdürülmesi lazım. Almış olduğumuz tedbirler o ama daha fazla ne yapmak istiyoruz? Daha fazla yatırıma ve ihracata teşvik getirmek istiyoruz onları da yaptık. Yani üretim olmazsa, arz tarafını kuvvetlendirmezsek, tüketim tarafını da sadece parayı verip daha fazla harca… Bu bizim ekonomi politikası olarak hiçbir şekilde benimsediğimiz bir şey değil.'
(Sürecek)