'Alzaymır Kişilik Değişikliğine Neden Oluyor'
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü: 'Alzaymır, günlük aktivitelerin bozulmasından, ilerleyen dönemde hastanın kendisini ifade edememesi, çevreyle ilişkilerinin bozulması, hesap muhakeme yeteneğinin ve algılamanın bozulmasıyla kendini gösteren, daha ileri dönemlerdeyse hastanın kişilik değişiklikleriyle psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan bir hastalıktır'.
Günlük aktivitelerin bozulmasından, ilerleyen dönemde kişilerin kendisini ifade edememesine kadar çeşitli sağlık sorunlarına yol açan alzaymırın, daha ileri dönemlerinde hastanın kişilik değişiklikleriyle psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olduğu bildirildi.
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğünden 21 Eylül Dünya Alzaymır Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, hastalığın demans tiplerinden biri olduğu vurgulanarak, beyin hücrelerinin zamanından önce ölmesi ve küçülerek aktivitesini kaybetmesinden kaynaklandığı belirtildi.
Açıklamada, 'Diğer bir deyişle alzaymır, günlük aktivitelerin bozulmasından, ilerleyen dönemde hastanın kendisini ifade edememesi, çevreyle ilişkilerinin bozulması, hesap muhakeme yeteneğinin ve algılamanın bozulmasıyla kendini gösteren, daha ileri dönemlerdeyse hastanın kişilik değişiklikleriyle psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan bir hastalıktır.' ifadelerine yer verildi.
Hastalığın genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıktığı ve 65 yaşın üzerinde yaklaşık her 10 kişiden birinde, 85 yaşın üzerinde ise her 2 kişiden birinde görülebildiğine işaret edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
'Tüm dünyada 20 milyona yakın alzaymır hastası bulunduğu tahmin edilmektedir. Alzaymır kadınlarda ve erkeklerde aynı oranda görülür. Hastalık bulaşıcı ve kalıtsal bir sorun değildir. Ancak düşük oranda ailesel bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Alzaymırın ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama veya yeni bilgileri öğrenme güçlüğü görülür. Hastalar, konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi zihinsel sorunların yanı sıra, kişilik bozuklukları da yaşayabilir. Özellikle hastalık ilerledikçe birçok kişide depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayaller görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülmektedir.'
- 'Hastaların ev içinde ve dışında güvenlikleri sağlanmalı'
Açıklamada, hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi olmadığı ancak belli süre ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yöntem ve olanakların bulunduğu belirtildi.
İlaç tedavisinin hastalığı tamamen durdurmadığına değinilen açıklamada, 'Ancak bellek kaybı dahil çeşitli zihinsel bozukluk belirtilerinin hafiflemesini sağlanabilir. Böylelikle hastanın günlük yaşam aktiviteleri daha uzun süre korunur. Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ya da hayaller görme gibi davranış bozukluklarında da ilaç tedavisi uygulanır.' değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, hastaların ev içinde ve dışında güvenliğinin sağlanması gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
'Ocağı yakarken yangın çıkarmaması, kaygan zeminlerde düşmemesi veya tek başına sokağa çıkıp kaybolmaması için önlem alınması gerekir. Alzaymır hastaları belli bir dönemden sonra kendilerinin ve çevrelerinin güvenliği açısından araba kullanmamalıdır. Hastaların para kullanma konusunda da sorunlar yaşayabileceğinden, tek başına bankaya gitmeleri, çek kullanmaları ya da büyük paralarla alışveriş yapmaları sakıncalı olabilir.'
Kaynak: AA
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğünden 21 Eylül Dünya Alzaymır Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, hastalığın demans tiplerinden biri olduğu vurgulanarak, beyin hücrelerinin zamanından önce ölmesi ve küçülerek aktivitesini kaybetmesinden kaynaklandığı belirtildi.
Açıklamada, 'Diğer bir deyişle alzaymır, günlük aktivitelerin bozulmasından, ilerleyen dönemde hastanın kendisini ifade edememesi, çevreyle ilişkilerinin bozulması, hesap muhakeme yeteneğinin ve algılamanın bozulmasıyla kendini gösteren, daha ileri dönemlerdeyse hastanın kişilik değişiklikleriyle psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan bir hastalıktır.' ifadelerine yer verildi.
Hastalığın genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıktığı ve 65 yaşın üzerinde yaklaşık her 10 kişiden birinde, 85 yaşın üzerinde ise her 2 kişiden birinde görülebildiğine işaret edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
'Tüm dünyada 20 milyona yakın alzaymır hastası bulunduğu tahmin edilmektedir. Alzaymır kadınlarda ve erkeklerde aynı oranda görülür. Hastalık bulaşıcı ve kalıtsal bir sorun değildir. Ancak düşük oranda ailesel bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Alzaymırın ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama veya yeni bilgileri öğrenme güçlüğü görülür. Hastalar, konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi zihinsel sorunların yanı sıra, kişilik bozuklukları da yaşayabilir. Özellikle hastalık ilerledikçe birçok kişide depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayaller görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülmektedir.'
- 'Hastaların ev içinde ve dışında güvenlikleri sağlanmalı'
Açıklamada, hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi olmadığı ancak belli süre ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yöntem ve olanakların bulunduğu belirtildi.
İlaç tedavisinin hastalığı tamamen durdurmadığına değinilen açıklamada, 'Ancak bellek kaybı dahil çeşitli zihinsel bozukluk belirtilerinin hafiflemesini sağlanabilir. Böylelikle hastanın günlük yaşam aktiviteleri daha uzun süre korunur. Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ya da hayaller görme gibi davranış bozukluklarında da ilaç tedavisi uygulanır.' değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, hastaların ev içinde ve dışında güvenliğinin sağlanması gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
'Ocağı yakarken yangın çıkarmaması, kaygan zeminlerde düşmemesi veya tek başına sokağa çıkıp kaybolmaması için önlem alınması gerekir. Alzaymır hastaları belli bir dönemden sonra kendilerinin ve çevrelerinin güvenliği açısından araba kullanmamalıdır. Hastaların para kullanma konusunda da sorunlar yaşayabileceğinden, tek başına bankaya gitmeleri, çek kullanmaları ya da büyük paralarla alışveriş yapmaları sakıncalı olabilir.'