CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabıyık Açıklaması
'15 Temmuz darbe girişimine adı karışan destek veren tüm kamu çalışanlarının gerekli cezaya çarptırılması gerekmektedir. Ancak darbe girişimini fırsat bilerek olaylara karışmayan kamu çalışanları açığa alınmış hatta tutuklanmış, özellikle üniversitelerde resmen bir cadı avı başlatılmıştır' 'Darbe girişimini fırsat bilerek suçsuz insanlara yönelik hukuksuz uygulamalara imza atanlar da hukuk önünde hesap vermelidir. Tüm atamalar liyakat esasına göre yapılmalıdır'
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, '15 Temmuz darbe girişimine adı karışan destek veren tüm kamu çalışanlarının gerekli cezaya çarptırılması gerekmektedir. Ancak darbe girişimini fırsat bilerek olaylara karışmayan kamu çalışanları açığa alınmış hatta tutuklanmış, özellikle üniversitelerde resmen bir cadı avı başlatılmıştır.' dedi.
Karabıyık, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya ile Mecliste düzenlediği basın toplantısında, üniversitelerin kadro oluşumları, sınavları, atamalarında siyasetin, çıkarların ve bazı eski hesaplaşmaların gölgesinde kaldığını savundu.
Rektör seçimleri sonrasında atanan rektörlerin, kendilerini desteklemeyen ya da karşı çıkan öğretim elemanlarına karşı kindar tutum sergilediğini öne süren Karabıyık, göreve gelen yeni rektörlerden bazılarının kadro oluşturma haklarını kötüye kullandığını bildirdi.
Üniversitelerde 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin ardından açığa alma ya da görevine son verme sürecinin başladığına işaret eden Karabıyık, '15 Temmuz darbe girişimine adı karışan destek veren tüm kamu çalışanlarının gerekli cezaya çarptırılması gerekmektedir. Ancak darbe girişimini fırsat bilerek olaylara karışmayan kamu çalışanları açığa alınmış hatta tutuklanmış, özellikle üniversitelerde resmen bir cadı avı başlatılmıştır.' dedi.
Karabıyık, FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmayan bazı çalışanların siyasi çekişmeler neticesinde açığa alındığını öne sürerek, şöyle devam etti:
'15 Temmuz darbe girişimi öncesi paralel yapıyla ilgili şikayette bulunan birçok akademisyenin açığa alındığı ya da tutuklandığı da tarafımızca belirlenmiştir. Darbe girişimini fırsat bilerek suçsuz insanlara yönelik hukuksuz uygulamalara imza atanlar da hukuk önünde hesap vermelidir. Tüm atamalar liyakat esasına göre yapılamalıdır. Liyakat esasına göre atama yapılmadığı zaman bazı terör örgütlerinin ve çıkar odaklarının devleti ele geçirmeye çalıştığı açıktır.'
CHP'li Karabıyık, yaşanan sorunların Mecliste araştırılması ve soruların yanıtlanması gerektiğini belirtti.
- 'FETÖ'ye hizmet eden, onunla ilişkili olan her kim varsa hukuk önünde cezalandırılmalı'
CHP Genel Sekreteri Sındır da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 15 üniversitenin kapatıldığını, 65 binin üzerinde öğrencinin, 2 bin 800'un üzerinde öğretim üyesinin ve çalışanın FETÖ'yle ilişkilendirilerek işsiz ve açıkta kaldığını söyledi. Bu terör örgütüyle doğrudan veya dolaylı hizmet eden onunla ilişkili olan her kim varsa mutlaka hukuk önünde cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Sındır, 'OHAL kanunu kapsamında çıkartılan hukuka uygun KHK'larla bu uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bizim iktidardan beklentimiz hukuka, anayasaya uygun, insan haklarına saygılı uygulamaları hayata geçirebilmesi.' dedi.
Yüksek Öğrenim Kurumlarının siyasetin nüfus alanına girmemesi gerektiğini ifade eden Sındır, şunları kaydetti:
'Siyasetin, üniversitelere, akademiye nüfus ederek, liyakatı ortadan kaldırarak, yeni bir kadrolaşma, yeni bir siyasi veya cemaat kadrolaşmasıyla karşı karşıyayız. Dileğimiz odur ki mutlak süretle önlem alınması gereken hepimizin, ülkemizin geleceği çocuklarımızın, torunlarımızın daha çağdaş daha uygar yüksek teknoloji üreten ve buna dayalı üretim ekonomisini hayata geçiren katma değeri yüksek ürünler üretebilen ve bunun ihtiyaç duyduğu bilimsel bilgiyi üreten kurumlar haline en kısa zamanda dönüşmesidir. İktidar, elinizi üniversitelerden çekin, özgür düşünceyi akıl ve bilimin önderliğinde üniversitelerde hayata, yaşama geçirilmesine fırsat veriniz diyorum.'
Kaynak: AA
Karabıyık, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya ile Mecliste düzenlediği basın toplantısında, üniversitelerin kadro oluşumları, sınavları, atamalarında siyasetin, çıkarların ve bazı eski hesaplaşmaların gölgesinde kaldığını savundu.
Rektör seçimleri sonrasında atanan rektörlerin, kendilerini desteklemeyen ya da karşı çıkan öğretim elemanlarına karşı kindar tutum sergilediğini öne süren Karabıyık, göreve gelen yeni rektörlerden bazılarının kadro oluşturma haklarını kötüye kullandığını bildirdi.
Üniversitelerde 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin ardından açığa alma ya da görevine son verme sürecinin başladığına işaret eden Karabıyık, '15 Temmuz darbe girişimine adı karışan destek veren tüm kamu çalışanlarının gerekli cezaya çarptırılması gerekmektedir. Ancak darbe girişimini fırsat bilerek olaylara karışmayan kamu çalışanları açığa alınmış hatta tutuklanmış, özellikle üniversitelerde resmen bir cadı avı başlatılmıştır.' dedi.
Karabıyık, FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmayan bazı çalışanların siyasi çekişmeler neticesinde açığa alındığını öne sürerek, şöyle devam etti:
'15 Temmuz darbe girişimi öncesi paralel yapıyla ilgili şikayette bulunan birçok akademisyenin açığa alındığı ya da tutuklandığı da tarafımızca belirlenmiştir. Darbe girişimini fırsat bilerek suçsuz insanlara yönelik hukuksuz uygulamalara imza atanlar da hukuk önünde hesap vermelidir. Tüm atamalar liyakat esasına göre yapılamalıdır. Liyakat esasına göre atama yapılmadığı zaman bazı terör örgütlerinin ve çıkar odaklarının devleti ele geçirmeye çalıştığı açıktır.'
CHP'li Karabıyık, yaşanan sorunların Mecliste araştırılması ve soruların yanıtlanması gerektiğini belirtti.
- 'FETÖ'ye hizmet eden, onunla ilişkili olan her kim varsa hukuk önünde cezalandırılmalı'
CHP Genel Sekreteri Sındır da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 15 üniversitenin kapatıldığını, 65 binin üzerinde öğrencinin, 2 bin 800'un üzerinde öğretim üyesinin ve çalışanın FETÖ'yle ilişkilendirilerek işsiz ve açıkta kaldığını söyledi. Bu terör örgütüyle doğrudan veya dolaylı hizmet eden onunla ilişkili olan her kim varsa mutlaka hukuk önünde cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Sındır, 'OHAL kanunu kapsamında çıkartılan hukuka uygun KHK'larla bu uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bizim iktidardan beklentimiz hukuka, anayasaya uygun, insan haklarına saygılı uygulamaları hayata geçirebilmesi.' dedi.
Yüksek Öğrenim Kurumlarının siyasetin nüfus alanına girmemesi gerektiğini ifade eden Sındır, şunları kaydetti:
'Siyasetin, üniversitelere, akademiye nüfus ederek, liyakatı ortadan kaldırarak, yeni bir kadrolaşma, yeni bir siyasi veya cemaat kadrolaşmasıyla karşı karşıyayız. Dileğimiz odur ki mutlak süretle önlem alınması gereken hepimizin, ülkemizin geleceği çocuklarımızın, torunlarımızın daha çağdaş daha uygar yüksek teknoloji üreten ve buna dayalı üretim ekonomisini hayata geçiren katma değeri yüksek ürünler üretebilen ve bunun ihtiyaç duyduğu bilimsel bilgiyi üreten kurumlar haline en kısa zamanda dönüşmesidir. İktidar, elinizi üniversitelerden çekin, özgür düşünceyi akıl ve bilimin önderliğinde üniversitelerde hayata, yaşama geçirilmesine fırsat veriniz diyorum.'