'Sudan Koyun Geçirme' Yarışması
Denizli'nin Çal ilçesinde 8 asırdır sürdürülen ve UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan 'Sudan Koyun Geçirme' yarışmasında 42 çoban mücadele etti Eğlence organizasyonlarının iptal edildiği etkinlikte bazı çobanlar sudan geçerken ay yıldızlı bayrağı açarak, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganı attı.
UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan ve 843 yıldır düzenlenen 'Sudan Koyun Geçirme' yarışması, çal ilçesinde 42 çobanın katılımıyla yapıldı.
Aşağıseyit Mahallesi'nin Köprübaşı mevkisinde Büyük Menderes Nehri kenarında sabahın erken saatlerinde başlayan etkinlikte, çobanların koyun sürüleri eşliğinde yaptığı yürüyüşle 'yörük göçü' canlandırıldı.
Çal, Çivril ve Baklan'dan 42 çobanın sürüleriyle katıldığı yarışmada çobanlar, kendilerine sadakat ve sevgilerini göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı.
Yarışmaya katılan çobanlar, sürünün önünden suya girip 'elci' olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından sürülerinin nehre girmesi ve karşı kıyıya ulaşması için uğraştı. Çobanlar sürünün suya atlaması için ıslık çalıp maniler söylerken nehre atlayarak karşıya geçmeyi başaran sürülerin çobanları sevinç yaşadı, sürüleri suya girmeyenler ise üzüldü.
Vatandaşların yanı sıra yurdun değişik yerlerinden gelen fotoğraf sanatçılarının ilgi gösterdiği etkinlikte bazı çobanlar sudan geçerken ay yıldızlı bayrağı açarak, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganı attı.
- 'Şehitlere adadık'
Çal Kaymakamı Selami Korkutata, gazetecilere yaptığı açıklamada, ata yadigarı kültürel mirasın toplum tarafından sahiplenildiğini dile getirdi.
Yarışmanın eğlence etkinliklerini terör olayları nedeniyle iptal ettiklerini ifade eden Korkutata, şunları söyledi:
'Bu topraklarda asırlarca devam eden bu geleneğin teröre karşı da güzel bir cevap olduğunu düşünüyorum. Asla insanlarımızın bu kültüründen, bu vatan toprağından vazgeçmeyeceğini buradan bildirmek istiyoruz. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alan geleneği yaşatmaktan dolayı çok mutluyuz ve ebediyete kadar da devam ettireceğimize inanıyorum.'
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan da bu yıl buruk duygularla organize ettikleri yarışmayı şehitlere adadıklarını ifade etti.
Yarışmayı, MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, AK Parti Denizli milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, CHP Denizli milletvekilleri Kazım Arslan ve Melike Basmacı, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da izledi.
- Sudan koyun geçirme geleneği
Yarışmaya esin verdiğine inanılan Yörük efsanesine göre Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşerek Oğuz beylerinden biri için çalışmaya başlar. Çoban ile beyin kızı birbirlerine aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister ancak kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu düşündüğü bir görev verir.
Bey, çobana kızıyla evlenebilmesi için 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' der. Bu şartı kabul eden çoban, denildiği gibi koyunları su içirmeden karşıya geçirir.
Çobanın istenileni başarmasına karşın bey, yine de kızını kendisine vermez. Kızının aşkından hastalanıp ölmesi üzerine bey tarafından kovulan çoban, ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Yöre halkı, bu aşktan etkilenerek her yıl sudan koyun geçirme yarışması düzenler.
İnsanın, sahip olduğu hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini ortaya koyan yarışma, çobanlık konusunda dünyadaki ender organizasyonlar arasında gösteriliyor.
Kaynak: AA
Aşağıseyit Mahallesi'nin Köprübaşı mevkisinde Büyük Menderes Nehri kenarında sabahın erken saatlerinde başlayan etkinlikte, çobanların koyun sürüleri eşliğinde yaptığı yürüyüşle 'yörük göçü' canlandırıldı.
Çal, Çivril ve Baklan'dan 42 çobanın sürüleriyle katıldığı yarışmada çobanlar, kendilerine sadakat ve sevgilerini göstermeleri için koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden geçirmeye çalıştı.
Yarışmaya katılan çobanlar, sürünün önünden suya girip 'elci' olarak adlandırdıkları baş koyunun ardından sürülerinin nehre girmesi ve karşı kıyıya ulaşması için uğraştı. Çobanlar sürünün suya atlaması için ıslık çalıp maniler söylerken nehre atlayarak karşıya geçmeyi başaran sürülerin çobanları sevinç yaşadı, sürüleri suya girmeyenler ise üzüldü.
Vatandaşların yanı sıra yurdun değişik yerlerinden gelen fotoğraf sanatçılarının ilgi gösterdiği etkinlikte bazı çobanlar sudan geçerken ay yıldızlı bayrağı açarak, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganı attı.
- 'Şehitlere adadık'
Çal Kaymakamı Selami Korkutata, gazetecilere yaptığı açıklamada, ata yadigarı kültürel mirasın toplum tarafından sahiplenildiğini dile getirdi.
Yarışmanın eğlence etkinliklerini terör olayları nedeniyle iptal ettiklerini ifade eden Korkutata, şunları söyledi:
'Bu topraklarda asırlarca devam eden bu geleneğin teröre karşı da güzel bir cevap olduğunu düşünüyorum. Asla insanlarımızın bu kültüründen, bu vatan toprağından vazgeçmeyeceğini buradan bildirmek istiyoruz. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alan geleneği yaşatmaktan dolayı çok mutluyuz ve ebediyete kadar da devam ettireceğimize inanıyorum.'
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan da bu yıl buruk duygularla organize ettikleri yarışmayı şehitlere adadıklarını ifade etti.
Yarışmayı, MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, AK Parti Denizli milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, CHP Denizli milletvekilleri Kazım Arslan ve Melike Basmacı, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da izledi.
- Sudan koyun geçirme geleneği
Yarışmaya esin verdiğine inanılan Yörük efsanesine göre Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşerek Oğuz beylerinden biri için çalışmaya başlar. Çoban ile beyin kızı birbirlerine aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister ancak kızını vermek istemeyen bey, çobana gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu düşündüğü bir görev verir.
Bey, çobana kızıyla evlenebilmesi için 'Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin' der. Bu şartı kabul eden çoban, denildiği gibi koyunları su içirmeden karşıya geçirir.
Çobanın istenileni başarmasına karşın bey, yine de kızını kendisine vermez. Kızının aşkından hastalanıp ölmesi üzerine bey tarafından kovulan çoban, ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Yöre halkı, bu aşktan etkilenerek her yıl sudan koyun geçirme yarışması düzenler.
İnsanın, sahip olduğu hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini ortaya koyan yarışma, çobanlık konusunda dünyadaki ender organizasyonlar arasında gösteriliyor.