İSO Başkanı Bahçıvan Açıklaması
'(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'le görüşmesi) Ekonomik açıdan iki ülkeyi de rahatlatacak adımların peş peşe atılacak olmasının ifade edilmesi ülkelerimizin toplumsal refahı ve geleceği için umut verici” '26 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam eden Türk ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen beş ekonomisinden birisi”.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Ekonomik açıdan iki ülkeyi de rahatlatacak adımların peş peşe atılacak olmasının ifade edilmesi ülkelerimizin toplumsal refahı ve geleceği için umut vericidir.” dedi
Bahçıvan, “Türkiye’ye Güvenenler Türkiye’de Üretenler” başlıklı toplantıdaki konuşmasında, Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerine oturduğunun altını çizerek, “Dünyaya entegre olan Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 18’inci en büyük ekonomisidir. 26 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam eden Türk ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen beş ekonomisinden birisidir.” bilgisini aktardı.
Türkiye’nin bölgesindeki çok sayıdaki ülke içinde piyasa ekonomisini tüm kurum ve kurallarıyla uygulayan en önemli ülke konumunda olduğunu vurgulayan Bahçıvan, Türkiye’nin bu özelliğiyle her geçen gün artan kaliteli ve rekabetçi üretim yapısı ve 1,5 milyar tüketiciye erişim imkanı sunan stratejik coğrafi konumuyla da öne çıktığını ifade etti.
2016 yılında Türkiye'de yaklaşık 155 milyar dolar yatırım yapılması öngörüldüğünü bildiren Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Bunun 120 milyar dolarını özel sektör yapacaktır. Geçtiğimiz haziran ayında açılan Osmangazi Köprüsü, çok yakında açılacak olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Üçüncü Havalimanı, Avrasya Tüneli, ülke genelindeki iletişim ve ulaşım altyapısı, uzay, havacılık ve savunma sanayisinde atılan önemli adımlar; nükleer santral yatırımları gibi mega projeler aksamadan sürmekte ve hizmet vermektedir.”
- 'Ekonomimiz 15 Temmuz’da zorlu sınavdan alnının akıyla çıkmıştır'
Bahçıvan, “Ekonomimiz, 15 Temmuz’da zorlu bir sınavdan alnının akıyla çıkmıştır. Bu süreçte ekonomimiz, bir yandan aksiyona geçme anlamında ne kadar çevik olduğunu, diğer yandan da ne kadar sağlam temellere dayandığını tüm dünyaya ispatladı.” dedi. Bahçıvan, “Piyasaya yönelik hain darbeyi de aynı kararlılıkla önledik. Türk finansal sistemi darbe girişimi sonrası ilk çalışma gününden itibaren sağlıklı ve etkin şekilde, sorunsuz çalıştı. Hiçbir bankanın Merkez Bankasının darbe girişimi sonrası oluşturduğu olanakları kullanma ihtiyacı olmadı. Bu süreçte Türk lirası, uğradığı sınırlı değer kaybını kısa sürede telafi ederek iyi bir performans gösterdi.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin tarihi öneme sahip olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “İki liderin görüşmesinin sonuçları özellikle ekonomik açıdan son derece değerlidir. Ekonomik açıdan iki ülkeyi de rahatlatacak adımların peş peşe atılacak olmasının ifade edilmesi ülkelerimizin toplumsal refahı ve geleceği için umut vericidir.” ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, Türkiye Varlık Fonunun oluşturulmasının hem mega projelere finansman temin edeceğini hem de piyasalarda dalgalanmaları önleyeceği belirterek şöyle devam etti:
'Ekonomimizin geçmişten gelen en önemli sorunlarından birisi de tasarruflarımızın yeterli düzeyde olmayışıdır. Bu noktada ekonomi yönetimimizin tasarrufları artırmak için aldığı kararların yatırımları da olumlu etkileyeceğine inanıyoruz. Bireysel Emeklilik Sisteminin zorunlu hale getirilmesinin hem ekonomimiz hem de çalışanlarımız için yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Bu düzenleme özellikle KOBİ'lerimizi rahatlatacaktır.'
Kaynak: AA
Bahçıvan, “Türkiye’ye Güvenenler Türkiye’de Üretenler” başlıklı toplantıdaki konuşmasında, Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerine oturduğunun altını çizerek, “Dünyaya entegre olan Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 18’inci en büyük ekonomisidir. 26 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam eden Türk ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen beş ekonomisinden birisidir.” bilgisini aktardı.
Türkiye’nin bölgesindeki çok sayıdaki ülke içinde piyasa ekonomisini tüm kurum ve kurallarıyla uygulayan en önemli ülke konumunda olduğunu vurgulayan Bahçıvan, Türkiye’nin bu özelliğiyle her geçen gün artan kaliteli ve rekabetçi üretim yapısı ve 1,5 milyar tüketiciye erişim imkanı sunan stratejik coğrafi konumuyla da öne çıktığını ifade etti.
2016 yılında Türkiye'de yaklaşık 155 milyar dolar yatırım yapılması öngörüldüğünü bildiren Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Bunun 120 milyar dolarını özel sektör yapacaktır. Geçtiğimiz haziran ayında açılan Osmangazi Köprüsü, çok yakında açılacak olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Üçüncü Havalimanı, Avrasya Tüneli, ülke genelindeki iletişim ve ulaşım altyapısı, uzay, havacılık ve savunma sanayisinde atılan önemli adımlar; nükleer santral yatırımları gibi mega projeler aksamadan sürmekte ve hizmet vermektedir.”
- 'Ekonomimiz 15 Temmuz’da zorlu sınavdan alnının akıyla çıkmıştır'
Bahçıvan, “Ekonomimiz, 15 Temmuz’da zorlu bir sınavdan alnının akıyla çıkmıştır. Bu süreçte ekonomimiz, bir yandan aksiyona geçme anlamında ne kadar çevik olduğunu, diğer yandan da ne kadar sağlam temellere dayandığını tüm dünyaya ispatladı.” dedi. Bahçıvan, “Piyasaya yönelik hain darbeyi de aynı kararlılıkla önledik. Türk finansal sistemi darbe girişimi sonrası ilk çalışma gününden itibaren sağlıklı ve etkin şekilde, sorunsuz çalıştı. Hiçbir bankanın Merkez Bankasının darbe girişimi sonrası oluşturduğu olanakları kullanma ihtiyacı olmadı. Bu süreçte Türk lirası, uğradığı sınırlı değer kaybını kısa sürede telafi ederek iyi bir performans gösterdi.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin tarihi öneme sahip olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “İki liderin görüşmesinin sonuçları özellikle ekonomik açıdan son derece değerlidir. Ekonomik açıdan iki ülkeyi de rahatlatacak adımların peş peşe atılacak olmasının ifade edilmesi ülkelerimizin toplumsal refahı ve geleceği için umut vericidir.” ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, Türkiye Varlık Fonunun oluşturulmasının hem mega projelere finansman temin edeceğini hem de piyasalarda dalgalanmaları önleyeceği belirterek şöyle devam etti:
'Ekonomimizin geçmişten gelen en önemli sorunlarından birisi de tasarruflarımızın yeterli düzeyde olmayışıdır. Bu noktada ekonomi yönetimimizin tasarrufları artırmak için aldığı kararların yatırımları da olumlu etkileyeceğine inanıyoruz. Bireysel Emeklilik Sisteminin zorunlu hale getirilmesinin hem ekonomimiz hem de çalışanlarımız için yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Bu düzenleme özellikle KOBİ'lerimizi rahatlatacaktır.'