Kabızlık Ve Doğru Dışkılama Alışkanlıklarına Dikkat
Koru Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ufuk Avcıoğlu, “Her şeyden önce kabızlık bir hastalık değil, kişiden kişiye değişen ve farklı şekillerde yorumlanan subjektif bir şikâyettir ve çok yaygın bir sorundur” dedi.
Koru Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ufuk Avcıoğlu kabızlık ve doğru dışkılama alışkanlığı hakkında bilgi verdi. Doğru dışkılamanın her gün sabah, günde bir defa, kahvaltı sonrası aynı saatte, rahat, hızlı ve kolay dışkılama yapılması olduğunu söyleyen Dr. Ufuk Avcıoğlu, kabızlığıysa; bağırsak alışkanlıklarında zor ve seyrek dışkılama şeklindeki değişiklik, dışkının çok sert veya çok küçük olması, zor veya seyrek dışkılama olarak tarif etti.
Kabızlığı olan kişilerin dışkılama sonrası bağırsakların tam boşalmama hissi nedeniyle sık dışkılama ihtiyacı duyabileceklerini ifade eden Avcıoğlu, “Her şeyden önce kabızlık bir hastalık değil, kişiden kişiye değişen ve farklı şekillerde yorumlanan subjektif bir şikâyettir ve çok yaygın bir sorundur. Kabızlık için pek çok faktör katkıda bulunur, yaşlandıkça kabızlık sorunu daha sık ortaya çıkar ve düzensiz dışkılama alışkanlığı zaman içerisinde kaçınılmaz olarak hemoroid, fissür gibi anal hastalıklara neden olur” ifadelerini kullandı.
Dr. Ufuk Avcıoğlu, kabızlığın genellikle öykü ve fizik muayene ile teşhis edilebildiğini ve bu şikâyet ile gelen hastada fizik muayenenin bir parçası da rektal bölgenin muayenesi olduğunu anlattı. Avcıoğlu, “Rektal muayene, kitle, darlık veya anormalliliği hissetmek ve dışkıda kan olup olmadığını kontrol etmek için rektum içerisinin eldivenli parmak ile kontrol edilmesidir” diye konuştu.
Çoğu kişinin kabızlık tedavisini evde kendi başına yaptığını söyleyen Avcıoğlu, ancak kabızlık yeni başlangıçlıysa, üç haftadan daha uzun süren kabızlık varsa, ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü varsa, tuvalet kâğıdında veya dışkıda kan görülüyorsa, kilo kaybı varsa, ateş ve zayıflama varsa mutlaka gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurguladı.
Avcıoğlu, dünya sağlık örgütünün kolon kanseri taraması amacıyla, hiçbir şikayeti olmasa bile 50-60-70 yaşlarında herkese birer kez kolonoskopi, arada kalan yıllarda da yılda bir kez dışkı da gizli kan tetkiki yapılmasını önerdiğini belirtti.
Kabızlık tedavisinin yemek alışkanlıklarını değiştirmek, lifi yüksek gıdalar tüketmek ve gerekirse laksatif ilaçlar kullanmayı içerdiğini belirten Avcıoğlu, “Bir sağlık kuruluşuna başvurmadan önce, evde bu tedaviler denenebilir. Ancak birkaç gün içinde bağırsak hareketi yoksa daha fazla yardım için bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” açıklamasında bulundu.
Avcıoğlu, “Bağırsak hareketleri en çok yemeklerden sonra aktive olur bu nedenle dışkılama için en uygun zaman yemekten hemen sonradır. Eğer bağırsak hareketleri ile ilgili vücut sinyalleri göz ardı edilirse, sinyaller zamanla zayıf ve güçsüz hale gelir ve dışkılama hissi giderek azalır. Sabah kafein içeren içecekler tüketmek bağırsak hareketlerini artırmak için yararlı olabilir. Ayrıca su içilmesine engel bir hastalık yok ise günde en az 2 litre sıvı tüketilmesi ve düzenli egzersiz yapılması da kabızlığın önlenmesi için yapılması gereken yaşam tarzı değişiklikleridir” diye konuştu.
Diyetin lif içeriğinin artırılması ile kabızlığın ortadan kaldırabileceğini söyleyen Avcıoğlu, “Diyet içeriğindeki lif için önerilen miktar günde 20-35 gramdır. Turunçgiller, kuru erik, kayısı, şeftali, bezelye, fasulye, mercimek gibi meyve ve sebzeler, bazı kahvaltılık tahıllar ve çerezler diyet lifi için mükemmel kaynaklardır ve kabızlık tedavisinde özellikle yararlı olabilir. Ancak diyet içeriğindeki lifi çok artırırsak buda karında şişkinlik veya gaza neden olabilir. Bu nedenle dışkı daha sık ve yumuşak hale gelene kadar önce az miktarda lif ile başlayıp lif miktarını artırarak yan etkiler azaltılabilir” diye önerilerde bulundu.
Avcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kabızlık tedavisinde yumuşatıcı laksatifler, doğal ürünler ve ev yapımı lavmanlar çok tavsiye edilmez. Yumuşatıcı laksatiflerin yan etki riski daha fazladır ve etkisi ise diğer tedavilerle aynıdır. Birçok doğal üründe olduğu gibi kabızlık için kullanılan doğal ürünlerde de ticari olarak temin edilebilen laksatiflerde bulunan aktif maddeler bulunur. Bununla birlikte, bunların dozu ve saflığı dikkatli bir şekilde kontrol edilmez ve bu ürünler genel olarak tavsiye edilmez. Ev yapımı lavman preparatları bağırsak iç yüzeyi için son derece rahatsız edici olabilir ve bunlardan kaçınılmalıdır.”
Kaynak: İHA
Kabızlığı olan kişilerin dışkılama sonrası bağırsakların tam boşalmama hissi nedeniyle sık dışkılama ihtiyacı duyabileceklerini ifade eden Avcıoğlu, “Her şeyden önce kabızlık bir hastalık değil, kişiden kişiye değişen ve farklı şekillerde yorumlanan subjektif bir şikâyettir ve çok yaygın bir sorundur. Kabızlık için pek çok faktör katkıda bulunur, yaşlandıkça kabızlık sorunu daha sık ortaya çıkar ve düzensiz dışkılama alışkanlığı zaman içerisinde kaçınılmaz olarak hemoroid, fissür gibi anal hastalıklara neden olur” ifadelerini kullandı.
Dr. Ufuk Avcıoğlu, kabızlığın genellikle öykü ve fizik muayene ile teşhis edilebildiğini ve bu şikâyet ile gelen hastada fizik muayenenin bir parçası da rektal bölgenin muayenesi olduğunu anlattı. Avcıoğlu, “Rektal muayene, kitle, darlık veya anormalliliği hissetmek ve dışkıda kan olup olmadığını kontrol etmek için rektum içerisinin eldivenli parmak ile kontrol edilmesidir” diye konuştu.
Çoğu kişinin kabızlık tedavisini evde kendi başına yaptığını söyleyen Avcıoğlu, ancak kabızlık yeni başlangıçlıysa, üç haftadan daha uzun süren kabızlık varsa, ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü varsa, tuvalet kâğıdında veya dışkıda kan görülüyorsa, kilo kaybı varsa, ateş ve zayıflama varsa mutlaka gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurguladı.
Avcıoğlu, dünya sağlık örgütünün kolon kanseri taraması amacıyla, hiçbir şikayeti olmasa bile 50-60-70 yaşlarında herkese birer kez kolonoskopi, arada kalan yıllarda da yılda bir kez dışkı da gizli kan tetkiki yapılmasını önerdiğini belirtti.
Kabızlık tedavisinin yemek alışkanlıklarını değiştirmek, lifi yüksek gıdalar tüketmek ve gerekirse laksatif ilaçlar kullanmayı içerdiğini belirten Avcıoğlu, “Bir sağlık kuruluşuna başvurmadan önce, evde bu tedaviler denenebilir. Ancak birkaç gün içinde bağırsak hareketi yoksa daha fazla yardım için bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” açıklamasında bulundu.
Avcıoğlu, “Bağırsak hareketleri en çok yemeklerden sonra aktive olur bu nedenle dışkılama için en uygun zaman yemekten hemen sonradır. Eğer bağırsak hareketleri ile ilgili vücut sinyalleri göz ardı edilirse, sinyaller zamanla zayıf ve güçsüz hale gelir ve dışkılama hissi giderek azalır. Sabah kafein içeren içecekler tüketmek bağırsak hareketlerini artırmak için yararlı olabilir. Ayrıca su içilmesine engel bir hastalık yok ise günde en az 2 litre sıvı tüketilmesi ve düzenli egzersiz yapılması da kabızlığın önlenmesi için yapılması gereken yaşam tarzı değişiklikleridir” diye konuştu.
Diyetin lif içeriğinin artırılması ile kabızlığın ortadan kaldırabileceğini söyleyen Avcıoğlu, “Diyet içeriğindeki lif için önerilen miktar günde 20-35 gramdır. Turunçgiller, kuru erik, kayısı, şeftali, bezelye, fasulye, mercimek gibi meyve ve sebzeler, bazı kahvaltılık tahıllar ve çerezler diyet lifi için mükemmel kaynaklardır ve kabızlık tedavisinde özellikle yararlı olabilir. Ancak diyet içeriğindeki lifi çok artırırsak buda karında şişkinlik veya gaza neden olabilir. Bu nedenle dışkı daha sık ve yumuşak hale gelene kadar önce az miktarda lif ile başlayıp lif miktarını artırarak yan etkiler azaltılabilir” diye önerilerde bulundu.
Avcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kabızlık tedavisinde yumuşatıcı laksatifler, doğal ürünler ve ev yapımı lavmanlar çok tavsiye edilmez. Yumuşatıcı laksatiflerin yan etki riski daha fazladır ve etkisi ise diğer tedavilerle aynıdır. Birçok doğal üründe olduğu gibi kabızlık için kullanılan doğal ürünlerde de ticari olarak temin edilebilen laksatiflerde bulunan aktif maddeler bulunur. Bununla birlikte, bunların dozu ve saflığı dikkatli bir şekilde kontrol edilmez ve bu ürünler genel olarak tavsiye edilmez. Ev yapımı lavman preparatları bağırsak iç yüzeyi için son derece rahatsız edici olabilir ve bunlardan kaçınılmalıdır.”