Suni Tohumlama İle 'Güçlü Arı' Üretiyorlar
UÜ Arıcılık GeliştirmeUygulama ve Araştırma Merkezinde yürütülen çalışma kapsamında, verimli ve uzun ömre sahip arılardan alınan semenle suni tohumlama yapılarak güçlü arı üretiliyor Merkezin müdürü Çakmak:'Seçtiğimiz kolonilerin içinden ana ve erkek arı üretip, burada laboratuvarda suni tohumlama yaparak, dayanıklılığı sağlayan genleri bir araya getirmeye çalışıyoruz' 'Bizim seçmiş olduğumuz arılar ile diğer seçilmemiş olanları kontrol ettiğimizde, aralarında kolonilerin gelişimi açısından bir fark var. Projede tam olarak sona geldiğimizi düşünmüyoruz ama ciddi bir başarı da elde edilmiş durumda'
ELİF ÖZLEM ÇELİKLER - Arı ölümlerinin son yıllarda artması üzerine Uludağ Üniversitesinde (UÜ) başlatılan suni tohumlama çalışmaları kapsamında, verimli ve uzun ömre sahip güçlü arı kolonileri oluşturulması amaçlanıyor. Bu çalışmayla, uzun vadede Türkiye'de güçlü ve dayanıklı arı ırklarının korunması, sayılarının artırılması ve arı ölümlerinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
UÜ Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi (AGAM) Müdürü Prof. Dr. İbrahim Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda artan arı ölümleri nedeniyle bu projeye başladıklarını söyledi. Arı ölümlerinin Türkiye'de de arttığını dile getiren Çakmak, bunu azaltmak için hastalıklara ve diğer faktörlere dayanıklı bal arısı kolonileri seçme üzerine çalışma yürüttüklerini aktardı.
Bu konu üzerinde 10 yıldır çalıştıklarını ifade eden Çakmak, 'Bunu seçebilmek için kolonilerde hastalık ve parazitlerin kontrollerini yapıp bunlardan daha az olanı ya da olmayanlarını seçmeye çalıştık. Seçtiğimiz kolonilerin içinden ana ve erkek arı üretip burada laboratuvarda suni tohumlama yaparak, dayanıklılığı sağlayan genleri bir araya getirmeye çalışıyoruz.' dedi.
Çakmak, laboratuvarda yapılan suni tohumlama işleminin bir diğerini, Balıkesir'in Marmara Adası'nda doğal ortamda ve doğal çiftleşmeyle elde etmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Çalışmalarında belli bir başarı elde ettiklerini anlatan Çakmak, 'Bizim seçmiş olduğumuz arılar ile diğer seçilmemiş olanları kontrol ettiğimizde aralarında kolonilerin gelişimi açısından bir fark var. Projede tam olarak sona geldiğimizi düşünmüyoruz ama ciddi bir başarı da elde edilmiş durumda.' ifadesini kullandı.
Ana ve erkek arıların suni tohumlama için belli bir kalitede olması gerektiğini vurgulayan Çakmak, 'İkisinin de kalitesini kontrol ettikten sonra burada suni tohumlamayı gerçekleştirip ana arıları kolonilere vererek tekrar performanslarını değerlendiriyoruz. Yani hem hızlı gelişimi hem de hastalık ve parazitlere dayanıklılık açısından değerlendirme yapıyoruz.' diye konuştu.
Güçlü kolonilerin üretilmesini amaçlayan bu projeye ülke çapında ilk olarak kendilerinin başladığını belirten Çakmak, Avrupa ve ABD'de bu konuda ciddi çalışmalar yapıldığını, Avrupa Birliği'nin de artan arı ölümleri nedeniyle yüksek proje destekleri verdiğini dile getirdi.
Arıcılıkta yapılan suni tohumlamanın insanlardaki tüp bebek tedavisine benzediğini ifade eden Çakmak, şöyle devam etti:
'Bu işlem için kovanlarda kaliteli ana arı ve erkek üretiyoruz. Bu ana arılar belli bir yaşa geldiği zaman bir takım önlemler alarak doğal çiftleşmelerini engelliyoruz. Çiftleşme mevsimi geldiği zaman dayanıklı ve belli bir olgunluğa erişmiş erkek arıları laboratuvara getirerek semenlerini alıyoruz. Alınan semeni mikroskop altında ana arıya enjekte ederek suni tohumlama işlemini gerçekleştiriyoruz. Daha sonra ana arıları kovanlara bırakarak performansını takip ediyoruz.'
Projenin arı ölümlerinin azalmasına yardımcı olacağını anlatan Çakmak, aynı zamanda üretilen kaliteli arı ile bal ve arı ürünlerinin de verimin artacağını söyledi.
'Güçlü arı' üretmeye yönelik çalışmalarında henüz koloni aşamasına gelmediklerini belirten Çakmak, tohumlama ile oluşturulan verimli ve dayanıklı arıları gelecek yıldan itibaren çiftçilere dağıtmaya başlayacaklarını ve daha sonra kolonilerin oluşturulacağını ifade etti.
UÜ Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Ani Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Nur da TÜBİTAK tarafından desteklenen projeleri kapsamında arılardan sperma alarak bunların dondurulması ve suni tohumlama amacıyla kullanılmasını sağladıklarını söyledi.
- 'Dondurulan semenler yüzyıllar boyu saklanabilecek'
Nur, özellikle arı hastalıkları bakımından kaliteli ve hastalıklara karşı dirençli ırkların korunmasının ve ileride arı hastalıklarından kaynaklanan koloni kayıplarının önüne geçebilmenin bu teknoloji ile mümkün olabileceğini ifade etti.
Arılardan alınan spermaların, dondurulduktan sonra sıvı azot içinde olması koşuluyla yüzyıllar boyu saklanabildiğine dikkati çeken Nur, ellerinde 25-30 yıllık memeli hayvan spermaları bulunduğunu, arı semenlerinin de bu şekilde saklanabileceğini dile getirdi.
Nur, arı semeninin saklanmasıyla, hastalıklara dirençli ve iklim koşullarına dayanıklı yüksek verimli arı hatlarının elde edilmesi, bu ırklara ait spermanın dondurularak saklanması, suni tohumlama ile kontrollü eşleştirme yapılarak istenen ırkların yaygınlaştırılması, kıymetli genetiğe sahip ırkların sperması dondurularak gelecekte kullanılabilmesi ve ticari ürüne dönüştürme, yerel arı ırklarına ait gen kaynaklarının korunmasına katkı sağlanmasının amaçlandığını bildirdi.
Kaynak: AA
UÜ Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi (AGAM) Müdürü Prof. Dr. İbrahim Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda artan arı ölümleri nedeniyle bu projeye başladıklarını söyledi. Arı ölümlerinin Türkiye'de de arttığını dile getiren Çakmak, bunu azaltmak için hastalıklara ve diğer faktörlere dayanıklı bal arısı kolonileri seçme üzerine çalışma yürüttüklerini aktardı.
Bu konu üzerinde 10 yıldır çalıştıklarını ifade eden Çakmak, 'Bunu seçebilmek için kolonilerde hastalık ve parazitlerin kontrollerini yapıp bunlardan daha az olanı ya da olmayanlarını seçmeye çalıştık. Seçtiğimiz kolonilerin içinden ana ve erkek arı üretip burada laboratuvarda suni tohumlama yaparak, dayanıklılığı sağlayan genleri bir araya getirmeye çalışıyoruz.' dedi.
Çakmak, laboratuvarda yapılan suni tohumlama işleminin bir diğerini, Balıkesir'in Marmara Adası'nda doğal ortamda ve doğal çiftleşmeyle elde etmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Çalışmalarında belli bir başarı elde ettiklerini anlatan Çakmak, 'Bizim seçmiş olduğumuz arılar ile diğer seçilmemiş olanları kontrol ettiğimizde aralarında kolonilerin gelişimi açısından bir fark var. Projede tam olarak sona geldiğimizi düşünmüyoruz ama ciddi bir başarı da elde edilmiş durumda.' ifadesini kullandı.
Ana ve erkek arıların suni tohumlama için belli bir kalitede olması gerektiğini vurgulayan Çakmak, 'İkisinin de kalitesini kontrol ettikten sonra burada suni tohumlamayı gerçekleştirip ana arıları kolonilere vererek tekrar performanslarını değerlendiriyoruz. Yani hem hızlı gelişimi hem de hastalık ve parazitlere dayanıklılık açısından değerlendirme yapıyoruz.' diye konuştu.
Güçlü kolonilerin üretilmesini amaçlayan bu projeye ülke çapında ilk olarak kendilerinin başladığını belirten Çakmak, Avrupa ve ABD'de bu konuda ciddi çalışmalar yapıldığını, Avrupa Birliği'nin de artan arı ölümleri nedeniyle yüksek proje destekleri verdiğini dile getirdi.
Arıcılıkta yapılan suni tohumlamanın insanlardaki tüp bebek tedavisine benzediğini ifade eden Çakmak, şöyle devam etti:
'Bu işlem için kovanlarda kaliteli ana arı ve erkek üretiyoruz. Bu ana arılar belli bir yaşa geldiği zaman bir takım önlemler alarak doğal çiftleşmelerini engelliyoruz. Çiftleşme mevsimi geldiği zaman dayanıklı ve belli bir olgunluğa erişmiş erkek arıları laboratuvara getirerek semenlerini alıyoruz. Alınan semeni mikroskop altında ana arıya enjekte ederek suni tohumlama işlemini gerçekleştiriyoruz. Daha sonra ana arıları kovanlara bırakarak performansını takip ediyoruz.'
Projenin arı ölümlerinin azalmasına yardımcı olacağını anlatan Çakmak, aynı zamanda üretilen kaliteli arı ile bal ve arı ürünlerinin de verimin artacağını söyledi.
'Güçlü arı' üretmeye yönelik çalışmalarında henüz koloni aşamasına gelmediklerini belirten Çakmak, tohumlama ile oluşturulan verimli ve dayanıklı arıları gelecek yıldan itibaren çiftçilere dağıtmaya başlayacaklarını ve daha sonra kolonilerin oluşturulacağını ifade etti.
UÜ Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Ani Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Nur da TÜBİTAK tarafından desteklenen projeleri kapsamında arılardan sperma alarak bunların dondurulması ve suni tohumlama amacıyla kullanılmasını sağladıklarını söyledi.
- 'Dondurulan semenler yüzyıllar boyu saklanabilecek'
Nur, özellikle arı hastalıkları bakımından kaliteli ve hastalıklara karşı dirençli ırkların korunmasının ve ileride arı hastalıklarından kaynaklanan koloni kayıplarının önüne geçebilmenin bu teknoloji ile mümkün olabileceğini ifade etti.
Arılardan alınan spermaların, dondurulduktan sonra sıvı azot içinde olması koşuluyla yüzyıllar boyu saklanabildiğine dikkati çeken Nur, ellerinde 25-30 yıllık memeli hayvan spermaları bulunduğunu, arı semenlerinin de bu şekilde saklanabileceğini dile getirdi.
Nur, arı semeninin saklanmasıyla, hastalıklara dirençli ve iklim koşullarına dayanıklı yüksek verimli arı hatlarının elde edilmesi, bu ırklara ait spermanın dondurularak saklanması, suni tohumlama ile kontrollü eşleştirme yapılarak istenen ırkların yaygınlaştırılması, kıymetli genetiğe sahip ırkların sperması dondurularak gelecekte kullanılabilmesi ve ticari ürüne dönüştürme, yerel arı ırklarına ait gen kaynaklarının korunmasına katkı sağlanmasının amaçlandığını bildirdi.