Eskişehir Riskli Alan Projesi Tanıtım Ofisi Açıldı
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 'Eskişehir Riskli Alan Projesi' İletişim Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Belediye Nikah Salonu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile görevlendirilmiş bir Büyükşehir Belediyesi oldukları için şu ana kadar açıklamalarda kendilerinin İstanbul Teknik Üniversitesi'ne (İTÜ) havale ettikleri işin süreci sırasında hep belediyeden söz edildiği, ancak bunun bir hükümet projesi olduğunu söyledi.
Belediye olarak büyük depremin ardından Porsuk Çayı'nın iki sahilindeki binalarda büyük hasarlar oluştuğunu hatta yıkılan binalarda can kaybına uğrayan bir bölge olduğu için çok büyük bir hassasiyetle o bölgeye eğildiklerini ifade eden Büyükerşen, şunları söyledi:
'Porsuk'un kenarını nasıl sağlamlaştırırız ve Porsuk'un çevresini sıvılaştırma, asırlardan beri nasıl sıvılaştırdığını ve bunun sebep olabileceği tehlikeleri hep düşüne geldik. Biliyorsunuz köprüler dahil her şey yenilendi. Çünkü 1999 depreminde göreve henüz yeni gelmiştik, daha tebrikler bitmemişti. Gördük ki deprem eğer biraz daha şiddetli olarak tekrarlamaya devam edecek olursa Porsuk üzerindeki köprülerin tamamı yıkılacaktı ve şehrin kuzeyi ile güneyi arasında iki tarafa dağılmış olan hastanelere yaralı yetiştirmek bile mümkün olmayacaktı. O günden bugüne kadar hep 'Eskişehir'in bir deprem afeti ile karşı karşıya kaldığı zaman sorumlu bir belediye olarak ne yaparız?' diye hep endişe edip durdum. Bir Köprübaşı Projesi hazırlamıştık ama maalesef çeşitli nedenlerden dolayı onu uygulama fırsatı bulamadık. İmdadımıza hükümetin, Afet Riskli Bölgeler Kanunu yetişti. O kanun çıkınca biz hemen Porsuk kıyısını ele alalım diye çalışmalara başlamak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile temasa geçtiğimizde bakanlık dikkatle konuyu inceledi, bütün raporları, etütleri o güne kadar yapılmış olan hükümetçe yapılmış olan araştırmalarda dahil ve bize 8 mahallenin, Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacı Ali Bey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş Mahallesinin de bu plana dahil edilmesini buraların da afet riski taşıdığını, gerek eski inşaat teknolojisi gerekse malzemelerin kullanışı açısından risk taşıdığından bahisle onun da dahil edilmesini istedi.'
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaların bir projeye dayandırılması için de İTÜ'yü işaret ettiğini anlatan Büyükerşen, şunları söyledi:
'Bakanlık, söz konusu üniversite ile zaten çalışmaktaydı. Çeşitli projeler konusunda. Orayı işaret edince bizim gönlümüz doğrusu Türkiye'nin en tecrübeli, eski, uzman akademisyenlerin bulunduğu İTÜ'ne bu projeyi havale etmeyi düşündük hatta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 'bu proje masraflarının yarısını ben katılacağım yarısına belediyeniz katılacak' dedi ve çıkardığı bakanlar kurulu kararı ile bu görevi size veriyoruz dedi. O bakımdan bunun bir hükümet projesi olduğunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. Gerçekleştirmeyi ümit ettiğimiz Eskişehir Riskli Alan Projesinin özellikleri var. Birincisi şimdiye kadar Türkiye'de riskli alan projesi olarak veya dönüşüm projesi olarak uygulayan projelerden çok farklı bir ilkeler bütünlüğünü sağladık o ilkeler bundan evvelki yerlerde yapılan çeşitli değişim projelerinde halkın hepsi memnun olmuyordu. Halka deniyorduki bu kısımdan çık falan yere git orada yaptığımız binalara taşın sana yeri orada veriyoruz diye onların taşıdıkları yerlerde yeni binalar, planlar uygulanıyordu. Biz istedikki yüzyılı aşan bir süredir bu 8 mahallede yaşayan insanlar artık oranın bir parçası olmuşlar. Hatta orası göçmen mahallesidir. Gerek Balkan savaşından sonra gerekse sonraki savaşlarda Eskişehir'e göç edenlerin yerleştirildikleri yerlerdir bu mahalleler. Dolayısıyla geçmişteki plancılık yada doğrusunu söylemek gerekirse plansızlıktan dolayı kendi kendine gelişmiş bölgelerdir.'
Törene, Büyükerşen'in yanı sıra CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, Garnizon Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
Kaynak: AA
Belediye olarak büyük depremin ardından Porsuk Çayı'nın iki sahilindeki binalarda büyük hasarlar oluştuğunu hatta yıkılan binalarda can kaybına uğrayan bir bölge olduğu için çok büyük bir hassasiyetle o bölgeye eğildiklerini ifade eden Büyükerşen, şunları söyledi:
'Porsuk'un kenarını nasıl sağlamlaştırırız ve Porsuk'un çevresini sıvılaştırma, asırlardan beri nasıl sıvılaştırdığını ve bunun sebep olabileceği tehlikeleri hep düşüne geldik. Biliyorsunuz köprüler dahil her şey yenilendi. Çünkü 1999 depreminde göreve henüz yeni gelmiştik, daha tebrikler bitmemişti. Gördük ki deprem eğer biraz daha şiddetli olarak tekrarlamaya devam edecek olursa Porsuk üzerindeki köprülerin tamamı yıkılacaktı ve şehrin kuzeyi ile güneyi arasında iki tarafa dağılmış olan hastanelere yaralı yetiştirmek bile mümkün olmayacaktı. O günden bugüne kadar hep 'Eskişehir'in bir deprem afeti ile karşı karşıya kaldığı zaman sorumlu bir belediye olarak ne yaparız?' diye hep endişe edip durdum. Bir Köprübaşı Projesi hazırlamıştık ama maalesef çeşitli nedenlerden dolayı onu uygulama fırsatı bulamadık. İmdadımıza hükümetin, Afet Riskli Bölgeler Kanunu yetişti. O kanun çıkınca biz hemen Porsuk kıyısını ele alalım diye çalışmalara başlamak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile temasa geçtiğimizde bakanlık dikkatle konuyu inceledi, bütün raporları, etütleri o güne kadar yapılmış olan hükümetçe yapılmış olan araştırmalarda dahil ve bize 8 mahallenin, Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacı Ali Bey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş Mahallesinin de bu plana dahil edilmesini buraların da afet riski taşıdığını, gerek eski inşaat teknolojisi gerekse malzemelerin kullanışı açısından risk taşıdığından bahisle onun da dahil edilmesini istedi.'
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaların bir projeye dayandırılması için de İTÜ'yü işaret ettiğini anlatan Büyükerşen, şunları söyledi:
'Bakanlık, söz konusu üniversite ile zaten çalışmaktaydı. Çeşitli projeler konusunda. Orayı işaret edince bizim gönlümüz doğrusu Türkiye'nin en tecrübeli, eski, uzman akademisyenlerin bulunduğu İTÜ'ne bu projeyi havale etmeyi düşündük hatta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 'bu proje masraflarının yarısını ben katılacağım yarısına belediyeniz katılacak' dedi ve çıkardığı bakanlar kurulu kararı ile bu görevi size veriyoruz dedi. O bakımdan bunun bir hükümet projesi olduğunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. Gerçekleştirmeyi ümit ettiğimiz Eskişehir Riskli Alan Projesinin özellikleri var. Birincisi şimdiye kadar Türkiye'de riskli alan projesi olarak veya dönüşüm projesi olarak uygulayan projelerden çok farklı bir ilkeler bütünlüğünü sağladık o ilkeler bundan evvelki yerlerde yapılan çeşitli değişim projelerinde halkın hepsi memnun olmuyordu. Halka deniyorduki bu kısımdan çık falan yere git orada yaptığımız binalara taşın sana yeri orada veriyoruz diye onların taşıdıkları yerlerde yeni binalar, planlar uygulanıyordu. Biz istedikki yüzyılı aşan bir süredir bu 8 mahallede yaşayan insanlar artık oranın bir parçası olmuşlar. Hatta orası göçmen mahallesidir. Gerek Balkan savaşından sonra gerekse sonraki savaşlarda Eskişehir'e göç edenlerin yerleştirildikleri yerlerdir bu mahalleler. Dolayısıyla geçmişteki plancılık yada doğrusunu söylemek gerekirse plansızlıktan dolayı kendi kendine gelişmiş bölgelerdir.'
Törene, Büyükerşen'in yanı sıra CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, Garnizon Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.