Tarihi Camide Asırlık Duvar Yazıları

Tekirdağ'daki Rüstem Paşa Camisi'nde bulunan, nasihat, özlü söz, şiir, dua veya sadece isimlerden oluşan asırlık yazılar, geçmişin izlerini geleceğe taşıyor NKÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Köse: 'Burada şiirlere denk geliyoruz, bazı özlü sözler ve bazı yazıların sanatlı olduğunu hüsnü hat eğitimi almış kişiler tarafından yazıldığını gördüğümüz gibi bazılarının da normal çok sanatlı olmayan el yazısıyla yazıldığını görüyoruz ve buradaki notlar o dönemin edebiyatını, insanların duygularını ve inançlarını da gözler önüne sermesi bakımından çok önemlidir.'

Tekirdağ'daki Rüstem Paşa Camisi'nde bulunan asırlık duvar yazıları ecdadın izlerini geleceğe taşıyor.

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rüstem Paşa Camisi'nin 1553 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edildiğini söyledi.

Camiyi yaptıran Rüstem Paşa'nın, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı, Mihrimah Sultan'ın kocası ve önemli bir devlet adamı olduğunu belirten Köse, Rüstem Paşa'nın İstanbul'da ve birçok yerde olduğu gibi Tekirdağ'da da bir hayır eseri olduğunu ifade etti.

Rüstem Paşa Camisi'nin bir külliyenin parçası olduğunu ifade eden Köse, 'Sadece bir cami değil burası, bir külliye, yanında birçok yapı da inşa edildi. Bunlar tabi ön tarafta bulunan mektepti, sonra onun yanında kütüphane, yine hamam, imaret, kervansaray ve bedesten. Bunlardan günümüze bedesten ve cami tam olarak ulaştı fakat diğer yapılar maalesef zamanla tahrip oldu ve yıkıldı ve günümüze gelemedi.' dedi.

Köse, caminin klasik dönem Osmanlı mimari eseri olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

'Caminin yapımı, Mimar Sinan’ın da çıraklık dönemi olarak tabir edilen bir zamana denk gelmektedir. Tekirdağ’ın merkezi bir konumundadır. Rüstem Paşa Camisi ilk yapıldığından günümüze gelene kadar süreçte tamirat da görmüştür. Bunlardan en önemli tamirat Sultan Abdülmecit döneminde 1840-1841 yıllarında görmüştür. Caminin içerisindeki tamiratlar, izler o döneme aittir ve batı tarzındadır bunlar. Caminin orijinal yönlerinden birisi son cemaat mahfilindeki celi sülüs yazılar. Bu yazılara Türkiye’nin birçok yerinde özellikle Edirne’de Eski Cami'de de rastlıyoruz. Bu Hüsnü Hat sanatının örnekleri ilk ne zaman yapıldıkları, üzerilerinde ne zaman restorasyon yapıldıkları tam olarak bilinmiyor.'

- Cami'de bulunan duvar yazıları

Rüstem Paşa Camii'nin bazı bölümlerinde, ziyaretçiler tarafından yazılan ve bazılarının bir asırdan eski olan duvar yazılarının bulunduğunu aktaran Köse, bunlarla ile ilgili bir çalışma yaptığını söyledi.

Nasihat, özlü söz, şiir, dua veya sadece isimlerden oluşmakta olan bu yazıların bir çoğunun sanatsal bir değere sahip olmayıp, izinsiz bir şekilde duvarlara ve pencere sövelerine kurşun kalemle ve mürekkeple yazılmış ya da keskin bir cisimle kazınmış yazılar olduğunu belirten Köse, 'Camiye gelip giden çeşitli yaş ve öğrenim durumuna mensup kişiler tarafından yazılan bu notların dili, çoğu Osmanlıca olmak üzere Arapça ve Farsça'dır. Ayrıca, günümüz alfabesiyle Türkçe olanlara da rastlamaktayız.' diye konuştu.

Köse, bu yazıların genelde, Tekirdağ Rüşdiyesi ve İdadisi öğrencileri, Rumeli muhacirleri, tüccarlar, yolcular, askerler ve değişik nedenlerle şehri ziyarete gelen kimseler tarafından yazıldığını ifade etti.

Camide tespit edilen en eski tarihli yazıların, 1884 yılına ait olduğunu anlatan Köse, şunları kaydetti:

'Bu notlar yaklaşık 30-40 tane. Bu yazılar duvar yazıları ve bunlar belli bir program dışında izin alınmadan, kişilerin özellikle yaz aylarında otururken bazen bir matematik hesabının yanında bulunan kurşunla duvara yazdığı notlar. O dönemde caminin önündeki mektepte okuyan bir öğrencinin buraya bir not düşmesi, bir yolcunun buraya geçerken not düşmesi, bir muhacirin Rumeli’den buraya ilk geldiğindeki duygularını buraya yazması ya da bir askerin Çanakkale’den, Edirne’den Bandırma'ya, Balıkesir’e giderken uğrayıp duygularını yazması gibi birçok örneği burada görüyoruz. Burada şiirlere denk geliyoruz, bazı özlü sözler ve bazı yazıların sanatlı olduğunu hüsn-ü hat eğitimi almış kişiler tarafından yazıldığını gördüğümüz gibi bazılarının da normal çok sanatlı olmayan el yazısıyla yazıldığını görüyoruz ve buradaki notlar o dönemin edebiyatını, insanların duygularını ve inançlarını da gözler önüne sermesi bakımından çok önemlidir.'
Kaynak: AA