'Oflu Hocanın Şifresi 2' 13 Mayıs'ta Vizyonda
Yönetmen Adem Kılıç: 'Kıpır kıpır bir Karadeniz hikayesi. Sahici, hareketli bir film' (Çekimlerde sis çökünce) Burada da ekibi topladım ve 'sis kalksın duası' yaptım. Biz dua yaparken, balkonlarındaki insanlar da 'amin' dedi. Yarım saat sonra sis kalktı'
Yönetmenliğini Adem Kılıç'ın üstlendiği 'Oflu Hoca'nın Şifresi 2', 13 Mayıs'ta vizyona girecek.
'Oflu Hoca’nın Şifresi'nin devamı olan komedi türündeki filmin tanıtımı, Fulya'daki Doğal Dükkan'da gerçekleştirildi.
Toplantıya katılan Adem Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Oflu Hoca'nın Şifresi 2'nin komedi filmi olduğunu belirterek, 'Kıpır kıpır bir Karadeniz hikayesi. Sahici, hareketli bir film. Çok klasik olacak ama, filmi çekerken, montajlarken çok eğlendik. İnşallah insanları da eğlendireceğiz bu karmaşık ve gergin ortamda. İnsanlarımızı tebessüm ettirmeye çalışacağız.' dedi.
Filmin çekimlerinin 4 hafta sürdüğünü kaydeden Kılıç, 'Trabzon'un genelini kullandık. Tarihi ve güzel mekanlarında çekimler yaptık. Ayasofya'da, Ortahisar'da, Sürmene'de, Akçaabat'ta, Orta Mahalle'de çekimleri yaptık.' diye konuştu.
Yönetmen Kılıç, filmin arka planında görsel anlamda bir belgesel sunulduğunu dile getirerek, 'Ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar para harcayın ve sihirli ellere dekorlar çizdirin, Allah'ın bize sunduğu o güzel platoyu yaratamazsınız.' ifadesini kullandı.
Filmde 80 kişilik bir ekibin yanı sıra 30 kişilik oyuncu kadrosunun da görev yaptığını aktaran Kılıç, oldukça profesyonel bir ekibin görev yaptığını söyledi.
- 'Oflu Hoca inandığını, hayatı pahasına yapabilecek bir adam'
Adem Kılıç, 'komedi filmlerinde küfür kullanılması' tartışmalarına değinerek, şöyle konuştu:
'Yaptığımız hiçbir film kurgu değil, hayatın içinden. Biz ne soyutlayıp küfürsüz, tam küfürsüz bir film yapmak, ne de sırf küfür olsun diye bir film yapmak peşindeyiz. Oflu Hoca, doğru bildiğini, inandığını, hayatı pahasına da olsa, yapabilecek bir adam. Bizim karakterimiz Oflu Hoca, çağdaş, doğru bildiği yolda ilerleyen, insanlara yardımcı olan, doğru yolu gösteren bir adam ama sinirlendiğinde küfür ediyor. Hayatımızın içinde var bu.'
Bir film yapmak için insan, mekan ve hikaye gerektiğine işaret eden Kılıç, 'Bunları kurduğunuz zaman, neyin hikayesini kurduğunuza da bakacaksınız. Biz Karadenizli bir hocanın hikayesini kurguluyoruz. Burada Karadeniz insanının özelliklerini bilmezseniz, çok yavan bir film yaparsınız. Özelliklerini biliyor ama 'küfrü koyarsak burası da abartılı olur' dediğinizde onu kırpmış oluyorsunuz. O zaman da yavan olur. Çok abartırsanız da karikatür olur. Biz bunların ortasında, gerçek anlamda ne yaşıyorsak onu yansıtıyoruz' dedi.
Yönetmen Kılıç, çekimler sırasında ilginç olaylar yaşadıklarını belirterek, bir kaza sahnesine ilişkin şunları anlattı:
'Sahneyi çekmek için Soğuksu Tepesine çıktık. Bütün ekip hazırlandı. Provaları yaptık. Kaza geçirecek araba, onu kullanacak insanlar, oranın trafiği, her şeyi hazırladık. Birdenbire sis çöktü. İnanılmaz bir şey. Bir adım öteni göremiyorsun. Hava güzel ama sis var. Bekledik, bekledik kalkmadı. Sümela'nın Şifresi'ni çekerken de Maçka yolu üzerinde, iki oyuncunun kolbastı seramonileri vardı. O zaman da yağmur yağdı. Orada, 'çocuklar bir toplanın' dedim ve 'Allah'ım ne olur bize yarım saat izin ver, filmi çekelim, yoksa yetiştiremeyeceğiz' diyerek güneş duası yaptım. 5 dakika sonra bulut gökyüzünden açıldı, bütün arkadaşlarım şahit, yarım saatte hazırladığımız sahneyi çekmiştik. Burada da ekibi topladım ve 'sis kalksın duası' yaptım. Biz dua yaparken, balkonlarındaki insanlar da 'amin' dedi. Yarım saat sonra sis kalktı ve 2 saat sissiz ortamda çekim yaptık'.
- 'Eğlenmek, gülmek ve kafayı boşaltmak için izlemeye gelsinler'
Filmin başrol oyuncusu Çetin Altay, filmin ilkine kıyasla çok daha güzel olduğunu söyleyerek, 'İlki de güzeldi tabii. Bu filmde daha 4 koldan akan bir hikaye var. Sürpriz birkaç karakter var. Onların içinde kendi hikayeleri var. Çok komik ve eğlenceli bir film oldu. Seyirciler, gülmek için buraya gelsinler. Karakterlerin hepsi komik, film komik. Temiz ve güzel bir film oldu.' dedi.
Filmin çekim aşamasına da değinen Altay, 'Çekerken de çok eğlendik. Zaten komedi filmi çekerken eğlenmeden çekersek o muhakkak kameraya yansır ve perdedeyken insana geçer. Biz eğlenerek, sindire sindire çektik. Güzel bir şey oldu. Montaj süresini de çok uzun tuttular. Müziklerinden görüntülerine kadar çok komik, güzel ve eğlenceli bir film oldu. Eğlenmek, gülmek ve kafayı boşaltmak için izlemeye gelsinler.' diye konuştu.
Filmde Oflu Hoca'nın babasını canlandıran oyuncu Köksal Engür ise kullandıkları Karadeniz aksanına ilişkin, 'Farklı bir aksanı kullanmak her babayiğidin harcı değil. Ben de bunu kolay yapanlardan değilim. Dolayısıyla her sekansın çekimine girmeden önce, Karadenizli arkadaşlarım bana söylüyorlardı, ben de ona uygun bir şey çalışıyordum. Bir de ben yaşlıyım. Benim daha da ağır konuşmam lazım. Gençlerden o kadar beklenmez.' değerlendirmesinde bulundu.
Engür, filmin ve filmdeki olayların eğlenceli olduğunu, karakterlerin de komik olduğunu kaydetti.
Uğur Kandemir Arpacı ve Zeynep Kaya'nın senaryosunu kaleme aldığı filmde, Çetin Altay, Ahmet Varlı, Köksal Engür, Başak Daşman, Nihan Büyükağaç, Ayşegül Günay, Eser Eyüboğlu, Mehtap Bayri, Seymen Aydın, Asena Ongan, Buket Dereoğlu ve İsrafil Köse rol aldı.
Kaynak: AA
'Oflu Hoca’nın Şifresi'nin devamı olan komedi türündeki filmin tanıtımı, Fulya'daki Doğal Dükkan'da gerçekleştirildi.
Toplantıya katılan Adem Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Oflu Hoca'nın Şifresi 2'nin komedi filmi olduğunu belirterek, 'Kıpır kıpır bir Karadeniz hikayesi. Sahici, hareketli bir film. Çok klasik olacak ama, filmi çekerken, montajlarken çok eğlendik. İnşallah insanları da eğlendireceğiz bu karmaşık ve gergin ortamda. İnsanlarımızı tebessüm ettirmeye çalışacağız.' dedi.
Filmin çekimlerinin 4 hafta sürdüğünü kaydeden Kılıç, 'Trabzon'un genelini kullandık. Tarihi ve güzel mekanlarında çekimler yaptık. Ayasofya'da, Ortahisar'da, Sürmene'de, Akçaabat'ta, Orta Mahalle'de çekimleri yaptık.' diye konuştu.
Yönetmen Kılıç, filmin arka planında görsel anlamda bir belgesel sunulduğunu dile getirerek, 'Ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar para harcayın ve sihirli ellere dekorlar çizdirin, Allah'ın bize sunduğu o güzel platoyu yaratamazsınız.' ifadesini kullandı.
Filmde 80 kişilik bir ekibin yanı sıra 30 kişilik oyuncu kadrosunun da görev yaptığını aktaran Kılıç, oldukça profesyonel bir ekibin görev yaptığını söyledi.
- 'Oflu Hoca inandığını, hayatı pahasına yapabilecek bir adam'
Adem Kılıç, 'komedi filmlerinde küfür kullanılması' tartışmalarına değinerek, şöyle konuştu:
'Yaptığımız hiçbir film kurgu değil, hayatın içinden. Biz ne soyutlayıp küfürsüz, tam küfürsüz bir film yapmak, ne de sırf küfür olsun diye bir film yapmak peşindeyiz. Oflu Hoca, doğru bildiğini, inandığını, hayatı pahasına da olsa, yapabilecek bir adam. Bizim karakterimiz Oflu Hoca, çağdaş, doğru bildiği yolda ilerleyen, insanlara yardımcı olan, doğru yolu gösteren bir adam ama sinirlendiğinde küfür ediyor. Hayatımızın içinde var bu.'
Bir film yapmak için insan, mekan ve hikaye gerektiğine işaret eden Kılıç, 'Bunları kurduğunuz zaman, neyin hikayesini kurduğunuza da bakacaksınız. Biz Karadenizli bir hocanın hikayesini kurguluyoruz. Burada Karadeniz insanının özelliklerini bilmezseniz, çok yavan bir film yaparsınız. Özelliklerini biliyor ama 'küfrü koyarsak burası da abartılı olur' dediğinizde onu kırpmış oluyorsunuz. O zaman da yavan olur. Çok abartırsanız da karikatür olur. Biz bunların ortasında, gerçek anlamda ne yaşıyorsak onu yansıtıyoruz' dedi.
Yönetmen Kılıç, çekimler sırasında ilginç olaylar yaşadıklarını belirterek, bir kaza sahnesine ilişkin şunları anlattı:
'Sahneyi çekmek için Soğuksu Tepesine çıktık. Bütün ekip hazırlandı. Provaları yaptık. Kaza geçirecek araba, onu kullanacak insanlar, oranın trafiği, her şeyi hazırladık. Birdenbire sis çöktü. İnanılmaz bir şey. Bir adım öteni göremiyorsun. Hava güzel ama sis var. Bekledik, bekledik kalkmadı. Sümela'nın Şifresi'ni çekerken de Maçka yolu üzerinde, iki oyuncunun kolbastı seramonileri vardı. O zaman da yağmur yağdı. Orada, 'çocuklar bir toplanın' dedim ve 'Allah'ım ne olur bize yarım saat izin ver, filmi çekelim, yoksa yetiştiremeyeceğiz' diyerek güneş duası yaptım. 5 dakika sonra bulut gökyüzünden açıldı, bütün arkadaşlarım şahit, yarım saatte hazırladığımız sahneyi çekmiştik. Burada da ekibi topladım ve 'sis kalksın duası' yaptım. Biz dua yaparken, balkonlarındaki insanlar da 'amin' dedi. Yarım saat sonra sis kalktı ve 2 saat sissiz ortamda çekim yaptık'.
- 'Eğlenmek, gülmek ve kafayı boşaltmak için izlemeye gelsinler'
Filmin başrol oyuncusu Çetin Altay, filmin ilkine kıyasla çok daha güzel olduğunu söyleyerek, 'İlki de güzeldi tabii. Bu filmde daha 4 koldan akan bir hikaye var. Sürpriz birkaç karakter var. Onların içinde kendi hikayeleri var. Çok komik ve eğlenceli bir film oldu. Seyirciler, gülmek için buraya gelsinler. Karakterlerin hepsi komik, film komik. Temiz ve güzel bir film oldu.' dedi.
Filmin çekim aşamasına da değinen Altay, 'Çekerken de çok eğlendik. Zaten komedi filmi çekerken eğlenmeden çekersek o muhakkak kameraya yansır ve perdedeyken insana geçer. Biz eğlenerek, sindire sindire çektik. Güzel bir şey oldu. Montaj süresini de çok uzun tuttular. Müziklerinden görüntülerine kadar çok komik, güzel ve eğlenceli bir film oldu. Eğlenmek, gülmek ve kafayı boşaltmak için izlemeye gelsinler.' diye konuştu.
Filmde Oflu Hoca'nın babasını canlandıran oyuncu Köksal Engür ise kullandıkları Karadeniz aksanına ilişkin, 'Farklı bir aksanı kullanmak her babayiğidin harcı değil. Ben de bunu kolay yapanlardan değilim. Dolayısıyla her sekansın çekimine girmeden önce, Karadenizli arkadaşlarım bana söylüyorlardı, ben de ona uygun bir şey çalışıyordum. Bir de ben yaşlıyım. Benim daha da ağır konuşmam lazım. Gençlerden o kadar beklenmez.' değerlendirmesinde bulundu.
Engür, filmin ve filmdeki olayların eğlenceli olduğunu, karakterlerin de komik olduğunu kaydetti.
Uğur Kandemir Arpacı ve Zeynep Kaya'nın senaryosunu kaleme aldığı filmde, Çetin Altay, Ahmet Varlı, Köksal Engür, Başak Daşman, Nihan Büyükağaç, Ayşegül Günay, Eser Eyüboğlu, Mehtap Bayri, Seymen Aydın, Asena Ongan, Buket Dereoğlu ve İsrafil Köse rol aldı.