GAÜN'de Necip Fazıl Etkinliği
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) tarafından düzenlenen ‘Doruklarda, ötelerde, ufuklarda ışıldayan bir şahsiyet Necip Fazıl’ etkinliğinin ikinci gününde eski bakan Atilla Koç, Alaattin Karaca, Mehmet Çetin, Haki Demir, Şairler Sultanı unvanlı Necip Fazıl Kısakürek’in edebi ve siyasi kişiliğini anlattı.
Programın moderatörlüğünü yapan Mehmet Çiftçigüzeli, etkinliğin gerçekleştirildiği GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nin Türkiye’deki en işlevli merkezlerden birisi olduğunu belirtirken, bu tür geniş kapsamlı bir etkinliğin ise Konya’nın ardından yapılan en büyük Necip Fazıl Kısakürek’i anma etkinliği olduğunu dile getirdi ve Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun’a hem salon, hem de etkinlik için teşekkür etti. Çiftçigüzeli, programı ilgiyle izleyen öğrencilere ise, “Yarınki Türkiye’nin umutları sizlersiniz. Lütfen sektörünüzde iddialı olan. Öğretmenseniz, doktorsanız, edebiyatçıysanız, hatta musluk tamircisiyseniz en iyi olun. Verasetçilikten vazgeçin, kendiniz olun” önerisinde bulundu.
GEÇMİŞİ BİLMEZSENİZ, GELECEĞE HAKİM OLAMAZSINIZ
Etkinlikte konuşan Kültür ve Turizm eski bakanlarından Atilla Koç, “Bizim zamanımızda Necip Fazıl dendiğinde içimizi farklı bir duygu kaplardı. Çünkü, üstad tam bir batılı adamdı. Bize pek çok şeyi, şiiri öğretti” dedi.
Necip Fazıl’ın günlük yazılarının, polemiklerinin Türk basın tarihinde ayrı bir yeri olduğunun altını çizen Koç, “Necip Fazıl Kısakürek, Ehl-i Sünnet Vel-Cemaatin temsilcilerinden en muhafazakarıdır. Öğrencilerden isteğim kütüphanelerinin köşesinde mutlaka Üstad’ın kitaplarının bulunmasıdır. Çünkü, eskiye hakim olmadıkça, geleceğe hakim olamazsınız. Bizim meselelere Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve İsmet Özel’in ufkuyla bakmamız gerekiyor” diye konuştu.
ÖRTÜLÜ ÖDENEK İDDİALARINA CEVAP
Necip Fazıl’ın üzerinde konuşulması en zor kişilerden birisi olduğunu belirten Alaattin Karaca ise, edebiyatta yazar, şairlerin iki ayrı kutupta değerlendirildiğini ifade ederken, “Necip Fazıl’ı iki kutuptan ayrı olarak değerlendirilmesi gereken hassas birisidir. Üstad, çok yönlü bir şahsiyettir. Şiirleri dikkatle okunması gereken bir dava adamıdır. Yaşadığı o kritik dönemde Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş, etkisi halen devam eden bir kişiliktir. Necip Fazıl’ın şiirlerinde metafozik, felsefik sancı, çile vardır” dedi.
Son dönemlerde Kısakürek’in iktidara yakın olup maddi destek sağladığıyla ilgili iddiaların yoğunlaştığını, oysa o dönemde hükumetlerin yerel basına iktidarlar tarafından örtülü ödenekten destek verildiğini kaydeden Alaattin Karaca bu konuda şunları söyledi: “Oysa, Üstad ‘Allah’ kelimesinin yasak olduğu dönemlerde zamanın iktidarına en ağır muhalefetleri yapmıştır. Aynı eleştirilerini DP döneminde de sürdürmüş, Adnan Menderes’in İzmir’de Ezan’ın Arapça olarak okutulmaya yeniden başlanacağına ilişkin açıklamasından sonra şartlı destek vermeye başlamıştır. Ama, bu hiçbir zaman mutlak , koşulsuz, bir destek olmamıştır. Aldığı desteği de Büyük Doğu Gazetesinin çıkarılmasında kullanmış, tüm belgelerini ilgili kurumlara teslim etmiştir. Hal böyleyken, bunun Üstad aleyhine kullanılmaya çalışılmasını anlamak kesinlikle mümkün değildir. Kaldı ki o dönemde başka kişiler tarafından alınan desteğin, amacı dışında, nerelerde kullanıldığı belgelerle sabit olmasına rağmen" dedi.
TÜRKİYE’DE İLK VE GERÇEK MUHALİFTİR
Necip Fazıl Kısakürek’in her devir için bir anlamı bulunduğunu belirterek konuşmasına başlayan Mehmet Çetin ise “Necip Fazıl yaşadığı dünyaya muhalif bir insandır. O, Türkiye’de modernizme ilk ve gerçek muhalefeti yapan şahsiyettir. Modernizm derken kastedilen uzak bir dünyaya yönelik modernizedir. İşte Necip Fazıl’ın muhalifliği bundandır. Büyük Doğu Projesi’ni yaşama geçirmeye çalışan Necip Fazıl şayet iyi anlaşılsaydı, bugünkü Büyük Ortadoğu Projesi olmayacak, Suriye’deki iç savaş yaşanmayacaktı. Bugün yeni Necip Fazıllara ihtiyaç var. Dünya görüşü ne olursa olsun, yolu Necip Fazıl ile kesişmeyen kayıptadır. Bu kesişme muhalif olarak da mümkündür. Mesela Üstad Yeniçeri’yi yazmış. Çünkü, Yeniçeri’yi anlamadan darbeleri anlayamazsınız" diye konuştu.
"CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK ŞAİRİDİR"
Konuşmacılardan Ahmet Fidan ise, Necip Fazıl Kısakürek’i farklı kılan özellilerinden söz ettiği sohbetinde, “Necip Fazıl, Cumhuriyet döneminin en büyük şairidir” dedi.
Fidan, “Necip Fazıl Kısakürek Anadolu’da düşünce ufkunu açan şahsiyettir. Üstad, karanlık bir dönemden, aydınlık döneme geçişin yol göstericisi, mihmandarı bir yazardır” şeklinde konuştu
ÜSTAD ÇAĞIMIZIN DEHASIDIR
Necip Fazıl 20’nci asrın bir elin parmaklarına varıp varmayacağı tartışılan dehalardan birisi olduğunu belirten Haki Demir ise, "Dehalar insan tabiat haritasından en geniş coğrafyayı işgal edecek bir mizaç ve istidat deposudur. Necip Fazıl özellikle batının bilgi işgalinin yoğun bir şekilde yaşandığı 19. ve 20. Yüzyıl dünyası ve insan alemi içinde insan telakimizi keşif ve inşa etmemiz mevzuunda üzerinde çalışmamız gereken prototiplerden birisidir. Necip Fazıl idrak krizi yaşayan kadimdeki büyük şahsiyetlerin mesela İmam Gazali’nin yaşadığını, o kadimdeki edep çerçevesindeki o derin ızdırabı kendi mahrem hayatıyla sınırlı olarak yaşamak gibi geleneğin dışına çıkıp çığlık çığlığa yaşadığı için de bize bu meselelerin malzemesini çok ileri seviyede veren ve bunu kendi bizzat kaleme alan bir dehadır” diye konuştu.
Etkinliğin sonunda Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından konuşmacıları Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Seramik ve Cam Programı tarafından üzerine Necip Fazıl Kısakürek’in resminin işlendiği vazo hediye edildi.
Kaynak: İHA
GEÇMİŞİ BİLMEZSENİZ, GELECEĞE HAKİM OLAMAZSINIZ
Etkinlikte konuşan Kültür ve Turizm eski bakanlarından Atilla Koç, “Bizim zamanımızda Necip Fazıl dendiğinde içimizi farklı bir duygu kaplardı. Çünkü, üstad tam bir batılı adamdı. Bize pek çok şeyi, şiiri öğretti” dedi.
Necip Fazıl’ın günlük yazılarının, polemiklerinin Türk basın tarihinde ayrı bir yeri olduğunun altını çizen Koç, “Necip Fazıl Kısakürek, Ehl-i Sünnet Vel-Cemaatin temsilcilerinden en muhafazakarıdır. Öğrencilerden isteğim kütüphanelerinin köşesinde mutlaka Üstad’ın kitaplarının bulunmasıdır. Çünkü, eskiye hakim olmadıkça, geleceğe hakim olamazsınız. Bizim meselelere Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve İsmet Özel’in ufkuyla bakmamız gerekiyor” diye konuştu.
ÖRTÜLÜ ÖDENEK İDDİALARINA CEVAP
Necip Fazıl’ın üzerinde konuşulması en zor kişilerden birisi olduğunu belirten Alaattin Karaca ise, edebiyatta yazar, şairlerin iki ayrı kutupta değerlendirildiğini ifade ederken, “Necip Fazıl’ı iki kutuptan ayrı olarak değerlendirilmesi gereken hassas birisidir. Üstad, çok yönlü bir şahsiyettir. Şiirleri dikkatle okunması gereken bir dava adamıdır. Yaşadığı o kritik dönemde Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş, etkisi halen devam eden bir kişiliktir. Necip Fazıl’ın şiirlerinde metafozik, felsefik sancı, çile vardır” dedi.
Son dönemlerde Kısakürek’in iktidara yakın olup maddi destek sağladığıyla ilgili iddiaların yoğunlaştığını, oysa o dönemde hükumetlerin yerel basına iktidarlar tarafından örtülü ödenekten destek verildiğini kaydeden Alaattin Karaca bu konuda şunları söyledi: “Oysa, Üstad ‘Allah’ kelimesinin yasak olduğu dönemlerde zamanın iktidarına en ağır muhalefetleri yapmıştır. Aynı eleştirilerini DP döneminde de sürdürmüş, Adnan Menderes’in İzmir’de Ezan’ın Arapça olarak okutulmaya yeniden başlanacağına ilişkin açıklamasından sonra şartlı destek vermeye başlamıştır. Ama, bu hiçbir zaman mutlak , koşulsuz, bir destek olmamıştır. Aldığı desteği de Büyük Doğu Gazetesinin çıkarılmasında kullanmış, tüm belgelerini ilgili kurumlara teslim etmiştir. Hal böyleyken, bunun Üstad aleyhine kullanılmaya çalışılmasını anlamak kesinlikle mümkün değildir. Kaldı ki o dönemde başka kişiler tarafından alınan desteğin, amacı dışında, nerelerde kullanıldığı belgelerle sabit olmasına rağmen" dedi.
TÜRKİYE’DE İLK VE GERÇEK MUHALİFTİR
Necip Fazıl Kısakürek’in her devir için bir anlamı bulunduğunu belirterek konuşmasına başlayan Mehmet Çetin ise “Necip Fazıl yaşadığı dünyaya muhalif bir insandır. O, Türkiye’de modernizme ilk ve gerçek muhalefeti yapan şahsiyettir. Modernizm derken kastedilen uzak bir dünyaya yönelik modernizedir. İşte Necip Fazıl’ın muhalifliği bundandır. Büyük Doğu Projesi’ni yaşama geçirmeye çalışan Necip Fazıl şayet iyi anlaşılsaydı, bugünkü Büyük Ortadoğu Projesi olmayacak, Suriye’deki iç savaş yaşanmayacaktı. Bugün yeni Necip Fazıllara ihtiyaç var. Dünya görüşü ne olursa olsun, yolu Necip Fazıl ile kesişmeyen kayıptadır. Bu kesişme muhalif olarak da mümkündür. Mesela Üstad Yeniçeri’yi yazmış. Çünkü, Yeniçeri’yi anlamadan darbeleri anlayamazsınız" diye konuştu.
"CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK ŞAİRİDİR"
Konuşmacılardan Ahmet Fidan ise, Necip Fazıl Kısakürek’i farklı kılan özellilerinden söz ettiği sohbetinde, “Necip Fazıl, Cumhuriyet döneminin en büyük şairidir” dedi.
Fidan, “Necip Fazıl Kısakürek Anadolu’da düşünce ufkunu açan şahsiyettir. Üstad, karanlık bir dönemden, aydınlık döneme geçişin yol göstericisi, mihmandarı bir yazardır” şeklinde konuştu
ÜSTAD ÇAĞIMIZIN DEHASIDIR
Necip Fazıl 20’nci asrın bir elin parmaklarına varıp varmayacağı tartışılan dehalardan birisi olduğunu belirten Haki Demir ise, "Dehalar insan tabiat haritasından en geniş coğrafyayı işgal edecek bir mizaç ve istidat deposudur. Necip Fazıl özellikle batının bilgi işgalinin yoğun bir şekilde yaşandığı 19. ve 20. Yüzyıl dünyası ve insan alemi içinde insan telakimizi keşif ve inşa etmemiz mevzuunda üzerinde çalışmamız gereken prototiplerden birisidir. Necip Fazıl idrak krizi yaşayan kadimdeki büyük şahsiyetlerin mesela İmam Gazali’nin yaşadığını, o kadimdeki edep çerçevesindeki o derin ızdırabı kendi mahrem hayatıyla sınırlı olarak yaşamak gibi geleneğin dışına çıkıp çığlık çığlığa yaşadığı için de bize bu meselelerin malzemesini çok ileri seviyede veren ve bunu kendi bizzat kaleme alan bir dehadır” diye konuştu.
Etkinliğin sonunda Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından konuşmacıları Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu Seramik ve Cam Programı tarafından üzerine Necip Fazıl Kısakürek’in resminin işlendiği vazo hediye edildi.