CHP Grup Başkanvekili Gök Açıklaması
'CHP'nin duruşu çok nettir. CHP, başkanlık sistemine de partili cumhurbaşkanlığı sistemine de izin vermeyecektir' 'Sadece dokunulmazlıkların kaldırılması suretiyle terör önlenebiliyorsa, şimdi bizim iktidar partisine her gün sormamız gerekecektir, soracağız da; her şehit cenazesinden sonra soracağız, şehit cenazelerini niçin önleyemiyorsunuz diye' 'Nezaket dışı söylemleri tasvip etmemiz hiçbir zaman mümkün değildir. Bu münferit hadiselerin de olmamasını dileriz ve biz de o tasvip etmediğimiz sloganlar karşısında yöneticiler olarak zaten önlemeye de gayret ettik'
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 'CHP'nin duruşu çok nettir. CHP, başkanlık sistemine de partili cumhurbaşkanlığı sistemine de izin vermeyecektir.' dedi.
Gök, TBMM'de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
CHP'nin TBMM grup toplantısında atılan sloganlarla ilgili hukuki süreç başlatıldığının hatırlatılması ve 'CHP grubunda küfürlü bir slogan mı oldu?' diye sorulması üzerine Gök, siyasetin her türlü gerginlikten ve nezaket dışı söylemlerden uzak kalması gerektiğini vurguladı.
Bu duruma başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkesin uyması gerektiğini savunan Gök, şöyle devam etti:
'Cumhurbaşkanı da söylemlerinde sık sık partimize, ana muhalefet partisi liderine ağza alınmayacak sözler söylüyor. Buna tepkiler gelişiyor. Bir kere biz bütün bunların hepsini birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye’nin bu kutuplaşmadan ve gergin ortamdan bir an önce çıkmasını arzu ediyoruz. Yaşanılan nezaket dışı söylemleri tasvip etmemiz hiçbir zaman mümkün değildir. Bu münferit hadiselerin de olmamasını dileriz ve biz de o tasvip etmediğimiz sloganlar karşısında yöneticiler olarak zaten önlemeye de gayret ettik. Ancak Cumhurbaşkanı’nın da üzerine düşen önemli sorumluluk var. Onun da bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Bu konuşma üslubu ve dilinden herkesin hakaret sözcüklerini çıkarması gerekiyor.'
- 'Bizzat, Genel Başkanımız önlemeye çalıştı'
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı'nın, söz konusu sloganlara karşı CHP grubunda herhangi bir engelleme yapılmadığı eleştirisinde bulunduğunun hatırlatılması üzerine Gök, 'Bizzat, Genel Başkanımız konuşması sırasında elleriyle önlemeye çalıştığı gibi, biz de çevremize müdahil olabildiğimiz kadar önlemeye çalıştık.' diye konuştu.
Grup toplantısının yoğunluğu ve kalabalık nedeniyle atılan sloganların o anda tam olarak duyulamadığını da dile getiren Gök, 'CHP, nezaket dilini her zaman önemseyen bir dille konuşulmasını ve bunun herkes açısından da geçerli olmasını savunmaktadır.' dedi.
Gök, '17-25 Aralık, Rıza Sarraf ile Amerika’da yeniden gündeme geldi, nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna ise 'Çok önemli bir gelişme. Türkiye’nin kendi meclisinde kapatmaya çalıştığı bir dosya artık uluslararası arenaya taşınmış durumda. Bu tablo da gösteriyor ki yolsuzlukların saklanması mümkün değildir.' yanıtını verdi.
- 'Başbakanın yaklaşımı samimi değildir'
CHP'nin, partili cumhurbaşkanlığına nasıl baktığının ve buna ilişkin iktidar partisinin muhalefetle temasa geçmesi durumunda yaklaşımlarının ne olacağının sorulması üzerine Gök, bu konuya bakışlarının en başından bu yana net olduğunu vurguladı.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları sırasında da CHP'nin başkanlık sistemine kapalı olduğunu ortaya koyduğunu hatırlatan Gök, şunları kaydetti:
'Başbakan Binali Yıldırım, henüz güvenoyu almadı ama daha ilk konuşmasında saraya biat ederek, 'Başkanlık sistemini bu meclisten geçirmek, boynumuzun borcudur' demek suretiyle hangi amaçla başbakan olduğunu zaten ifade etmiştir. Dolayısıyla başbakanın bu yaklaşımı samimi değildir. 'Gelin uzlaşalım' şeklindeki yaklaşımını samimi bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Fakat başbakan görüşünü değiştirmiş ise 'gelin parlamenter sistemi, kuvvetler ayrılığını güçlendirelim' diye, biz bu konudaki önerilerimizi elbette yaparız. Ancak CHP'nin duruşu çok nettir. CHP, başkanlık sistemine de partili cumhurbaşkanlığı sistemine de izin vermeyecektir.'
- 'CHP'nin pek çok milletvekili bu konuda başvurmayacak
Gök, dokunulmazlıklar konusunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ile ilgili soruyu yanıtlarken, CHP'li pek çok milletvekilinin başvuru yapmayacağını söyledi.
Başvurulara, 'bireysel başvuru' demenin yanlış olduğunu, milletvekillerinin anayasadan kaynaklanan bir itiraz haklarını kullandıklarını ifade eden Gök, 'Anayasanın 85. maddesine göre milletvekillerinin hakkı olan bir itirazı yapıyorlar. Meclis Genel Kurul kararının iptali için başvuruyorlar.' dedi.
Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
'CHP, dokunulmazlık konusunda iktidar partisinin 'eğer dokunulmazlık kalkmazsa ben terörle mücadele edemem' şeklinde yaratmak istediği algının önüne geçmiş ve dokunulmazlıkların kalkmasına engel olmamıştır. Şimdi iktidar partisinden bekliyoruz, şehit cenazelerinin gelmemesini bekliyoruz. Eğer sadece dokunulmazlıkların kaldırılması suretiyle terör önlenebiliyorsa, şimdi bizim iktidar partisine her gün sormamız gerekecektir, soracağız da; her şehit cenazesinden sonra soracağız, şehit cenazelerini niçin önleyemiyorsunuz diye.
CHP çok net bir duruş sergilemiştir. Kürsü dokunulmazlığı dışında her türlü dokunulmazlığın kalkmasını öteden beri savunuyoruz ama burada şimdi önemli olan bakanların dokunulmazlığının durması da ayrı bir garabettir. Herkesin dokunulmazlığının kalkması gerekirken, sadece bir seferlik şu anda fezlekesi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kalkması da samimi değildir.'
Anayasa mahkemesine başvuran milletvekillerinin en doğal hakları olan itiraz haklarını kullandıklarının altını çizen Gök, Anayasa Mahkemesinin de başvurulardan itibaren 15 gün içinde karar vermek durumunda olduğunu hatırlattı.
Gök, 'CHP'nin pek çok milletvekili bu konuda başvurmayacak. Bildiğim kadarıyla sınırlı bir sayıda kalacak. Ondan sonra sonucu hep beraber göreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Gök, TBMM'de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
CHP'nin TBMM grup toplantısında atılan sloganlarla ilgili hukuki süreç başlatıldığının hatırlatılması ve 'CHP grubunda küfürlü bir slogan mı oldu?' diye sorulması üzerine Gök, siyasetin her türlü gerginlikten ve nezaket dışı söylemlerden uzak kalması gerektiğini vurguladı.
Bu duruma başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkesin uyması gerektiğini savunan Gök, şöyle devam etti:
'Cumhurbaşkanı da söylemlerinde sık sık partimize, ana muhalefet partisi liderine ağza alınmayacak sözler söylüyor. Buna tepkiler gelişiyor. Bir kere biz bütün bunların hepsini birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye’nin bu kutuplaşmadan ve gergin ortamdan bir an önce çıkmasını arzu ediyoruz. Yaşanılan nezaket dışı söylemleri tasvip etmemiz hiçbir zaman mümkün değildir. Bu münferit hadiselerin de olmamasını dileriz ve biz de o tasvip etmediğimiz sloganlar karşısında yöneticiler olarak zaten önlemeye de gayret ettik. Ancak Cumhurbaşkanı’nın da üzerine düşen önemli sorumluluk var. Onun da bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Bu konuşma üslubu ve dilinden herkesin hakaret sözcüklerini çıkarması gerekiyor.'
- 'Bizzat, Genel Başkanımız önlemeye çalıştı'
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı'nın, söz konusu sloganlara karşı CHP grubunda herhangi bir engelleme yapılmadığı eleştirisinde bulunduğunun hatırlatılması üzerine Gök, 'Bizzat, Genel Başkanımız konuşması sırasında elleriyle önlemeye çalıştığı gibi, biz de çevremize müdahil olabildiğimiz kadar önlemeye çalıştık.' diye konuştu.
Grup toplantısının yoğunluğu ve kalabalık nedeniyle atılan sloganların o anda tam olarak duyulamadığını da dile getiren Gök, 'CHP, nezaket dilini her zaman önemseyen bir dille konuşulmasını ve bunun herkes açısından da geçerli olmasını savunmaktadır.' dedi.
Gök, '17-25 Aralık, Rıza Sarraf ile Amerika’da yeniden gündeme geldi, nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna ise 'Çok önemli bir gelişme. Türkiye’nin kendi meclisinde kapatmaya çalıştığı bir dosya artık uluslararası arenaya taşınmış durumda. Bu tablo da gösteriyor ki yolsuzlukların saklanması mümkün değildir.' yanıtını verdi.
- 'Başbakanın yaklaşımı samimi değildir'
CHP'nin, partili cumhurbaşkanlığına nasıl baktığının ve buna ilişkin iktidar partisinin muhalefetle temasa geçmesi durumunda yaklaşımlarının ne olacağının sorulması üzerine Gök, bu konuya bakışlarının en başından bu yana net olduğunu vurguladı.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları sırasında da CHP'nin başkanlık sistemine kapalı olduğunu ortaya koyduğunu hatırlatan Gök, şunları kaydetti:
'Başbakan Binali Yıldırım, henüz güvenoyu almadı ama daha ilk konuşmasında saraya biat ederek, 'Başkanlık sistemini bu meclisten geçirmek, boynumuzun borcudur' demek suretiyle hangi amaçla başbakan olduğunu zaten ifade etmiştir. Dolayısıyla başbakanın bu yaklaşımı samimi değildir. 'Gelin uzlaşalım' şeklindeki yaklaşımını samimi bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Fakat başbakan görüşünü değiştirmiş ise 'gelin parlamenter sistemi, kuvvetler ayrılığını güçlendirelim' diye, biz bu konudaki önerilerimizi elbette yaparız. Ancak CHP'nin duruşu çok nettir. CHP, başkanlık sistemine de partili cumhurbaşkanlığı sistemine de izin vermeyecektir.'
- 'CHP'nin pek çok milletvekili bu konuda başvurmayacak
Gök, dokunulmazlıklar konusunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ile ilgili soruyu yanıtlarken, CHP'li pek çok milletvekilinin başvuru yapmayacağını söyledi.
Başvurulara, 'bireysel başvuru' demenin yanlış olduğunu, milletvekillerinin anayasadan kaynaklanan bir itiraz haklarını kullandıklarını ifade eden Gök, 'Anayasanın 85. maddesine göre milletvekillerinin hakkı olan bir itirazı yapıyorlar. Meclis Genel Kurul kararının iptali için başvuruyorlar.' dedi.
Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
'CHP, dokunulmazlık konusunda iktidar partisinin 'eğer dokunulmazlık kalkmazsa ben terörle mücadele edemem' şeklinde yaratmak istediği algının önüne geçmiş ve dokunulmazlıkların kalkmasına engel olmamıştır. Şimdi iktidar partisinden bekliyoruz, şehit cenazelerinin gelmemesini bekliyoruz. Eğer sadece dokunulmazlıkların kaldırılması suretiyle terör önlenebiliyorsa, şimdi bizim iktidar partisine her gün sormamız gerekecektir, soracağız da; her şehit cenazesinden sonra soracağız, şehit cenazelerini niçin önleyemiyorsunuz diye.
CHP çok net bir duruş sergilemiştir. Kürsü dokunulmazlığı dışında her türlü dokunulmazlığın kalkmasını öteden beri savunuyoruz ama burada şimdi önemli olan bakanların dokunulmazlığının durması da ayrı bir garabettir. Herkesin dokunulmazlığının kalkması gerekirken, sadece bir seferlik şu anda fezlekesi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kalkması da samimi değildir.'
Anayasa mahkemesine başvuran milletvekillerinin en doğal hakları olan itiraz haklarını kullandıklarının altını çizen Gök, Anayasa Mahkemesinin de başvurulardan itibaren 15 gün içinde karar vermek durumunda olduğunu hatırlattı.
Gök, 'CHP'nin pek çok milletvekili bu konuda başvurmayacak. Bildiğim kadarıyla sınırlı bir sayıda kalacak. Ondan sonra sonucu hep beraber göreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.