Çokgürses Açıklaması 'Pespembe Doğdular, Onları Biz Kirlettik'
‘Bacak Arasından Türkiye’ kitabının Yazarı Feraye Sünev Çokgürses, Milas M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerine Engelliler Haftası’nda kitap salonu bağışında bulunarak, özel bireyleri mutlu etti.
Bacak Arasından Türkiye kitabıyla oldukça ses getiren Yazar Feraye Sünev Çokgürses, Milas M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerine; Engelliler Haftası’nda kitap salonu bağışında bulundu. Çokgürses’in gerçekleştirdiği bağış, özel bireylerin yüzüne tebessüm oluştururken onların umutlarının yeşermesine de yardımcı oldu.
M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde düzenlenen kitap salonu açılışına, Bodrum Yarımada Engelli Haklarını Koruma Derneği de katıldı.
Kitap salonuna; Eskişehir Kent Konseyi 165 kitap ve 3 satranç takımı yardımında bulundu. Fikret Adaliman ve Nazmi Erduran kitap salonunun yapımında da emek sarf etti.
M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Kuruluş Müdürvekili Metin Kaya, engelli öğrencilere yapılan kitap salonu bağışından dolayı Çokgürses’e teşekkürlerini iletti.
Emekli Jinekolog Dr. Çokgürses, 40 yıllık meslek hayatının sona ermesinin ardından yaşadıklarını ‘Bacak Arasından Türkiye’ kitabında ele aldı. Çarpıcı bir bakış açısını ortaya koyan Çokgürses, çevresinden kitapla ilgili olumlu tepkiler aldı. Kitabını kaleme aldığı İzmir’in Buca ilçesi Kaynaklar köyüne, ilk Kültür Evini hediye etti. Yaptığı bağış sonrasında yüreklenen ve yöre halkının ‘Yaşayan Türkan Saylan’ olarak bildiği Çokgürses, hayır işlerine devam etti. Eğitime ve çocuklara değer veren Çokgürses, son olarak Milas’taki engelli öğrencilere bağışta bulunarak onların yüzünü güldürdü.
“UMUT YOKSA HAYAT YOKTUR”
Çokgürses, Milas’taki etkinlikte yaptığı açıklamada yaptığı bağışların arkasının geleceğini ve eğitim işlerinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade ederek, “Ben 40 yıllık hekimim. 40 yıllık hekimlik hayatımın, 35 yılı Ankara’da geçti. Daha sonraki 5 yılı ise İzmir’de, özel sektörde değerlendirdim. Beş yaşadığım özel sektör deneyimimi ve hekimlik hayatımdan yola çıkarak yaşadığım şeyleri kaleme aldım. Bacak Arasından Türkiye kitabını yazdım. Herkesin kendisini bulabileceği ve hayatına dair kesitleri görebileceği bir kitap ortaya çıktı. Kitabı yazmak için İzmir’in en güzel köylerinden birisini seçtim. Kitabımı kaleme aldığım köydeki insanlar, beni hoş tutarak bağırlarına bastı. Bu durum beni çok duygulandırdı ve köye bir hediye vermek istedim. Köye bir Kültür Evi inşa ettim. İçerisinde bir idari büro, 5 bilgisayarlı bir bölüm, bir seminer salonu hediye ettim. Köylü kültür evinin yapımının ardından jest olsun diye benim adımı kapıya asmışlar. 19 Mayıs 2013 yılında kültür evini köylüye armağan ederken, köy yaşayan ‘Türkan Saylan’ sesleriyle çınladı. Türkan Hanım, bizim meslekte duayendir ve asla onun kadar olamam. Köyde yapılan bu slogan beni gururlandırdı ve bira yüreklendirdi. İlk kültür evini yaptığım köyün çok yakınında yer alan bir Belenbaşı köyüne de ikinci kültür evini yaptım. Kültür evleri maksadına uygun kullanılıyor ve köyde yaşayan tüm çocuklar orada kurs alıyor, derslerini yapıyorlar. Köylü festivallerini orada yapıp, misafirlerini orada ağırlıyorlar. Böyle şeyler insanı çok tetikliyor ve yüreklendiriyor” dedi.
Açıklamasına devam eden Çokgürses, umut yoksa yaşamın olamayacağını söyledi.
Bir gün engelli bireylerin okuyarak umutlarının yeşereceğini dile getiren Çokgürses, “Ben ilk önce bir yetiştirme yurduna, bu bağışı yapmak istedim. Onların yetişmesi için böyle çok amaçlı bir salonun, işe yarayacağını düşündüm. Bunun içinde Fethiye Erkek Yetiştirme Yurdu’na bağış yapmak istedim fakat mekân hazır değildi. Onun için Muğla Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü, bana Milas’ta uygun bir alan olduğunu söyledi.
Gerekli girişimlerin ardından Milas M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne çok amaçlı salon bağışında bulundum. Burada küçük bir okuma salonu oluşturduk. Biz biliyoruz ki ‘Umut yoksa yaşam yoktur’. İleride engelli çocuklarımız kitap okuyacaklardır. Ben burayı yaparken çocuklarımız bu duruma çok sevindi. Her biri elinden geldiğince yardım etti burayı, bitirebilmek için. İçlerinden bir engelli öğrencimiz, bana uğur getirmesi için kendi el emeğiyle uğur böcekli bileklik hediye etti. Bu durum beni çok duygulandırdı. Yapılan salonda; misafirlerini ağırlayıp gelen protokolle burada konuşabilecekler. Onlar için bir dinlenme odası işlevi görecek yapılan salon. İkinci kitabımı hazırladıktan sonra Fethiye Erkek Yetiştirme Yurdu’na, kitap salonu yapmayı amaçlıyorum. Organizasyonun engelliler Haftası’na denk gelmesi beni çok mutlu etti” diye konuştu.
“JİNEKOLOGLARIN HATASI ÇOCUKLARIN KADERİNİ ETKİLİYOR”
Jinekologların zamanında müdahale edememesi ya da ihmallerinden dolayı engelli çocukların doğduğunu belirten Çokgürses, “Bunlar bizim mesleğimizle çok ilintili. Engelli öğrencilerin hepsi, annelerinin rahmine düştüğünde ya da kundağa sarılana kadar olan dönemde oluşuyor. Dolayısıyla bizim insan sağlığında kadın doğum uzmanlarının ne kadar önemli yer tuttuğu ortaya çıkıyor. Doktorların 9 ay 10 günü yanlış takip etmesi veya doğum esnasında yapılan ufacık bir hata bu çocukların kaderini değiştirebiliyor. Ya da doğumu ağırdan alıp yanlış tanı koyulması, engelli bireylerin olmasına yol açıyor. Ben meslek hayatımda hiçbir anneye sağlıksız bebek vermedim. Onun manevi huzuru var benim üzerimde. Mesleğimi onurlu ve çizgide bırakmanın gururunu yaşıyorum. Bebekler doğduklarında tenleri koyu pembedir. Solumaya başlayıp da tenleri oksijenle beslendikçe pembeleşirler. Üstlerine bulaşan kan ve doğumu kolaylaştıran kremi sildiğinizde pamuk gibi olurlar. Bebek-bebek kokarlar. Hiçbir bebek kötü doğmadı. Pespembe doğdular, onları biz kirlettik” ifadelerini kullandı.
Etkinlik sonrasında Yazar -Dr. Çokgürses, özel bireylerle bolca hatıra fotoğrafı çekildi.
Kaynak: İHA
M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde düzenlenen kitap salonu açılışına, Bodrum Yarımada Engelli Haklarını Koruma Derneği de katıldı.
Kitap salonuna; Eskişehir Kent Konseyi 165 kitap ve 3 satranç takımı yardımında bulundu. Fikret Adaliman ve Nazmi Erduran kitap salonunun yapımında da emek sarf etti.
M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Kuruluş Müdürvekili Metin Kaya, engelli öğrencilere yapılan kitap salonu bağışından dolayı Çokgürses’e teşekkürlerini iletti.
Emekli Jinekolog Dr. Çokgürses, 40 yıllık meslek hayatının sona ermesinin ardından yaşadıklarını ‘Bacak Arasından Türkiye’ kitabında ele aldı. Çarpıcı bir bakış açısını ortaya koyan Çokgürses, çevresinden kitapla ilgili olumlu tepkiler aldı. Kitabını kaleme aldığı İzmir’in Buca ilçesi Kaynaklar köyüne, ilk Kültür Evini hediye etti. Yaptığı bağış sonrasında yüreklenen ve yöre halkının ‘Yaşayan Türkan Saylan’ olarak bildiği Çokgürses, hayır işlerine devam etti. Eğitime ve çocuklara değer veren Çokgürses, son olarak Milas’taki engelli öğrencilere bağışta bulunarak onların yüzünü güldürdü.
“UMUT YOKSA HAYAT YOKTUR”
Çokgürses, Milas’taki etkinlikte yaptığı açıklamada yaptığı bağışların arkasının geleceğini ve eğitim işlerinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade ederek, “Ben 40 yıllık hekimim. 40 yıllık hekimlik hayatımın, 35 yılı Ankara’da geçti. Daha sonraki 5 yılı ise İzmir’de, özel sektörde değerlendirdim. Beş yaşadığım özel sektör deneyimimi ve hekimlik hayatımdan yola çıkarak yaşadığım şeyleri kaleme aldım. Bacak Arasından Türkiye kitabını yazdım. Herkesin kendisini bulabileceği ve hayatına dair kesitleri görebileceği bir kitap ortaya çıktı. Kitabı yazmak için İzmir’in en güzel köylerinden birisini seçtim. Kitabımı kaleme aldığım köydeki insanlar, beni hoş tutarak bağırlarına bastı. Bu durum beni çok duygulandırdı ve köye bir hediye vermek istedim. Köye bir Kültür Evi inşa ettim. İçerisinde bir idari büro, 5 bilgisayarlı bir bölüm, bir seminer salonu hediye ettim. Köylü kültür evinin yapımının ardından jest olsun diye benim adımı kapıya asmışlar. 19 Mayıs 2013 yılında kültür evini köylüye armağan ederken, köy yaşayan ‘Türkan Saylan’ sesleriyle çınladı. Türkan Hanım, bizim meslekte duayendir ve asla onun kadar olamam. Köyde yapılan bu slogan beni gururlandırdı ve bira yüreklendirdi. İlk kültür evini yaptığım köyün çok yakınında yer alan bir Belenbaşı köyüne de ikinci kültür evini yaptım. Kültür evleri maksadına uygun kullanılıyor ve köyde yaşayan tüm çocuklar orada kurs alıyor, derslerini yapıyorlar. Köylü festivallerini orada yapıp, misafirlerini orada ağırlıyorlar. Böyle şeyler insanı çok tetikliyor ve yüreklendiriyor” dedi.
Açıklamasına devam eden Çokgürses, umut yoksa yaşamın olamayacağını söyledi.
Bir gün engelli bireylerin okuyarak umutlarının yeşereceğini dile getiren Çokgürses, “Ben ilk önce bir yetiştirme yurduna, bu bağışı yapmak istedim. Onların yetişmesi için böyle çok amaçlı bir salonun, işe yarayacağını düşündüm. Bunun içinde Fethiye Erkek Yetiştirme Yurdu’na bağış yapmak istedim fakat mekân hazır değildi. Onun için Muğla Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü, bana Milas’ta uygun bir alan olduğunu söyledi.
Gerekli girişimlerin ardından Milas M. Önol Karadeveci Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne çok amaçlı salon bağışında bulundum. Burada küçük bir okuma salonu oluşturduk. Biz biliyoruz ki ‘Umut yoksa yaşam yoktur’. İleride engelli çocuklarımız kitap okuyacaklardır. Ben burayı yaparken çocuklarımız bu duruma çok sevindi. Her biri elinden geldiğince yardım etti burayı, bitirebilmek için. İçlerinden bir engelli öğrencimiz, bana uğur getirmesi için kendi el emeğiyle uğur böcekli bileklik hediye etti. Bu durum beni çok duygulandırdı. Yapılan salonda; misafirlerini ağırlayıp gelen protokolle burada konuşabilecekler. Onlar için bir dinlenme odası işlevi görecek yapılan salon. İkinci kitabımı hazırladıktan sonra Fethiye Erkek Yetiştirme Yurdu’na, kitap salonu yapmayı amaçlıyorum. Organizasyonun engelliler Haftası’na denk gelmesi beni çok mutlu etti” diye konuştu.
“JİNEKOLOGLARIN HATASI ÇOCUKLARIN KADERİNİ ETKİLİYOR”
Jinekologların zamanında müdahale edememesi ya da ihmallerinden dolayı engelli çocukların doğduğunu belirten Çokgürses, “Bunlar bizim mesleğimizle çok ilintili. Engelli öğrencilerin hepsi, annelerinin rahmine düştüğünde ya da kundağa sarılana kadar olan dönemde oluşuyor. Dolayısıyla bizim insan sağlığında kadın doğum uzmanlarının ne kadar önemli yer tuttuğu ortaya çıkıyor. Doktorların 9 ay 10 günü yanlış takip etmesi veya doğum esnasında yapılan ufacık bir hata bu çocukların kaderini değiştirebiliyor. Ya da doğumu ağırdan alıp yanlış tanı koyulması, engelli bireylerin olmasına yol açıyor. Ben meslek hayatımda hiçbir anneye sağlıksız bebek vermedim. Onun manevi huzuru var benim üzerimde. Mesleğimi onurlu ve çizgide bırakmanın gururunu yaşıyorum. Bebekler doğduklarında tenleri koyu pembedir. Solumaya başlayıp da tenleri oksijenle beslendikçe pembeleşirler. Üstlerine bulaşan kan ve doğumu kolaylaştıran kremi sildiğinizde pamuk gibi olurlar. Bebek-bebek kokarlar. Hiçbir bebek kötü doğmadı. Pespembe doğdular, onları biz kirlettik” ifadelerini kullandı.
Etkinlik sonrasında Yazar -Dr. Çokgürses, özel bireylerle bolca hatıra fotoğrafı çekildi.