Nauru Gözaltı Merkezinde İntihar Girişimleri
Avustralya yönetimindeki Nauru gözaltı merkezinde tutulan 5 kişinin intihara teşebbüs ettiği, 2 kadının kayıp olduğu açıklandı.
Avustralya'ya teknelerle ulaşmaya çalışanların yakalanarak gönderildiği Nauru gözaltı merkezinde tutulan sığınmacılardan 5'nin intihara teşebbüs ettiği, 2 kadının pazar gününden bu yana kayıp olduğu açıklandı.
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin, Avustralya yönetimindeki deniz aşırı gözaltı merkezlerinden Manus'un yasa dışı olduğuna hükmetmesinin ardından, Nauru gözaltı merkezinde sığınmacı ve mültecilerin yaşadığı sıkıntılar yeniden gündeme geldi.
Merkezde henüz Avustralya'ya iltica başvurusu sonuçlanmamış kişiler yıllardır çaresizlik içinde bekliyor.
-Çamaşır suyu içerek intihara kalkıştılar
Mülteciler Eylem Koalisyonu sözcüsü Ian Rintoul, AA'ya yaptığı açıklamada, Nauru gözaltı merkezinde çaresizlik hisseden 5 kişinin çamaşır suyu içerek intihara teşebbüs ettiğini, birinin, merkezi ziyaret eden BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlilerinin gözleri önünde kendisini öldürmeye kalkıştığını söyledi. Rintoul, 'Nauru'daki sığınmacılar zor durumda. Protestolar ve intihar teşebbüsleri, insanların 3 senedir çaresizlik içinde kıvrandığını gösteriyor. Manus kapanmalı, Nauru kapatılmalı.' ifadesini kullandı.
Rintoul, merkezde kalan İranlı Marziyeh Faghih (28) ve Amineh Shajira (34) adlı kadınların da pazar gününden bu yana kayıp olduklarını belirterek, bu kişilerin adadan kurtulma umuduyla açıldıkları denizde boğulmuş olduklarından endişe edildiğini kaydetti.
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin kararının ardından harekete geçen sivil toplum kuruluşları ve mülteci hakları savunucuları Avustralya genelinde deniz aşırı gözaltı merkezlerinin kapatılması ve burada kalanların ülkeye getirilmesi için gösteri düzenleyeceklerini duyurdu.
Ayrıca sosyal medya üzerinden 'Onları buraya getirin' başlığıyla imza kampanyası başlatıldı.
Sığınmacıların Avustralya'ya teknelerle ulaşmayı başarmalarının ardından gönderildikleri Nauru ve Manus gözaltı merkezleri, açlık grevleri, tecavüz vakaları, güvenlik zafiyetleri, sağlıksız ve zor yaşam şartlarının yanı sıra buradaki sığınmacıların akıbetiyle ilgili belirsizlik nedeniyle sık sık ülke gündemine geliyor.
Avustralya Yeşiller Partisi ile sivil toplum kuruluşları ve mülteci hakları savunucuları kampların kapatılarak burada tutulan insanların ülkeye kabul edilmesini talep ediyor.
Kaynak: AA
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin, Avustralya yönetimindeki deniz aşırı gözaltı merkezlerinden Manus'un yasa dışı olduğuna hükmetmesinin ardından, Nauru gözaltı merkezinde sığınmacı ve mültecilerin yaşadığı sıkıntılar yeniden gündeme geldi.
Merkezde henüz Avustralya'ya iltica başvurusu sonuçlanmamış kişiler yıllardır çaresizlik içinde bekliyor.
-Çamaşır suyu içerek intihara kalkıştılar
Mülteciler Eylem Koalisyonu sözcüsü Ian Rintoul, AA'ya yaptığı açıklamada, Nauru gözaltı merkezinde çaresizlik hisseden 5 kişinin çamaşır suyu içerek intihara teşebbüs ettiğini, birinin, merkezi ziyaret eden BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlilerinin gözleri önünde kendisini öldürmeye kalkıştığını söyledi. Rintoul, 'Nauru'daki sığınmacılar zor durumda. Protestolar ve intihar teşebbüsleri, insanların 3 senedir çaresizlik içinde kıvrandığını gösteriyor. Manus kapanmalı, Nauru kapatılmalı.' ifadesini kullandı.
Rintoul, merkezde kalan İranlı Marziyeh Faghih (28) ve Amineh Shajira (34) adlı kadınların da pazar gününden bu yana kayıp olduklarını belirterek, bu kişilerin adadan kurtulma umuduyla açıldıkları denizde boğulmuş olduklarından endişe edildiğini kaydetti.
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin kararının ardından harekete geçen sivil toplum kuruluşları ve mülteci hakları savunucuları Avustralya genelinde deniz aşırı gözaltı merkezlerinin kapatılması ve burada kalanların ülkeye getirilmesi için gösteri düzenleyeceklerini duyurdu.
Ayrıca sosyal medya üzerinden 'Onları buraya getirin' başlığıyla imza kampanyası başlatıldı.
Sığınmacıların Avustralya'ya teknelerle ulaşmayı başarmalarının ardından gönderildikleri Nauru ve Manus gözaltı merkezleri, açlık grevleri, tecavüz vakaları, güvenlik zafiyetleri, sağlıksız ve zor yaşam şartlarının yanı sıra buradaki sığınmacıların akıbetiyle ilgili belirsizlik nedeniyle sık sık ülke gündemine geliyor.
Avustralya Yeşiller Partisi ile sivil toplum kuruluşları ve mülteci hakları savunucuları kampların kapatılarak burada tutulan insanların ülkeye kabul edilmesini talep ediyor.