İlk 6 Ay Mutlaka Anne Sütü
Diyetisyen Serap Akyol, bebeklere doğumdan sonra ilk 6 ay mutlaka anne sütü verilmesi gerektiğini belirtti.

Yaşamın her evresinde özellikle büyüme çağındaki çocuklarda, gebelerde emziklilerde ve yaşlılarda sütün çok önemli bir besin olduğunu kaydeden Diyetisyen Serap Akyol, şöyle konuştu:
“İçeriğinde C vitamini ve demir dışında, kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere birçok vitamin ve mineraller bulunmaktadır. Temel protein kaynaklarımızdan olan süt, özellikle riboflavin gibi B grubu vitaminlerini içermektedir. Süt proteinlerinin vücutta kullanım oranı yüzde 90’larda olup, bağışıklığı güçlendirmede ve vücut ağırlığının kontrolünde etkilidir. Sütün içeriğinde bulunan yağ asitleri de yağda eriyen vitaminlerin emilimini sağlar. Özellikle çocukların sinir sistemi gelişimlerine olumlu etkisi vardır. Hiçbir besinde olmadığı kadar fazla ve kullanabilirliği yüksek kalsiyum minerali içeriğiyle, kemik dokusu hücrelerinin oluşumunu sağlar. Yaşlılarda ise kemik dokusunun kaybını azaltmaktadır. Kadınlarda osteoporozis riskinin arttığı yaşlarda kalsiyum ve D vitaminin en önemli kaynağı süttür. Süt karbonhidratı olan laktoz da ince bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttıran önemli bir faktördür. Laktoz, beyin ve sinir hücrelerinin oluşumunda ve bağırsak hareketlerini düzenlemede de yardımcıdır. Süt, D vitamini kaynaklarından biridir. Kandaki D vitamini düzeyinin yeterli olması, bağırsaktaki kalsiyum emilimine yardımcı olur. Kemiklerde kalsiyum birikimini sağlaması ve kandaki kalsiyum seviyesinin kontrolü bakımından sütün her gün yeterli miktarda tüketimi sağlanmalıdır. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalasia (kemik yumuşaması) ve ileriki yaşlarda görülen osteoporoz gibi her yaşta görülebilecek kemik hastalıklarında D vitamini ve kalsiyum önemlidir. Ayrıca süt, fosfor ve kalsiyum içeriğiyle kemik ve dişlerinizde koruyucu ve güçlendirici etki gösterir. Her yaşın olmazsa olmaz besini olan sütün, bebeklikten ilerleyen süreçlerde sindirim sistemi geliştikçe tüketim çeşitleri de artmaktadır. Ülkemizde en çok tüketilen süt, inek sütü olmakla birlikte, keçi sütü, soya sütü, badem sütü gibi birçok süt çeşidi daha mevcuttur. Bazı özel durumlarda sütün içeriğindeki laktoz sindirim problemlerine yol açabilir. Bu durum laktoz intoleransı olarak bilinir. Sütün olumlu etkilerinden mahrum kalmamak için, bu sorunu yaşayan kişiler laktozsuz süt tercih edilebilir. Ayrıca badem sütü de laktoz içermeyen iyi bir alternatiftir. Tıpkı diğer süt ürünlerinde olduğu gibi kalsiyum deposudur. Badem sütü günlük ihtiyaç duyulan E vitaminin yüzde 125’ini karşılamaktadır. Fakat inek sütüne göre daha az protein içerir. Yine bunların dışında soya sütü ve Hindistan cevizi sütü de badem sütüne alternatif bitkisel protein kaynağı olarak tüketilebilecek sütler arasındadır. Yaşa, cinsiyete ya da özel durumuna göre değişmekle beraber günlük 2-3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketimi ihtiyacı karşılamaktadır. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta tam yağlı sütlerin yağ miktarı yüksektir ve bu nedenle fazla tüketilmesi kilo alımına sebep olabilir. Yarım yağlı, yağı azaltılmış sütler kilo kontrolünü sağlamak için tercih edilebilir.”
