Fas'ın Vaha Hayatını Anlatan Müzesi Açıklaması Zagora
Çölle kaplı Zagora kentinde yer alan müze, vahalardaki günlük yaşamı gözler önüne seriyor.
MUHAMMED TAHİRİ - Fas'ın çölle kaplı Zagora kentinde yer alan Dera vadisindeki Zagora Müzesi, vahalardaki günlük yaşamı anlatıyor.
Uçsuz bucaksız kumların arasındaki vahalar çöl insanına yaşam pınarı olurken, vaha hayatını anlatan müze, ilgililerine bu konuda fikir veriyor.
Fas'ın turistik kenti Zagora'ya bağlı Dera vadisinde yaşayan yerli halktan Barzok Ed-Duveyni, çatısı hurma dallarıyla kaplı toprak evini bölge halkının yaşadığı hayatı anlatmaya adamış.
Zagora müzesi adı verilen müzede, çölde ve vahada yaşayan insanlara ait kıyafetler, mobilyalar, ev eşyaları sergilenirken, geçmiş çeşitli medeniyetler hakkında bilgi veriliyor.
AA muhabirine konuşan Duveyni, geçmiş dönemlerde yaşayan çöl ve vaha insanlarına ait her türlü elbise, alet, edevat, süs eşyaları ve mutfak malzemelerini toplayarak müze oluşturduğunu belirtti.
Bu bölgede tarih boyunca Müslüman, Yahudi, Arap, Amazig çeşitli ırk ve milletlerden insanların yaşadığını ve bölgenin değişik medeniyetlere kucak açtığını ifade eden Duveyni, her birinin farklı eser ve kültürler bıraktığını dile getirdi.
Bu kültürlerin izlerini bir araya getirerek müzede sergilediğini söyleyen Duveyni, insanların düğün, bayram gibi münasebetlerde giydikleri tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanan kıyafetler, kadınların süsleri ile eşyaların bu dönem insanı hakkında fikir verdiğini ve bunu diğer insanlarla da paylaştığını kaydetti.
Duveyni, 'Bu bölgede daha çok gümüş kullanılıyordu. Mesela burada 400 yıllık gümüş elbiseler var. O zamanlar buranın kadınları altınla değil gümüşle süsleniyordu. Bu bölgede gümüş ve mercan yaygındı. Tabi şu an bu kültür yok olmak üzere ama müze ile bunların tamamen silinmesine engel olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesillerin de bunları bilmesi, vaha yaşamındaki tarih ve kültürlerini öğrenmelerini istiyoruz.' dedi.
Bölge insanının eski kültürünü unutmaya ve ihmal etmeye başlaması üzerine müze kurmayı düşündüğünü belirten Duveyni, sadece ev eşyaları değil eski süslemeli tahta kapıların da yok olmaya yüz tutması nedeniyle bunları bir şekilde koruma altına almaya çalıştıklarını, sahiplerinden satın alarak restore edip sergilediklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Uçsuz bucaksız kumların arasındaki vahalar çöl insanına yaşam pınarı olurken, vaha hayatını anlatan müze, ilgililerine bu konuda fikir veriyor.
Fas'ın turistik kenti Zagora'ya bağlı Dera vadisinde yaşayan yerli halktan Barzok Ed-Duveyni, çatısı hurma dallarıyla kaplı toprak evini bölge halkının yaşadığı hayatı anlatmaya adamış.
Zagora müzesi adı verilen müzede, çölde ve vahada yaşayan insanlara ait kıyafetler, mobilyalar, ev eşyaları sergilenirken, geçmiş çeşitli medeniyetler hakkında bilgi veriliyor.
AA muhabirine konuşan Duveyni, geçmiş dönemlerde yaşayan çöl ve vaha insanlarına ait her türlü elbise, alet, edevat, süs eşyaları ve mutfak malzemelerini toplayarak müze oluşturduğunu belirtti.
Bu bölgede tarih boyunca Müslüman, Yahudi, Arap, Amazig çeşitli ırk ve milletlerden insanların yaşadığını ve bölgenin değişik medeniyetlere kucak açtığını ifade eden Duveyni, her birinin farklı eser ve kültürler bıraktığını dile getirdi.
Bu kültürlerin izlerini bir araya getirerek müzede sergilediğini söyleyen Duveyni, insanların düğün, bayram gibi münasebetlerde giydikleri tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanan kıyafetler, kadınların süsleri ile eşyaların bu dönem insanı hakkında fikir verdiğini ve bunu diğer insanlarla da paylaştığını kaydetti.
Duveyni, 'Bu bölgede daha çok gümüş kullanılıyordu. Mesela burada 400 yıllık gümüş elbiseler var. O zamanlar buranın kadınları altınla değil gümüşle süsleniyordu. Bu bölgede gümüş ve mercan yaygındı. Tabi şu an bu kültür yok olmak üzere ama müze ile bunların tamamen silinmesine engel olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesillerin de bunları bilmesi, vaha yaşamındaki tarih ve kültürlerini öğrenmelerini istiyoruz.' dedi.
Bölge insanının eski kültürünü unutmaya ve ihmal etmeye başlaması üzerine müze kurmayı düşündüğünü belirten Duveyni, sadece ev eşyaları değil eski süslemeli tahta kapıların da yok olmaya yüz tutması nedeniyle bunları bir şekilde koruma altına almaya çalıştıklarını, sahiplerinden satın alarak restore edip sergilediklerini kaydetti.