Reklamda Yeni Düzenlemeler, Sorunlar Ve Çözüm Önerileri Çalıştayı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: 'Cezaların iyi tespit edilmesi gerek. Çok düşük olursa caydırıcılığı olmaz, bir anlamı olmaz. Ama çok yüksek tespit ederseniz de bu sefer o zulüm olur, o sektörü bitirmiş olursunuz, hiç ödenemez duruma gelir ve o şirket doğmadan hayatına son vermiş olur. O yüzden ayarı iyi tutturmak lazım' 'Diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürünleri karşılaştırabilelim; ürünlerin özellikleri üzerinden, marka ismi de vererek tüketiciyi doğru bilgilendirelim istiyoruz'

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, reklamlara verilen cezaların iyi tespit edilmesi gerektiğini belirterek, 'Çok düşük olursa caydırıcılığı olmaz, bir anlamı olmaz. Ama çok yüksek tespit ederseniz de bu sefer o zulüm olur, o sektörü bitirmiş olursunuz, hiç ödenemez duruma gelir ve o şirket doğmadan hayatına son vermiş olur. O yüzden ayarı iyi tutturmak lazım' dedi.

Tüfenkci, İstanbul Ticaret Üniversitesinin 15. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Reklamda Yeni Düzenlemeler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı'nın açılışında, reklam sektörünün tüm dünyada gerek oluşturduğu ekonomik değerle, gerekse diğer sektörleri canlandırarak ekonomiye sağladığı itici güçle iktisadi hayatın önemli bir gücü haline geldiğini kaydetti.

Bir ülkenin reklam sektörünün yapısının o ülkenin ekonomik görünümü hakkında ipuçları verdiğini aktaran Tüfenkci, 'Örneğin reklam harcamalarında daralma yaşayan bir ülkeye baktığınızda, genellikle ülkenin ekonomisinde de bir daralma yaşandığını görürsünüz. Biz, reklamcılık sektörünü ekonomiyi harekete geçiren önemli güçlerden biri olarak görüyoruz' dedi.

Tüfenkci, ancak tüketici sağlığını ve güvenliğini tehdit eden reklamlara karşı kesin bir tavrın da sahibi ve temsilcisi olduklarını kaydetti.

Mal ve hizmet çeşitliliğindeki artış ve teknolojik gelişmelerle birlikte reklam mecraları ve reklamların sunuluş biçimlerinin büyük bir hızla değiştiğine işaret eden Tüfenkci, özellikle internetin hayatın her alanına girmesiyle, dijital reklam kategorisinde değerlendirilen sosyal medya reklamları ve arama motoru reklamları gibi yeni reklam türlerinin ortaya çıktığını dile getirdi.

Tüfenkci, sözlerine şöyle devam etti:

'Günümüz ticari hayatının vazgeçilmez bir parçası olan bu yeni reklam türleri, firmalar açısından temel rekabet etme aracı; tüketiciler açısından ise mal ve hizmetler hakkında bilgi edinme kaynağı olarak karşımıza çıkmakta. Reklam verenler de, üreticiler ve tüketiciler arasında önemli bir köprü işlevi görmektedir. Bu itibarla reklamlarda yer alan tüm bilgilerin doğruluğu çok önemli, tüketicilerimizin çıkarlarının korunması açısından da büyük önem taşımaktadır.'

- 'Reklamcıların özgür olması gerektiğine inanıyorum'

Bakan Tüfenkci, obezitenin toplumların önünde büyük bir problem olarak durduğunu, Türkiye'yi de tehdit eden bu problemle baş etmek için hükümet tarafından Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programının faaliyete geçirildiğini anımsattı.

Tüfenkci, bu bağlamda aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıdalar olarak değerlendirilen cips, gazlı içecek ve çikolata gibi yüksek oranda tuz, yağ veya şeker içeren gıdaların reklamları ile ilgili dünyadaki gelişmeleri ve ülke şartlarını da dikkate alarak, ne gibi tedbirler alınabileceği hususunda gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı.

Reklamcıların özgür olması gerektiğine inandığını belirten Tüfenkci, 'Yaratıcı ve zeki olan bu insanları özgür bırakmak lazım. Zeki oldukları için, öz denetimlerle, kendi içinde yaşadıkları toplumun beklentilerine, etik kurallarına, değerlerine ve manevi kurallarına kurullardan da önce kendilerinin sahip çıkacağına inanıyorum' şeklinde konuştu.

Tüfenkci, bilgilenme hakkının en temel tüketici haklarından birisi olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bu bilginin gerçekten doğru olması lazım. Onun için satın alacağımız malın ve hizmetin hakkında yeterince doğru ve düzgün bilgilendirilmemiz lazım. İhtiyacımıza en uygun tercihi yapabilmek için alternatif ürünler arasında karşılaştırma yapma ihtiyacı duyarız zaman zaman. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile birlikte, ülkemizde doğrudan marka ve ticari isim ve unvanlara çık açık zikredilerek karşılaştırmalı reklam yapılabilmesinin yolu açılmıştır. Ancak bu tür reklamların fiilen yapılabilmesi için 31 Aralık 2016 tarihine kadar bir geçiş süresi tanınmıştır. Bu uygulamada karşılaşabileceğimiz sıkıntılar, ülkemizin kendine has şartları, diğer ülke uygulamaları ve güncel gelişmeler göz önünde bulundurularak doğru bir şekilde tespit etmemiz ve bu sorunları giderecek tedbirleri alarak 2017 başına kadar uygun mevzuat altyapısını oluşturmamız gerekmektedir. Artık biz diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürünleri karşılaştırabilelim; ürünlerin özellikleri üzerinden, marka ismi de vererek tüketiciyi doğru bilgilendirelim istiyoruz.'

- 'Dünya reklam pastası yaklaşık yüzde 5 civarında büyüyor'

Tüfenkci,Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmelerin sonucu olarak, ülkedeki reklam yatırımlarının yeterli olmamakla birlikte giderek büyüdüğünü söyledi.

Dünya reklam pastasının yaklaşık yüzde 5 civarında büyüdüğü bilgisini veren Tüfenkci, 'Bu verilere göre Türkiye reklam pastasının tüm dünya reklam pastasından yaklaşık iki kat daha fazla büyüdüğünü söyleyebiliriz' dedi.

Tüfenkci, toplam reklam yatırımları içerisindeki payı yüzde 50 civarında olan televizyon mecrasının en büyük paya sahip olduğunu ama yıllar itibarıyla bu payın giderek azaldığını kaydetti.

Yaklaşık yüzde 23'lük paya sahip olan internet ve mobil reklamların ise ikinci sırada yer aldığına dikkati çeken Tüfenkci, '2015 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 25 gibi büyük bir artış gösteren bu alanın toplam reklam yatırımlarındaki payı 1 milyar 484 milyon liraya yükselmiştir. Bütün bu veriler dikkate alındığında, çok yakın bir gelecekte reklam yatırımlarının büyük ölçüde dijital ortama kayacağını söylemek mümkün.' değerlendirmesinde bulundu.

Tüfenkci, reklam sektörünün büyümesine önem verdiklerini ancak bu büyümenin hukuka ve etik ilkelere uygun olmasının bir o kadar önemli olduğunun altını çizdi.

Tüketicileri aldatan, yanıltan, istismar eden ya da dürüst rekabet ilkelerine uygun olmayan reklamlarla halkın karşısına çıkan işletmelerin uzun vadede piyasada yer edinemeyeceğini belirten Tüfenkci, şunları söyledi:

'Reklam sadece bir ürünü değil, hayat tarzını da pazarlamaktadır. Reklamlar kültürün, toplumsal değerlerin hem aktarıldığı, hem de yeniden üretildiği mecralardır. Bu nedenle medyanın her alanında çalışanlar gibi reklamcıların da sosyal sermayeyi ve kültürel öğeleri en çok kullanan ve yeniden üreten kişiler olarak reklam içeriğinde bazı noktalara azami dikkat göstermeleri gereklidir. Özellikle çocuklara reklamlarda yer verirken ve onlara yönelik ürünlerin tanıtımı yapılırken özel bir hassasiyet göstermelidir. Satış yapmak, kar sağlamak ya da karını artırmak için hukuki ve ahlaki değerleri görmezden gelen yöntemlerle halkın karşısına çıkmak; toplumumuzun değerleriyle, ilkeleriyle ve hukuk kurallarıyla bağdaşmaz.'

- 'Reklam Kuruluna 2015'te 2 bin 262 başvuru yapıldı'

Tüfenkci, 'Biz reklamı desteklediğimiz gibi, denetimleri de piyasayı kısmadan, daraltmadan, ticari hayatın normal akışına fazla müdahil olmadan temel ilkeler çerçevesinde belli denetimlere de tabi tutmamız lazım. Bunda hepimiz hem fikiriz' dedi.

Bu kapsamda Reklam Kurulunun faaliyetlerinden bahseden Tüfenkci, 2015 yılı içerisinde Kurula toplam 2 bin 262 başvuru yapıldığı bilgisini verdi.

Tüfenkci, bunlardan bin 748 reklam dosyasının karara bağlandığını, 932'sinin Kurul gündeminde görüşüldüğünü, 815'inin de incelenmediğini dile getirdi.

Ancak Kurul gündeminde görüşülüp karara bağlanan 932 dosyadan 774'ünün mevzuata aykırı bulunduğunu, 158'inin ise mevzuata aykırı bulunmadığını aktaran Tüfenkci, 'Aykırı bulunan 774 reklamdan 661'i hakkında sadece reklamı durdurma yaptırımı uygulanmış; 133'ü hakkında ise idari para ve reklam durdurma yaptırımı birlikte uygulanmıştır.' şeklinde konuştu.

Tüfenkci, cezaların iyi tespit edilmesi gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Çok düşük olursa caydırıcılığı olmaz, bir anlamı olmaz. Ama çok yüksek tespit ederseniz de bu sefer o zulüm olur, o sektörü bitirmiş olursunuz, hiç ödenemez duruma gelir ve o şirket doğmadan hayatına son vermiş olur. O yüzden ayarı iyi tutturmak lazım. Verilen cezaların makul ve caydırıcı olması gerekir. İşte 2015 yılında Reklam Kurulu tarafından yaklaşık 9 milyon 400 bin lira para cezası uygulanmıştır.'

Konuşmasından sonra, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren ile İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hasan Erkesim günün anısına Tüfenkci'ye bir hediye takdim etti.
Kaynak: AA