Hizmet-İş Malatya Şube Başkanı Bünyamin Geleri Açıklaması
Hak-İş Konfederasyonuna bağlı Hizmet-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Bünyamin Geleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kamuoyuna duyurulan ve Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından ayrıntıları açıklanan, taşeron işçiliği konusunda açıklamalarda bulunarak, Hak-İş Konfederasyonunun ve Hizmet-İş Sendikasının talep ve önerilerini dile getirdi.
Kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerin kamuda istihdamı ile ilgili açıklamalara yönelik olarak Hak-İş Konfederasyonunun ve Hizmet-İş Sendikasının itiraz ve önerilerini basın mensupları ile paylaşan Hizmet-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Bünyamin Geleri, "Söz konusu itiraz ve önerilerimiz taşeron şirket bünyesinde çalışan işçi arkadaşlarımız açısından hayati önem taşımaktadır” dedi.
Taşeron şirketler yanında çalışan işçilerin bugünden sonra da "işçi" statüsünü koruyarak çalışmalarına devam etmelerini talep ettiklerini belirten Geleri, "Taşeron işçilerinin işçi statüsünde çalışmalarına devam etmelerini sağlayacak yasal düzenlemelerle ilgili hazırlık süreçlerinin, başta işçi sendikaları olmak üzere sosyal taraflarla görüşüldükten sonra başlatılmasının yerinde olacağına inanıyoruz” diye konuştu.
11 Eylül 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı kanunla, kamuda taşeron şirketler yanında çalışan işçilere, sendikalı ve toplu sözleşmeli olma hakkı tanındığını hatırlatan Geleri, “O tarihte kıdem tazminatlarının da kamu kurumlan tarafından ödenmesi benimsenmiş olmasına rağmen bugün önerilen özel sözleşmeli personel statüsü ile çalışanlara henüz bir yıl önce tanınan serbest toplu pazarlık ve işçi sendikalarına üyelik hakları ellerinden alınmaktadır. Hatta getirilmek istenen özel sözleşmeli personel statüsü ile yüz binlerce taşeron işçisinin halen devam etmekte olan toplu sözleşme süreci ortadan kaldırılmaktadır. Taşeron işçilerinden özel sözleşmeli personel statüsüne geçebilmeleri için mevcut kıdem tazminatı ve diğer işçilik haklarından vazgeçmeleri istenmektedir. Açıkçası, 6552 sayılı kanunla verilen haklar, öngörülen yeni statü ile çalışanların elinden geri alınmaktadır. Yapılmak istenen düzenleme, işçi sendikalarının örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir. Bu müdahale sonucunda, konfederasyonumuz Hak-İş, üyelerinin yarısını (220 bin üyesini) sendikamız Hizmet-İş ise üyelerinin yarıdan fazlasını (100 bin üyesini) kaybetmektedir. Konfederasyonumuz Hak- İş’e bağlı üye sendikalardan 6’sı üyelerinin tamamını ve toplu sözleşme imzalama ehliyetini kaybetmektedir” ifadelerini kullandı.
Geleri, Başbakan tarafından, 23 Ekim 2015 tarihinde yapılan Hak-İş Genel Kurulu’nda, taşeron işçilerinin toplu iş sözleşmelerinin imzalanması hususunda yetkililere talimat verildiğini söyledi.
Geleri, “Ne yazık ki Başbakanının talimatına rağmen toplu iş sözleşmeleri bugüne kadar imzalanamamıştır. Sendikamız Hizmet-İş, taşeron işçilerin toplu iş sözleşmelerinin bir an önce imzalanmasını talep etmektedir. Taşeron işçiler, kadro düzenlemesi ile iş güvencesi ve refah seviyelerinin yükseltilmesini beklemektedirler. Ancak öngörülen düzenleme ile taşeron işçilerin bekledikleri iş güvencesine kavuşmaları ve refah seviyesine ulaşmaları mümkün görülmemektedir” ifadelerini kullandı.
Geleri son olarak, taşeron işçilikle ilgili devam eden süreçte karşılıklı diyaloğun önemine dikkat çekti. Geleri, "Kamuda çalışan taşeron işçilerinin işçi statüsünde kamu kurumlarında istihdam edilmesi ve 5620 sayılı kanuna tabi işçilerin sorunlarının Hak -İş Konfederasyonunun ve Hizmet-İş Sendikasının itiraz ve önerileri doğrultusunda sosyal diyalog çerçevesinde, sosyal taraflarla görüşülmesi yoluyla çözüme kavuşturulmasını talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Taşeron şirketler yanında çalışan işçilerin bugünden sonra da "işçi" statüsünü koruyarak çalışmalarına devam etmelerini talep ettiklerini belirten Geleri, "Taşeron işçilerinin işçi statüsünde çalışmalarına devam etmelerini sağlayacak yasal düzenlemelerle ilgili hazırlık süreçlerinin, başta işçi sendikaları olmak üzere sosyal taraflarla görüşüldükten sonra başlatılmasının yerinde olacağına inanıyoruz” diye konuştu.
11 Eylül 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı kanunla, kamuda taşeron şirketler yanında çalışan işçilere, sendikalı ve toplu sözleşmeli olma hakkı tanındığını hatırlatan Geleri, “O tarihte kıdem tazminatlarının da kamu kurumlan tarafından ödenmesi benimsenmiş olmasına rağmen bugün önerilen özel sözleşmeli personel statüsü ile çalışanlara henüz bir yıl önce tanınan serbest toplu pazarlık ve işçi sendikalarına üyelik hakları ellerinden alınmaktadır. Hatta getirilmek istenen özel sözleşmeli personel statüsü ile yüz binlerce taşeron işçisinin halen devam etmekte olan toplu sözleşme süreci ortadan kaldırılmaktadır. Taşeron işçilerinden özel sözleşmeli personel statüsüne geçebilmeleri için mevcut kıdem tazminatı ve diğer işçilik haklarından vazgeçmeleri istenmektedir. Açıkçası, 6552 sayılı kanunla verilen haklar, öngörülen yeni statü ile çalışanların elinden geri alınmaktadır. Yapılmak istenen düzenleme, işçi sendikalarının örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir. Bu müdahale sonucunda, konfederasyonumuz Hak-İş, üyelerinin yarısını (220 bin üyesini) sendikamız Hizmet-İş ise üyelerinin yarıdan fazlasını (100 bin üyesini) kaybetmektedir. Konfederasyonumuz Hak- İş’e bağlı üye sendikalardan 6’sı üyelerinin tamamını ve toplu sözleşme imzalama ehliyetini kaybetmektedir” ifadelerini kullandı.
Geleri, Başbakan tarafından, 23 Ekim 2015 tarihinde yapılan Hak-İş Genel Kurulu’nda, taşeron işçilerinin toplu iş sözleşmelerinin imzalanması hususunda yetkililere talimat verildiğini söyledi.
Geleri, “Ne yazık ki Başbakanının talimatına rağmen toplu iş sözleşmeleri bugüne kadar imzalanamamıştır. Sendikamız Hizmet-İş, taşeron işçilerin toplu iş sözleşmelerinin bir an önce imzalanmasını talep etmektedir. Taşeron işçiler, kadro düzenlemesi ile iş güvencesi ve refah seviyelerinin yükseltilmesini beklemektedirler. Ancak öngörülen düzenleme ile taşeron işçilerin bekledikleri iş güvencesine kavuşmaları ve refah seviyesine ulaşmaları mümkün görülmemektedir” ifadelerini kullandı.
Geleri son olarak, taşeron işçilikle ilgili devam eden süreçte karşılıklı diyaloğun önemine dikkat çekti. Geleri, "Kamuda çalışan taşeron işçilerinin işçi statüsünde kamu kurumlarında istihdam edilmesi ve 5620 sayılı kanuna tabi işçilerin sorunlarının Hak -İş Konfederasyonunun ve Hizmet-İş Sendikasının itiraz ve önerileri doğrultusunda sosyal diyalog çerçevesinde, sosyal taraflarla görüşülmesi yoluyla çözüme kavuşturulmasını talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.