Şiddet Mağduru Arzu Boztaş'tan Kadınlara Açıklaması 'Şiddet Karşısında Susmayın'
İki yıl önce Yozgat’ta kocası tarafından av tüfeği ile vurulmasının ardından iki bacağını kaybeden Arzu Boztaş, Dünya Kadınlar Günü’nde kadınları çağrıda bulundu. Boztaş, “Kadına şiddet uygulayanlara en ağır ceza verilmelidir ancak kadınlarda şiddete karşı sessiz kalmasın” dedi.
Henüz 14 yaşında çocukken görücü usulü ile evlendirilerek Yozgat’a gelin gönderilen Arzu Boztaş, 14 yıllık evlilik hayatında 6 çocuk sahibi oldu. Evlendiği dönemin çocuk gelinlerindendi. Çocukları ile birlikte büyüdü ama yıllarca şiddetin en büyük mağdurlarından biri oldu. Gördüğü şiddete rağmen bunu sineye çekerek yıllarca kimseye bir şey demedi. Üzerine kuma getirilince eşiyle anlaşarak boşanmak istedi. Ancak boşanmayı beklerken gördüğü şiddetle hayatı biranda karardı. Arzu Boztaş, 2 yıl önce 28 yaşındayken boşanmak istediği eşi Ahmet Boztaş’ın pompalı tüfekle açtığı ateş sonucu bacaklarını kaybederken, kollarını da kullanamaz hale geldi.
Kocasının başka bir kadınla daha ilişkisi olduğu için boşanmak istediğini belirten Arzu Boztaş, “Konuştuk anlaştık. Anlaşmalı olarak boşanacaktık. Her şey güzellikle olacaktı. Çocukların velayetini de ben alacaktım. O da diğer kadınla yaşayacaktı. Sözde her konuda anlaşmıştık. Ama her şey meğer planlıymış. Büyük çocukları okula gönderdi. Küçükler yatıyordu. Onları komşuya bırakmamı istedi. Bıraktım geldim baktım elinde pompalı tüfekle beni bekliyordu” dedi.
Başına gelen olayları göz yaşları içinde anlatan talihsiz kadın Arzu Boztaş, “Bana, ‘Boşanmaya kararlı mısın?’ diye sordu. Bende ‘evet kararlıyım’ dedim. O zaman ‘yere yat’ dedi.
‘Çocuklar ne olacak’ dedim. ‘Onları düşünen mi var’ diye cevap verdi. Abdest almak için müsaade istedim. ’Seni öldürmeyeceğim. Sakat bırakacağım’ dedi.
Yere yatmamı istedi ama ben yatmadım. Yatağa oturdum. Çaresizce kafama sıkmasını bekliyordum. Kapı kapalıydı. Pencerede demir parmaklık vardı. Kaçacak hiçbir yerim yoktu. Bağırsam sesimi duyacak kimse yoktu. Ben sadece ölüm anını bekliyordum. Önce sağ bacağıma ateş etti. O an bacağımdan kopan parçaları duvarda gördüm. Bir daha sıkmayacak diye düşündüm. Ayağa kalkmaya çalıştım ama yatağın üzerine düştüm. Bu sefer sol bacağıma ateş etti. Yataktan düştüm. Kollarımı altıma alıp saklamaya çalıştım. ‘Çocuklarım küçük onlara nasıl bakacağım. Kollarıma bari dokunma’ diye yalvardım. Dinlemedi. Ayakları ile kollarımı çekerek yakından ateş etti” diye konuştu.
“Şiddet hiçbir zaman erkeklik değildir” diyen Arzu Boztaş, “Aksine şiddet zayıflıktır. Bunu yapan insan olamaz. Aciz bir kadına el kaldırmak, tüfekle vurmak erkeklik değildir. Bana mı gücü yetiyordu. Artık bu tür olaylara artık dur demek gerekiyor. Şiddet uygulayanlara verilebilecek en yüksek ceza verilmelidir. Şiddet uygulayanlar bu cezalara baktığında birkaç sene yatarım diye düşünmesin. Bizim hayatımızı kararttılarsa onların da hayatı karartılsın. Oda müebbet hapis cezası alsın. Benim nasıl hayatım karardıysa, aktif haraketlerimden men olduysam, beni bu duruma getiren şahıs da aynı oranda ceza alsın” ifadelerini kullandı.
Kendisini bu duruma getiren eşinden halen boşanamadığını belirten Boztaş, “Dava devam ettiği için boşanamadım. 20 yıl hapis cezası aldı. O benim, ben daha 29 yaşındayken hayatımı mahvetti. Bu ceza yeterli olabilir mi? Bu ceza sadece çocuklarımdan ayrı kaldığım günü karşılamaya yetmez. Ben çocuklarım için bu hale geldim. Bütün kadınlara sesleniyorum. Şiddete karşı sessiz kalmasınlar. Biz sessiz kaldıkça üstümüze geliyorlar. Sesimizi çıkarmalıyız. Gereken yerlere başvuralım. Ben sesimi çıkarmadım sustum da ne oldu. Kadınlar yalnız olmadıklarını öğrenmeleri gerekiyor. Biz sustukça bu şiddet başımıza geliyor. Ben susmasaydım, sesimi çıkarsaydım, gereken yerlere başvursaydım, beni ve ailemi tehdit ediyor diye şikayet etseydim belki bunlar olmazdı. Ben şiddeti en acı bir şekilde yaşadım başka kadınlar yaşamasın istiyorum. Ben elimden ayağımdan oldum ama başka kadınlar olmasın. Onun için susmasınlar” diyerek gözyaşı döktü.
Kaynak: İHA
Kocasının başka bir kadınla daha ilişkisi olduğu için boşanmak istediğini belirten Arzu Boztaş, “Konuştuk anlaştık. Anlaşmalı olarak boşanacaktık. Her şey güzellikle olacaktı. Çocukların velayetini de ben alacaktım. O da diğer kadınla yaşayacaktı. Sözde her konuda anlaşmıştık. Ama her şey meğer planlıymış. Büyük çocukları okula gönderdi. Küçükler yatıyordu. Onları komşuya bırakmamı istedi. Bıraktım geldim baktım elinde pompalı tüfekle beni bekliyordu” dedi.
Başına gelen olayları göz yaşları içinde anlatan talihsiz kadın Arzu Boztaş, “Bana, ‘Boşanmaya kararlı mısın?’ diye sordu. Bende ‘evet kararlıyım’ dedim. O zaman ‘yere yat’ dedi.
‘Çocuklar ne olacak’ dedim. ‘Onları düşünen mi var’ diye cevap verdi. Abdest almak için müsaade istedim. ’Seni öldürmeyeceğim. Sakat bırakacağım’ dedi.
Yere yatmamı istedi ama ben yatmadım. Yatağa oturdum. Çaresizce kafama sıkmasını bekliyordum. Kapı kapalıydı. Pencerede demir parmaklık vardı. Kaçacak hiçbir yerim yoktu. Bağırsam sesimi duyacak kimse yoktu. Ben sadece ölüm anını bekliyordum. Önce sağ bacağıma ateş etti. O an bacağımdan kopan parçaları duvarda gördüm. Bir daha sıkmayacak diye düşündüm. Ayağa kalkmaya çalıştım ama yatağın üzerine düştüm. Bu sefer sol bacağıma ateş etti. Yataktan düştüm. Kollarımı altıma alıp saklamaya çalıştım. ‘Çocuklarım küçük onlara nasıl bakacağım. Kollarıma bari dokunma’ diye yalvardım. Dinlemedi. Ayakları ile kollarımı çekerek yakından ateş etti” diye konuştu.
“Şiddet hiçbir zaman erkeklik değildir” diyen Arzu Boztaş, “Aksine şiddet zayıflıktır. Bunu yapan insan olamaz. Aciz bir kadına el kaldırmak, tüfekle vurmak erkeklik değildir. Bana mı gücü yetiyordu. Artık bu tür olaylara artık dur demek gerekiyor. Şiddet uygulayanlara verilebilecek en yüksek ceza verilmelidir. Şiddet uygulayanlar bu cezalara baktığında birkaç sene yatarım diye düşünmesin. Bizim hayatımızı kararttılarsa onların da hayatı karartılsın. Oda müebbet hapis cezası alsın. Benim nasıl hayatım karardıysa, aktif haraketlerimden men olduysam, beni bu duruma getiren şahıs da aynı oranda ceza alsın” ifadelerini kullandı.
Kendisini bu duruma getiren eşinden halen boşanamadığını belirten Boztaş, “Dava devam ettiği için boşanamadım. 20 yıl hapis cezası aldı. O benim, ben daha 29 yaşındayken hayatımı mahvetti. Bu ceza yeterli olabilir mi? Bu ceza sadece çocuklarımdan ayrı kaldığım günü karşılamaya yetmez. Ben çocuklarım için bu hale geldim. Bütün kadınlara sesleniyorum. Şiddete karşı sessiz kalmasınlar. Biz sessiz kaldıkça üstümüze geliyorlar. Sesimizi çıkarmalıyız. Gereken yerlere başvuralım. Ben sesimi çıkarmadım sustum da ne oldu. Kadınlar yalnız olmadıklarını öğrenmeleri gerekiyor. Biz sustukça bu şiddet başımıza geliyor. Ben susmasaydım, sesimi çıkarsaydım, gereken yerlere başvursaydım, beni ve ailemi tehdit ediyor diye şikayet etseydim belki bunlar olmazdı. Ben şiddeti en acı bir şekilde yaşadım başka kadınlar yaşamasın istiyorum. Ben elimden ayağımdan oldum ama başka kadınlar olmasın. Onun için susmasınlar” diyerek gözyaşı döktü.