Rusya'nın Gaz Kesintisi, Türkiye İçin Arz Güvenliği Riski Taşımıyor
Uçak krizinin ardından enerji politikasında istikrarsız bir tutum sergileyen Rusya’nın gaz miktarında yaptığı kesintinin, Türkiye’nin arz güvenliği üzerinde herhangi bir risk oluşturmayacağı ifade ediliyor.
Geçen yılın sonunda Suriye sınırında sınır ihlali yaptığı için Rus uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye’nin Rusya’ya enerji konusunda bağımlılığı gündemdeki yerini koruyor. Uzmanlar, Moskova yönetiminin gaz miktarında yaptığı kesintinin Türkiye’nin arz güvenliği üzerinde herhangi bir risk oluşturmayacağını savunuyor.
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), Enerji Merkezi Uzmanı Emin Emrah Danış, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Rusya’nın özel sektöre anlaşmazlık nedeniyle verdiği gaz miktarını yüzde 10 düşürmesi şu an Türkiye’nin arz güvenliği üzerinde bir risk yaratmayacaktır çünkü hava sıcaklıkları ılık geçtiği için gaz talebi oldukça düşmüş durumda” diye konuştu.
Danış, “Son iki haftada hava sıcaklıkları arttığı için batı hattından gaz çekişi 1 Şubat’a göre yüzde 35 düştü. 24 Şubat itibariyle batı hattından giren gaz miktarı 26,6 milyon metreküpe kadar geriledi. Bu rakam sıcaklıkların 80 yılın en yüksek seviyesine çıktığı önceki hafta 17 Şubat’ta 14,6 milyon metreküp seviyesine kadar geriledi” dedi.
“GAZ AKIŞINDAKİ KESİNTİ, KISA VADEDE SIKINTIYA YOL AÇMAZ”
Rusya’dan Türkiye’nin kontrat miktarına göre gaz girişi 41,2 milyon metreküp. Özel sektörün batı hattından getirdiği toplam gaz miktarı 10 milyar, batı hattının yıllık kapasitesi ise 14 milyar metreküp.
HASEN Enerji Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Macit ise “Rusya’nın özel sektör ile yaşadığı fiyat anlaşmazlığından dolayı gaz akışında kesintiye gitmesi kısa vadede büyük bir sıkıntıya neden olmayacaktır. Fakat bu durum Türkiye’nin doğalgaz tedarikinde uzun vadeli stratejilerini daha öncelikli bir şekilde ele almasına neden olmalıdır” şeklinde değerlendirme yaptı.
Macit ayrıca Avrupa’nın bu konudaki politikalarına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Avrupa Birliği’nin doğalgaz tüketiminde Rusya’ya bağımlılığı yüzde 30 civarında iken hala tedarik çeşitliliği oluşturmak adına başta TANAP olmak üzere yeni hatlar oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’nin yüzde 55 dolayında Rusya’ya bağımlılığı olduğu dikkate alındığında AB’den çok daha fazla bir çaba göstermesi gerektiği ortaya çıkıyor. Türkiye’nin Batı Hattı ile Rusya’dan aldığı gazın süresi 2021’de son buluyor. Türkiye bu tarihe kadar Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz gibi kaynaklardan doğalgaz tedariki sağlayabilecek bir altyapı geliştirebilirse 2021’de bu hattın bir daha yenilenmemesi söz konusu olabilir. Bu aynı zamanda Türkiye’nin transit ülke riski olmadan da Rusya’dan gaz tedariki sağlamasına imkan tanıyacaktır.”
Kaynak: İHA
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), Enerji Merkezi Uzmanı Emin Emrah Danış, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Rusya’nın özel sektöre anlaşmazlık nedeniyle verdiği gaz miktarını yüzde 10 düşürmesi şu an Türkiye’nin arz güvenliği üzerinde bir risk yaratmayacaktır çünkü hava sıcaklıkları ılık geçtiği için gaz talebi oldukça düşmüş durumda” diye konuştu.
Danış, “Son iki haftada hava sıcaklıkları arttığı için batı hattından gaz çekişi 1 Şubat’a göre yüzde 35 düştü. 24 Şubat itibariyle batı hattından giren gaz miktarı 26,6 milyon metreküpe kadar geriledi. Bu rakam sıcaklıkların 80 yılın en yüksek seviyesine çıktığı önceki hafta 17 Şubat’ta 14,6 milyon metreküp seviyesine kadar geriledi” dedi.
“GAZ AKIŞINDAKİ KESİNTİ, KISA VADEDE SIKINTIYA YOL AÇMAZ”
Rusya’dan Türkiye’nin kontrat miktarına göre gaz girişi 41,2 milyon metreküp. Özel sektörün batı hattından getirdiği toplam gaz miktarı 10 milyar, batı hattının yıllık kapasitesi ise 14 milyar metreküp.
HASEN Enerji Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Macit ise “Rusya’nın özel sektör ile yaşadığı fiyat anlaşmazlığından dolayı gaz akışında kesintiye gitmesi kısa vadede büyük bir sıkıntıya neden olmayacaktır. Fakat bu durum Türkiye’nin doğalgaz tedarikinde uzun vadeli stratejilerini daha öncelikli bir şekilde ele almasına neden olmalıdır” şeklinde değerlendirme yaptı.
Macit ayrıca Avrupa’nın bu konudaki politikalarına dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: “Avrupa Birliği’nin doğalgaz tüketiminde Rusya’ya bağımlılığı yüzde 30 civarında iken hala tedarik çeşitliliği oluşturmak adına başta TANAP olmak üzere yeni hatlar oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’nin yüzde 55 dolayında Rusya’ya bağımlılığı olduğu dikkate alındığında AB’den çok daha fazla bir çaba göstermesi gerektiği ortaya çıkıyor. Türkiye’nin Batı Hattı ile Rusya’dan aldığı gazın süresi 2021’de son buluyor. Türkiye bu tarihe kadar Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz gibi kaynaklardan doğalgaz tedariki sağlayabilecek bir altyapı geliştirebilirse 2021’de bu hattın bir daha yenilenmemesi söz konusu olabilir. Bu aynı zamanda Türkiye’nin transit ülke riski olmadan da Rusya’dan gaz tedariki sağlamasına imkan tanıyacaktır.”