Mobilya Tasarımlarında Tarihten İlham Alıyorlar
Samsun'daki bir mobilya firması, Efes antik kentindeki sütunların örnek alındığı 'Efesus' masa, Samsun'un eski adını taşıyan 'Amisos' konsol, Mimar Sinan'ın çiziminin yer aldığı çalışma masası üretiyor Firmanın Genel Müdürü Arlı: 'Ürünlerimizde ülkemizde yetişen ceviz, kestane gibi ağaçları kullanıyoruz. Tasarımlarımızda tarihten ilham alıyoruz. Tarihimizi ve öz kaynaklarımızı kullanarak ulusal ve daha sonra uluslararası bir marka olma yolunda ilerliyoruz'
DİLEK SEZEN - FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Samsun'daki bir mobilya firmasının tarihten ilham olarak ürettiği tasarımlar ilgi çekiyor.
Firmanın Genel Müdürü Onur Arlı, Türkiye'nin kültürel zenginliğini mobilyalarla dünyaya tanıtmak amacıyla uluslararası bir marka olmak için Anadolu'dan yola çıktıklarını, 3 yıl önce sektöre girdiklerini söyledi.
Arlı, daha önceleri ağaç ev yaptıklarını, yaklaşık 1,5 yıl süren Ar-Ge çalışması ve piyasa araştırmasının ardından, evlere ahşap sıcaklığı götürmek için mobilya sektörüne girdiklerini anlatan Arlı, şunları dile getirdi:
'Madem ağaçla çalışıyoruz, bütün ürünlerimiz ağaçtan, neden biz bunları insanların evine taşımayalım, soluk alan evler oluşturmayalım, evlerde nefes alan objeler oluşturmayalım diyerek işe koyulduk. Ağaç kesilmiş olsa dahi yaşayan bir varlık. Biz bunun farkında olmasak da nefes alıp veriyor. Ortamdaki nem, rutubet ve hava şartlarına adapte olmak zorunda. Bununla beraber biz ahşaba 'Evin haylaz çocuğu' deriz. Bu ne demek? Sıcaklarda ahşap genleşme yapar ve o sıcaklık azaldığı zaman kendi kendine tekrar daralmaya geçer. Bu ahşabın yaşadığını gösterir. Ve sağlıklıdır, petro kimyevi ürünlerden yapılmaz, dolayısıyla havadaki bakteri oranını bile düşürür. Biz de evlerimizde ahşabın sıcaklığını yansıtalım, sağlıklılığını, dayanıklılığını bütün evlere sunalım istedik.'
- Tarihten ilham alan tasarımlar
Tasarımlarının yüzde yüz ahşap olduğunu ve el işçiliğiyle yapıldığını vurgulayan Arlı, mobilyaları tasarlarken tarihten ilham aldıklarını söyledi. Mobilyalara tarihten isimler verdiklerini ifade eden Arlı, şöyle konuştu:
'Amisos Samsun'un eski adı. Konsolu tasarlarken o dönemden ilham aldık. Konsola 'Amisos' adını verdik. Samsun'un tarihi ile ilgili yeni projelerimiz olacak. Sonuçta Samsun'dan yola çıkan bir firmayız. 'Efesus' isimli bir yemek masamız var. Ulusal ve uluslararası fuarlarda oldukça ilgili gören bir masa. Bu masayı tasarlarken Efes antik kentindeki sütunlardan yola çıktık, masanın ayaklarını sütun şeklinde tasarladık. 'Mimar Sinan Çalışma Masası' dediğimiz çalışma masamız var. Bu masanın üzerine Mimar Sinan'ın Selimiye Camisi'nin çizimlerini nakşettik. Bunların yanı sıra diğer bölgelerimizdeki tarihi kentlerin isimlerini, orada anlam yüklenen isimleri de ürünlerimize veriyoruz. Dönem çalışıyoruz. O tarihsel döneme uygun çalışmak istiyoruz. Ürünlerimizde ülkemizde yetişen ceviz, kestane gibi ağaçları kullanıyoruz. Tarihten ilham alıyoruz. Tarihimizi ve öz kaynaklarımızı kullanarak ulusal ve daha sonra uluslararası bir marka olma yolunda ilerliyoruz.'
- 'Tasarımlarımızın bir benzeri yok'
Onur Arlı, küçük bir ekiple yaptıkları tasarımlarının bir benzerinin olmadığını iddia etti. 'İnsanlar tarihten ilham alarak tasarladığımız ürünlerden heyecan duyuyor' diyen Arlı, şunları kaydetti:
'İnsanlar artık yapay olandan uzaklaşıyor. Birbirinin klonlanmış şekliyle gördüğü mobilyalardan artık uzak duruyor. Kendilerine has özel üretim ürünler istiyorlar. Bizim yaptığımız bütün ürünler yüzde 90 oranıyla kendine has ürünler. Bir benzerinin olma şansı mümkün değil. Bizim bütün ürünlerimiz el yapımı, makineyle veya seri üretim olma şansı yok. Bir masanın bizde ortaya çıkma süreci bir hafta ile 10 gün arasında sürüyor. Ama seri üretimde bir günde bu sayıların kat be kat fazlası üretilebiliyor. Kullandığımız boyalarımız da doğal. İyi bakıldığı sürece toruna dahi kalabilecek ürünler yapıyoruz.'
Ahşap kullanımıyla ilgili tavsiyelerde bulunan Arlı, 'Ev hanımlarımız temizlikte çamaşır suyu ve kimyasal madde kullanmayı seviyor. Unutulmamalıdır ki ahşap canlıdır. Biz kendi ellerimizi nasıl çamaşır suyundan, kimyasal maddelerden koruyorsak ahşabı da korumalıyız. Ahşap mobilyaları direkt güneş ışığına maruz bırakmamak da gerekiyor' dedi.
Kaynak: AA
Firmanın Genel Müdürü Onur Arlı, Türkiye'nin kültürel zenginliğini mobilyalarla dünyaya tanıtmak amacıyla uluslararası bir marka olmak için Anadolu'dan yola çıktıklarını, 3 yıl önce sektöre girdiklerini söyledi.
Arlı, daha önceleri ağaç ev yaptıklarını, yaklaşık 1,5 yıl süren Ar-Ge çalışması ve piyasa araştırmasının ardından, evlere ahşap sıcaklığı götürmek için mobilya sektörüne girdiklerini anlatan Arlı, şunları dile getirdi:
'Madem ağaçla çalışıyoruz, bütün ürünlerimiz ağaçtan, neden biz bunları insanların evine taşımayalım, soluk alan evler oluşturmayalım, evlerde nefes alan objeler oluşturmayalım diyerek işe koyulduk. Ağaç kesilmiş olsa dahi yaşayan bir varlık. Biz bunun farkında olmasak da nefes alıp veriyor. Ortamdaki nem, rutubet ve hava şartlarına adapte olmak zorunda. Bununla beraber biz ahşaba 'Evin haylaz çocuğu' deriz. Bu ne demek? Sıcaklarda ahşap genleşme yapar ve o sıcaklık azaldığı zaman kendi kendine tekrar daralmaya geçer. Bu ahşabın yaşadığını gösterir. Ve sağlıklıdır, petro kimyevi ürünlerden yapılmaz, dolayısıyla havadaki bakteri oranını bile düşürür. Biz de evlerimizde ahşabın sıcaklığını yansıtalım, sağlıklılığını, dayanıklılığını bütün evlere sunalım istedik.'
- Tarihten ilham alan tasarımlar
Tasarımlarının yüzde yüz ahşap olduğunu ve el işçiliğiyle yapıldığını vurgulayan Arlı, mobilyaları tasarlarken tarihten ilham aldıklarını söyledi. Mobilyalara tarihten isimler verdiklerini ifade eden Arlı, şöyle konuştu:
'Amisos Samsun'un eski adı. Konsolu tasarlarken o dönemden ilham aldık. Konsola 'Amisos' adını verdik. Samsun'un tarihi ile ilgili yeni projelerimiz olacak. Sonuçta Samsun'dan yola çıkan bir firmayız. 'Efesus' isimli bir yemek masamız var. Ulusal ve uluslararası fuarlarda oldukça ilgili gören bir masa. Bu masayı tasarlarken Efes antik kentindeki sütunlardan yola çıktık, masanın ayaklarını sütun şeklinde tasarladık. 'Mimar Sinan Çalışma Masası' dediğimiz çalışma masamız var. Bu masanın üzerine Mimar Sinan'ın Selimiye Camisi'nin çizimlerini nakşettik. Bunların yanı sıra diğer bölgelerimizdeki tarihi kentlerin isimlerini, orada anlam yüklenen isimleri de ürünlerimize veriyoruz. Dönem çalışıyoruz. O tarihsel döneme uygun çalışmak istiyoruz. Ürünlerimizde ülkemizde yetişen ceviz, kestane gibi ağaçları kullanıyoruz. Tarihten ilham alıyoruz. Tarihimizi ve öz kaynaklarımızı kullanarak ulusal ve daha sonra uluslararası bir marka olma yolunda ilerliyoruz.'
- 'Tasarımlarımızın bir benzeri yok'
Onur Arlı, küçük bir ekiple yaptıkları tasarımlarının bir benzerinin olmadığını iddia etti. 'İnsanlar tarihten ilham alarak tasarladığımız ürünlerden heyecan duyuyor' diyen Arlı, şunları kaydetti:
'İnsanlar artık yapay olandan uzaklaşıyor. Birbirinin klonlanmış şekliyle gördüğü mobilyalardan artık uzak duruyor. Kendilerine has özel üretim ürünler istiyorlar. Bizim yaptığımız bütün ürünler yüzde 90 oranıyla kendine has ürünler. Bir benzerinin olma şansı mümkün değil. Bizim bütün ürünlerimiz el yapımı, makineyle veya seri üretim olma şansı yok. Bir masanın bizde ortaya çıkma süreci bir hafta ile 10 gün arasında sürüyor. Ama seri üretimde bir günde bu sayıların kat be kat fazlası üretilebiliyor. Kullandığımız boyalarımız da doğal. İyi bakıldığı sürece toruna dahi kalabilecek ürünler yapıyoruz.'
Ahşap kullanımıyla ilgili tavsiyelerde bulunan Arlı, 'Ev hanımlarımız temizlikte çamaşır suyu ve kimyasal madde kullanmayı seviyor. Unutulmamalıdır ki ahşap canlıdır. Biz kendi ellerimizi nasıl çamaşır suyundan, kimyasal maddelerden koruyorsak ahşabı da korumalıyız. Ahşap mobilyaları direkt güneş ışığına maruz bırakmamak da gerekiyor' dedi.