Siirt'te, 'Şehrin Öte Yakasından Gelen Adam Bediüzzaman' Konferansı
Siirt'te, Said Nursi'nin vefatının 56'ncı yılı dolayısıyla 'Şehrin öte yakasından gelen adam Bediüzzaman' konferansı düzenlendi.
Genç Girişimciler Topluluğunun Siirt Üniversitesinde düzenlediği konferans, Ensar Camisi din görevlisi İsa Utlu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Said Nursi'nin vefatının 56'ncı yıl dönümü dolayısıyla Kur'an kurslarında okunan 56 hatimin duası, İl Müftüsü Faruk Arvas tarafından yapıldı.
Konferansa katılan yazar Senai Demirci, Said Nursi'nin her zaman hakikati anlatmanın bedeli olmadığını ifade ettiğini söyledi. Bediüzzaman Said Nursi'nin, 'Sizden ücret istemeyen elçilere uyun.' dediğini belirten Demirci, şöyle konuştu:
'Yani size birisi gerçeği anlatır da hakikati duyurursa ve hakikati duyuruyor olmanın karşılığında sizden kendisine ihtiyaç talep ediyor mu? 'Bizden olacaksın bundan sonra.' diye bir talepte bulunuyor mu?, Eğer bulunuyorsa sizden ücret istiyordur. Emeğinizin karşılığını alırsınız, ben söyleşilerimde ücret alıyorum, neticede emeğimin karşılığıdır. Bu taleptir ama ben hakikati anlatıyorum diye, ben gerçeği anlatıyorum diye kendime adam, taraftar toplamaya başlarsam işte bu yanlıştır.'
- 'Bizim gazeteye abone ol'
Said Nursi'nin herhangi bir karşılık bekleyerek taraftar toplamadığına veya cemaat kurmadığına vurgu yapan Demirci, şöyle devam etti:
'Bakın, anlattığınız hakikati karşılığında bu hakikati kendi malınızmış gibi görüp de başkalarını onunla ezmeyin. Bu hakikat sana ait değil, bu hakikati sana aitmiş gibi yapıp onu satmaya kalkma ve onun üzerinden kendine taraftar toplamaya çalışma, kendine örgüt kurmaya çalışma. Yani şimdi şu insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu işte böyle bir akıldır ama bakın biz böyle bir travmada yaşıyoruz ve hala bu travmanın ortasındayız.
Bize biri gerçeği anlatırsa, eğer onun vesilesiyle hidayete gelmişsek, içki, kumarı bırakmış ve namaza başlamışsak, arkasından 'çok iyi niyetlidir' ama sonra 'bizim gazeteye abone ol, bizim dergiye abone ol, bizim vakfa bağış yap, bizim derginin üyesi ol, bizim gibi giyin, kurbanını bizim kestiğimiz yerlerde kes, postunu bize gönder', bu iyi niyet olmaktan çıkıyor. Hayırdır? Hakikat sizin malınız mıydı da hakikati bana anlatmanızın karşılığında kendi adamınız olmak gibi bir bedel istiyorsunuz benden?' şeklinde konuştu.
Said Nursi'nin kardeşinin evinde içtiği çorbanın bile parasını ödediğini, en hatırlı talebesinin getirdiği çaya bile 3 katını verdiğini ve hakikatin bir menfaatin bedeli olmadığını savunduğunu aktaran Demirci, hakikati dillendirmenin birilerini bir başkasının üzerinde imtiyaz sahibi kılmadığını anlattı.
Demirci, şunları kaydetti:
'Istılah, sana sadaka vermek isteyenden bile almamaktır. İlle de alacaksan istememeye istememeye almalıdır ve ıstılah mesleği budur. Eğer Said Nursi yürüyüşünden bahsediyorsak işte budur. Eğer değil vermek isteyenden almamak, vermek istemeyenden zorla almak gibi bir yönteminiz varsa bunun adı Said Nursi yürüyüşü değil. Vermek istemeyenden hileyle alıyorsanız, zorla alıyorsanız ve vermek istemediği halde sürekli vermek zorunda bırakıyorsanız bunun adı Nur Cemaati olmak değildir. Kendi adınıza yapın, adı bilmem ne olsun ama bunun adı Said Nursi takipçiliği değildir. Bu yediğimiz en neşetli kazıktır, hala da bu kazığın ortasındayız.'
- 'Hakikati anlatmanın bedeli olmaz'
Said Nursi cemaatinin herhangi bir örgüt veya hiyerarşiye tabi olmadığını ifade eden Demirci, 'Üstat bize çok harika bir yöntem veriyor. Diyor ki 'bizde şeyh-mürit ilişkisi yok, kardeş-kardeş ilişkisi var. Ben de sizin kardeşinizim.' Yani bizim örgütümüz yok, biz bir cemaatiz. Cemaat ismini kirletmeyin, cemaat temizdir, cemaat halen ümidimizdir, hiyerarşi yoktur, cemaat sivildir, cemaat örgüt değildir, cemaat herkese eşittir, cemaatte herkes arka ve ön safta olabilir ama doğrudan imama tabidir. İmama tabi oluşunun gerekçesi de imamın hatırı değil, imamın tabi olduğu kıbledir, Kabe'dir ve dolayısıyla herkes doğrudan Allah'a tabidir.' açıklamasında bulundu.
Programda, Sait Nursi'nin hayatını anlatan kısa film gösterimi yapıldı.
Kaynak: AA
Konferansa katılan yazar Senai Demirci, Said Nursi'nin her zaman hakikati anlatmanın bedeli olmadığını ifade ettiğini söyledi. Bediüzzaman Said Nursi'nin, 'Sizden ücret istemeyen elçilere uyun.' dediğini belirten Demirci, şöyle konuştu:
'Yani size birisi gerçeği anlatır da hakikati duyurursa ve hakikati duyuruyor olmanın karşılığında sizden kendisine ihtiyaç talep ediyor mu? 'Bizden olacaksın bundan sonra.' diye bir talepte bulunuyor mu?, Eğer bulunuyorsa sizden ücret istiyordur. Emeğinizin karşılığını alırsınız, ben söyleşilerimde ücret alıyorum, neticede emeğimin karşılığıdır. Bu taleptir ama ben hakikati anlatıyorum diye, ben gerçeği anlatıyorum diye kendime adam, taraftar toplamaya başlarsam işte bu yanlıştır.'
- 'Bizim gazeteye abone ol'
Said Nursi'nin herhangi bir karşılık bekleyerek taraftar toplamadığına veya cemaat kurmadığına vurgu yapan Demirci, şöyle devam etti:
'Bakın, anlattığınız hakikati karşılığında bu hakikati kendi malınızmış gibi görüp de başkalarını onunla ezmeyin. Bu hakikat sana ait değil, bu hakikati sana aitmiş gibi yapıp onu satmaya kalkma ve onun üzerinden kendine taraftar toplamaya çalışma, kendine örgüt kurmaya çalışma. Yani şimdi şu insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu işte böyle bir akıldır ama bakın biz böyle bir travmada yaşıyoruz ve hala bu travmanın ortasındayız.
Bize biri gerçeği anlatırsa, eğer onun vesilesiyle hidayete gelmişsek, içki, kumarı bırakmış ve namaza başlamışsak, arkasından 'çok iyi niyetlidir' ama sonra 'bizim gazeteye abone ol, bizim dergiye abone ol, bizim vakfa bağış yap, bizim derginin üyesi ol, bizim gibi giyin, kurbanını bizim kestiğimiz yerlerde kes, postunu bize gönder', bu iyi niyet olmaktan çıkıyor. Hayırdır? Hakikat sizin malınız mıydı da hakikati bana anlatmanızın karşılığında kendi adamınız olmak gibi bir bedel istiyorsunuz benden?' şeklinde konuştu.
Said Nursi'nin kardeşinin evinde içtiği çorbanın bile parasını ödediğini, en hatırlı talebesinin getirdiği çaya bile 3 katını verdiğini ve hakikatin bir menfaatin bedeli olmadığını savunduğunu aktaran Demirci, hakikati dillendirmenin birilerini bir başkasının üzerinde imtiyaz sahibi kılmadığını anlattı.
Demirci, şunları kaydetti:
'Istılah, sana sadaka vermek isteyenden bile almamaktır. İlle de alacaksan istememeye istememeye almalıdır ve ıstılah mesleği budur. Eğer Said Nursi yürüyüşünden bahsediyorsak işte budur. Eğer değil vermek isteyenden almamak, vermek istemeyenden zorla almak gibi bir yönteminiz varsa bunun adı Said Nursi yürüyüşü değil. Vermek istemeyenden hileyle alıyorsanız, zorla alıyorsanız ve vermek istemediği halde sürekli vermek zorunda bırakıyorsanız bunun adı Nur Cemaati olmak değildir. Kendi adınıza yapın, adı bilmem ne olsun ama bunun adı Said Nursi takipçiliği değildir. Bu yediğimiz en neşetli kazıktır, hala da bu kazığın ortasındayız.'
- 'Hakikati anlatmanın bedeli olmaz'
Said Nursi cemaatinin herhangi bir örgüt veya hiyerarşiye tabi olmadığını ifade eden Demirci, 'Üstat bize çok harika bir yöntem veriyor. Diyor ki 'bizde şeyh-mürit ilişkisi yok, kardeş-kardeş ilişkisi var. Ben de sizin kardeşinizim.' Yani bizim örgütümüz yok, biz bir cemaatiz. Cemaat ismini kirletmeyin, cemaat temizdir, cemaat halen ümidimizdir, hiyerarşi yoktur, cemaat sivildir, cemaat örgüt değildir, cemaat herkese eşittir, cemaatte herkes arka ve ön safta olabilir ama doğrudan imama tabidir. İmama tabi oluşunun gerekçesi de imamın hatırı değil, imamın tabi olduğu kıbledir, Kabe'dir ve dolayısıyla herkes doğrudan Allah'a tabidir.' açıklamasında bulundu.
Programda, Sait Nursi'nin hayatını anlatan kısa film gösterimi yapıldı.