Antalya'da Ormanlık Alanda İki Kadının Ölü Bulunması
Konyaaltı ve Aksu ilçelerinde 2004 ve 2009'da ormanlık alanda iki kadının ölü bulunmasına ilişkin hakkında dava açılan tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı.
Antalya'da 2004'te Meryem Altun, 2009'da da Hanım Kılınç'ın ormanlık alanda ölü bulunmasına ilişkin hakkında dava açılan sanığın yargılanmasına başlandı.
Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinde Meryem Altun'un ölümüne ilişkin görülen davaya, tutuksuz sanık Mehmet Güneş ile müşteki ve tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan sanık Güneş, Antalya Yeniköy bölgesinde bulunan Özel Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Meryem Altun'un öldürülmesiyle ilgisinin olmadığını ve olay tarihinde Aşağıkaraman Mahallesi'nde besicilik yaptığını söyledi.
Meryem Altun'a 'Meryem ana' diye hitap ettiğini belirten Güneş, Altun'dan daha önce 2 köpek aldığını ve zaman zaman çeşitli hediyeler yaptırarak maktulün yanına gittiğini ifade etti.
Güneş, maktulün kendisinden 60 bin lira borç para aldığını ve karşılığında 2 senet imzaladığını öne sürerek, senetlerin ise karşılıksız çıktığını iddia etti.
Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilen Dünyamin Talu ise araba tamiriyle uğraştığını kaydetti. Daha önce maktulün aracını tamir ettiğini dile getiren Talu, 'Olay günü akşam saatlerinde telefonum çaldı. Açtığımda, 'Yalvarırım yapma Mehmet, kurbanın olayım Mehmet' şeklinde konuşma duydum ve telefondan gelen yalvarma seslerini eşime de dinlettim' dedi.
Aynı mahkemede görülen ve 2009'da yine ormanlık alanda öldürülmüş bulunan Hanım Kılınç cinayetine ilişkin de sanık olarak tutuksuz yargılanan Mehmet Güneş, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Sanık Güneş, bir televizyon kanalına gönderdiği 'Arkadaş arıyorum' mesajı sonrasında Kılınç'ın kendisini aradığını ifade etti. Bu şekilde tanıştıklarını bildiren Güneş, maktulle ilk olarak hayvanat bahçesinde buluştuğunu anlattı.
Bütün buluşmalarda Kılınç'ın yanında bir erkek çocuğunu getirdiğini vurgulayan Güneş, olay tarihinde çalıştığı iş yerinden izin aldığını ve av köpekleriyle Akseki'de tek başına ava gittiğini ileri sürdü.
Kılınç'ın öldürüldüğünü karakoldan aranması üzerine öğrendiğini iddia eden Güneş, 'İfade vermem için karakola gitmem gerektiğini öğrendim. Maktulü ben öldürmedim, maktulün oğlu mağdur Y.K'yı ormanda terk etmedim, maktulün parası ve takılarını yağmalamadım' diye konuştu.
Her iki davada da mahkeme heyeti, dosyalardaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
- İki olayda da ölüm sebebi belirlenemedi
Antalya'da Konyaaltı ilçesine bağlı Aşağıkaraman mevkisinde 13 Aralık 2004'te jandarmaya yapılan ihbar üzerine ormanlık alanda, Meryem Altun'a ait olduğu tespit edilen ceset bulunmuştu. Altun'un ölümüyle ilgili yapılan otopsi incelemesinde kesin ölüm nedeninin belirlenemediğini ancak 'zorlamalı ölüm' şeklinde gerçekleştiği tespit edilmişti.
Aksu ilçesinde ise 11 Şubat 2009'da ava giden grubun ormanlık alanda ölü bir kadın cesedi ile yanında 6-7 yaşlarında küçük bir erkek çocuğuna rastlamaları üzerine yapılan araştırmada, cesedin Hanım Kılınç'a ait olduğu belirlenmişti.
Soruşturma kapsamında mağdur Y.K'nın psikolog gözetiminde alınan ifadesinde adını 'Ramazan' olarak bildiği Mehmet Güneş'i göstererek, 'Bu amca beni daha önce Antalya'ya ormana getirmişti, yanımda da annem vardı. Bu amca anneme eliyle vurmuştu' şeklinde beyanda bulunmuştu.
Otopside maktul Hanım Kılınç'ın kesin ölüm sebebinin belirlenemediği ancak yine 'zorlamalı ölüm' şeklinde olduğu tespit edilmişti. Raporda ayrıca maktulenin cinsel saldırıya maruz kaldığı ifade edilmişti.
Her iki olayla ilgili ayrı ayrı yürütülen soruşturma kapsamında açılan davalarda, Mehmet Güneş sanık olarak tutuksuz yargılanıyor.
- İddianame
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca iki olayla ilgili hazırlanan iddianamede, sanık Güneş hakkında Meryem Kılınç'ın ölümüyle ilgili kasten öldürme suçundan müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Hanım Kılınç'ın ölümüyle ilgili sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen iddianamede ise maktulün oğlu Y.K'yı öldürmeye teşebbüs suçundan sanığın 13 ila 20 yıl, nitelikli yağma suçundan da 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Kaynak: AA
Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinde Meryem Altun'un ölümüne ilişkin görülen davaya, tutuksuz sanık Mehmet Güneş ile müşteki ve tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan sanık Güneş, Antalya Yeniköy bölgesinde bulunan Özel Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Meryem Altun'un öldürülmesiyle ilgisinin olmadığını ve olay tarihinde Aşağıkaraman Mahallesi'nde besicilik yaptığını söyledi.
Meryem Altun'a 'Meryem ana' diye hitap ettiğini belirten Güneş, Altun'dan daha önce 2 köpek aldığını ve zaman zaman çeşitli hediyeler yaptırarak maktulün yanına gittiğini ifade etti.
Güneş, maktulün kendisinden 60 bin lira borç para aldığını ve karşılığında 2 senet imzaladığını öne sürerek, senetlerin ise karşılıksız çıktığını iddia etti.
Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilen Dünyamin Talu ise araba tamiriyle uğraştığını kaydetti. Daha önce maktulün aracını tamir ettiğini dile getiren Talu, 'Olay günü akşam saatlerinde telefonum çaldı. Açtığımda, 'Yalvarırım yapma Mehmet, kurbanın olayım Mehmet' şeklinde konuşma duydum ve telefondan gelen yalvarma seslerini eşime de dinlettim' dedi.
Aynı mahkemede görülen ve 2009'da yine ormanlık alanda öldürülmüş bulunan Hanım Kılınç cinayetine ilişkin de sanık olarak tutuksuz yargılanan Mehmet Güneş, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Sanık Güneş, bir televizyon kanalına gönderdiği 'Arkadaş arıyorum' mesajı sonrasında Kılınç'ın kendisini aradığını ifade etti. Bu şekilde tanıştıklarını bildiren Güneş, maktulle ilk olarak hayvanat bahçesinde buluştuğunu anlattı.
Bütün buluşmalarda Kılınç'ın yanında bir erkek çocuğunu getirdiğini vurgulayan Güneş, olay tarihinde çalıştığı iş yerinden izin aldığını ve av köpekleriyle Akseki'de tek başına ava gittiğini ileri sürdü.
Kılınç'ın öldürüldüğünü karakoldan aranması üzerine öğrendiğini iddia eden Güneş, 'İfade vermem için karakola gitmem gerektiğini öğrendim. Maktulü ben öldürmedim, maktulün oğlu mağdur Y.K'yı ormanda terk etmedim, maktulün parası ve takılarını yağmalamadım' diye konuştu.
Her iki davada da mahkeme heyeti, dosyalardaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
- İki olayda da ölüm sebebi belirlenemedi
Antalya'da Konyaaltı ilçesine bağlı Aşağıkaraman mevkisinde 13 Aralık 2004'te jandarmaya yapılan ihbar üzerine ormanlık alanda, Meryem Altun'a ait olduğu tespit edilen ceset bulunmuştu. Altun'un ölümüyle ilgili yapılan otopsi incelemesinde kesin ölüm nedeninin belirlenemediğini ancak 'zorlamalı ölüm' şeklinde gerçekleştiği tespit edilmişti.
Aksu ilçesinde ise 11 Şubat 2009'da ava giden grubun ormanlık alanda ölü bir kadın cesedi ile yanında 6-7 yaşlarında küçük bir erkek çocuğuna rastlamaları üzerine yapılan araştırmada, cesedin Hanım Kılınç'a ait olduğu belirlenmişti.
Soruşturma kapsamında mağdur Y.K'nın psikolog gözetiminde alınan ifadesinde adını 'Ramazan' olarak bildiği Mehmet Güneş'i göstererek, 'Bu amca beni daha önce Antalya'ya ormana getirmişti, yanımda da annem vardı. Bu amca anneme eliyle vurmuştu' şeklinde beyanda bulunmuştu.
Otopside maktul Hanım Kılınç'ın kesin ölüm sebebinin belirlenemediği ancak yine 'zorlamalı ölüm' şeklinde olduğu tespit edilmişti. Raporda ayrıca maktulenin cinsel saldırıya maruz kaldığı ifade edilmişti.
Her iki olayla ilgili ayrı ayrı yürütülen soruşturma kapsamında açılan davalarda, Mehmet Güneş sanık olarak tutuksuz yargılanıyor.
- İddianame
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca iki olayla ilgili hazırlanan iddianamede, sanık Güneş hakkında Meryem Kılınç'ın ölümüyle ilgili kasten öldürme suçundan müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Hanım Kılınç'ın ölümüyle ilgili sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen iddianamede ise maktulün oğlu Y.K'yı öldürmeye teşebbüs suçundan sanığın 13 ila 20 yıl, nitelikli yağma suçundan da 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.