Doktorluk Mesleğinin Zorluklarını Anlattı

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla 37 yıllık bir doktor olarak doktorluk mesleğini anlatan Op. Dr. Alparslan, mesleğinin zorluğu ve gerekliliği hakkında bilgiler verdi. Mesleğini eğitim sürecinden başlayarak anlatan Op. Dr. Alparslan, "Okul biter esas hayat orada başlar. Asistan mı olsun, mecburi hizmete mi gitsin bocalar durur. Uzman olabilmesi için önünde 4-5 yıl sürecek koca bir eğitimi vardır. Ancak önce TUS yarışmasını geçmesi gerekir. Bir yere atanır veya asistan olur. Tıp bilgilerini ne kadar sindirdikleri burada anlaşılır. Onların özel hayatı, genel hayatı, yemek zamanı, yatma zamanı belli değildir. Asistanlıkta çalışma saatleri aslında 24 saattir. Çoğu zaman eşine, çocuklarına ayıracak zamanı yoktur; kendi problemlerini unuturlar. Toplum doktorların da beden ve ruhtan ibaret olduklarını, hatalarının olabileceğini, gerektiğinde kızabileceklerini, kaba olabileceklerini ve seslerini yükseltebileceklerini unutur. Doktorlar acilde, bazen serviste, bazen de yolda, sokakta hakarete uğrarlar. Sövülürler. Bazen travmaya maruz kalırlar. Şikayete uğrarlar. Ama bütün bunlar doktorları yıldırmaz ve yıldırmamalıdır. Hak arama işi kanunlara aittir. Onların görevi Hipokrat’ın dediği gibi ’Asıl olan zarar vermemektir’ prensibi ile hareket ederek hastayı iyileştirmek, çoğu kez ıstırabını dindirmek, fakat her zaman için teselli etmek ve gerekirse yol göstermek olmalıdır" dedi.

Hekimliğin onurlu ve şerefli bir meslek olduğuna değinen Op. Dr. Alparslan, "Okuldaki 100 çocuğa ne olmak istediğini sorsak en az 70’i doktor olmayı arzu eder. Gerçekten hekimlik onurlu ve şerefli bir meslektir. Yaratıcının insana emanet olarak verdiği beden ve ruhun koruyucusudur. En olumsuz ve bunalımlı durumlarda bile nezaket ile dinlemek, akıllıca cevap vermek, sağduyu ile incelemek ve tarafsız karar vermektir hekimlere aittir" diye konuştu.