Obezite cerrahide tüp mide ameliyatı tercih ediliyor
Obeziteyi çağımızın çok sık görülen hastalığı olarak nitelendiren uzmanlar, obezite ameliyatlarında tüp mide yönteminin önemine vurgu yapıyor.
Medicana Konya Hastanesi doktorlarından Genel Cerrahi Op. Dr. Yusuf Tanrıkulu, egzersiz ve diyetle obezite hastalığı düzeltilemeyen hastalarda, şeker, tansiyon hastalarında obezite cerrahisinin yapılabildiğini söyleyerek, “Bununla birlikte medikal tedaviden başarı sağlayamayana, kendi isteğiyle kilo veremeyenlere, kilo verip kısa zamanda tekrar kilo alana obezite cerrahisi uygulanıyor. Vücut kitle indeksi 40’ın üstünde olan tüm hastalara obezite cerrahisi uygulanabilir. Bunun dışında vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olan şeker, tansiyon hastalarına da bu işlem yapılabilir” dedi.
Obezite cerrahisi yöntemi hakkında bilgi veren Dr. Tanrıkulu, “Mideye balon yerleştirerek yapılan bir yöntem var. Diğer taraftan günümüzde en sık kullanılan tüp mide ameliyatı yöntemi var. Tüp mide ameliyatının bir avantajı iştah hormonu çıkarılan mideyle birlikte azaldığından dolayı hastanın iştahı azalıyor. Bu da kilo vermeye artı bir avantaj sağlıyor. Bunun haricinde metabolik cerrahide çok sık kullanılan baypas ameliyatları bulunuyor. Bu ameliyatların arasındaki farklar tüp mide ameliyatı hastaya daha az zarar veriyor. Ölüm oranları diğerine göre daha az. Baypas ameliyatları daha komplike ameliyatlar. Daha uzman ellerde yapılması gerekiyor. Her ikisinin de birbirine göre üstünlükleri ve dezavantajları var” diye konuştu.
Ameliyat sonrasında hastaların beslenme şekillerinin çok önemli olduğunu dile getiren Yusuf Tanrıkulu, şunları söyledi:
“Mide hacminin çok büyük bir kısmını çıkardığımız için hastanın beslenme alışkanlığını tamamen değiştiriyoruz. Öncelikle ilk 3-4 haftalık zaman dilimi içerisinde daha çok sulu gıdayla başlayıp yavaş yavaş arttırarak mümkün oldukça protein destekli gıdalarla beslenmeleri gerekiyor. En fazla kilo kaybının olduğu dönem ilk 6 aylık süreçtir. Obezite ameliyatlarında önemli olan hastanın aşırı kilo vermesi değil hastanın dengeli bir kilo vermesi. Yani 140 kilodan direk 90 kiloya düşmesi değil zamanla kilo vermesi gerekiyor. Bunun dışında hastalarımız ameliyatlardan sonra egzersiz programlarına dikkat etmeli. Tabi ağır olmayacak ve hastayı yormayacak şekilde olmalı.”
Ameliyat sonrasında hastalığın kendini tekrarlaması konusunda ise Tanrıkulu, “Hasta kendini kilo almaya uydurursa adaptasyonunu o şekilde sağlarsa hasta kilo almaya başlar. Diyete çok iyi uyulması lazım. Kesinlikle karbonhidrat ve yağ içeriğini iyice düşürmesi gerekli” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Obezite cerrahisi yöntemi hakkında bilgi veren Dr. Tanrıkulu, “Mideye balon yerleştirerek yapılan bir yöntem var. Diğer taraftan günümüzde en sık kullanılan tüp mide ameliyatı yöntemi var. Tüp mide ameliyatının bir avantajı iştah hormonu çıkarılan mideyle birlikte azaldığından dolayı hastanın iştahı azalıyor. Bu da kilo vermeye artı bir avantaj sağlıyor. Bunun haricinde metabolik cerrahide çok sık kullanılan baypas ameliyatları bulunuyor. Bu ameliyatların arasındaki farklar tüp mide ameliyatı hastaya daha az zarar veriyor. Ölüm oranları diğerine göre daha az. Baypas ameliyatları daha komplike ameliyatlar. Daha uzman ellerde yapılması gerekiyor. Her ikisinin de birbirine göre üstünlükleri ve dezavantajları var” diye konuştu.
Ameliyat sonrasında hastaların beslenme şekillerinin çok önemli olduğunu dile getiren Yusuf Tanrıkulu, şunları söyledi:
“Mide hacminin çok büyük bir kısmını çıkardığımız için hastanın beslenme alışkanlığını tamamen değiştiriyoruz. Öncelikle ilk 3-4 haftalık zaman dilimi içerisinde daha çok sulu gıdayla başlayıp yavaş yavaş arttırarak mümkün oldukça protein destekli gıdalarla beslenmeleri gerekiyor. En fazla kilo kaybının olduğu dönem ilk 6 aylık süreçtir. Obezite ameliyatlarında önemli olan hastanın aşırı kilo vermesi değil hastanın dengeli bir kilo vermesi. Yani 140 kilodan direk 90 kiloya düşmesi değil zamanla kilo vermesi gerekiyor. Bunun dışında hastalarımız ameliyatlardan sonra egzersiz programlarına dikkat etmeli. Tabi ağır olmayacak ve hastayı yormayacak şekilde olmalı.”
Ameliyat sonrasında hastalığın kendini tekrarlaması konusunda ise Tanrıkulu, “Hasta kendini kilo almaya uydurursa adaptasyonunu o şekilde sağlarsa hasta kilo almaya başlar. Diyete çok iyi uyulması lazım. Kesinlikle karbonhidrat ve yağ içeriğini iyice düşürmesi gerekli” ifadelerini kullandı.