Rekabet Kurumu Başkanı Torlak Finans Masasına Konuk Oldu Açıklaması(1)

'(Trafik sigortası) 2013 yılında aynı konuyla ilgili aynı sektörde tamamlanmış ön araştırma raporu var. Bu raporda rekabet ihlalinin olmadığı, soruşturma açılmasının gerek görülmediği sonucuna ulaşılmış. İlk verilere bakıldığında 2013 yılındaki durumla üç aşağı beş yukarı karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor' 'Türk Telekom'un kendi grup içi marka birleşmesi, bir birleşme ve devralma olayı değildir. Dolayısıyla bizim önümüze gelmesi gereken iş ve işlem değildir. Rekabetçilik açısından rekabeti etkileyebilir ama rekabet hukuku bakımından bir ihlal konusu asla yok' 'Bugün yaşanan duruma bakıldığında ekmek piyasalarında, zorunlu trafik sigortaları pazarından çok daha baskın, ağır, yoğun yapısal sektörel problem var'

Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, trafik sigortasındaki yüksek artışa ilişkin yaptıkları ön araştırmaya yönelik, '2013 yılında aynı konuyla ilgili aynı sektörde tamamlanmış ön araştırma raporu var. Bu raporda rekabet ihlalinin olmadığı, soruşturma açılmasının gerek görülmediği sonucuna ulaşılmış. İlk verilere bakıldığında 2013 yılındaki durumla üç aşağı beş yukarı karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor' dedi.

Anadolu Ajansı'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı yayınlanan Finans Masası'nın konuğu Torlak, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Geçen yıl verilen cezaların boyutu ve sektörlere göre dağılımına ilişkin soru üzerine Torlak, Rekabet Kurumu olarak dertlerinin ceza vermek olmadığını belirterek, piyasa ekonomisinin rekabetçi bir ortamda sürmesinin ceza, idari para cezalarının caydırıcı bir unsur olduğunu, ancak önleyiciliğinin bulunmadığının farkında olduklarını kaydetti.

Torlak, kanunun kendilerine verdiği görev ve yetkiler çerçevesinde ortaya bir rekabet ihlali tespiti çıktığında bunu uyguladıklarını ifade ederek, '2015 yılında esastan verilen para cezası bulunmamaktadır. Yanlış, yanıltıcı bilgi/belge verme fiili kapsamında 33 bin 530 lira olarak gerçekleşmiş. Bunlar, ilaç, sağlık ve tıbbi malzeme sektöründe olmuş. Yargı kararı sonrası yeniden değerlendirilen dosyalar kapsamında da 18 milyon 517 bin liralık idari para cezası verilmiştir. Bugüne kadar Rekabet Kurumunun kararları doğrultusunda uygulanan para cezaları 2,5 milyar liraya ulaşmış. Gıda, tarım, ormancılık, balıkçılık, hayvancılık, demir çelik ve diğer metaller, ilaç, sağlık ve tıbbi malzeme 2015 yılındaki para cezası uygulanan temel sektörler oldu' diye konuştu.

Trafik sigortalarındaki yüksek artışların ardından Rekabet Kurumunun başlattığı ön araştırma sürecinin ne durumda olduğuna yönelik soruya Torlak, şöyle yanıt verdi:

'2013 yılında aynı konuyla ilgili aynı sektörde tamamlanmış ön araştırma raporu var. Bu raporda rekabet ihlalinin olmadığı, soruşturma açılmasının gerek görülmediği sonucuna ulaşılmış. Bugün karşımıza çıkan probleme bakıldığında ön araştırması tamamlanmak üzere olan süreç söz konusu. Ön araştırma raporları kurulun önüne gelecek, kurul kararına göre soruşturma açılıp açılmayacağına bakılacak. İlk verilere bakıldığında 2013 yılındaki durumla üç aşağı beş yukarı karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor. İlk göstergeler 2013'te ön araştırma sonucuna benzer bir sonucu gösteriyor. Geçtiğimiz hafta içinde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in açıklamaları gündeme düştü. Bu konuda da aslında yapısal problem olduğunu görüyoruz, bununla ilgili düzenleme gerekiyor. Sektör aktörlerine bakıldığında 'idari yargıdan dönen davalarda öngöremediğimiz maliyetimiz var' diyorlar ve kendilerinin ifade ettiği ilave maliyet rakamı bulunuyor. Bu rakam ne kadar doğru ben bilemem ama onların gerekçesi de budur. Yapısal düzenleme sorunu var, ilgili düzenleyici tarafından gerçekleştiğinde problem çözülecek diye düşünüyorum. '

- 'Ekmek piyasalarında yapısal problemler var'

Et, ekmek, buğday ve zeytinyağ fiyatlarına ilişkin tartışmalara ilişkin çalışmalarının olup olmadığına ilişkin soru üzerine Torlak, bu konunun toplumun büyük bir kesimi ilgilendirdiğini vurgulayarak, Rekabet Kurumunun sadece sahaya çıkmasının fiyatların düşmesine pozitif katkısı olduğunu gördüklerini söyledi.

Torlak, konjonktürel ve mevsimlik dalgalanmaların ciddi öneminin bulunduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

'Mesela zeyinyağında yaşanılan şey zeytin üretimindeki rekoltenin çok düşük olmasıdır. Rekoltenin çok düşük olması nedeniyle zeytin fiyatları yüzde 130, zeytinyağı fiyatlarında ise yüzde 250 artış var. Böyle bir durumda kurum olarak yapılacak bir şey yok. Rekabet Kurumunun 19 yıllık tarihinde özellikle ekmek konusunda incelemeler, soruşturmalar yapmış. Bir kısmında rekabetçi problemler tespit edilmiş. Bugün yaşanan duruma bakıldığında ekmek piyasalarında, zorunlu trafik sigortaları pazarından çok daha baskın, ağır, yoğun yapısal sektörel problem var. Bu problemin başında ölçek problemi geliyor. Belki 10 sene öncesine kadar ortalama 3-4 bin ekmek üretimi kapasitesi varken, bu üretim kapasite miktarı 1000-1500'e düştüğünü görüyoruz. Ölçek küçülmesi sabit maliyetlerin, ekmeğin maliyetini artırıyor. İkincisi Fırıncılar Odası, belediye gibi esnaf birliklerinin belirlediği fiyat tarifesi var. Biz bunun tavsiye edilen fiyat olarak belirtilmesini söylüyoruz. Maliyeti düşük olan belki ekmeği daha ucuza üretebilir. Bu sefer de şöyle bir yapısal problem çıkıyor; halkın sağlığını olumsuz şekilde etkileyecek ürün üretip üretilmediğinin denetiminin net yapılması lazım. Gramaj eksikliğine de dikkat edilmesi gerekiyor. Buğdayda da yetersizlikler söz konusu olabiliyor. Ekmek konusu temel yapısal problemleri barındıran bir sektör.'

İdari yargının aldığı bazı kararların ellerini kollarını bağladığını ifade eden Torlak, esnaf odalarının belirlediği fiyatın altında ekmek satılamayacağına yönelik kararların bulunduğunu ve emsal teşkil etmeye başladığını, ekmek piyasasında problemin temel çözümünün yapısal sorunların minimize edilmesine bağlı olduğunu kaydetti.

Torlak, et konusunda da yeterli hayvan besleme ve işlenip satılabilir ürüne dönüşmesinde problem bulunduğunu aktararak, tarım ve hayvancılıkta ölçek probleminin olduğunu ve maliyetleri artırdığını bildirdi.

Toprak toplulaştırılmasına başlandığına, hedefin yüzde 15'inin gerçekleştirildiğine işaret eden Torlak, 'Küçük ve büyükbaş besiciliğinin daha doğru teşvikler gündemdedir diye düşünüyorum. Gıda piyasasının geneli olarak gözetim ve denetim faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Kırmızı et sektörüyle paylaştığımız bir rapor var. Buna rağmen doğrudan rekabet ihlali düşündüğümüz durum söz konusu olduğunda inceleme yapabiliriz, müracaatları değerlendirebiliriz' dedi.

- GSM sektöründeki rekabet

Devam eden soruşturmalara ilişkin soru üzerine Torlak, bugün itibarıyla 11 sektörde toplam 19 soruşturmanın devam ettiğini belirterek, 'Bunların 4’er tanesi Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile İlaç, Sağlık ve Tıbbi Malzeme sektörlerine yöneliktir. Turizm ve Konaklama ile Yiyecek ve İçecek Hizmetleri sektörlerine yönelik ise ikişer soruşturma devam etmektedir. Bunların yanı sıra Cam ve Cam Ürünleri, Ulaştırma, Taşıt ve Hizmetleri, Petrol ve Petrokimya, Mücevherat, Kimyasal Ürünler, Makine ve Teçhizat sektörlerinde de soruşturmalarımız sürüyor' diye konuştu.

4,5G için fiber altyapı rekabetine ilişkin soruya Torlak, 'Türk Telekom ile ilgili fiber altyapısına sahip olmak, üstün gücünü kötüye kullanmaktan açılmış bir takım ön araştırma ve soruşturmalar var. Bunların yargıya intikal eden kısımları var. Devam eden süreçle ilgili bir şey ifade etmem mümkün değil. Bu sektördeki teşebbüslerden biri olarak Türk Telekom'un kendi grup içi marka birleşmesi, bir birleşme ve devralma olayı değildir. Dolayısıyla bizim önümüze gelmesi gereken iş ve işlem değildir. Rekabetçilik açısından rekabeti etkileyebilir ama rekabet hukuku bakımından bir ihlal konusu asla yok' cevabını verdi.

(Sürecek)
Kaynak: AA