'Suriye Meselesi Bizim İçin Hayat Memat Meselesi'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye meselesi Rusya için uzak diyarlardaki bir çıkar operasyonu olabilir ama bizim için bir hayat memat meselesidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Amasya, Antalya, Ankara, Bolu, Gaziantep, Kahramanmaraş, Muğla, Niğde, Sakarya, Şanlıurfa ve İstanbul’dan gelen muhtarlarla 21. Muhtarlar Toplantısı’nda bir araya geldi. Programda konuşan Erdoğan, milli birliğe, toprak bütünlüğüne halel gelmesine meydan verecek bir gaflete düşülürse şehitlerin, gazilerin ve ecdadın kendilerinden davacı olacağını belirtti.
Erdoğan, "Sadece bu kadar da değil bugün bölgemizde ve dünyanın dört bir yanında umudunu Türkiye’nin gücüne, bekasına bağlamış 100 milyonlarca kardeşimiz inanın bizden davacı olur" dedi.
"SOMALİ NİRE, TÜRKİYE NİRE"
Dün İstanbul’da yapılan "Somali’ye Destek Toplantısı"nda birçok Somalili devlet yetkilisiyle bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Hepsi neye bakıyor biliyor musunuz? Türkiye’nin takındığı tavra bakıyor. Bizimle ekonomik güçleri mukayese edilemeyecek kadar güçlü ülkelerin, Somali’ye uzattığı yardım eline baktım, bir de bize baktım. Hamdolsun, biz mukayese edilemeyecek kadar onlardan çok daha fazlasıyla 1’e 100, çok daha fazlasıyla Somali’ye elimizi ilk andan itibaren uzattık. Somali nire, Türkiye nire. Hani o biz güçlüyüz diyenler var ya onların gücü işte bu garip gurebanın, fakir fukaranın, ezilmişlerin, mazlumların, mağdurların yanında değil ama biz ilk andan itibaren Somali’ye ulaştık, gittik ve o günden bugüne hamdolsun gerek devletimiz olarak, hükümetimiz olarak, gerek sivil toplum kuruluşlarımız olarak orada bulunduk, her türlü teröre rağmen bulunduk ve yatırımcılarımız, onlar da oraya girdiler yatırımlarını yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin en büyük elçilik binasının 80 bin metrekare alana ve Selçuklu mimarisiyle Somali’ye inşa edileceğine işaret ederek, tefrişinin tamamlanmasının ardından yakın zamanda açılışının yapılacağını açıkladı.
Türkiye’ye zarar verecek davranış içinde olan ve söz söyleyenlere dikkat çeken Erdoğan, bunların bir kısmının cehaletinden böyle davrandığını, bir kısmının ise gönlündeki ve kafasındaki ihanet çukurunun içinde debelendiğini belirtti.
"TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÜLKE, ÇUKUR AÇANI AÇTIĞI ÇUKARA GÖMEREK"
"Dikkat edin, Türkiye’nin birliği ve beraberliği konusunda olumsuz duruş sergileyenlerin hepsinin de geçmişleri ve zihin dünyalarında bir arıza mutlaka vardır" diyen Erdoğan, "Bu kişiler kendilerini ne bu millete ne de bu ülkeye ait hissetmiyorlar. Böyle olduğu için de kim Türkiye’nin karşısına çıkarsa açıkça ve sinsice onun yanında saf tutuyorlar. Bunlar arasında ülkemizin toprak bütünlüğüne saldıran eli silahlı teröristler var, bunlar arasında Türkiye’yi uluslararası alanda müşkül duruma düşürmek için sürekli malzeme üretenler ve yayanlar var. ’Türkiye’nin DAİŞ terör örgütüne destek verdiği iftirası’ bu ülkeye ve bu millete düşmanlık değil de nedir? Terör örgütlerini destekleyen, devleti itham edenler buna yönelik bildiriler yayınlayanlar bunların başka bir adı olabilir mi? İster bölücü örgüt adına, ister paralel örgüt adına sürekli ülkenin çıkarlarına saldırmak millete düşmanlık değil midir? Türkiye güçlü bir ülkedir, çukur açanı açtığı çukura gömerek, imza atanı attığı imzanın utancına gark ederek, kem söz söyleyeni sözünün ağırlığı altında ezerek Allah’ın izni ve inayetiyle hepsinin de üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullandı.
Bölücü terör örgütünün Türkiye ve Irak’ta PKK olarak, Suriye’de PYD ve YPG adıyla ülkeye ve millete yönelik saldırılarını artırdığına işaret eden Erdoğan, "Son olarak Ankara’da meydana gelen canlı bomba saldırısı meselenin vehametini bir kez daha ortaya koymuştur. Huzurlarınızda tüm dünyaya, özellikle de Batı ülkelerine soruyorum: Hangi ülke Türkiye’deki terör eylemlerinin, canlı bomba saldırılarının, sınır ihlallerinin bir benzerine muhatap olup da Türkiye kadar itidalli, soğukkanlı davranabilir?" diye sordu.
Erdoğan, Amerika’da 11 Eylül saldırılarından sonra benzer terör eylemlerinden sonra yaşananlar, alınan tedbirler ve yürürlüğe konulan uygulamalara işaret ederek, "İngiltere’de metro saldırılarından sonra yaşananları, Fransa’da çeşitli terör eylemlerinin ardından alınan önlemleri çok iyi biliyoruz. Rusya’nın maruz kaldığı benzer saldırılar sonrasındaki tepkileri de halen hafızalarımızdadır" dedi.
"KİLİS HALKI, ’ONLAR MUHACİR, BİZ ENSARIZ’ DİYOR VE GÖNLÜNÜ AÇIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ülkelerinin mülteci akını karşısında yaşadıkları paniğin sürdüğünü belirterek, "Koskoca, bakıyorsun bir ülkeye şöyle bir avuç mülteci gidiyor. Bugün bizim sadece Kilis ilimize gelen mülteci sayısı ne biliyor musunuz? Kendi nüfusunun üstünde 130 bin civarında, Kilis’in nüfusu 127 bin, hale bakın. Ama Kilis halkı ’Niye bu mülteciler buraya geldi’ demiyor, ’Onlar muhacir, biz ensarız’ diyor ve gönlünü açıyor. Burada herhangi bir terör tehdidinden öte, canını kurtarmak, kendini özellikle bir geleceğe adamak üzere bir çaba var" diye konuştu.
"Bütün bunlara karşılık Türkiye sadece temmuz ayından bu yana 300’ün üzerinde güvenlik görevlimizin şehadetiyle sonuçlanan dünyada yakın tarihte eşi benzeri görülmemiş bir terör saldırısıyla karşı karşıya" diyen Erdoğan, "Şanlıurfa, Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da şehirlerimizi hedef alan canlı bomba saldırılarında 200’ü aşkın vatandaşımızı kaybettik, Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun inşallah. Bütün bunlar karşısında Türkiye’yi ısrarla bölgesindeki terör örgütleriyle mücadelenin dışında tutmak isteyenlerin başka niyetlerle hareket ettikleri ortadadır. Türkiye’nin mücadelesi şu veya bu etnik gruba, inanç grubuna karşı değil, sadece ve sadece terör örgütlerine, sadece ve sadece terörizme karşıdır. Bütün bunlara rağmen ısrarla Türkiye’yi Suriye’deki ve kendi topraklarındaki Kürtlere yönelik saldırganlıkla suçlayanlara şu gerçekleri bir kez daha hatırlatmak isterim, Kürtler ülkemde benim vatandaşımdır, kardeşimdir. Bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok, bizim sorunumuz teröristlerledir. Kaldı ki terörist, Kürt vatandaşlarımın içinden de çıkar, diğer etnik unsurların içinden de çıkar, bunu biz gayet iyi biliriz" ifadelerini kullandı.
"BİZİM YARDIMLARIMIZ, SÖMÜRGE NİYETİNİ, SÖMÜRGE HEVESİNİ KAPATMAYA YÖNELİK DEĞİL"
Türkiye’nin dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasına rağmen insani kalkınma yardımlarında dünyada 3. sırada, milli gelire orana göre bakıldığında ise lider konumda olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Üstelik bizim yardımlarımız, sömürge niyetini, sömürge hevesini kapatmaya yönelik değildir. Tamamen hasbidir, hesabi değildir; samimidir, karşılıksızdır. Biz böyle bakıyoruz" dedi.
"NE YAZIK Kİ RUSYA BİZİ ANLAMADI"
Rusya ile yaşanan uçak krizini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Diyorlar ki ’Rus uçağını düşürmeseydiniz işler bu duruma gelmezdi.’ Peki, niçin Rusya’ya dönülüp ’Türkiye’nin sınırlarını ihlal etmeseydiniz işler bu hale gelmezdi’ denmiyor. Bir değil, iki değil, üç değil niçin bu sorulmuyor? Öyle ya biz o uçağı durup dururken yere düşürmüş değiliz ki. Sınır ihlali olmasaydı, yaptığımız ikazlar dikkate alınsaydı, uçak düşürme hadisesi de kesinlikle yaşanmazdı. Acaba Rusya’nın kendisine bu tür bir hamle yapılmış olsaydı Rusya, ’buyur geç’ der miydi? Anında kaç tane uçak indirmiştir, düşürmüştür, bunların içinde nice yolcu uçakları var. Üstelik Rusya buna rağmen 29 Ocak’ta olduğu gibi sınır ihlallerini zaman zaman tekrarlamaktan geri durmuyor. Biz ne Rusya’nın ne de Rus halkının düşmanı değiliz. O ana kadar dostluğumuzun ileri noktada olduğu, aramızda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey çalışmalarını başlattığımız, bu toplantıları yaptığımız hatta düşünün Rus halkının ülkemize bu denli sempatisinin olduğu, 4 milyona varan bir turistin Rusya’dan gelmesini düşünün. Böyle bir konuma geldiği dönemde, bunun yapılması hakikaten olabilir bir şey değildi. Aramızdaki ticaret hacmi 35 milyar dolara ulaştı. Böyle bir noktadaydı. Hedefimiz bunu 100 milyar dolara ulaştırmaktı. Herkes yaptırım uygularken bir bu yaptırıma uymadık. ’Hayır, biz göndermeye devam edeceğiz’ dedik ve göndermeye devam ettik ama ne yazık ki Rusya bizi anlamadı. Rusya, iki tane pilota Türkiye gibi bir dostunu ne yazık ki kaybederek böyle bir hamleye girdi."
"SURİYE MESELESİ BİZİM İÇİN HAYAT MEMAT MESELESİ"
"Suriye meselesi Rusya için uzak diyarlardaki bir çıkar operasyonu olabilir ama bizim için bir hayat memat meselesidir" diyen Erdoğan, "Kardeşlik hukukuyla bağlı olduğumuz Suriye halkının yüzde 90’ı rejime karşı özgürlük mücadelesinin içinde olmasa Esed’le ilişkilerimizi niye bozalım ki? Avrupa Birliği bize karşı ayrımcı ve sözünde durmayan bir yaklaşım sergilemese biz birliği niye eleştirelim ki? Temenni ederim ki şuanda atılan adımlar süratle daha iyi bir noktaya gelir. Görüldüğü gibi gerginleşen ilişkilerin sorumlusu Türkiye değil, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almayan diğer taraflardır. İstiklal ve istikbalimiz söz konusu olduğunda kimsenin kaprisine boyun eğmeyiz, eğemeyiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin "Mağrifetname" adlı eserine atıf yaparak, "Hak şerleri hayreyler, arif anı seyreyler, zannetme ki gayreyler, mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" sözleriyle tamamladı.
Kaynak: İHA
Erdoğan, "Sadece bu kadar da değil bugün bölgemizde ve dünyanın dört bir yanında umudunu Türkiye’nin gücüne, bekasına bağlamış 100 milyonlarca kardeşimiz inanın bizden davacı olur" dedi.
"SOMALİ NİRE, TÜRKİYE NİRE"
Dün İstanbul’da yapılan "Somali’ye Destek Toplantısı"nda birçok Somalili devlet yetkilisiyle bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Hepsi neye bakıyor biliyor musunuz? Türkiye’nin takındığı tavra bakıyor. Bizimle ekonomik güçleri mukayese edilemeyecek kadar güçlü ülkelerin, Somali’ye uzattığı yardım eline baktım, bir de bize baktım. Hamdolsun, biz mukayese edilemeyecek kadar onlardan çok daha fazlasıyla 1’e 100, çok daha fazlasıyla Somali’ye elimizi ilk andan itibaren uzattık. Somali nire, Türkiye nire. Hani o biz güçlüyüz diyenler var ya onların gücü işte bu garip gurebanın, fakir fukaranın, ezilmişlerin, mazlumların, mağdurların yanında değil ama biz ilk andan itibaren Somali’ye ulaştık, gittik ve o günden bugüne hamdolsun gerek devletimiz olarak, hükümetimiz olarak, gerek sivil toplum kuruluşlarımız olarak orada bulunduk, her türlü teröre rağmen bulunduk ve yatırımcılarımız, onlar da oraya girdiler yatırımlarını yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin en büyük elçilik binasının 80 bin metrekare alana ve Selçuklu mimarisiyle Somali’ye inşa edileceğine işaret ederek, tefrişinin tamamlanmasının ardından yakın zamanda açılışının yapılacağını açıkladı.
Türkiye’ye zarar verecek davranış içinde olan ve söz söyleyenlere dikkat çeken Erdoğan, bunların bir kısmının cehaletinden böyle davrandığını, bir kısmının ise gönlündeki ve kafasındaki ihanet çukurunun içinde debelendiğini belirtti.
"TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÜLKE, ÇUKUR AÇANI AÇTIĞI ÇUKARA GÖMEREK"
"Dikkat edin, Türkiye’nin birliği ve beraberliği konusunda olumsuz duruş sergileyenlerin hepsinin de geçmişleri ve zihin dünyalarında bir arıza mutlaka vardır" diyen Erdoğan, "Bu kişiler kendilerini ne bu millete ne de bu ülkeye ait hissetmiyorlar. Böyle olduğu için de kim Türkiye’nin karşısına çıkarsa açıkça ve sinsice onun yanında saf tutuyorlar. Bunlar arasında ülkemizin toprak bütünlüğüne saldıran eli silahlı teröristler var, bunlar arasında Türkiye’yi uluslararası alanda müşkül duruma düşürmek için sürekli malzeme üretenler ve yayanlar var. ’Türkiye’nin DAİŞ terör örgütüne destek verdiği iftirası’ bu ülkeye ve bu millete düşmanlık değil de nedir? Terör örgütlerini destekleyen, devleti itham edenler buna yönelik bildiriler yayınlayanlar bunların başka bir adı olabilir mi? İster bölücü örgüt adına, ister paralel örgüt adına sürekli ülkenin çıkarlarına saldırmak millete düşmanlık değil midir? Türkiye güçlü bir ülkedir, çukur açanı açtığı çukura gömerek, imza atanı attığı imzanın utancına gark ederek, kem söz söyleyeni sözünün ağırlığı altında ezerek Allah’ın izni ve inayetiyle hepsinin de üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullandı.
Bölücü terör örgütünün Türkiye ve Irak’ta PKK olarak, Suriye’de PYD ve YPG adıyla ülkeye ve millete yönelik saldırılarını artırdığına işaret eden Erdoğan, "Son olarak Ankara’da meydana gelen canlı bomba saldırısı meselenin vehametini bir kez daha ortaya koymuştur. Huzurlarınızda tüm dünyaya, özellikle de Batı ülkelerine soruyorum: Hangi ülke Türkiye’deki terör eylemlerinin, canlı bomba saldırılarının, sınır ihlallerinin bir benzerine muhatap olup da Türkiye kadar itidalli, soğukkanlı davranabilir?" diye sordu.
Erdoğan, Amerika’da 11 Eylül saldırılarından sonra benzer terör eylemlerinden sonra yaşananlar, alınan tedbirler ve yürürlüğe konulan uygulamalara işaret ederek, "İngiltere’de metro saldırılarından sonra yaşananları, Fransa’da çeşitli terör eylemlerinin ardından alınan önlemleri çok iyi biliyoruz. Rusya’nın maruz kaldığı benzer saldırılar sonrasındaki tepkileri de halen hafızalarımızdadır" dedi.
"KİLİS HALKI, ’ONLAR MUHACİR, BİZ ENSARIZ’ DİYOR VE GÖNLÜNÜ AÇIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ülkelerinin mülteci akını karşısında yaşadıkları paniğin sürdüğünü belirterek, "Koskoca, bakıyorsun bir ülkeye şöyle bir avuç mülteci gidiyor. Bugün bizim sadece Kilis ilimize gelen mülteci sayısı ne biliyor musunuz? Kendi nüfusunun üstünde 130 bin civarında, Kilis’in nüfusu 127 bin, hale bakın. Ama Kilis halkı ’Niye bu mülteciler buraya geldi’ demiyor, ’Onlar muhacir, biz ensarız’ diyor ve gönlünü açıyor. Burada herhangi bir terör tehdidinden öte, canını kurtarmak, kendini özellikle bir geleceğe adamak üzere bir çaba var" diye konuştu.
"Bütün bunlara karşılık Türkiye sadece temmuz ayından bu yana 300’ün üzerinde güvenlik görevlimizin şehadetiyle sonuçlanan dünyada yakın tarihte eşi benzeri görülmemiş bir terör saldırısıyla karşı karşıya" diyen Erdoğan, "Şanlıurfa, Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da şehirlerimizi hedef alan canlı bomba saldırılarında 200’ü aşkın vatandaşımızı kaybettik, Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun inşallah. Bütün bunlar karşısında Türkiye’yi ısrarla bölgesindeki terör örgütleriyle mücadelenin dışında tutmak isteyenlerin başka niyetlerle hareket ettikleri ortadadır. Türkiye’nin mücadelesi şu veya bu etnik gruba, inanç grubuna karşı değil, sadece ve sadece terör örgütlerine, sadece ve sadece terörizme karşıdır. Bütün bunlara rağmen ısrarla Türkiye’yi Suriye’deki ve kendi topraklarındaki Kürtlere yönelik saldırganlıkla suçlayanlara şu gerçekleri bir kez daha hatırlatmak isterim, Kürtler ülkemde benim vatandaşımdır, kardeşimdir. Bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok, bizim sorunumuz teröristlerledir. Kaldı ki terörist, Kürt vatandaşlarımın içinden de çıkar, diğer etnik unsurların içinden de çıkar, bunu biz gayet iyi biliriz" ifadelerini kullandı.
"BİZİM YARDIMLARIMIZ, SÖMÜRGE NİYETİNİ, SÖMÜRGE HEVESİNİ KAPATMAYA YÖNELİK DEĞİL"
Türkiye’nin dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasına rağmen insani kalkınma yardımlarında dünyada 3. sırada, milli gelire orana göre bakıldığında ise lider konumda olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Üstelik bizim yardımlarımız, sömürge niyetini, sömürge hevesini kapatmaya yönelik değildir. Tamamen hasbidir, hesabi değildir; samimidir, karşılıksızdır. Biz böyle bakıyoruz" dedi.
"NE YAZIK Kİ RUSYA BİZİ ANLAMADI"
Rusya ile yaşanan uçak krizini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Diyorlar ki ’Rus uçağını düşürmeseydiniz işler bu duruma gelmezdi.’ Peki, niçin Rusya’ya dönülüp ’Türkiye’nin sınırlarını ihlal etmeseydiniz işler bu hale gelmezdi’ denmiyor. Bir değil, iki değil, üç değil niçin bu sorulmuyor? Öyle ya biz o uçağı durup dururken yere düşürmüş değiliz ki. Sınır ihlali olmasaydı, yaptığımız ikazlar dikkate alınsaydı, uçak düşürme hadisesi de kesinlikle yaşanmazdı. Acaba Rusya’nın kendisine bu tür bir hamle yapılmış olsaydı Rusya, ’buyur geç’ der miydi? Anında kaç tane uçak indirmiştir, düşürmüştür, bunların içinde nice yolcu uçakları var. Üstelik Rusya buna rağmen 29 Ocak’ta olduğu gibi sınır ihlallerini zaman zaman tekrarlamaktan geri durmuyor. Biz ne Rusya’nın ne de Rus halkının düşmanı değiliz. O ana kadar dostluğumuzun ileri noktada olduğu, aramızda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey çalışmalarını başlattığımız, bu toplantıları yaptığımız hatta düşünün Rus halkının ülkemize bu denli sempatisinin olduğu, 4 milyona varan bir turistin Rusya’dan gelmesini düşünün. Böyle bir konuma geldiği dönemde, bunun yapılması hakikaten olabilir bir şey değildi. Aramızdaki ticaret hacmi 35 milyar dolara ulaştı. Böyle bir noktadaydı. Hedefimiz bunu 100 milyar dolara ulaştırmaktı. Herkes yaptırım uygularken bir bu yaptırıma uymadık. ’Hayır, biz göndermeye devam edeceğiz’ dedik ve göndermeye devam ettik ama ne yazık ki Rusya bizi anlamadı. Rusya, iki tane pilota Türkiye gibi bir dostunu ne yazık ki kaybederek böyle bir hamleye girdi."
"SURİYE MESELESİ BİZİM İÇİN HAYAT MEMAT MESELESİ"
"Suriye meselesi Rusya için uzak diyarlardaki bir çıkar operasyonu olabilir ama bizim için bir hayat memat meselesidir" diyen Erdoğan, "Kardeşlik hukukuyla bağlı olduğumuz Suriye halkının yüzde 90’ı rejime karşı özgürlük mücadelesinin içinde olmasa Esed’le ilişkilerimizi niye bozalım ki? Avrupa Birliği bize karşı ayrımcı ve sözünde durmayan bir yaklaşım sergilemese biz birliği niye eleştirelim ki? Temenni ederim ki şuanda atılan adımlar süratle daha iyi bir noktaya gelir. Görüldüğü gibi gerginleşen ilişkilerin sorumlusu Türkiye değil, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almayan diğer taraflardır. İstiklal ve istikbalimiz söz konusu olduğunda kimsenin kaprisine boyun eğmeyiz, eğemeyiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin "Mağrifetname" adlı eserine atıf yaparak, "Hak şerleri hayreyler, arif anı seyreyler, zannetme ki gayreyler, mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" sözleriyle tamamladı.